Din-Bir-sen 9. Başkanlar Kurulu Toplantısı Heyecanlı Geçti…

Din-Bir-sen 9. Başkanlar Kurulu Toplantısı Heyecanlı Geçti…
 Din-Bir-Sen 9. Başkanlar Kurulu Toplantısı Antalya Side’de Lake&River Hotel’de geniş katılımla gerçekleştirildi. 9-10-11 Nisan 2016 tarihinde...

 

Din-Bir-Sen 9. Başkanlar Kurulu Toplantısı Antalya Side’de Lake&River Hotel’de geniş katılımla gerçekleştirildi. 9-10-11 Nisan 2016 tarihinde gerçekleşen Başkanlar Kurulu Toplantısına İl Başkanları ve delegeler aileleriyle birlikte katılarak hem çalıştay yapıldı hem de aileler birlikte gezerek 3 günlük tatil yapma imkânı buldu.

Konya İl Başkanı Ali Bitim’in sunumuyla gerçekleşen toplantı 9 Nisan Cumartesi günü saat 14.30’da Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Daha sonra İstiklal Marşı okunarak saygı duruşunda bulunuldu. Toplantıya Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Muzaffer Kala, Dem-TOÇ-Sen Genel Başkanı Dr. Hayati Oyanık, Manavgat İlçe Müftüsü Hasan Hayri Yaşar, Anadolu Ajansı,  TRT ve Doğan Haber Ajansından muhabirler de katıldı.

Emaneti En İyi Şekilde Temsil Etmeye Çalışıyoruz

Açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edilen Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, vermiş olduğunuz emaneti en iyi şekilde temsil etmek, camiamızı en üst noktada canlı ve aktif halde tutarak diriliş hareketini gerçekleştirmek üzere canla başla çalışıyoruz, dedi.

Genel Başkan Yusuf Özdemir konuşmasında şunları söyledi: “Kıymetli arkadaşlarım, gözünüz arkada kalmasın. Sayın Lütfi Şenocak bu yolu bize açtı. Kendisine teşekkür ediyoruz. Herkes iyi bilsin ki, kimseye vefasızlık yapmadık, ancak vefasızlık yapanı da affetmeyeceğiz ve unutmayacağız. Din-Bir-Sen farkındalığı camiada görülmekte ve hissedilmektedir. Biz de ağırlığını hissediyoruz. Hiçbir zaman güçlünün yanında yer alarak ismimizi lekelemedik. Din-Bir-Sen, güçlünün yanında değil, haklının, mağdurun ve mazlumun yanında olan bir sendikadır.

Kimseyi ötekileştirmedik, ancak bizi ötekileştirenlere karşı da sessiz kalmadık. Sendikayı ve yönetimimizi yıpratmak için hamaset içinde olanlara gerekli cevapları verdiğimiz gibi, hiç şüpheniz olmasın daha ağır cevapları da alacaklardır. Biz bir aileyiz. Biz, herkese örnek olmak zorundayız. Seçime birlikte gitmediğimiz arkadaşlarımızla kucaklaştık. Bizi destekliyorlar. Birlikte çalışıyoruz. Kimseyi ötekileştirmedik.

Ailemizin şerefini ve onurunu korumak bizim namus borcumuzdur.

Bizim yolculuğumuz kutsaldır. Bu yolculukta bu düşüncelerle birlikte, Din-Bir-Sen’i en üst seviyeye çıkarmak için çalışacağız. Çanakkale’de ve ülkemizin pek çok yerinde düşmana karşı savunma hattı kuran atalarımızın yaptığı gibi, Din-Bir-Sen’e karşı yürütülen itibarsızlaştırma, yıpratma ve karalama kampanyalarına karşı, müfterilerle, tıpkı Kurtuluş Savaşında olduğu gibi mücadele edeceğiz. Din-Bir-Sen ailesini yıpratmaya kimse cüret etmesin. Ailemizin şerefini ve onurunu korumak bizim namus borcumuzdur. Ailemizin şerefine ve onuruna saldırmakta namussuzluk ve şerefsizliktir.

Paralel ihanet çetesiyle ilişkisi olanları uzaklaştırın.

