Dünyası Ramazan olanın ahireti bayram olur
Ramazan ayı maddi ve manevi bereketiyle geldi, gidiyor. Kanaati, sabrı, fedâkarlığı öğrendiğimiz Ramazan ayında öğrendiklerimizle ahiretimizi bayrama dönüştürebiliriz.
Ramazan boyunca yayınladığımız Günün Değeri başlıklı çalışmalarımızda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı Kur'an'dan öğütler isimli çalışmaları başta olmak üzere çeşitli süreli yayınlardan istifade edilmiştir. Müelliflerine bilgiyi çoğaltma imkanı verdikleri için teşekkür ederiz.
Yüce Rabbimiz, yeryüzünü sayısız nimetleriyle donatıp istifademize sunarken bizleri başıboş bırakmamış (Kıyâme, 75/36), göklerin ve dağların yüklenmekten çekindikleri çok önemli bir emaneti taşımakla sorumlu kılmıştır (Ahzâb, 33/72). Yüce Yaratıcımızın bizlere teklif ettiği bu önemli sorumluluk, O'nu tanıma, bilme ve O'na kulluk etme sorumluluğudur. (Zâriyât, 51/56). Yüce Mevlamız, engin rahmetinin gereği olarak kendini tanıyabilmemiz ve kulluğumuzu doğru bir şekilde yerine getirebilmemiz için de rehberliklerine muhtaç olduğumuz peygamberler ve kitaplar göndermiştir (Âl-i İmrân, 3/164). Bizlere sorumluluklarımızı hatırlatan peygamberleri ve onların getirdikleri ilahî mesajları ciddiye alıp, kısacık hayatımızı onların rehberliğinde değerlendirdiğimiz takdirde hem bu dünyada hem de ahirette mutlu oluruz.
DÜNYADAN İBARET DEĞİL
Ramazan ayı, tüm bu ilahi mesajların bize yeniden hatırlatıldığı, kendimize çeki düzen fırsatı bulduğumuz manevi bir iklim sundu. Şimdi o manevi bulutların dağılmasına müsaade etmeden, rahmet ikliminden ömrümüzün sonuna dek faydalanma vaktidir. Yüce Kitabımızın bildirdiğine göre; nefsanî arzularının peşine takılmanın bir sonucu olarak, insanî duyguları körelen, hak ve hakikati görme ve anlama yeteneğini kaybeden insanların, hayatı, sadece dünyayla sınırlı zannedip (Câsiye, 45/23, 24), yeniden dirilişi ve hesap vermeyi unutmalarının cezası cehennemde unutulmak olacaktır (Câsiye, 45/34). Kur'an-ı Kerim, Allah'ın gönderdiği ilahî mesajlara ve sorumlu oldukları konulara duyarsız kalanların, aslında daha dünyadayken stres ve sıkıntıya terk edileceğini, ahirette ise, kör olarak haşr edileceklerini ve kendilerine gelen ayetleri unutmaları sebebiyle de yardıma ve hatırlanmaya en çok ihtiyaçları oldukları o günde unutulmuş muamelesi göreceklerini bildirmektedir (Tâ-hâ, 20/124-126). Yüce Rabbimiz, şirk dışında işlenmiş başka günahları dilediği kimseler için affedebileceği (Nîsâ, 4/48) müjdesini vermiştir. Bu itibarla yaşadığımız hayatın bir imtihandan ibaret olduğunu ve bu imtihanda başarılı olabilmenin yolunun da yüce Mevla'mızın ilahî mesajlarını ciddiye alarak, sorumlu bir hayat sürmekten geçtiğini unutmamalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.