Davutoğlu, koalisyon görüşmesinin ardından konuştu
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Eğer bir müzakere, bir hükümet ortaklığı müzakeresi bağlayacak bir zemin varsa müzakere ondan sonra başlayacak o da ikinci turda başlayacak bir durum. İkinci tura kadar bu temaslarımız arkadaşlarımız arasında devam edecek, ikinci turda da bu zemin üzerinde nasıl bir yol alabileceğimizi tekrar genel başkanlar olarak değerlendireceğiz" dedi.
Görüşmede neler konuşulduğunu anlattı - Web TV
Başbakan Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile 1 saat 40 dakika süren görüşmesinin ardından AK Parti Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
7 Haziran'da "uzlaşma temelli bir hükümet ortaklığı zarureti tablosu" ortaya çıktığını belirten Davutoğlu, "7 Haziran akşamı AK Parti'nin artık gelenekselleşmiş, demokrasi forumu gibi görülen balkon konuşmasında da birkaç hususu milletimizle paylaşmıştım. Milli iradeye saygıyı tartışmayız dedim. Çıkan tabloyu doğru okuyacağız, mesajları alacağız, gereğini yapacağız dedim. İkincisi Türkiye'yi bir an dahi hükümetsiz bırakmamak için her türlü tedbir alacağız dedim. Üçüncüsü de meşruiyet temeli içinde süreç kendi doğasıyla seyredecektir, Türkiye'de kimse kriz veya bunalım beklentisi içinde olmasın dedim. Bu kamuoyumuza güven vermenin dışında bizim savunageldiğimiz ahlaki değerlerin doğal yansımasıdır" diye konuştu.
7 Haziran'dan bugüne bakıldığında değerlendirme ve hukuki aşamanın geçildiğini vurgulayan Davutoğlu, şu anda ise üçüncü aşamaya geçildiğine dikkat çekti. Davutoğlu, "Hem siyasal sonuçların değerlendirilmesi hem hukuki süreç tamamlandı. Bugünden itibaren Kadir Gecesi'ni idrak ettiğimiz bir günde üçüncü aşamaya geçmiş bulunuyoruz. Her şeyden önce bütün milletimizin Kadir Gecesi'ni tebrik ediyorum. Bu aşamanın da hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Bugünler herkesin kendi muhasebesini yaptıktan sonra toplumsal bütünlüğü sağlayacak şekilde milletin bütünüyle ilgili beklentilerini ortaya koyma günleridir, birlik, beraberlik günleridir, şahsi ve parti çıkarların ülke çıkarların önüne geçirilmemesi gereken günlerdir.
Dolayısıyla AK Parti olarak bugün Sayın Kılıçdaroğlu ile yaptığımız görüşme öncesinde ve yarın ve yarından sonraki görüşmeler öncesinde çok yoğun bir mutfak çalışması yaptık. Bu mutfak çalışmasında AK Parti içinde kendi tabanımızın temayüllerini alma dışında, muhtemel bir hükümet ortaklığı görüşmesinde değerlendirilmek üzere her partiyle ilgili özel komisyonlar kurduk ve bu partilerin siyasi görüşleri, seçim beyannameleri ve muhtemel koalisyon içindeki tutumlarıyla ilgili kendi karşılaştırmalı perspektifimizi geliştirdik."
"Bizim gördüğümüz tabloda en önemli unsur karşılıklı güvenin ihdas edilmesi, psikolojik eşik ve bariyerlerin aşılmasıdır" diye konuşan Davutoğlu, "Ondan sonra muhtevanın detaylarına girmek mümkün olabilir. Bu çerçevede bütün partilerimize iletilmek üzere bir usûl konusunu arkadaşlarımla istişare ederek tespit etmiştik. Bugün Sayın Kılıçdaroğlu ile bu usûl çerçevesinde görüşlerimizi paylaştık, yarın Sayın Bahçeli ile devamında HDP ile bunlar görüşülecek. Usûl bağlamında söyleyeceğimiz şey şudur, bizim hükümet kurma görevi sırasında yapacağımız müzakerelerde ilk tur görüşmelerde, muhataplarımızla, genel başkanlarla ilk değerlendirmeler, karşılıklı ilkesel duruşlar ve bir anlamda psikolojik eşiği aşacak bir güven ortamının sağlanması hedef edilecek, niyet ve irade konusunda hepimizin berrak bir düşüncede buluşması temin edilmeye çalışılacak. Daha sonraki aşamada mutabık kalınırsa parti ve genel başkanlarla ki bugün Sayın Kılıçdaroğlu ile mutabık kalındı, diğer görüşmelerde aynı usulü takip edeceğiz.
