Diyanet'e görev çağrısı

Diyanet'e görev çağrısı
İmralı ile görüşmeler, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimle temas, Kandil'e giden heyet, AB ülkeleri ve Amerika temasları.Evet süreç başladı.Silahların...


İmralı ile görüşmeler, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimle temas, Kandil'e giden heyet, AB ülkeleri ve Amerika temasları.

Evet süreç başladı.

Silahların susacağı, barışın Türkiye topraklarında hakim olacağı günlerin özlemi ile herkes elini taşın altına koydu.

Süreci baltalamak isteyenler provokasyonlara başladı ilk sabote İmralı'da yapılan görüşmenin tutanaklarının basına sızdırılması oldu.

Bu ve benzeri saboteleri bu süreç boyunca daha çok görebiliriz.

Bu nedenle dikkatli olunmalı ve süreçten taviz verilmemeli.

Ve ilk adım dün atıldı.

Her ne kadar görüşmelerde gündemde olmasa da terör örgütü, 19 aydır elinde tuttuğu 8 kamu görevlisini teslim etti.

Barışa ilk adım atıldı, Başlayan olumlu barış süreci, tabiri yerinde ise Habur'u sağ salim geçti.

Bu gelişme Beşir Atalay'ın ifadesi ile "sürecin yürümesi açısından olumlu bir jest"ti.

8 vatan evladının aileleri ile buluşması ve oluşan tablo, barışın kaybedeninin olmadığını göstermesi açısından anlamlıydı.

Başlayan sürecin inkıtaya uğramaması için bölgede öne çıkarılması gereken konu kardeşliğin tesis edilmesidir.

Doğu ve Güneydoğu insanı dindardır, saygılıdır , dini bütündür , bir insanı öldürmenin alemi öldürmek gibi olduğunu bilen ve böyle inanandır. Teröre ve silaha prim vermesi beklenemez.

Bölgenin bu anlayışını ve hassasiyetlerini öne çıkarmak için hızla adımların atılması gerekirdi.

Bölgedeki dengeleri çok iyi bilen Başbakan Erdoğan ilk adımı geçtiğimiz hafta Siirt'te attı. Açılışlar için gittiği Siiirt'te bölgenin önemli dini şahsiyetleri , meleleri ve kanaat önderleri ile bir araya geldi , uzun sayılabilecek görüşmeler yaptı.

Taşın altına ellerini koymaları , aktif olmaları , hem sürecin daha hızlı yürümesi hem de kardeşliğin tesis edilmesi bakımından büyük önem taşıyor.

Sadece Siirt'in değil bölgenin bu önemli şahsiyetleri dün ses verdi.

Haber 7 'den açıklamalarını yayınladığımız bölgenin önemli isimleri, "ortak mesaj veriyor ve kardeşin kardeşi vurması cinayettir" diyordu.

Bu isimlerden birkaçının sözlerini bir kez daha aktarayım:

Nakşibendi tarikatının önderlerinden Şanlıurfalı Hafız Kasım Sezer: "Asıl kriter İslam kardeşliğidir."

Nakşi Şeyhi Siirt'li Muiniddin Aydın: "En büyük güç o kardeşlik. O kardeşlik, Allah rızası için tesis edilse hepimiz huzurlu oluruz."

Batmanlı Babnirli dini kanaat önderlerinden Abdullah Aydın: "Bu millet uyanmıştır. Bu mesele neticelenecektir."

Said-i Nursi'nin 77 yaşındaki talebesi Abdulkadir Badıllı: "Gerçek manada İslama hizmet eden herkes 30 yıldır bu işin çözümü için dua ediyor. 30 yıllık dualar var. Fiili dua, kavli dua... Duaların kabul vakti. Netice için dua ediyoruz. Doğudaki gençler eskiden meyilliydi. Ama artık o vaziyet değişti. Yüzde 80-90 istemiyor. İlme koşuyor."

Mardinli dini kanaat önderlerinden Ali Özgüç: "Eğer bu kardeşlik süreci inşallah hayırla tamamlanırsa barışı sağlamış bir ülke oluruz. Hem İslam alemine hem de tüm dünyaya mesaj vermiş oluruz ama birileri hep kışkırtıyor. Bu oyuna gelmemek lazım. Herkesin hakkınca yaşaması gerekiyor."

Molla Beşir Şimşek: "Bu coğrafyada, bu ülkede Kürt de Türk de kardeştir ve Müslüman'dır. Aynı dine mensup olan kardeşleri, birbirine kırdırtmanın birbirine öldürtmenin anlamsız olduğuna inanıyoruz"

Bölgenin kanaat önderleri sözünü söyledi, aktif olarak sürece katılmaya karar verdi.

Ama asıl bu sürece katkı sağlayabilecek dini otorite henüz devrede değil.

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan bahsediyorum.

Çünkü dini misyonun bölgede ki fonksiyonlarını , etkilerini biliyoruz.

Melelere kadro, Kürtçe vaaz, Kürtçe hutbe.

Diyanet'in önderliğinde atılan önemli adımlardı bunlar.

Kürtçe vaazın önünün açılması bir devrimdi.

Neden Kadro verilen meleler, bölgenin merkez camilerinde kürtçe vaaz vermez hutbe okumaz? Bir yasak mı var? Ya da il müftüleri izin mi vermiyor?

Sürecin başlangıcında Diyanet aktif rol aldı.

Şimdi ne oldu da sürecin merkezinde olan Diyanet İşleri Başkanlığı neden işin kıyısında duruyor?

Diyanetin kürtçe meal çalışması vardı. Hiç ses yok. Unutuldu mu ? Yoksa rafa mı kalktı.

Melelerle bölgede eğitim çalışması yapılacaktı. O da başlamadı.

Yoksa üstleneceği görev bu kadar mıydı?

Diyanet'in yol haritası nerede?

Diyanet, Başbakan Erdoğan'ın Siirt'te kanaat önderleri ile yaptığı toplantıda da Diyanet yoktu.

Diyanet İşleri Başkanlığı neden kendisini bu işin uzağında tutuyor?

Diyanet'in başında ki isim Mehmet Görmez Hoca, bu ülkenin yetiştirdiği önemli alimlerden biri. Üstelik bölgenin insanı ve Tillo'da din eğitimi almış.

Sürece en iyi katkı sağlayacak isimlerin başında geliyor.

Bugün Diyanet'i yöneten kadro başta Mehmet Görmez Hoca olmak üzere iyi yetişmiş, donanımlı isimlerden oluşuyor.

Bu kadronun barış sürecinde büyük katkıları olacağı aşikar.

Mehmet Görmez Hoca ve ekibi bugünden tezi yok bölgede olmalı ve mesajlarını bölge halkıyla paylaşmalı, süreçte aktif rol almalı.

İbrahim Erdoğan - Haber7

ibrahim.erdogan@haber7.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.