Eğitimciler YKS'nin ertelenmesini 'fırsat' olarak değerlendiriyor

Eğitimciler YKS'nin ertelenmesini 'fırsat' olarak değerlendiriyor
Eğitim uzmanları, Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın 25-26 Temmuz'a ertelenmesini, üniversiteye hazırlanan öğrencilerin daha fazla çalışması, telafi dersleri ve tekrarların yapılması açısından "fırsat" olarak değerlendiriyor.

İstanbul

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında eğitime verilen aranın ardından derslerine online ortamda devam eden üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler, 20-21 Haziran'da yapılması planlanan YKS'nin ertelenmesinin gündeme gelmesiyle bir süre belirsizlik ve kaygı yaşadı.

Önceki gün YÖK Başkanı Yekta Saraç'ın YKS'nin 25-26 Temmuz'a ertelendiğini açıklamasının ardından, öğrenciler rahat bir nefes aldı. Tarihin netleşmesiyle öğrencilerin kafasındaki belirsizlik ortadan kalkarken, uzmanlar, üniversite adaylarına motivasyonlarını yeniden sağlayarak çalışmaya devam etmeleri önerisinde bulunuyor.

Ayrıca uzmanlar, sınavın ertelenmesiyle kazanılan yaklaşık 1,5 aylık süreyi öğrencilerin daha fazla çalışması, telafi dersleri ve tekrarların yapılması açısından "fırsat" olarak gördüklerini belirtiyor.

"Vakitlerini evde geçirmeleri daha çok ders çalışmak için büyük avantaj"

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selami Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ve dünyanın olağanüstü bir süreçten geçtiğini, bu anlamda öngörülememiş birtakım sonuçların ortaya çıkabileceğini söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler ve eğitim camiasının bu süreçte olumlu reaksiyonlar gösterdiklerine ve kriz çözmek için önemli adımlar attıklarına dikkati çeken Aydın, bu sınavın öngörülen sürede teknik olarak yapılma imkanı olmadığından ertelenmesiyle sağlıklı bir karar alındığını dile getirdi.

Öğrencilerin kaygısını artıran en önemli sebep olan belirsizliğin sınavın ertelenmesiyle ortadan kalktığını ifade eden Aydın, sokağa çıkmanın pek mümkün olmadığı bugünlerde öğrencilerin vakitlerini evde geçirmelerinin daha çok ders çalışmaları için büyük bir avantaj olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Aydın, "Aileler çocuklarının içinden geçtiği hassas durumu dikkate alarak, çok bilinçli davranmalılar. Anne-babalara, çocuklarına model oluşturacak ve yönlendirecek şekilde bir iletişim kurmalarını tavsiye ediyoruz. Öğretmenlerimiz de bunu bir tatil gibi değil de evden çalışma gibi düşünebilirler. Sınav aşamasındaki öğrencilerimiz öğretmenleriyle iletişim kurarak, bu süreci öğretmenlerinden faydalanarak geçirebilirler. Öğretmenler küçük programlar yapıp web uygulamalarını kullanarak, öğrencilerinin sorularını cevaplayabilirler. Okullardaki psikolojik danışmanlar ve rehber öğretmenlere büyük bir iş düşüyor. Öğrenciler bu süreçte birtakım sorunlar yaşayabilir. Hem eve kapanmanın verdiği rahatsızlıklar olabilir hem sınavın getirdiği sorunlar. Burada okullardaki danışmanlarımız da öğrencilerle bire bir ilgilenmek durumunda." diye konuştu.

"Öğrenciler online eğitim sürecinde çok stratejik davranmalı"

Öğrencilerin sınava kadarki zamanı verimli değerlendirmeleri gerektiğine işaret eden Aydın, gençlere şu önerilerde bulundu:

"Öğrencilerimize ilk aşamada programlı, düzenli bir şekilde çalışmayı öneriyoruz. Öğrenciler bu online eğitim sürecinde çok stratejik davranmalı. Öncelikle bu programları aksatmadan, düzenli şekilde takip etmeli. Bunun yanı sıra ellerindeki materyalleri, interneti ve web kaynaklarını da bilgi kaynağı olarak değerlendirebilir, eksiklerini telafi edebilirler. Dolayısıyla mümkün olduğunca çalışma becerilerini geliştirmek ve etkin çalışma tekniklerini kullanmak durumundalar. Bilgilerini artırdıkça kaygının temel kaynağı olan belirsizlik duygusunu da zaman içerisinde giderecekler."

