'Diktatör yaftası vuranlar özlemlerini ifade edenlerdir'

'Diktatör yaftası vuranlar özlemlerini ifade edenlerdir'
  Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına, hükümetine diktatör yaftası vuranlar gönüllerindeki özlemi ifade edenlerdir"...


 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına, hükümetine diktatör yaftası vuranlar gönüllerindeki özlemi ifade edenlerdir" dedi.

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasi partilerin "temelli" kapatılması hükmünün yürürlükten kaldırılmasını öngören Anayasa değişikliği teklifiyle ilgili olarak "Dört parti bir araya gelse hatta dört partiye de gerek yok. Anamuhalefet ile iktidar partisi bir araya gelse bu işi bitirir. Bu tamamen artık milletin gündeminden düşsün. Ondan sonra da hiç kimse 'Kuşlardan haber aldım, benim partimi kapatacaklar' diye ortalıklarda dolaşmasın" dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen dördüncü muhtarlar toplantısındaki konuşmasında, Ankara, İstanbul, Yalova, Tekirdağ, Edirne, Çanakkale, Kocaeli, Kırklareli ve Bilecik'ten gelen 424 muhtarı Cumhurbaşkanlığı'nda misafir ettiğini söyledi.

Türkiye'deki 50 bin muhtarın tamamıyla bir araya gelmeyi hedeflediğini ifade eden Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda muhtarların yanı sıra esnaf, iş adamları, sanatçılar, bilim adamları, sporcular ve her kesimden vatandaşla bir araya geldiğini kaydetti.

İnşaatı devam eden kongre merkezi tamamlandığında 2 bin kişiyi aynı anda ağırlayabileceklerini, o zaman sürecin daha da hızlanarak devam edeceğini dile getiren Erdoğan, böylece Türkiye'nin geniş katmanlı bütün sivil toplum kuruluşları ve gruplarıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir araya geleceğini, devlet-millet kaynaşmasının farklı bir şekilde hayata geçeceğini belirtti.

"Burası milletin evi, biz milletiyle arasına duvarlar örmüş, tel örgüler çekmiş, bariyerler kurmuş bir siyasetçi, bir Başbakan, bir Belediye Başkanı olmadığımız gibi böyle bir Cumhurbaşkanı da asla olmadık, olmayacağız" diyen Erdoğan, her gün milletle iç içe, beraber olmaya devam edeceğini vurguladı. Cumhurbaşkanlığındaki programlar, katıldığı diğer programlar ve il ziyaretleriyle milletle kesintisiz irtibat ve muhabbet içinde olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Açık söylüyorum, bu bağ koptuğu gün, bizim de bittiğimiz gündür. İnsan nasıl oksijeninin olmadığı yerde nefes alamaz, yaşayamazsa, biz de milletimizle muhabbetimizi kaybettiğimizde adeta nefessiz kalırız çünkü biz milletimizin bağrından doğduk, orada yetiştik, orada ilmi, irfanı, hizmeti öğrendik. Bunun için de başka bir dünyayı ne hayal edebiliriz ne de orada yaşayabiliriz.

Beni en iyi siz muhtar kardeşlerimin anlayacağına inanıyorum çünkü sizler demokrasi çınarının köklerine en yakın dallarısınız. Bakmayın siz kendi aklınca muhtarları küçümseyen, görmezden gelenlere. Şundan eminim onların hiçbiri oturdukları mahallelerinde muhtarlığa aday olsalar kazanamazlar. Kendi mahalle halkının gönlüne girip, orayı fethedip muhtar olamayacakların ülkenin, milletin, memleketin meseleleri hakkında iri iri laflar etmeleri bizi sadece acı acı gülümsetir. Bugün ülkemizde siyasi parti genel başkanı, yöneticisi sıfatı taşıyanlardan pek çoğunun parti amblemlerini bir kenara koyun, mahalle muhtarlığa aday olduklarında hüsrana uğrayacaklarını gayet iyi biliyorum."

-"Kapatılsa zil takıp oynayacaklar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletle, vatandaşla irtibatı zayıf olanlar için seçimlerin adeta bir yük haline geldiğini dile getirerek, onların oturdukları yerden "Cumhurbaşkanı şöyle söyledi, hükümet böyle yaptı" diyerek siyaset yapmak istediklerini söyledi.