Değerli arkadaşlarım, 28-29 Kasım 2015 2. Olağanüstü Kongre gününden bu tarihe kadar 5 gece bile evimde uyumadım. Sürekli yollardayım. Teşkilatlarımızı ziyaret ediyorum. Valileri, Kaymakamları, AK Parti İl ve İlçe Teşkilatlarını gezerek sendikamızın misyonunu ve vizyonunu anlatarak tanıtmaya çalışıyorum. Çalışmalarımız hakkında bilgi veriyorum. İl Başkanlarımızdan ve temsilcilerimizden sorunları öğreniyorum. Bütün ziyaretlerimizde davamızı anlattım. Özellikle paralel ihanet çetesini anlatarak bu tehlikeden kurtulmanın gerekliliği üzerinde durdum. Sizlerden de rica ediyorum; 5 bin üye getirecek dahi olsa paralel ihanet çetesiyle ilişkisi olanları aranıza almayın. Kabe’yi ziyaret etmeyen, hacca bir defa bile gitmemiş, fakat Vatikan’a gidip öl öpmüş bir kimsinin bu ülkeye faydası dokunamaz. Bunlar bizi küçültmeye çalıştılar. layık olmadığımız algı operasyonları yaptılar.

Malum sendika Diyanet camiasına yalan söyledi.

Değerli arkadaşlarım, malum sendika bizi yıpratmaya çalıştı. Yalan söyleyerek camiayı kandırdı. Müslüman yalan söyler mi? Malum sendika bizim her açıklamamızı takip etmeye başladı. Bizi dikkate almaya başladı. Baktı ki, her kurumu ziyaret ediyoruz. Her gittiğimiz yerde önemli şeyler söylüyoruz. İlgi ve alaka görüyoruz. Söylemlerimizle, din görevlilerinin sorunlarının çözümü için plan ve projelerimizle geldiğimizi gördüler ve anladılar ki, Din-Bir-Sen yükseliyor. Korktular! Niye korkuyorlar? Çünkü yalanlarıyla camiayı kandırıyorlar. ‘İLİTAM tamam dediler’ fos çıktı. Rotasyon olmayacak dediler, rotasyon askıya alındı, ama devam edecek. Bu konularla ilgili olarak ilgili makamlarla görüşüyoruz. İLİTAM’a YÖK karşı çıkıyor, DİB. Karşı çıkıyor, İlahiyat Fakülteleri karşı çıkıyor. Ama bunlar, müfteri ve tetikçileriyle yalan söylemeye devam ediyorlar. Rotasyon için liyakat sistemi getirilmelidir. Rotasyonun ahlaki değerleri zedelemeyecek ve din görevlilerine yakışmayacak şekilde pazarlık haline getirilmesini istemiyoruz.

Din-Bir-Sen’in ideolojisi İslam davasına hizmettir.

Din-Bir-Sen’in ideolojisi nedir, diye soruyorlar. Herkes bilsin ki, bizim ideolojimiz İslam davasına hizmettir. Biz, herkesin imamıyız. Cumhurbaşkanı’nda Başbakan’ın da bütün halkın imamıyız. Biz, bütün insanlığın imamıyız. Hz. Peygamber’in varisleriyiz. Bizim davamızın önündeki engelleri kaldırarak diriliş hareketini başlatan Sayın Cumhurbaşkanımızın yanındayız. Varlık sebebimiz bütün canlılara hizmet etmektir. İslam’la buluşamamış, imanlı olmanın şerefine nail olamamış insanları İslam’la biz buluşturup tanıştıracağız.

Mardin’de kurulan Kardeşlik Platformunu destekleyelim.

Güneydoğu Anadolu Bölge Başkanımız M. Şirin Ersan’ın kurucuları arasında bulunduğu Kardeşlik Platformunu destekleyelim. Sendika olarak bu platforma gereken desteği verelim. Oradaki savaşta, din görevlileri asker gibi canları pahasına görev yapıyor. Vatandaşlarımıza gıda, giyim, battaniye yardımı yapıyor. Demek ki din görevlileri, her şartta vatandaşların yanındadır. Bu platform yasal yoldan hayır işi yapıyor. Devletimizin yanındayız. Askerimizin, polisimizin yanındayız. Allah onları korusun. Orada mağdur olmuş sağduyulu vatandaşlarımıza devletin her türlü yardım ve desteği yapması gerektiğini önemli vurgulamak istiyorum. Milletimiz, inşallah bu terör belasından kurtulacaktır. Terörü şiddetle lanetliyoruz. Taşeronlarını, bunlara maşa olanları ve halkımıza korku salarak zulüm edenleri de şiddetle kınıyoruz.  

