'Doğu Akdeniz'de Türkleri tutuklayın' emrine Türkiye'den çok sert cevap

'Doğu Akdeniz'de Türkleri tutuklayın' emrine Türkiye'den çok sert cevap
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Mayıs ayından beridir Kıbrıs adasının 36 ila 50 deniz mili açıklarında bulunan Fatih sondaj gemisinde çalışanlar ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı,

'Doğu Akdeniz'de Türkleri tutuklayın' emrine Türkiye'den çok sert cevap

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Mayıs ayından beridir Kıbrıs adasının 36 ila 50 deniz mili açıklarında bulunan Fatih sondaj gemisinde çalışanlar ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, (TPAO) ile işbirliği yapan şirketlerin yetkilileri hakkında sözde münhasır ekonomik bölgesi içerisinde yasadışı sondaj yapıldığı gerekçesi ile tutuklama kararı çıkardı. Dışişleri'nden ise konu ile alakalı çok sert bir açıklama geldi.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Fatih Sondaj gemisinde görevli personeli ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, (TPAO) ile işbirliği yapan şirket yetkilileri ile birlikte 25 personeli ve gemi mürettebatı hakkında ki tutuklama kararında Kıbrıs Rum Yönetimi'nin kendi deniz bölgesinde izinsiz olduğunu gerekçe göstererek uluslararası alanda girişim başlattığı belirtildi.

Fatih sondaj gemisinde İngiltere ile Türkiye'den personel bulunduğu ve Türkiye'nin bu aşamada, ikisi Amerikan biri Hırvat olmak üzere, sondaj konularında uzman üç şirketle işbirliği yaptığı ve bu çalışanlar ile şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduğu belirtildi.

TEHDİT ETMİŞLERDİ

Rum yönetimi daha önce, Fatih gemisinde görev alan personeli "uluslararası tutuklama emri" çıkarmakla tehdit etmişti.

KKTC'DEN TEPKİ: YASA DIŞI HAREKET EDEN RUM TARAFI

Rumların tutuklama kararını değerlendiren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersin Tatar, "Bir yasa dışılık, haksızlık, hukuksuzluk yapan varsa o da bizim önerilerimizi ve haklarımızı yok sayarak anlaşmalar ve araştırmalar yapan Rum tarafıdır" dedi.

Yazılı açıklama yapan Tatar şunları kaydetti; "Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve onunla işbirliği yapanlar kendi çıkarları için Türkiye ve KKTC'yi Doğu Akdeniz’den dışlamaya, haklarımızı arzu ettikleri gibi gasp etmeye çalışıyorlar. Bütün oyun, her türlü yola başvurarak Türkiye'nin güçlenmesini engelleme ve Kıbrıs Türk Halkını değerlerinden, ait olduğu milletten kopararak güdük hale getirme oyunudur. Ancak bilinmelidir ki, hiç kimse Kıbrıs Türk Halkı ve Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki haklarını yok sayamaz, bizi ve Türkiye'yi haklarımızdan geri adım atmaya zorlayamaz. Doğu Akdeniz’de bir yasa dışılık, haksızlık, hukuksuzluk yapan varsa, o da bizim önerilerimizi ve haklarımızı yok sayarak anlaşmalar ve araştırmalar yapan Rum tarafıdır. Dolayısı ile Fatih Sondaj gemisinin çalışmaları ile ilgili olarak 25 kişi hakkında tutumla kararı aldıran Rum Yönetimini bir kez daha böylesi sonuç alınamayacağı kesin olan adımlardan geri durmaya ve bizimle uzlaşmaya davet ediyorum. Ya hakkaniyet ve adalet ölçüleri çerçevesinde uzlaşacağız ya da onlar ne yapıyorsa, mütekabiliyet esası çerçevesinde biz de yapacağız. Biz, Kıbrıs konusunun çözüm çabaları dışında hidrokarbonlar konusunun Rum yetkililerle ele alınıp çözülmesinden yanayız. Böyle bir adımın meselenin halline önemli katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Birleşmiş Milletler ve üçüncü tarafları uyarıyoruz. Rum tarafının bu önerimizi sürekli reddetmesinden ve gerginliği artırıcı kararlar almasından doğacak sonuçların sorumlusu biz olmayacağız."

DIŞİŞLERİ'NDEN AÇIKLAMA

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hami Aksoy tarafından yapılan açıklama şu şekilde;

"GKRY'nin Fatih sondaj gemimizin çalışanları ve TPAO ile işbirliği yapan yabancı şirketlerin yöneticileri hakkında tutuklama kararı çıkardığı yolundaki basın haberlerini yakından takip ediyoruz.

Kıbrıs Türklerini yok sayarak ve haklarını gasp ederek hareket eden GKRY'nin bu haddini aşan kararı şayet doğru ise, bizim açımızdan hiçbir hükmü ve geçerliliği olmayacaktır. Bu cürette bulunduğu takdirde, gereken cevabı vereceğimizden de kimsenin şüphesi bulunmamalıdır.

GKRY'nin kendisine ait olduğunu iddia ettiği ve uluslararası hukuka uygun olarak sınırlandırılmamış bir deniz alanı için, sözde ulusal bir tasarrufla, bu şekilde bir karar alması uluslararası hukukla da bağdaşmamaktadır.

Bu nedenle biz de ilgili kurumlarımızla birlikte gerekli karşı hukuki süreçleri başlatacağız.

GKRY'nin bu tür beyhude yöntemlerle kendi kıta sahanlığımızda yaptığımız çalışmaları durdurma çabaları hiçbir sonuç vermeyecektir.

Türkiye hem kendi kıta sahanlığındaki haklarını korumak, hem de Ada'nın eşit ortağı olan Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için petrol ve doğalgaz arama/sondaj çalışmalarını, planlandığı şekilde kararlılıkla sürdürmeye devam edecektir."

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.