Diyete mahkum çocukların fedakar anneleri
- Hülya Temir:
"Kızımın sormuş olduğu sorular bazen canımı çok acıtıyor. 'Bu yemeğin tadı nasıl, kokusu güzel tadı da güzel mi, bundan ben ne zaman yiyebileceğim, ben iyileşebilecek miyim, ablamın, kardeşimin yediklerinden hiç yiyemeyecek miyim, neden ablam, kardeşim sağlıklı da ben hastayım?' gibi sorular karşısında bir anne olarak onun yanında ağlamamak için kendimi zor tutuyorum"
ADANA (AA) - Çukurova Üniversitesi Çocuk Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalınca Adana ve çevresinde yaşayan metabolik hastalıklara sahip çocukların anneleri için düzenlenen etkinlikte çocukları ömür boyu diyet yapmak zorunda olan anneler, gözyaşlarına hakim olamadı.
Çukurova Üniversitesi Çocuk Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Önenli Mungan, Adana'da bir otelde düzenlene Anneler Günü etkinliğinde yaptığı konuşmada, özel çocukların fedakar ve özel anneleri için bir araya geldiklerini söyledi.
Metabolik hastalıkla dünyaya gelen çocukların yaşam boyu düşük proteinli bir diyet uygulamak zorunda olduğunu anlatan Mungan, şöyle devam etti:
"Ömür boyu et, yoğurt, süt, yumurta peynir, tahıl, baklagil tüketemeyen çocuklar. Tükettikleri zaman ya hayatlarının tehlikeye girdiği ya da zihinsel özürlerin onu beklediği çocuklar. Bu o kadar zor bir hayat ki. Çocuklarımız marketlere gittiğinde diğer çocuklar gibi alışveriş yapamıyor. Onlar, çok kısıtlı gıdalara çok zor imkanlarla ulaşıyorlar. Bu çocuklar özel mamalarıyla besleniyorlar. Özel mamayla beslenme yaşamın her döneminde çocuğu ne mutlu edebilir ne de büyütebilir. Çocuğunun, 'Neden ben bunu yiyemiyorum, bunun tadı nasıl, eğer bu kötüyse siz neden yiyorsunuz?' sorularına cevap verememek, bir annenin diğer çocuklarını ise gizli saklı yedirmek zorunda kalması ne kadar acıdır."
- "Kızımın sormuş olduğu sorular bazen canımı çok acıtıyor"
Ömür boyu diyet yapması gereken çocuk sahibi doktor Deniz Tor da etkinlikte, gözyaşlarına hakim olamayarak konuşmakta zorlandı.
Kendinden sonraki konuşmacıya söz vermesinin ardından yeniden kürsüye çıkan Tor, şunları aktardı:
"Diyet yapmak çoğu zaman yetişkinler için bile çok zor. Bu durumu çocuklardan beklemek, hele bir ömür boyu beklemek çok zor. Ne kadar zor olsa da biz onların yasaklarını delmediğimiz sürece çocuklar bizden daha kolay başa çıkabiliyorlar. Bizim için her şeyden kıymetli olan çocuğumuza diyet yaptırırken yeme, az ye, bu sana yasak demek zorunda kalmak bazen sırf onun sağlığı için içimiz kan ağlarken birçok şeyi kısıtlamak ve güçlü durmaya çalışmak, güçlü durmaya çalışırken içimizden 'Yeter' diye haykırmak tüm bu anlarda kendi açımızdan ne kadar haklı olsak da böyle anlar çocuk üzerinde kalıcı etkiler bırakabilir."
"Özel çocukların sabırlı annelerine" sözleriyle konuşmaya başlayan Hülya Temir de 9 yaşında ve sürekli diyet yapması gereken kızının olduğunu aktardı.
Çok zor bir hayatı olduğunu dile getiren Temir, "Biz anneler bir lokma ekmeği bile önce çocuklarımıza veririz, sonra biz yeriz. Ne yazık ki nadir bir rahatsızlığı olan kızım benim yediklerimin tadına hiç bakmadı, bakamadı. Kızımın sormuş olduğu sorular bazen canımı çok acıtıyor. 'Bu yemeğin tadı nasıl, kokusu güzel tadı da güzel mi, bundan ben ne zaman yiyebileceğim, ben iyileşebilecek miyim, ablamın, kardeşimin yediklerinden hiç yiyemeyecek miyim, neden ablam, kardeşim sağlıklı da ben hastayım?' gibi sorular karşısında bir anne olarak onun yanında ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Boğazım düğümleniyor, gizli gizli ağlıyorum. Özellikle sofradan doymadan kalmasını istemek bir anneye verilebilecek en acı duygu olarak düşünüyorum." diye konuştu.
Duygusal anların yaşandığı ve annelerin çoğu zaman gözyaşlarına hakim olamadığı etkinlikte, aynı sıkıntıyı yaşayanlar deneyimleri anlattı.
Annelerin yanı sıra doktor ve diyetisyenlerin yer aldığı etkinlikte, annelere çocukları için düşük proteinli kek, kurabiye, kraker ve bunların tarifleri verildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.