Dünya lideri olduğumuz incirde yüzler gülüyor
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“2015 incir rekoltesinin geçen yıla göre %9,5 artışla
328 bin tona ulaşması bekleniyor”
-“Dünya yaş incir üretiminin yaklaşık
yüzde 27’sini karşılayan ülkemiz,
bu rakamla dünyada ilk sırada yer alıyor”
-“Kuru incirde ise Türkiye, dünya üretiminin
yarıdan fazlasını gerçekleştiriyor”
-“Aşırı yağış gibi, herhangi bir doğal afetin olmaması halinde
üreticilerimizin gerek sofralık gerekse kurutmalık incirde
iyi bir üretim yılı yaşayacağını bekliyoruz”
-“Dünyada rakipsiz olduğumuz ve kutsal kitabımız
Kuranı Kerim’de adı bir sureyle anılan incirimizi
muhakkak çok iyi korumalıyız” dedi.
Ankara - 26.8.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, incir üretiminde bu yıl da artış beklendiğini belirterek, “Geçen yıl 300 bin tonu aşan incir üretimimizin bu yıl yüzde 9,5’lik artışla 328 bin tona ulaşması bekleniyor. Dünyada rakipsiz olduğumuz; kutsal kitabımız Kuranı Kerim’de adı bir sureyle anılan incirimizi muhakkak çok iyi korumalıyız” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, bu yıl incirde genel olarak uygun bir mevsim yaşandığına dikkati çekerek, “Üreticilerimizin ilaçlı mücadelesiyle hastalık ve zararlıların meyveye zararı önlenmiş, kırmızı örümcek ve pas hastalığı geçen yıla oranla daha düşük kalmıştır” bilgisini verdi.
İncir üretiminin dünyada oldukça sınırlı sayıda ülkede yapıldığını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“İncir, geniş ekolojik uyum kabiliyeti dolayısıyla ülkemizin tüm sahil kuşağında yetiştirilmektedir. Marmara, Akdeniz, Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri gibi, bazı yörelerimizde de sofralık incir yetiştiriciliği yapılmaktadır. İncir için en elverişli bölgelerimiz Büyük ve Küçük Menderes havzalarıdır. İncirin %61,4’ü, daha çok kurutmalık olmak üzere Aydın ilimizde yetiştirilmektedir.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun son olarak açıkladığı 2012 verilerine göre ülkemiz, yıllara göre değişmekle birlikte 1 milyon 93 bin ton olan dünya yaş incir üretiminin yaklaşık %25’ini karşılayarak ilk sırada yer almaktadır. Türkiye’yi, Mısır, İran, Fas, Cezayir, Suriye, ABD ve İspanya takip etmektedir. Dünya incir üretiminde fazla dalgalanma yaşanmamakta ve her yıl birbirine yakın miktarlarda üretim yapılmaktadır.
-Kuru incirin yarıdan fazlası Türkiye’den-
Kuru incirde ise 105 bin ton civarında olan dünya kuru incir üretiminin yüzde 53’ü ülkemiz tarafından gerçekleştirilmektedir. Dünya kuru incir üretiminde %20,8’lik payla İran ikinci, %8,8’lik payla da ABD üçüncü sırada yer almaktadır.”
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de 2011’de 261 bin ton olan incir üretiminin, 2012’de 275 bin, 2013’te 298 bin, geçen yıl ise 300 bin tona çıktığını belirten Genel Başkan Bayraktar, “TÜİK verilerine göre, 2015 incir rekoltesinin, geçen yıla göre yüzde 9,5 artışla 328 bin tona ulaşması beklenmektedir” dedi.
-Üstün kaliteli incir üssü Ege-
İncir üretiminin Türkiye’nin hemen her bölgesinde yapılmakla birlikte, üstün kaliteli kurutmalık incirin Ege Bölgesi’nde yetiştirildiğini vurgulayan Bayraktar, “Bölgede yaklaşık 35 bin aile incir tarımıyla uğraşmakta, geçimlerini tamamen bu üründen elde ettikleri gelirle karşılamaktadır. İşlenmesi esnasında yoğun işgücü gerektiğinden, incir işletmelerinde çalışan işçilerle birlikte büyük bir kesim geçimini incirden sağlamaktadır” bilgisini verdi.