‘Hangi Sendika Üyesisin’ demeden din görevlilerine hizmet ediyoruz.

Sadece kendi üyelerimize değil, bütün din görevlilerine hizmet ediyoruz. Bizi arayıp yardım isteyen din görevlilerine hangi sendikadan olduğunu sormuyoruz. Minberde, mihrapta, Kur’an Kursunda, camide görev yapan bütün din görevlileri bizim kardeşimizdir. Hangi sendikadan olursa olsun fark etmez. Talep ettikleri takdirde onlara da destek veriyoruz.

Biz, manayı konuşuyoruz. Maddeyi konuşanlar ise yalan söylüyor!

Biz, manayı konuşuyoruz. Manayı yüceltmek için çalışıyoruz. Maddeyi konuşanlar ise yalan söylüyor! Malum sendika manayı konuşmuyor, maddeyi konuştuğu için yalan söylüyor. Aramızdaki fark budur. Biz, Diyanet camiasının top yekûn takdirini kazanmış bir sendikayız. Ziyaret ettiğimiz Müftülerde bunu görebiliyoruz. Malum sendika sıkıntılı… Sendikayı milletvekili olabilmek için basamak olarak kullanıyorlar. İçindeki paralel ihanet çetesinin sempatizanlarını, vatana, millete, devlete ve İslam’a zarar veren paralel ihanet çetesini temizleyemedikleri için konuşamıyorlar. Tek söyledikleri ‘Biz hükümetin yanındayız.’ Hem içindeki paralelcileri temizleme hem de çık hükümetin yanında olduğunu söyle… Var mı böyle bir şey? Malum sendika tedirgin. Din-Bir-Sen’in adını duymak bile onları titretiyor.

Büyük düşünemeyenler yalana, iftiraya ve tetikçiliğe soyunuyor.

Değerli arkadaşlarım, dünyada soğuk savaş var. İçimizdeki küçük düşünenlerde soğuk savaş yürütüyor. Büyük düşünemeyenler yalana, iftiraya ve tetikçiliğe soyunuyor. Bunların başlarını biz ezeceğiz! Yalan ve iftiralarıyla birlikte gömeceğiz.

Diyanet’i ele geçiriyorlar. Kurumumuz tehlikede! Bu konuda uyanık olmalıyız. Bütün yetkilileri uyarıyoruz; Diyanet teşkilatını paralelcilerden, yalancılardan, iftira ve tetikçilik yaparak prim elde etmeye çalışan ahlaksızlardan temizleyin. Diyanet elden giderse paralel din oluşturulur ki, bunun da temelini attılar. Bizimle aynı camide namaz kılmıyorlar! Darül Harp ilan ettiler. Kendi cemaatleriyle ayrı mescit oluşturup namaz kılıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin camilerinde, devletin imamlarının arkasında namaz kılmıyorlar. Bu nedenle temizlik hareketi şart. Camiamızın söylemlerini dinliyoruz, gözlemliyoruz ve dikkate alıyoruz. Kuşkunuz olmasın, ilgili makamlara da iletiyoruz.

Din görevlileri dava adamı olmalıdır.

Din görevlileri kimseyi ötekileştiremez. Hz. Peygamber’in varisleri olarak buna hakkımız yok. Din görevlileri İslam’ı yüceltmek için çalışmalı ve dava adamı olmalıdır. Şahsi hesapların peşinde olanlar, İslam’a hizmeti ikinci plana atanlar dava adamı olamaz. Din görevlileri tek tek her ferde ulaşmalı, insanların ayağına gitmeli ve dini en güzel yaşayanlar olmalıdır. Biz bu düşünceleri uygulayan ve sadece Allah’tan korkarak haraket eden insanlar olarak, dinimizi yüceltmeye ve İslam’a hizmet etmeyi şiar edinen bir sendikayız.

Toplantımızı sabote etmeye çalışıyorlar.