İkinci tur öncesinde diplomaside kullandığımız tabirlerle istikşafi tarzda yani her iki tarafın birbirini anlaması, bir koalisyon müzakeresi tarzında değil müzakere öncesi bir ön görüşme şeklinde her iki tarafın birbirini anlamasını, seçim beyannamelerinin karşılaştırılmasını temin edecek ve oluşabilecek uzlaşı alanlarıyla, müzakerelerle ulaşılabilecek uzlaşı alanlarını... Hepsinin resmini çizecek bir çalışma yürütmek. Bütün partilerle bunun yapılmasının daha sonraki aşamada verilecek karar bağlamında faydalı olacağı kanaatindeyiz. Biz kendimiz bunu yaptık, çok kapsamlı bir dosyayla partilerin ortak görüşlerini, farklılaşan ve örtüşen görüşlerini ele aldık, aynı usulü de yarın Sayın Bahçeli'ye de teklif edeceğim.
Görüşme esnasında ortaya çıkacak duruma göre birlikte karar vereceğiz" ifadelerini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, 1 saat 40 dakika süren görüşmeye ilişkin, "Bugün Sayın Kılıçdaroğlu ile yaptığım görüşmeden bahsetmek gerekirse son derece samimi, dosthane bir atmosferde geçti. Misafirperverlikleri dolayısıyla bir kez daha teşekkür ediyorum. Çok sıcak bir ortamda, Ramazan'ın havasına, atmosferine uygun bir şekilde karşılıklı görüşlerimizi paylaştık. Ramazan dışında son Saraybosna ve Bosna Hersek ziyaretlerimdeki intibalarımı da paylaştım" dedi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Daha sonra biraz önce zikrettiğim usûl çerçevesinde Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibine onların zikrettiği 14 ilke, benim geçen seneki olağanüstü kongrede vurgulamış olduğum 9 temel ilke, seçimlerden iki hafta önce Diyarbakır'da bir televizyon konuşmasında zikrettiğim ilk hükümet kurulmasından sonra hayata geçireceğimiz, atacağımız ilk adımlar çerçevesinde 10 adım, yeni Türkiye sözleşmesi, seçim beyannamesiyle ilgili hiçbir şekilde detaya girmeden görüşlerimizin karşılıklı olarak malum olduğunu, Türkiye'nin hükümetsiz 1 dakikaya dahi tahammül gösteremeyeceğini, bir an önce güçlü ve sağlam temellerde karşılıklı güvene dayalı, güçlü bir hükümetin kurulmasını arzu ettiğimizi ifade ettim, kendisi de bu çerçevede görüşlerini dile getirdiler ve aynı şekilde karşılıklı güven esasına vurgu yaptılar, güçlü bir hükümet vurgusunda bulundular. Bu çerçevede de ilk olarak bir niyet ve karşılıklı anlayış içinde görüşmelerin devam etmesi konusunda bir ortak anlayışa ulaştığımızı görüyorum. Ancak nihai müzakere aşaması değil ilk temas sonrasında istikşafi olarak karşılıklı birbirini yakından özellikle yaklaşımları görmek bağlamında bir çalışma, sonrasında ikinci tura gidilecek. Özellikle zikrediyorum aynı usulü yarın Sayın Bahçeli'ye de teklif edeceğim. Mutabık kalınmış bir koalisyonun görüşmeleri değil bunlar. Bunlar bir müzakere öncesinde tarafların birbirini doğru anlamalarını temin edici ön görüşmeler.
Eğer bir müzakere, bir hükümet ortaklığı müzakeresi bağlayacak bir zemin varsa müzakere ondan sonra başlayacak o da ikinci turda başlayacak bir durum. İkinci tura kadar bu temaslarımız arkadaşlarımız arasında devam edecek, ikinci turda da bu zemin üzerinde nasıl bir yol alabileceğimizi tekrar genel başkanlar olarak değerlendireceğiz."
