Devletin açlık greviyle imtihanı

Devletin açlık greviyle imtihanı
Gültekin Avcı, son açlık grevinin KCK'nın BDP ve cezaevlerine yönelik verdiği talimatın gereği olduğunu yazdı...İŞTE O YAZI...Devletin açlık greviyle...


Gültekin Avcı, son açlık grevinin KCK'nın BDP ve cezaevlerine yönelik verdiği talimatın gereği olduğunu yazdı...

İŞTE O YAZI...

Devletin açlık greviyle imtihanı

58 cezaevinde yaklaşık 700 PKK/KCK tutuklu ve hükümlüsünün açlık grevi 40 günü geçti.

Cezaevlerinde en organize ve örgüt disiplini en yüksek terör örgütü PKK'dır.

PKK'lıların cezaevlerindeki eylem ve inisiyatiflerinin hiçbirisi bireysel değildir.

Her eylem ve tavır örgüt kararıyla ve hiyerarşik bir disiplin içinde yapılır.

Savcılık yıllarımda örgütün o zamanki cezaevleri sorumlusu Sabri Ok talimat verince tüm cezaevlerindeki PKK'lılar açlık grevine başlardı.

Açlık grevinin şekli, kuralları ve süresini bile örgüt belirler.

Son açlık grevi de KCK'nın BDP ve cezaevlerine yönelik verdiği talimatın gereği.

PKK açlık grevlerinde su, tuz, şeker ve sigara serbesttir.

Yeterli sıvı ve elektrolit alan kişilerin birkaç ay yaşayabileceğini, aksi halde birkaç gün içinde öleceklerini iyi bilirler.

BDP'li Demirtaş "gerekirse biz de arkadaşlarımızla ölürüz" diyor.

Ne istiyorlar?

Öcalan'a tecridin kaldırılması, anadilde eğitim, anadilde savunma...

Resmi dil Türkçe olmak kaydıyla Kürt nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde anadilde eğitimin düşünülebileceğini...

Anadilde savunma yapma hakkının tartışmasız kabul edilmesi gerektiğini...

Ama Öcalan'ın izolasyonunun kaldırılmasının devletin çok vahim bir hatası olacağını söylemiştim.

Benim de görev yaptığım üzere bölgedeki adli soruşturmalarda Türkçe bilmeyenler için yıllardır zaten tercüman görevlendiriliyor.

Yani devlet fiilen anadilde savunma hakkını tanımış durumda.

Sadece bunun resmiyete intikali gerekiyor.

Bunun için CMK. 202. maddenin değiştirilmesine bile gerek yok.

Yargıtay'ın ve mahkemelerin demokratik yorumu yeterli.

Devlet bunları yapmaya karar verse bile bunu açlık grevlerinin getirisi olarak yapmamalıdır.

Terör örgütü açlık grevleriyle millet ve devlet yönetememelidir.

Buna izin verilmemeli ve illegal odaklar için kötü emsal oluşturulmamalıdır.

Peki, ölüm orucu karşısında devlet ne yapacak?

Ölümlere göz yumulacak mı?

Ceza ve Güvenlik Tedbirleri İnfaz Kanunu'nun 82. Maddesi uygulanacak.

Cezaevi hekimlerinin hayati tehlike veya şuur kaybı tespit ettiği tutuklu ve hükümlüler, isteklerine bakılmaksızın, gerektiğinde zor kullanmak suretiyle tedavi altına alınacaklar.

Yani açlık grevlerinin sonucunu ve gerekirse müdahale zamanını hekim kanaati ve nihai olarak başsavcıların emri belirleyecek.

Kriter; hükümlülerin sağlıklarının korunması ve tedavilerine yönelik zorlayıcı tedbirlerin onur kırıcı nitelikte olmamasıdır.

Ölüm riskine meydan verilirse, devlet terör örgütü karşısında psikolojik mevzi kaybeder.

Bu itibarla açlığa bağlı vitamin ve tiaminin eksikliğine bağlı wernicke-korsakoffsendromunun baş gösterme ihtimali bile göze alınmadan müdahale edilmelidir.

Yoksa IRA karşısında İngiltere gibi taviz verip itibar kaybedersiniz.

IRA üyesi siyasi tutukluların 1981 yılında gerçekleştirdiği açlık grevinde 10 IRA üyesi hayatını kaybetmişti.

10 adam 46 günden 73 güne kadar yemek yemeden sadece tuz ve su alarak hayatta kaldı.

10 tutuklunun ölümü ve kamu düzeninin bozulması sebebiyle İngiliz yönetimi çeşitli tavizler vermek zorunda kalmıştı.

KCK/BDP ekseninin tüm planları ölümlere dayalı.

Açlık grevleriyle oluşacak hastalıklara dayanarak KCK tutuklusu siyasilerin tahliyesini sağlamak ve örgütle Öcalan arasında irtibatı tekrar kurmayı arzuluyorlar.

Muhtemel ölümler veya hastalıklar sebebiyle Kürt sorununa hassas ama teröre uzak dimağları, örgüte angaje etmek istiyorlar.

"Hiçbir ana ağlamasın, şiddet bitsin, barış..." düşüncelerinde zerre kadar samimiyetleri varsa, buyursunlar PKK'nın silah bırakması için BDP milletvekilleri açlık grevi yapsınlar.

Kürt sorununa yönelik taleplerini iletirken, ölüm orucunu bitirmenin vazgeçilmez bir şartı olarak da PKK'nın silah bırakmasını dayatsınlar.

Asla yapmazlar.

Yapsalar ve hatta BDP'nin tüm milletvekilleri açlıktan hayatını kaybetse PKK silah bırakmaz.

Devlet zamanında müdahale etmeli ve PKK'nın hem devlete hem de Kürtler'e yönelik psikolojik harekâtı olan bu son hamlesini durdurmalıdır.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.