"İzmir'de bir vatandaşımız, bir hanımefendi, bunlardan birine gayet güzel dersini vermiş. Sürekli iş değil laf üreten bir siyasi genel başkanına, kendi partisinden olduğunu söyleyen bir hanımefendi 'Bırakın dalaşmayı, proje üretin' diye seslenmiş" diyen Erdoğan, kendilerinin de yıllardır "Bırakın kötülümeyi, karalamayı, bu millet için ne yapacaksınız, ne yaptınız onu söyleyin" dediklerini aktardı.

"Söylüyoruz söylemesine de karşı taraftan proje namına tık yok. Onun yerine varsa yoksa tezvirat. Şimdi bu ara ne söylüyorlar, neymiş 'partilerini kapatacaklarmış'. Niye senin partini kapatsınlar? Genel Başkan olduğum parti, 2007'de kapatılmak istendi. Bunların hiçbirinin sesi çıkmadı. Hatta o zaman bir parti genel başkanı 'Ankara'da da hakimler, savcılar varmış' dedi. Kapatılsa zil takıp oynayacaklar. Bunu söyleyenler şimdi 'partimiz kapatılacak' diyor" değerlendirmesini yapan Erdoğan, 2010'da "partilerin kapatılmasını yasaklayalım" dediklerini, TBMM'deki görüşmeler sırasında muhalefetin Genel Kurul'u terk ettiğini, AK Parti'nin içinden ihanet edenler de çıkınca düzenlemenin hayata geçemediğini ifade etti.

-"Tekrar sağa sola kaçmayın"

Düzenleme o zaman yapılsaydı şimdi bunların konuşulmayacağını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben geçenlerde Sayın Başbakan'a da söyledim. Meclise getirin bu işi, buyrun gelin bir hafta içinde hemen birlikte yasa teklifini getirelim. Fazla bir şey değil, üç beş maddelik iş, partilerin kapatılmasını ortadan kaldıralım. Zorlaştıralım demiyorum, kapatılmayı tamamen ortadan kaldıralım. Bunun adımı atılsın. Milleti aldatmaya gerek yok. Dürüst olmak gerek, dürüst. Şimdi iktidar partisi adım attı, hadi gelin destekleyin. Tekrar sağa sola kaçmayın. Neyin şikayetini yapıyorsunuz? Üstelik iş işten geçmiş değil. Şu anda iktidar partisi Anayasa değişikliği teklifini Meclis'e sunuyor. Temenni ederim ki süratle bu iş hallolur. Dört parti bir araya gelse hatta dört partiye de gerek yok. Anamuhalefet ile iktidar partisi bir araya gelse bu işi bitirir. Bu tamamen artık milletin gündeminden düşsün. Ondan sonra da hiç kimse 'Kuşlardan haber aldım, benim partimi kapatacaklar' diye ortalıklarda dolaşmasın."

-"Laf değil, iş ürettik"

AK Parti göreve geldiğinde 6 bin 100 kilometre olan bölünmüş yollara 12 yılda 17 bin 500 kilometre yol eklendiğini, "ecdad mirası" olarak nitelediği projeyle Marmaray'ın hayata geçirildiğini anlatan Erdoğan, çalışmaları hızla süren Avrasya Tüneli'nin gelecek yıl tamamlanacağını, yeni açıklanan projeyle birinci ve ikinci boğaz köprüsü arasından deniz altında üç katlı tünel yapılacağını, temelini 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile attıkları Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ndeki çalışmaların da hızla sürdüğünü kaydetti.

Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyesi Bakir İzzetbegoviç'e geçen hafta Boğaz'da yaptıkları gezintide kuleleri gösterdiğini aktaran Erdoğan, 320 metrelik kulelerin bittiğini, fevkalade bir durum olmazsa köprünün 29 Ekim 2015'te açılacağını söyledi.

