Demirel hakkında bomba iddia!
AK Partili Haluk İpek'ten bomba bir Demirel ifşaatı geldi.. İpek, Özal'ın cumhurbaşkanlığı döneminde Nazarbayev'in dünyanın en büyük uzay fırlatma üssü olan Baykonur'u Türkiye'ye vermek istediğini ancak o zaman icranın başı olan Demirel'in korkarak, buna yanaşmadığını söyledi.
Pakistan ve Kazakistan'ı kapsayan gezisinde Başbakan'a eşlik eden gazetecilerden Yeni Akit Ankara Temsilcisi Yener Dönmez, beraberlerindeki İpek'in kendisine anlattığı bu olayı köşesine taşıdı. Dönmez, ?Yani Demirel bir çırpıda 5 adet kontrol kulesi, 9 adet kontrol merkezi ve bin 500 km uzunlukta bir füze deneme alanına sahip olan Baykonur'a ?hayır' demiş. Konvansiyonel milli silah yapımında süper güçlerle yarışmanın önemli bir adımı olacak olan bu teklifi elinin tersiyle itmiş. İpek öyle hayıflanıyor ki anlatamam...? diye yazdı.
Dönmez'in yazısı şöyle:
Başbakan'la Kazakistan'da
ASTANA-
Başbakan Erdoğan'a eşlik ettiğimiz yurtdışı seyahatinin Pakistan bölümü sona erdi. Ardından Kazakistan'a geçtik... İslamabad'da imzalanan ticari anlaşmaları, gerçekleştirilen etkinlikleri ve Başbakan'ın bizimle yaptığı sohbeti ayrıntılı biçimde haberlerimizden takip ettiniz.
Bu gezide özellikle dikkatimi çeken durum, kendi ülkesinde her iki seçmenden birinin oyunu alacak kadar yüksek teveccüh kazanan Erdoğan'a yurtdışındaki ilginin Türkiye'dekini aratmayacak düzeyde olması. Hem Pakistan halkının hem de idarecilerinin Erdoğan'a verdiği önem, beslediği sevgi ve ilgi dikkat çeker düzeydeydi.
Tıpkı Anadolu'nun herhangi bir şehrindeki gibi İslamabad'da da halk Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulunuyor, onunla fotoğraf çektirebilmek için adeta birbirleriyle yarışıyordu.
Bu durum ancak Erdoğan'ın ortaya koyduğu kuşatıcı vizyon ve ideallerle izah edilebilir diye düşünüyorum.
Örneğin Pakistan'ın başkenti İslamabad'da Müslümanların ilk kıblegahı olan Kudüs'le ilgili verdiği şu mesajlar bu vizyon ve misyonun bir göstergesi netliğinde: "Kimse, 'Kudüs'ten bize ne' diyemez. 'Gazze'den bize ne' diyemeyiz. Somali'nin yoksulluğu karşısında biz elimiz kolumuz bağlı kalamayız, Şam'da, Bağdat'ta, Kabil'de masum insanlar, çocuklar öldürülürken, sessiz, tepkisiz kalamayız..."
Yine İslam coğrafyasına yönelik çifte standartlara karşı ortaya koyduğu duruş bu misyonunun önemli bir işaretiydi: "Bugün kitle imha silahları, hangi ülkelerin elindedir. Bunları biliyorsunuz. 'Sadece bizde olur, başkasında olamaz' diyorlar. İşte insanlık öncelikle bunun hesabını sormak zorundadır. Bunun dayanışması içinde olmak durumundayız. Hayatımızda bir kez öleceğiz. Her gün bin kez ölmektense, bir kez ölmek daha hayırlıdır."
Gelinen nokta da gösteriyor ki Erdoğan'ın çalıştığı kadrolar da aynı ideallerin peşinde.
Mesela Bakan Binali Yıldırım'ın bizimle paylaştığı bazı bilgi ve anekdotlar bu hassasiyetlere örnek teşkil edecek mahiyette.
Yıldırım, Pakistan'ın her yıl ABD'den 2 milyar 500 milyon dolar hibe aldığını, dış ticaretinin de yüzde 25'inin ABD ile olduğunu hayıflanarak aktarıyor.
Türkiye ile Pakistan arasında en az 35 yıllık bir gelişmişlik farkının olduğunu belirterek, Pakistanlı bir siyasetçinin kendisine Türkiye kadar gelişmemelerinin sebeplerini sorduğunu söylüyor.
Tam bağımsızlığa dikkat çeken Yıldırım'ın bu konuda anlattığı bir anekdot da oldukça ilginç.
Üniversite yıllarında İskoçyalı lisans hocasıyla arasında geçen bir diyaloğu şöyle anlatıyor: "Hoca diğer öğrencilere nazaran bana biraz ters davranıyordu. Ben de bunun sebebini merak ediyordum. Bir gün dayanamadım sebebini sordum. Hoca, 'Farklı milletlerden olan bütün arkadaşların bana eğilerek selam veriyor. Bir tek sen eğilmiyorsun. Bu beni rahatsız ediyor. Dünyada iki millet vardır esareti hiç kabul etmeyen. Biri İngilizler diğeri Türkler. Ancak dünyada tek bir millet vardır ki esir olmayan, esir de almayan yani sömürmeyen' ifadelerini kullandı."
Çarpıcı bir anekdot da Haluk İpek'ten geldi. Haluk bey Rahmetli Özal'ın cumhurbaşkanlığı döneminde Nazarbayev'in dünyanın en büyük uzay fırlatma üssü olan Baykonur'u Türkiye'ye vermek istediğini ancak o zaman icranın başı olan Demirel'in korkarak buna yanaşmadığını söyledi. Yani Demirel bir çırpıda 5 adet kontrol kulesi, 9 adet kontrol merkezi ve bin 500 km uzunlukta bir füze deneme alanına sahip olan Baykonur'a "hayır" demiş.
Konvansiyonel milli silah yapımında süper güçlerle yarışmanın önemli bir adımı olacak olan bu teklifi elinin tersiyle itmiş.
İpek öyle hayıflanıyor ki anlatamam...
Bakan Bayraktar'ın ana gündeminin de plan ve projeler olduğunu gördüm. Kafası sürekli yapacağı işlerle meşguldü.
Bunlar güzel şeyler...
Türkiye için dertlenmek bile başlı başına bir kazanım. Neticeleri de ona göre alınıyor tabii...
Bunun için Astana önemli bir örnek...
Astana büyük ölçüde yeniden kurulmuş, yepyeni bir başkent. Bunda önemli oranda Türk şirketlerinin imzası var.
Ve Kazakistan...
Yüzölçümü yaklaşık Avrupa kıtası büyüklüğünde olan enerji deposu Kazakistan Türkiye için büyük önem taşıyor; Kazakistan için de Türkiye...
Erdoğan'a Kazakistan'da da yoğun ilgi vardı.
Türkiye-Kazakistan İş Forumu'nda Erdoğan dakikalarca ayakta alkışlandı.
Kazakistan Başbakanı Karim Massimov, tamamını Türkçe yaptığı konuşmasında "biz iki ayrı devlet tek milletiz" mesajı verdi.
Massimov "Türkiye'nin bizim bağımsızlığımızı tanıyan ilk ülke olmasını hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız" dedi.
Başbakan Erdoğan da işadamlarını Kazakça selamladı; konuşmasında birlik mesajları verdi.
Çok güzel görüntüler bunlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.