Değerli arkadaşlarım, sendikamızı karalamaya, yıpratmaya, şahsımızı incitmeye çalışanlara karşı tek yürek olmak zorundayız. Bu toplantımızı bile sabote etmeye çalıştılar. Amaç hizmet ise sendikayı ve şahsımızı niye karalıyorsunuz? Görevimizi yapamaz hale getirmek için her türlü yola başvuruyorlar. Şundan emin olun ki, hesapları hizmet değil, başka şeylerin peşindeler. Biz bunları çok yakından biliyoruz. Toplantıyı sabote etmeye çalışan, sendikayı bölmeye çalışanlara şunu açıkça söylüyorum: Sendikanın üzerinden elinizi çekin. Yoksa o eli adaletin keskin kılıcıyla keserim!”

Başarı hepimizindir.

Daha sonra kürsüye gelen Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Menderes Ateş, İl Başkanları, delegeler ve misafirleri selamladıktan sonra yaptığı konuşmada, elinizdeki dosyalarda sendikamızın genel durumuna ilişkin bilgiler mevcuttur, diyerek şunları söyledi: “Üyelerimizin bir kuruşunun bile çarçur edilmesine gönlümüz razı olmaz. Bu itibarla şeffaf olacağız. Hesap vereceğiz ve hesap vermekten kaçmayacağız. Sizlere yanlış bilgi vermeyeceğiz. Elinizdeki dosyalarda tüm bilgiler mevcuttur. Eksik bilgiler varsa sorumluluğu şahsıma aittir. Bunun için özür dilerim. Ortada bir başarı varsa, bu başarı başta Genel  Başkanım olmak üzere hepimizindir.”

Ateş, Bölge Toplantılarında üye ve temsilcilerin istek ve taleplerinin yer aldığı bir çalışmanın olduğunu belirtti. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesini geniş tutacaklarını ve ilgili makamlara ileterek dikkatlere sunulacağını söyledi. Ateş, illerin karnesi olarak nitelendirdiği üye kayıt ve istifalarının yer aldığı bilgileri sinevizyon gösterisi halinde sundu. İl Başkanlarının, bu bilgilerin ışığında sendakal çalışmalarını yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti: “Biz, yetkiye talip olan bir sendikayız. Yetkiye talip olurken, Türkiye ortalamasını da dikkate almamız gerekir. 140 bin Diyanet personelinin kaçına ulaşabildik? Ulaşamadığımız kardeşlerimiz varsa, nedenlerini masaya yatırmamız gerekiyor.”

Yanlış bir şey yapmışsam öncelikle Allah’a karşı sorumluyum.

Daha sonra İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hamdullah Silindir kürsüye gelerek kısa bir konuşma yaptı. Konuşmasında üç ayları kutladı. Hayırlara vesile olmasını temenni ederek şöyle dedi: “2013 yılından itibaren herhangi bir sorumluluk varsa üstleniyorum. Öncesinden sorumlu değilim. İdari ve Mali İşler konusunda öncelikle Allah’a karşı sorumluyum. Yanlış bir işe imza atmışsam hesabını verememekten korkarım. Beni desteklediniz, aranıza aldınız. Bunun için hepinize teşekkür ederim. Gelir – Gider durumu birbirini karşılayacak durumdadır. İdari ve Mali İşlerle ilgili olarak Genel Merkezde bir sıkıntı yok. Dürüst olmalıyız ve doğruları konuşmalıyız. Aksi halde güçlü olamayız ve yetkiyi alamayız.”

Allah bize hayırlı hizmet etmeyi nasip etsin.

Konuşmak üzere kürsüye gelen Basın-Yayın, Eğitim ve Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Adli, salonu selamladıktan sonra kendisine verilen destek için teşekkür etti. Adli şunları söyledi: “Allah bize hayırlı hizmet etmeyi nasip etsin. Çalışırsak, güçlü olursak her türlü masraflarımızı karşılayacak güce de sahip olabiliriz. Çeşitli sıkıntılara katlanarak buralara kadar geldiniz. Genel Merkez olarak bunu görmek ve takdir etmek zorundayız. Bazen hoşgörü bazen tevazu ile çeşitli sıkıntıları aşacağız. Özverili çalışmalarınız nedeniyle sizlere şükranlarımı sunuyorum.

