Deniz Feneri e.V.'de savcılara suç duyurusu...

Deniz Feneri e.V. soruşturmasını yürüten savcılar hakkında zanlıların avukatlarınca Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na suç duyurusunda bulunuldu.

Savcılık sorgusu aşamasında Kanal 7'nin Finans Müdürü Erdoğan Kara'nın baskıyla itirafçı yapılmak istendiği öne sürüldü. Savcıların gözaltılar sırasında, bir muhasebe kaydıyla ilgili yeni bulgulara ulaştıklarını söyleyerek Finans Müdürü Kara'dan konuşmasını istediği, Kara'nın bildiklerini anlatmasının ardından "Bize yardımcı olmadın." denilerek tutuklamaya sevk edildiği kaydedildi. Kara, nöbetçi sulh ceza mahkemesince serbest bırakılmış, savcıların yaptığı itiraz da bir üst mahkeme tarafından reddedilmişti.

Savcıların, Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik'e yönelik iddialarının da hukuki dayanaktan yoksun olduğu savunuluyor. Halen tutuklu bulunan Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik'in Almanya'daki soruşturmada herhangi bir tanık ifadesinde dahi suçlanmadığı ve hakkında takipsizlik kararı verildiği, ancak Ankara'daki savcılık makamının bu kararı dikkate almadığı ifade edildi. Soruşturma aşamasında savcıların, zanlıların avukatlarına bilirkişi raporunun tamamlanmasını beklediklerini söyleyerek, raporun hazırlanmasından sonra tebligatla ifadeye davet edeceklerine dair defalarca taahhütte bulundukları, ancak ilerleyen dönemlerde savcıların tam tersi yönde hareket ettikleri vurgulandı.

Eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ile Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Karahan, Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik'in tutuklu bulunduğu Deniz Feneri e.V. soruşturmasını yürüten savcılar Nadi Türkaslan, Mehmet Tamöz ve Abdulvahap Yaren geçtiğimiz hafta avukatları tarafından HSYK'ya şikâyet edilmişti. Akman ve Karaman'ın avukatları aracılığıyla, HSYK'ya yaptıkları şikâyette, soruşturma savcılarının, mal varlıklarına el konulan 18 kişi hakkında mahkeme kararının bir bölümünü yok sayarak işlem yaptıkları öne sürülmüştü.

'MAHKEME KARARI YOK SAYILDI'

Şikayet dilekçesinde savcıların, 1 Haziran 2009 tarihli Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 18 kişinin ortak olduğu şirketlerin, gayrimenkulleri, araçları ve diğer şirketlerdeki hisselerine de el konulması talebini reddeden kararını kapatarak işlem yaptıkları savunuldu. Dilekçede, "Soruşturma savcıları, mal varlıklarına el konulan 18 kişinin ortak olduğu şirketlere ait mal varlıklarına el konulması talebinin reddine rağmen, bu şirketlerin varlıklarına el koyma amacıyla işlem yaptı. Bu işlemler sırasında, Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi kararının aslında yer alan 2 ret maddesinin üzeri kapatıldı." denilmişti.