Diyanet’e ve din görevlilerine yapılan suçlamaları kınıyoruz.

Özdemir, yazılı açıklamasında şunları söyledi: “Malum basın yayın kuruluşları Diyanet üzerinden din görevlilerine saldırıyor. ‘Diyanet MİT gibi çalışıyor’ şeklindeki haberlerin asıl amacı toplumun Diyanet’e olan güvenini sarsmak ve din görevlilerine karşı bir antipati oluşturmaktır. Özellikle yurt dışında görev yapan din görevlilerini hedef gösteren bu haberlerin amacı belli. Diyanet İşleri Başkanlığı yaklaşık 40 yıldır yurt dışında çalışan gurbetçi kardeşlerimizin din hizmetlerini karşılamaktadır. Yurt dışında görev yapan din görevlilerimiz bugüne kadar herhangi bir soruna neden olmadığı gibi, bulundukları ülkelerin Anayasa’sına ve kanunlarına karşı saygılı olmuş, uymuş ve vatandaşlarımızın uyumunu da kolaylaştırmıştır. Din görevlileri, Avrupa’daki vatandaşlarımıza güzel dinimizi öğretmekten başka bir şey yapmamıştır. Vatandaşlarımızı şiddetten uzak tutmuş, hoşgörü, barış, kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma duygularının gelişmesine katkı sağlamıştır.

Son zamanlarda Avrupa’da gelişen İslamofobi ve Türkiye’yi ele geçirmek isteyen karanlık güçlerin Avrupa’da görev yapan din görevlileri üzerinden harekete geçtiği görülüyor. Bu yalanlar FETÖ terör örgütünün yeni bir oyunudur. Barış ve kardeşlik dini olan İslam’ın terör örgütleriyle yan yana getirilerek birlikte anılır olması da tesadüf değildir.

Haberin içeriğinde ‘Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 15 Temmuz sonrası cami görevlileri aracılığıyla 38 ülkede FETÖ istihbaratı topladığı ortaya çıktı’ deniliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Almanya Köln raporu adıyla Meclis’te kurulan Araştırma Komisyonuna rapor gönderdiği iddia edilerek “Köln Din Hizmetleri Ateşeliği 2. Bölge Camileri Avrasya Şûrası Raporları başlığı altında cami görevlileri tarafından’ rapor hazırlandığı iddia edilerek ‘Diyanet MİT gibi çalışıyor’ başlığıyla haber yapılıyor. Avrupa’da ve ülkemizde hain terör saldırılarının acımasızca insanları katlettiği bu günlerde din hizmetlerine daha fazla ihtiyaç olduğu aşikardır. Asılsız ve kasıtlı yayın olduğu belli olan bu haberlerle bu hizmetlerin engellenmeye çalışıldığını görüyoruz.

Din görevlilerimize karşı algı oluşturmaya yönelik ‘ajan ve jurnalci’ gibi suçlamaları kabul etmiyoruz. Bu yayınları yapanları şiddetle kınıyoruz. Din görevlilerimiz, İslam’ın evrensel değerlerini yansıtmak, tanıtmak, uygulamak dışında, bulunduğu ülkenin Anayasa ve yasalarına karşı aykırı ve huzurunu bozacak eylemlerde bulunmak gibi kötü ve art niyetli işler yapmazlar. Din görevlilerimize yönelik bu çirkin iftiralarla bir karalama kampanyası ve algı oluşturulmaya çalışıldığı görülmektedir. Yahudi ve Hıristiyanların inançlarını serbestçe yaşamalarına izin veren, farklı inanç ve kültür mensuplarıyla birlikte yaşama kültürünü geliştirmiş ve dünyaya örnek olmuş bir peygamberin ümmeti ajanlık ve jurnalcilik yapmaz. Bu nedenle Avrupa’da görev yapan din görevlilerine atılan bu iftiraların, bu karalamaların temizlenmesi, bunun propaganda malzemesi yapılmaması ve birlikte yaşama kültürünün yara almaması için Avrupalı siyasetçilerin gerekli titizliği göstermesi ve gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Din görevlilerine karşı şüpheyle yaklaşılması ve Avrupa’da din hizmeti vermelerinin çeşitli şekillerde engellenmeye çalışılması yabancı düşmanlığını körüklemenin yanı sıra, huzurun bozulmasına neden olacak, yasaların güvenirliliği Müslümanlar arasında tartışılmaya açılmış olacaktır ki, böyle bir tartışma şüphesiz iyi sonuçlar doğurmaz.”