Türkiye’de incirin %30’unun taze olarak iç pazarda, %70’lik bölümünün ise kuru olarak iç ve dış pazarda tüketildiğini, ülkemizde kuru incirin tüketiminin yetersiz olduğunu anlatan Bayraktar, en büyük kuru incir üreticisi ve ihracatçısı konumunda olan Türkiye’nin, dünya fiyatlarını önemli ölçüde etkilediğini belirtti. Bayraktar, “Genel olarak dünya ihracatının yarısından fazlası ülkemizden karşılanmaktadır. Son on yıllık dönemde toplam kuru incir ihracatımız, ortalama 48 bin ton olarak gerçekleşmiş; ihracatın ortalama %82’lik kısmı yemeklik kuru incirden oluşmuştur. Bu ihracatın yaklaşık yarısı Fransa, Almanya, İtalya, ABD ve İngiltere gibi Avrupa ülkelerine yapılmaktadır” dedi.
-Yeni üretim sezonunda incirin durumu-
2015 yılı incir sezonunun 15 Ağustos’tan sonra başladığına dikkati çeken Bayraktar, “Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, kaliteli sofralık incirin üretici fiyatı 4-5 TL, kurutmalık incirin ise 6-8 TL civarındadır. Bazı bölgelerimizde meyve çatlaması görülmekle beraber, genelde bu sorun, üreticimizin aldığı tedbirlerle giderilmektedir. Herhangi bir doğal afetin, özellikle aşırı yağışların olmaması halinde, üreticilerimizin gerek sofralık gerekse kurutmalık incirde iyi bir üretim yılı yaşamasını bekliyoruz” dedi.
-İncirimizi muhakkak korumalıyız-
Dünyada rakipsiz olduğumuz, kutsal kitabımız Kuranı Kerim’de adı bir sureyle anılan inciri muhakkak çok iyi korumak gerektiğinin altını çizen Bayraktar, incirle ilgili sorunlara değinirken de şunları kaydetti:
“Kuru incirde yaşanan en önemli ve her dönemde güncelliğini koruyan sorunumuz, temiz, gerekli standartlara uygun ve kaliteli üretiminin sağlanması olarak karşımıza çıkıyor. Kaliteli üretim yapılabilmesi için ise üreticilerimizin bilinçlendirilmesi, eğitim çalışmalarına ağırlık verilmesi büyük önem arz ediyor. İhracatımızın büyük bir bölümünü Avrupa Birliği ülkelerine yapıyoruz. Bunu dikkate alarak, rakip ülkelere karşı rekabet gücümüzün artırılabilmesi için ‘iyi tarım’ uygulamalarının hayata geçirilmesi yine büyük önem taşıyor. Aflatoksin birçok gıda maddesinde olduğu gibi incirde de oluşuyor. İnsan sağlığı ve ürün satışı açısından sorun yaratan aflatoksin oluşumunu engelleyecek önlemleri mutlaka almamız gerekiyor. Hastalık ve zararlılarla mücadelede kültürel, kimyasal programların titizlikle ve zamanında uygulanması da bir şart olarak önümüzde duruyor.
Hasattan sonra en fazla 1 yıl içerisinde tüketilmesi gereken kuru incirde rekoltenin yüksek olduğu yıllarda stok sorunu yaşanmaktadır. Bu sorunun çözülmesi ve fiyat düşüşlerinin önüne geçilmesi amacıyla, gereken miktarda ürünün piyasadan çekilip depolanması ve isteyen alıcılara eşit koşullarda verilmesi için ABD ve AB’de uygulandığı gibi bir stok kurumunun oluşturulmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
Kuru incir ihracatında ilk yükleme tarihi de büyük önem arz ediyor. İlk yükleme tarihinin geç açıklanması hem ihracata hazır olan ürünün üreticide muhafazasını zorlaştırıyor hem de pazar kaybına sebep oluyor. Bu bakımdan ilk yükleme tarihi uygulaması tamamen kaldırılmalı ve ihracata hazır olan ürünün ihracatı bekletilmeden yapılabilmelidir.
Ülkemiz kuru incirinin rekabet gücünü artırmak ve üretimin sürekliliğini sağlamak açısından, incirin de ihracat iadesinden yararlandırılmasını istiyor ve bekliyoruz.”
adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.