150 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın üçüncü büyük havalimanı inşaatıyla tüm bu çalışmaların bütünleşeceğini belirten Erdoğan, "Bunlar artık Türkiye'de yapılıyor. Bunlar icraatlar, laf değli. İş ürettik, üretmeye devam ediyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da modern bir havalimanı ve şehir bağlantısı için bulvarlar yapıldığını da anımsatarak, "Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili, Anamuhalefetin başındaki zat 'Kaçak saraydı, yok şuydu, yok buydu' durmadan atıyor, tutuyor. Büyük devletlere buralar yakışır, bunu böyle bileceksin. Büyük hedefleri olmayanlar, büyük hayaller gözetmeyenler, görmeyenler işte buraları düşünemezler. Bu millet büyük, güçlü bir millet ve dolayısıyla ona yakışan neyse onu yapacaktır, onu yapıyor" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına, seçilmiş hükümetine diktatör yaftası vuranlar aslında kendi gönüllerindeki özlemi ifade edenlerdir. Üstelik bu şekilde iftira ettikleri Cumhurbaşkanı, son 12 yılda bir değil, iki değil, üç değil tam 9 defa, hem de oylarını sürekli artırmak suretiyle milletin desteğine mazhar olduğunu göstermiştir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen dördüncü muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmada, Ankara'da doğru dürüst bir toplantı salonu olmadığını, sadece ATO'nun bir salonu bulunduğunu belirtti.

Bunun dışında büyük otellerin salonlarının da bin kişilik olduğunu dile getiren Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın bulunduğu yerleşkede, kamunun büyük toplantıların yapılacağı bir salon yapmak istediklerini söyledi.

Bölgede büyük cami de bulunmadığını, bu nedenle salonun altında 2 bin 500-3 bin kişilik, Osmanlı ve Selçuklu mimarisini içeren büyük bir cami yapacaklarını bildiren Erdoğan, ayrıca sergi salonlarının bulunduğu bir yer de inşa etmek istediklerini kaydetti.

Erdoğan, toplantı salonu ve cami inşaatının devam ettiğini, sergi salonu için ise ihale yapılacağını ifade ederek, 2 bin kişinin yemek yiyebileceğini salonda, sanat eserlerinin sergileneceğini belirtti.

Türkiye'nin en büyük kütüphanesi olan Milli Kütüphane'de 1,5 milyon kitap bulunduğunu ancak dünyada 150 milyon kitabı olan kütüphaneler olduğunu aktaran Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı kütüphanesini de inşa edeceklerini, burada asgari 5 milyon kitap ve yazma eserlerinin bulunacağını söyledi.

Erdoğan, İstanbul'da da daha büyük bir kütüphane inşa edilmesinin planlandığını  bildirdi.

İlk emri "oku" olan bir dinin mensuplarını ifade eden Erdoğan, kütüphanenin göstermelik olmayacağını, 24 saat halka açık bulunacağını bildirdi.

Avrupa'da gençlerin geceleri, kütüphanelere giderek ders çalıştığını anımsatan Erdoğan, dijital sistemlerle modern şekilde inşa edilecek kütüphanede, hem ulusal hem de uluslararası tüm yayınların bulunacağını söyledi.

-"Samimi değilseniz millet de size ona göre değer verir"

Siyasetin samimiyet işi olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Siz samimi değilseniz, millet de size ona göre değer verir, ona göre destek verir. Siz samimiyseniz eninde sonunda, verdiğiniz mücadelenin neticesini görürsünüz" diye konuştu.

"Oy vermediği için millete kızarak, serzenişte bulunarak, hakaret ederek siyaset yapılır mı? İktidara talip olunur mu? Buradaki muhtarlarımızdan hangisi 'mahalleli kendisini seçmedi' diye onlara kızabilir?" diye soran Erdoğan, muhtarların, köyünde, mahallesinde ev ev dolaştığına, adeta bir aile dostu gibi olduğuna ve muhtaçlara yardım ettiğine inandığını belirtti.

Erdoğan, muhtarların, mahallesindeki kişilerin çoğunun künyesini de bildiğini ifade ederek, bunu yapmayan muhtarların zaten 3, 4 veya 5. dönem seçilemeyeceğini anlattı.

Gelen muhtarlar arasında 5. dönem muhtarlık yapanları da gördüğünü aktaran Erdoğan, milletin sevdiği kişileri 5. dönem muhtar yaptığını, sevmezse ilk dönemde kapıya koyacağını belirtti.