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Davutoğlu, "Görüşmeler yine sizin başkanlığınızda mı yoksa alt düzeyde mi yapılacak?" sorusuna Davutoğlu, "Mutabık kalınıp da 'koalisyon kuracağız' kararı alındıktan sonra başlayan görüşmeler değildir bunlar. Ön görüşme şeklinde hükümet ortaklık müzakeresinin başlamasının test edileceği bir anlamda karşılıklı olarak bir ön görüşme süreci başlayacak, bu arkadaşlarımız tarafından yürütülecek. Genel başkanlara sadece bilgi sunulacak. Bir arkadaşlarımızla istişarelerde şunu planladık; ben de sayısız diplomatik müzakerelerde bulundum. Bu diplomatik bir görüşme değil, bu aynı ülkenin yurttaşları olarak ortak bir sorumluluk bilinci içinde yaptığımız görüşme ama bir uzlaşı zemini oluşturmak bağlamında söylüyorum, önce karşılıklı güvenin sağlanması, psikolojik bariyerlerin aşılması önemli sonra da tarafların muhtevaya derinlemesine girecekleri bir müzakere öncesinde bir zemin yoklaması önem taşıyor. Genel başkanların, karar vericilerin o zemin yoklaması üzerinde karar vermeleri daha sıhhatlidir. Çok çabuk verilecek bir karar, zamanla çıkacak bir problem sebebiyle hayal kırıklığına yol açabilir, bir kararsızlık halinde süreci tümüyle durdurabilir. Onun için ben süreç mantığının bu tür müzakerelerde önem taşıdığı görüşündeyim. Bu müzakere öncesi bir ön görüşmedir. Heyetlerimiz arasında yapılır, ortak zemin keşfedilmeye gayret edilir, yöntemi bu olacak. Dolayısıyla bize bilgi sunulacak. İkinci turda da heyetlerimizin temsilcileri, iki genel başkan ortak da sunabilirler ayrıca görüşlerini orda değerlendirme yapacağız" karşılığını verdi.
"GÖRÜŞME ÖNCESİ CUMHURİYET TARİHİNDEKİ BÜTÜN KOALİSYON TUTANAKLARINI İNCELEDİM"
Görüşmeye ilişkin tutanak tutulup tutulmadığına yönelik soru üzerine Başbakan Davutoğlu, "Her parti kendi tutanağını tutar. Bu aşamada ama bir protokol yazım aşamasına gelindiğinde noktasına, virgülüne kadar her türlü konu ele alınır. Ben görüşmeler öncesinde Cumhuriyet tarihindeki bütün koalisyon tutanaklarını inceledim. En sağlıklı hükümet ortaklık sürecinin ve protokolünün oluşması için elimizden geleni yapacağız" yanıtını verdi.
"CUMHURBAŞKANI TARTIŞMAYA AÇILMADI"
Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmede gündeme gelip gelmediği sorusuna ilişkin, "Hayır, bu konu ele alınmadı. Zaten Türkiye demokratik, kurumları yerleşmiş bir ülkedir, devlet geleneği güçlü bir ülkedir. Cumhurbaşkanlığı makamı hükümet ortaklığı görüşmelerinin gündemi olacak bir husus değildir. Bu çerçevede bu konu açılmadı. Cumhurbaşkanımız beni görevlendirdi, ben o görev ile ziyareti yapıyorum. Yani beni görevlendiren makam tartışma konusu açıldığında o zaman bu süreç kimin bu sefer meşruiyeti tartışmaya başlanır, yani görevi veren makamın meşruiyetini tartışmak sürecin doğasına aykırı. O zaman ben hangi meşruiyette bu ziyareti yapıyorum? Cumhurbaşkanımızın beni görevlendirmesi meşruiyetiyle. O makamın meşruiyetini veya itibarını tartışmaya açmak eşyanın doğasına aykırı. Bu tartışma açılmadı. Ama Anayasa yapacak demokratik reformları, vesaire bunlar da çok genel ilkeler olarak ele alındı. Görüşmede özellikle Türkiye'deki siyasal, hukuki, ekonomik konular ilkesel bazda ele alındı" ifadelerini kullandı.
"CHP YA DA MHP İLE YAKINLIĞIMIZ AYNI"
"Her partiye aynı uzaklıktayım' demiştiniz. CHP ile görüşmenizden sonra halen aynı noktada mısınız?" sorusuna Davutoğlu, şöyle yanıt verdi:
"Şu anda da aynı tutumumuzu sürdürüyoruz. Yani CHP ya da MHP ile yakınlığımız aynı. Bu süreçte hep olumlu kavramlar kullanalım. CHP ile görüşmemiz olumlu, sıcak bir atmosferde geçti. Umarım yarın MHP ile Sayın Bahçeli görüşmemiz de aynı sıcak ortamda, karşılıklı anlayış içinde geçecektir. Nihayet hepimiz bu ülkeye hizmet için varız. Bu ülkeye hizmet ederken de birbirimize duyduğumuz saygı millete güven verecektir. Millet şu anda birbiriyle konuşabilen, anlaşabilen, itiraf etse de bu itirafı şahsi veya parti çıkarı anlamında mutlaklaştırmayan bir yaklaşım istiyor, bekliyor. Milletimizin bu talebini karşılayacak şekilde tutum almamız gerektiğini düşünüyorum. Yarın MHP ile görüştükten sonra yakınlığı siyasal anlamda söylemiyorum ama sürecin ilerleyebilmesi anlamında bu yakınlığın ölçüsü daha netleşir. Ama hükümeti kurduğum güne kadar aynı mesafeyi korumaya özen göstereceğim çünkü her birisi milletimizin belli kesiminden, belli oranından temsil yetkisi almış partilerdir. Hepsiyle bu anlamda ilişkilerimizi sürdüreceğiz."