Aydın, öğrencilerin birtakım boş zaman etkinliklerine de yönelebileceklerini, eğer varsa hobileriyle ilgilenebileceklerini, makul süreler içerisinde bilgisayarda ya da farklı ortamlarda oyun oynayabileceklerini, dizi ve film izleyebileceklerini aktararak, "En önemlisi de bolca kitap okumalarını öneriyoruz. Çok kitap okuyan öğrencilerin üniversite sınavında bir tık üstte olduklarını biliyoruz." dedi.

"Öğrenciler 1,5 aya yakın bir zaman kazanmış oldu"

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel de sınavın ertelenmesinin son derece doğru ve yerinde bir karar olduğunu dile getirdi.

Öğrencilerin bu dönemde her ne kadar uzaktan eğitime devam edecekse de eksiklerinin kalacağını belirten Taşel, "Sınavın ertelenmesiyle yaz döneminde eksikliklerin telafisi mümkün olacaktır. Yani öğrenciler 1,5 aya yakın bir zaman kazanmış oldu. Bu anlamda eğitim kurumları da dönemin sonunda yoğunlaştırılmış programlar uygulayarak öğrencileri için konuların tekrarını yapmış olacaklar." diye konuştu.

Taşel, MEB'in YKS'de üniversite adaylarını 9, 10 ve 11'inci sınıf müfredatlarına ek olarak 12'nci sınıf öğretim programlarının sadece birinci döneminden sorumlu olacaklarını anımsatarak, "Zaten TYT 9, 10, 11'nci sınıf sorularından oluşuyor. Bu yüzden TYT'nin içeriği pek değişmeyecek. Ancak AYT'de yani ikinci basamak sınavında özellikle 12'nci sınıfın ikinci döneminin sorulmaması doğru bir karardır." değerlendirmesini yaptı.

"Uzaktan eğitimde 9, 10 ve 11'nci sınıf konularını da dinleyin"

Öğrencilerin tedbirler nedeniyle bu süreci evde geçireceklerini belirten Taşel, 8 ve 12'nci sınıf öğrencilerinin bu zamanı, sınava hazırlık, çalışma ve egzersiz yapmak için bir fırsat olarak görmeleri gerektiğine dikkati çekti.

İbrahim Taşel, uzaktan eğitim sürecinde öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu:

"Öğrenciler uzaktan eğitime mutlaka katılmalılar. Uzaktan eğitim, aynı zamanda tetikleyici, teşvik edici bir unsurdur. Dersi dinleyince arkasından da ders çalışma ihtiyacı doğar. Öğrenciler bu dönemde konu tekrarları yaparak, sınava daha iyi hazırlamış olacaklar. Sınava hazırlanan 12. sınıf öğrencileri ve mezun öğrenciler, sadece 12'nci sınıf değil 9, 10 ve 11'nci sınıfa yönelik konuları da gerek EBA'dan gerek özel öğretim kurumlarının yapmış olduğu yayınlardan dinlemelidirler. Önemli olan öğrencilerin öğrendiği konuları iyi öğrenmiş ve pekiştirmiş olmasıdır."

Öğrencilere morallerini yüksek tutmalarını öneren Taşel, "Bu evdeki zamanı hem kitap okuyarak hem sosyal aktivitede bulunarak hem de bugüne kadar öğrenmiş oldukları dersleri tekrar ederek çok iyi değerlendirmeleri lazım. Bu dönem bir tatil ve uyuma dönemi değil, evde çalışma dönemi." dedi.

Taşel, MEB ve ÖSYM'nin aldığı bütün kararların öğrencilerin kaygısını büyük ölçüde azalttığını düşündüğünü sözlerine ekledi. 

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.