"Bu millet, kendisine sahip çıkana sahip çıkar" diyen Erdoğan, kendini sevdiren, kabul ettiren muhtarların parlamentoya girme şansının yüksek olduğunu dile getirdi.

-"Muhtarlığı olmayan, muhtarı olmayan demokrasi sakattır"

Muhtarların, siyasetin ve demokrasinin en alt damarı ve temel taşı olduğuna işaret eden Erdoğan, "Demokrasi sizde başlar ve muhtarlığı olmayan, muhtarı olmayan demokrasi sakattır. Sizinle bu iş yükselir. Onun için de ben inanıyorum ki muhtar kardeşlerimin vermiş olduğu mücadele Türkiye'yi güçlendirecek mücadeledir, Türkiye'yi yüceltecek mücadeledir” ifadelerini kullandı.

-"Milletin taleplerine rağmen onu bir başka yöne zorlamak olmaz"

İçişleri Bakanlığında birim kurulduğunu, daha önce kaymakama ulaşmakta zorlanan muhtarların, bakanlıklara bu formlar vasıtasıyla ulaşacağını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Millete liderlik etmek, önderlik etmek, milletin değerlerine, milletin kültürüne, milletin taleplerine rağmen onu bir başka yere, başka yöne zorlamak da olmaz. Şimdi diktatörlük diyorlar. İşte bunun da adı diktatörlüktür.  Ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına, seçilmiş hükumetine diktatör yaftası vuranlar aslında kendi gönüllerindeki özlemi ifade edenlerdir. Üstelik bu şekilde iftira ettikleri Cumhurbaşkanı, son 12 yılda bir değil, iki değil, üç değil tam 9 defa, hem de oylarını sürekli artırmak suretiyle milletin desteğine mazhar olduğunu göstermiştir.

Kendilerine güvenmek suretiyle cumhurbaşkanı adayı olamadılar. 13-14 tane parti birleşerek bir tane cumhurbaşkanı adayı çıkardılar, netice ortada. Millet zannediyorlar ki bu noktalarda değerlendirmesini iyi yapmıyor. Ya bu millet çok uyanık ya siz bu millet ne zannediyorsunuz."

Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığında bir birim oluşturuyorum. Bu birimdeki kardeşlerimiz, hanım kardeşlerim, özellikle Türkiye genelinde kadına şiddetle ilgili gelecek bütün haberleri, bizzat buradan takip edeceğiz, bizzat buradan takip edeceğim. Böylece nerede, ne oluyor anında inşallah bunlara müdahale etme fırsatını bulacağız" dedi.

Erdoğan, muhtarlar toplantısındaki konuşmasında, milletin aklıselimiyle kimsenin dalga geçmemesini, aksi halde cevabını sandıkta en güzel şekilde alacağını söyledi.

Türkiye'de çok partili siyasi dönemde 16 ayda bir hükümet değiştiğine dikkat çeken Erdoğan, güvenin, istikrarın olmadığı bir ülkede kalkınmanın da olmayacağının altını çizdi.

Erdoğan, tek partinin iktidarda olduğu son 12 yılda milli gelirin bire üç arttığını ifade ederek, 27 Mayıs öncesinde uydurulan, "yüzlerce öğrencinin Et ve Balık Kurumunun fabrikalarında kıyma yapılıp Konya Asfaltı'nın altına serildiği" yalanlarını, 12 Eylül öncesinde kardeşi kardeşe kırdırmak için kurulan tezgahları, söndürülen ocakları, katledilen evlatları unutmadıklarını dile getirdi.

"Gezi olayları sırasında sergilenen 'gözümün önünde şu kadar adam öldürüldü, panzer insanları ezip geçti, kurşunlar havada uçuşuyor, annelerin kucaklarından çocuklarını alıyorlar' ahlaksızlıklarını unutmadık" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kardeşlerim, dönemimizde 3,5 milyar fidan ve ağaç diktik biz. Bize kalkıp Taksim'de 12 ağacın söküldüğünü ve şöyle yapıldı böyle yapıldı... Hepsi yalan. 12 ağaç sökülerek -artık biliyorsunuz modern imkanlarla ağaç sökme makineleri ağacı söker bir başka yere de gider diker- Taksim'den alınıp Hürriyet Tepesi'ne dikilecek olan bu ağaçlarla ilgili kıyameti koparttılar ama Yalova'da maalesef asırlık çınarı kestiler, hiç bunların sesi çıkmadı. Aynı şekilde Sarıyer'de hiç sesleri çıkmadı. Neredesiniz tencere tavacılar?"

