Dünya Alerji Haftası

Dünya Alerji Haftası
Çukurova Üniversitesi, Çocuk Alerji İmmunoloji Bilim Dalı ve Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmunoloji Derneği Besin Alerjileri Çalışma Grubu Başkanı...



Çukurova Üniversitesi, Çocuk Alerji İmmunoloji Bilim Dalı ve Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmunoloji Derneği Besin Alerjileri Çalışma Grubu Başkanı Prof.Dr. Gülbin Bingöl Karakoç Dünya Alerji Haftası nedeniyle bir açıklama yayınladı. Bu hafta kapsamında yapılacak etkinliklerle ilgili bilgi veren Prof.Dr. Gülbin Bingöl Karakoç 8-14 Nisan 2013 tarihleri arasında tüm dünyada 93 ulusal dernek ile birlikte kutlanacak olan DÜNYA ALERJİ HAFTASI?nın konusunun ?Büyüyen Halk Sağlığı Problemi: BESİN ALERJİSİ? olarak belirlendiğini ifade etti.

Prof.Dr. Gülbin Bingöl Karakoç açıklamasında"Tüm dünyada besin alerjileri 220-250 milyon insanı ve özellikle çocukları etkilemektedir. Besin alerjisinin sıklığı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde giderek artmaktadır. Bunun yanında besin alerjilerin neden olduğu klinik tabloların ağırlığı da artmakta ve kompleks durumlar karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle Dünya Alerji Organizasyonu besin alerjileri ile ilgili farkındalığı artırmak, tanı ve tedavide standardizasyonu sağlamak, besin alerjisi konusunda halkı ve hastaları bilinçlendirmek, tüm dünyada besin etiketlemenin gerekliliğinin önemini vurgulamak üzere bu hafta süresince BESİN ALERJİSİ ile ilgili toplantılar, televizyon, radyo programları ve basın bildirileri yapılmasını planlamıştır." dedi.

Besinlerin neden olduğu düşünülen her türlü olumsuz etkiyi besin alerjisi olarak tanımlamak, toplumda oldukça yaygın, ama her zaman doğru olmayan bir eğilim olduğunu belirten Prof.Dr. Karakoç, genelde besinlerin bizzat kendilerinin ya da besinlerle birlikte alınabilecek başka etkenlerin, immünolojik ya da immünolojik olmayan mekanizmalarla oluşturabileceği her türlü anormal tabloyu besin reaksiyonları başlığı altında toplamanın doğru olduğunu ifade etti.

Prof.Dr. Karakoç'un Dünya Alerji Haftası nedeniyle yapılan açıklamasında besin alerjisine ilişkin bilgiler verildi.

"Besin reaksiyonlarını iki gruba ayırabiliriz. Birinci grup besine karşı immünolojik olmayan mekanizmalar ile oluşan, her türlü anormal yanıtın bulunduğu ?besin intoleransı? olarak nitelendirilen gruptur. İkinci grup ise besin alımı ile gelişen spesifik immün yanıt sonucu gerçekleşen aşırı duyarlılık reaksiyonlarıdır ki bu durum besin alerjisi olarak tanımlanır. Bu aşırı duyarlılık reaksiyonları, IgE moleküllerinin başrolünü oynadığı reaksiyonlar sonucunda ortaya çıkabileceği gibi, IgE molekülünün yer almadığı reaksiyonlar sunucu da gözlenebilir.Besin alerjilerine en sık neden olan besinler ülkelere göre sırası değişebilse de; inek sütü, yumurta, yer fıstığı, ağaçta yetişen kuruyemişler, deniz ürünleri, kabuklu deniz ürünleri, soya ve buğdaydır.

Besin alerjileri hayatın erken döneminde başlayan alerjik hastalıklardır. Birçok organı etkileyebilir. En sık deri bulguları görülür (egzema, ürtiker gibi). Gastrointestinal sitemde kusma, ishal, kanlı kaka, gaz sancısı gibi bulgulara neden olabilir. Astım, alerjik nezle gibi diğer alerjik hastalıklarla birlikte görülebilir. En önemli tablo hayatı tehdit edebilecek anaflaksi dediğimiz durumdur. Bu durumda acil müdahele şarttır."

Besin alerjisi tanısında hastadan ve ebeveynlerden alınan bilgi çok önemli olduğunu belirten Prof.Dr. Karakoç şunları ifade etti;"Bulguların besinle ilişkili olması gerekmektedir. Bunun yanında besin ile yapılacak deri testleri ve kanda besine özgül IgE?nin kantitatif ölçümü yardımcıdır. Esas tanı yükleme testi olarak adlandırılan besinin diyetten çıkarılması ile bulguların düzelmesi ve besinin diyete tekrar eklenmesi ile bulguların yeniden oluşması ile konulur. Çocuklarda gereksiz besin eliminasyonunun büyümeyi ve hayat kalitesini etkileyebileceği göz önüne alınarak tanın kesinleştirilmesi önemlidir.

Besin alerjisinde esas tedavi sorumlu besinin diyetten çıkarılması ile olur. Anne sütü alan bebeklerde anne sütüne devam edilmesi ve annenin diyet yapması önerilir. İnek sütü alerjisi olan çocuklarda anne sütünün yeterli olmadığı durumlarda özel mamalar diyette yer alabilir. Besin alerjisi olan bebeklerin ve çocukların büyüme ve gelişmelerinin yakından izlenmesi ve gerekli vitamin ve mineral desteğinin yapılması tedavinin önemli bir parçasıdır. Tedavide hasta, ebeveyn, bakıcı, kreş, okul, ve doktor işbirliği şarttır. Aileler, büyük çocuklar, okul ve kreş ekibi etiket okuma konusunda eğitilmelidirler. Anaflaksi konusunda bilgilendirilmeli, acil durumda kullanabilecekleri adrenalin otoenjektörü sağlanmalıdır.

Besin alerjisi yaşla beraber azalmakta, inek sütü, yumurta alerjisi gibi sık görülen besin alerjileri %80 oranında düzelmektedir."

Bu kapsamda, Dünya Alerji Haftası nedeniyle Dünya Alerji Organizasyonunun üyesi olan Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmunoloji Derneği?de 8-14 Nisan 2013 tarihleri arasında ülkemizde farklı bölgelerde ?BESİN ALERJİSİ? ile ilgili toplantılar ve eğitim yapacaktır.

Adana?da 9 Nisan 2013 tarihinde saat 11.00-12.30 arasında Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi?nde BESİN ALERJİSİ HALK TOPLANTISI yapılacaktır.

Panelistler:

Prof. Dr. Derya Ufuk Altıntaş (Çukurova Üniversitesi , Çocuk Alerji İmmunoloji BD)

Prof.Dr. Gülbin Bingöl Karakoç (Çukurova Üniversitesi,Çocuk Alerji İmmunoloji BD)

Prof.Dr.Mustafa Yılmaz (Çukurova Üniversitesi , Çocuk Alerji İmmunoloji BD)

Doç.Dr.Suna Asılsoy (Başkent Üniversitesi, Çocuk Alerji BD)

Uzm.Dr.Cemile Durmaz (Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Alerji)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.