Diyanet İşleri Başkanlığı?ndan "fişleme" açıklaması

Diyanet İşleri Başkanlığı, "Başkanlık olarak personelimizin siyasi, sosyal etnik ya da kültürel tercihleri nedeniyle fişlenmesini, faaliyetlerinin hukuk ilkelerini göz ardı edecek bir şekilde zanna dayalı ve kurmaca bilgiler üzerinden yürütülmesini, her şeyden önce gayri ahlaki bulduğumuzu, bu yöndeki tercihlerin kurumumuzda hiçbir şekilde himaye görmediğini, göremeyeceğini, dolayısıyla bu gerçeğin kamuoyuyla bir kez daha paylaşılmasını gerekli bulmaktayız? açıklamasını yaptı.

Diyanet İşleri Başkanlığı?ndan yapılan açıklamada, bugün kimi medya organlarında yer verilen Başkanlığın faaliyetleriyle ilgili olarak yakışıksız birtakım iddia ve ithamlar üzerine açıklamalar yapılmasına lüzum görüldüğü belirtildi. Bir sendika aracılığıyla kamuoyuna taşınan haberde, Başkanlığın başta müftüler olmak üzere kendi personelini fişlediği ve faaliyetlerini bu bilgilere dayalı olarak sürdürdüğü iddialarına yer verildiği belirtilen açıklamada, ?Kamu personel rejiminin bir parçası olan Diyanet İşleri Başkanlığı?nda yer alan hemen her personel, görev ve hizmetlerini 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu?nun ortaya koyduğu ilke ve ölçüler içinde kalmak şartıyla sürdürmek yükümlülüğüne sahiptir. Yasalarımızda yasak olarak yer alan herhangi bir fiilin dolaylı ya da dolaysız olarak Başkanlık birimlerince tercih edilmesi hiçbir şekilde mümkün değildir. Kurum sağduyusu, yasalar ve ilgili mevzuat Başkanlık hizmet akışının tutarlı ve verimli bir şekilde sürdürülmesinde her zaman yol gösterici olmaktadır. Öte yandan atama ve yer değiştirme uygulamaları da her zaman olduğu gibi?Atama ve Yer Değiştirme Kurulu?nun kararları doğrultusunda yerine getirilmektedir? denildi.

Açıklama şöyle devam etti:

?Başkanlık olarak personelimizin siyasi, sosyal etnik ya da kültürel tercihleri nedeniyle fişlenmesini, faaliyetlerinin hukuk ilkelerini göz ardı edecek bir şekilde zanna dayalı ve kurmaca bilgiler üzerinden yürütülmesini, her şeyden önce gayri ahlaki bulduğumuzu, bu yöndeki tercihlerin kurumumuzda hiçbir şekilde himaye görmediğini, göremeyeceğini, dolayısıyla bu gerçeğin kamuoyuyla bir kez daha paylaşılmasını gerekli bulmaktayız.?