-"Gezi olaylarını yeniden alevlendirme rüyası görenler var"

Erdoğan, şu günlerde üniversitelerden sokaklara kadar bazı yerlerde tezgahlanmaya çalışılan oyunların gerisindeki niyeti de çok iyi bildiklerini belirterek, "Hala masum gençlerin canı pahasına üniversiteleri kavgaların merkezi haline getirme, hala Gezi olaylarını yeniden alevlendirme rüyası görenler var. Türkiye bu karanlık günleri artık geride bıraktı. Artık hiçbir vatandaşım bu oyunlara, bu kirli tezgahlara, bu provokasyonlara rağbet etmiyor, etmeyecek" diye konuştu.

İçinde şiddetin, baskının, zulmün, tehdidin olduğu hiçbir fikrin, hareketin, grubun milletten güç alması, destek bulmasının mümkün olmadığını, bunun, Çözüm Süreci için de Gezi heveslileri için de böyle olduğunu kaydeden Erdoğan, "Milletimiz demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin, hakkın, hukukun, istikrarın, güvenin, refahın, huzurun tadını aldı. Artık geri dönmez. Artık bu kazanımlarının hiçbirinden de en küçük bir geri gidişe izin vermez. Buna tevessül eden herkese bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ben inanıyorum ki dersini verir" dedi.

-"Kadına şiddet insanlığa ihanettir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca İstanbul'da düzenlenen ve kendisinin de katıldığı programa değinerek, burada, kadına şiddete karşı kamuoyunda duyarlılık oluşturmayı hedefleyen bir spot film gösterildiğini anımsattı.

Hatırlatmasının ardından filmi muhtarlarla birlikte yeniden izleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

 "Kadına şiddet insanlığa ihanettir. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı, engelli dediğimiz herkes nihayetinde insandır. Neşet Ertaş, 'kadın insan, erkek insanoğlu' diyor. O meşhur Roman şarkısında ne diyorlar 'o da Allah kuludur, her kim olursa olsun...' Gerçekten de karşımızdakine kadın diyerek, erkek diyerek, şu etnik kökenden, şu mezhepten, şu bölgeden diyerek değil de insan olarak baktığımızda pek çok meselenin kendiliğinden çözüm yoluna girdiğini görürüz. Allah hepimizi insan olarak, eşrefi mahlukat olarak, yani yaratılmışların en şereflisi olarak yaratmıştır. Diğer tüm farlılıklar bunun altındadır. Siz cinsiyet başta olmak üzere alttaki farklılıklardan herhangi birini en üstü çıkarttığınızda sorun başlıyor. Buna bizim ne inancımız, ne kültürümüz, tarihimiz cevaz veriyor."

Bir bütünün iki yarısını oluşturan kadın ve erkekten herhangi birinin çıkartıldığında diğer tarafın tümden yok olacağını vurgulayan Erdoğan, kadına şiddet başta olmak üzere, kadın hakları konusundaki hassasiyetinin gerisinde böyle bir anlayışın olduğunu, mahallelerdeki temsilcileri olarak gördüğü muhtarlardan da aynı hassasiyeti beklediğini dile getirdi.

-"Gören gözüm, uzanan elim duyan kulağım olun"

"Gören gözüm, uzanan elim, duyan kulağım sizler olun" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığında bir birim inşallah oluşturuyorum. Bu birimdeki kardeşlerimiz, hanım kardeşlerim, özellikle Türkiye genelinde kadına şiddetle ilgili gelecek bütün haberleri bizzat buradan takip edeceğiz, bizzat buradan takip edeceğim. Böylece nerede, ne oluyor anında inşallah bunlara müdahale etme fırsatını bulacağız" ifadesini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.