Dışişleri'nden AB'ye saygı açıklaması..

Dışişleri'nden AB'ye saygı açıklaması..
Dışişleri Bakanlığı, AB Zirvesi Sonuçları?nda, Türkiye?nin AB Dönem Başkanlığı ile 2012 yılının ikinci yarısındaki ilişkilerine dair açıklamalarının...



Dışişleri Bakanlığı, AB Zirvesi Sonuçları?nda, Türkiye?nin AB Dönem Başkanlığı ile 2012 yılının ikinci yarısındaki ilişkilerine dair açıklamalarının ?tehdit? olarak tanımlanmasına karşı çıktı.

Dışişleri Bakanlığı, AB Zirvesi Sonuçları?nda, Türkiye?nin AB Dönem Başkanlığı ile 2012 yılının ikinci yarısındaki ilişkilerine dair açıklamalarının ?tehdit? olarak tanımlanmasının ?iyi niyetten uzak? olduğunu vurgularken, ?Türkiye, AB?nin kurumsal yapısının tamamen bilincinde olup, bu yapıya gereken saygıyı göstermektedir? açıklamasında bulundu.

Dışişleri Bakanlığı, AB Zirvesi Sonuçları?nda, Türkiye?nin AB Dönem Başkanlığı ile 2012 yılının ikinci yarısındaki ilişkilerine dair açıklamalarının ?tehdit? olarak tanımlanmasının ?iyi niyetten uzak? olduğunu vurgularken, ?Türkiye, AB?nin kurumsal yapısının tamamen bilincinde olup, bu yapıya gereken saygıyı göstermektedir? açıklamasında bulundu.

Dışişleri Bakanlığı?ndan yapılan yazılı açıklamada, dün (9 Aralık 2011) yayınlanan AB Zirvesi Sonuçları değerlendirildi. Sonuçlarda, Türkiye?nin AB Dönem Başkanlığı ile 2012 yılının ikinci yarısındaki ilişkilerine dair açıklamaların ?tehdit? olarak tanımlandığı ve Dönem Başkanlığına bir kurum olarak saygı gösterilmesi çağrısında bulunulduğu belirtilen açıklamada, ?Türkiye?nin AB ile ilişkileri yarım asırdır devam etmektedir. Türkiye, AB?nin kurumsal yapısının tamamen bilincinde olup, bu yapıya gereken saygıyı göstermektedir. Ancak mevcut sorunun Türkiye tarafından yaratılmadığı da bir vakıadır" değerlendirmesinde bulunuldu.

2012 yılının ikinci yarısında üstlenilecek AB Dönem Başkanlığıyla ilgili durumun 2004 yılı genişlemesinde yapılan yanlış bir siyasi hesabın ve hatanın sonucu olduğu ifade edilen açıklamada, şöyle devam edildi:

?AB Konseyi?nin 26 Nisan 2004 tarihinde almış olduğu kararda Kıbrıs Türklerine verilen sözün yerine getirilmediği, ambargo ve kısıtlamaların kaldırılmadığı da bir gerçektir. AB?nin kendi içine ithal ettiği sorunlar, şimdi Birliğin kolektif olarak karşı karşıya olduğu mevcut sınamalara yapıcı biçimde karşılık vermesini zorunlu kılmaktadır.

Bu nedenle, Türkiye, AB Zirvesi Sonuçlarının 14. paragrafındaki açıklamaları esefle karşılamaktadır. Türkiye?nin konuya ilişkin tutumu başından beri sarih olup, daha önce açıklanmış AB tarafından da bilinen politikaları ile uyumludur. Türkiye, BM?nin de beklentisi doğrultusunda önümüzdeki aylarda Kıbrıs?ta kapsamlı çözüme ulaşılması ve AB Dönem Başkanlığı?nın Kıbrıs Türklerinin de eşit statüde yer alacağı yeni ortaklık devleti tarafından üstlenilmesi istikametindeki samimi arzusunu muhafaza etmektedir.?

Türkiye?nin yaptığı çağrının, 30 Haziran?a kadar Ada?da kapsamlı çözüm bulunmasını teşvik için yapılan bir çağrı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, ?Bunun tehdit olarak algılanması her türlü iyi niyetten uzaktır. AB iyi niyetliyse ve adil bir çözüme katkıda bulunmak istiyorsa, kapsamlı çözüm doğrultusunda Kıbrıs Rum tarafına baskıyı artırması gerekir.

Bu vesileyle AB Zirvesinde dün onaylanan 5 Aralık 2011 tarihli AB Genel İşler Konseyi?nin Sonuçlarına ilişkin görüşlerimizi esasen daha önce kamuoyuna açıkladığımızı hatırlatmak isteriz? denildi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.