Sendikal çalışmalarımızda materyal sıkıntısı yaşıyorduk. Çok şükür bunu çözdük. 50 bin adet broşör bütün teşkilatlarımıza ulaştırıldı. Bunu her 2 ayda bir yapmayı düşünüyoruz. Genel Merkezin çalışmalarını bütün üyelerimize ve Diyanet camiasına duyurabilmek için bu tür çalışmalarımız devam edecek. Takvim ve kalem çalışmalarımızda bu kapsamda üyelerimize ulaştırıldı. Bunu farklı zamanlarda devam ettireceğiz. Genel Merkezin basın açıklamalarını değerlendirin. Bölgelerinizin sorunlarını gündeme getirin. Din görevlilerinin sorunlarını tespit ederek kamuoyuna açıklayın. İllerde çeşitli kurum ve kuruluşlarla anlaşmalar yaparak üyelerimizin çeşitli hizmetleri daha ucuza almasını sağlayın. Web siteleri yaptırın. Çalışmalarınızı web siteleriniz aracılığıyla duyurun.”

Eğilmeden, bükülmeden, dik durarak sendikacılık yapın!

Mevzuat ve Toplu Sözleşme Görüşmelerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Çelik’te yaptığı konuşmada mevzuatla ilgili çeşitli konulara değindi. Memurlara çok düşük oranda zam yapıldığını belirterek, hükümetin karşısında boyun eğerek sessiz kalan Memur-Sen’i eğilmeden, bükülmeden dik durarak sendikacılık yapmaya davet etti.

Çelik, konuşmasında şunları söyledi: “Vergi dilimleri yükseltilir, memur maaşlarından yapılan vergi kesintilerinin bir kısmını devlet karşılar ve vergilerin oranları aşağı çekilecek olursa maaşlarda iyileştirme sağlanmış olacaktır. Yaklaşık 3 milyon memur ailesinin, bunun ortalama olarak 12 milyona tekâmül ettiği düşünülürse, ekonomik olarak rahatlamaları piyasada 30 milyonun üzerinde ticaret yapan esnafı da rahatlatarak ekonomide canlılık sağlayacaktır ki, bu da Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 38,5’na tekabül etmektedir.

Ülkemizin ekonomik kaynakları geniştir. Devlet, belirttiğimiz şekilde memur maaşlarındaki kesintilerin yarısını karşılayabilir. Bunun için kaynaklarımız yeterlidir. En başta devlet eliyle yapılan israfının önüne geçilerek bu sağlanabilir. Devlet, isterse kaynak bulmakta sıkıntı çekmez. Din-Bir-Sen olarak bu kanaati taşıyoruz. Memurun geçinebileceği bir refah seviyesine yükseltilmesini istiyoruz.”

Oyunlara gelmeyelim.

Araştırma ve Dış İlişkiler Sekreteri Ahmet Ceylan’da kısa bir konuşma yaptı ve salonu selamladıktan sonra, birlik ve beraberlik içinde çalışmamız devam ediyor. Birliğimizi, beraberliğimizi çekemeyenlerin oyunlarına gelmeyelim. Yetkiyi alabilmek ve gelişip büyüyebilmek için bir olmalıyız, diri olmalıyız, dedi.

Genel Başkan Yardımcılarının ardından Genel Başkan Başdanışmanı Şükrü Şahin’de kısa bir konuşma yaparak çalışmalar hakkında bilgi verdi. Daha sonra İl Başkanları tek tek kürsüye gelerek sendikal çalışmaları ve bölgelerindeki sorunlarla ilgili kısa konuşmalar yaparak taleplerini ilettiler. Eski Genel Başkan Yardımcılarından Zeki Çolak ve Mevlüt Yıldız’da birer konuşma yaptılar.

Pazar günü tekne turu düzenleyen Din-Bir-Sen, yorucu çalıştayın ardından kısa süreliğine rahatlayarak aileleriyle birlikte gezinti yaptılar.

Bu arada tekne turu ve konaklama ücretlerinin yarısının Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir tarafından hibe yoluyla karşılandığı belirtildi.

Pazartesi günü yapılan son oturumda Genel Başkan Yusuf Özdemir kapanış konuşması yaptı. Ardından plaket ve Katılım Belgesi sunulurken, toplu hatıra fotoğrafı çekilerek çalıştaya son verildi.

adanapost.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.