Görüşmeye katılan AK Parti ve CHP heyetinde değişiklik olmasına yönelik soru üzerine Davutoğlu, "1+4 olarak tespit etmiştik ancak bu sabah CHP tarafından 1+5 olması arzusu ifade edildi. Onun üzerine biz de heyetimizi beşe çıkardık. Onun için bunda bir yanlış veya eleştirilecek bir yön yok. İhtiyaca binaen muhataplarımız beş deyince beşe çıkardık. CHP'ye bir sorumluluk yüklemek değil vakayı tespit için söylüyorum. Başka hiçbir gerekçesi yoktur. Onlar için toplantının pratikliği sebebiyle bu ihtiyaç hasıl olmuş olabilir, biz de ona riayet ettik" dedi.
Davutoğlu, ikinci tur görüşmelerin takvimine ilişkin, "Takvimlendirme itibarıyla 'Ramazan Bayramı'ndan önce ilk turu bitiririm' demiştim, o zaman tabloyu görürüz. İnşallah bu gerçekleşecek. Daha sonra bu ön görüşmelerin bir noktaya gelmesi etkili olacak. Birer arkadaşlarımızı görevlendirdik, teması sürdürmek ve ön görüşmeler için bir şekilde temas noktası olmak üzere. O arkadaşlarımız bu çalışmaları yaptıktan sonra bizlere sunacak, olgunlaştığı zaman ikinci tur görüşmeyi yapacağız. Ama bütün partilerle de ikinci tur görüşmeyi aynı zamanlama içinde yapmaya özen göstereceğim. Önemli olan en doğru formülü birlikte oluşturabilmek" dedi.
KCK'NIN 'ATEŞKES' AÇIKLAMASI
KCK'nın "ateşkesin bittiğine" yönelik açıklamasını değerlendiren Davutoğlu, "Aslında hepimizin titizlikle üzerinde durmamız gereken bir husustur. Hafta sonu Ağrı, Göle, Kars ve birçok şehrimizde terör ve şiddet saldırıları devam etti. Türkiye 7 Haziran seçimlerini dünyanın hayranlıkla izlediği bir olgunlukla tamamlayıp, temsil kabiliyeti çok yüksek bir Meclis oluşturmuşken aynen 2011 seçimlerinden sonra da böyle bir terör sarmalına Türkiye'yi sokmak istemişlerdi. Şimdi Türkiye'yi tekrar terör sarmalına sokmak isteyenlerin varlığı aşikar. Herkes bu anlamda bir ciddi sınavla karşı karşıya. 7 Haziran seçimlerinde millet seçimlerine milli iradeden ve milleten temsil meşruiyeti almak için gelen bütün partiler, terör ve şiddet sarmalı çağrısında bulunan bu tür açıklamalar karşısında ortak bir tavır sergilemek durumundadırlar. Bu şart. Saldırıların gerekçesi olarak baraj, yol yapımları ifade ediliyor. Bir kere Türkiye her santimetrekaresiyle egemenliğini sadece ve sadece milletten aldığı yetkiyle kullanan hükümetler tarafından yönetilir ve bu hükümetler Türkiye'nin her yerinde yol ve baraj çalışması yaparlar. Bunun için hiçbir otoritenin tehdidinde de geri adım atmazlar" ifadelerini kullandı.
"ATEŞKES TABİRİNİ HİÇBİR ZAMAN KULLANMADIK"
"Ateşkes tabirini hiçbir zaman kullanmadık, bu tabir bizim kullandığımız bir tabir değil" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Eğer çözüm süreci bağlamında bir çatışmasızlıktan bahsediliyorsa bunun da açıklamasını daha önce yaptık. Eğer çözüm sürecine birisi darbe vurmuşsa 2013 Mayıs'ında silahlı grupların Türkiye'yi terk etmesi sözünü yerine getirmeyenler vurdu. O zamandan bu yana sabırla silahlı grupların Türkiye'yi terk etmesi ve silahların terkini bekledik, hep bunu talep ettik ama bir taraftan da demokratikleşme çabalarından ödün de vermedik. Şimdi halkımızın demokratik hakları konusunda hiçbir şekilde geri adım atmayacağız ancak bu şekilde ifadelerle ülkemizi, meşru hükümeti, Meclisimizi ve oradan oluşacak siyasi iradeyi tehdit edecek oluşumlara kesinlikle prim vermeyiz. Yarından sonra HDP ile görüştüğümde de kendilerine ifade edeceğim. Artık herkesin şiddetle terörle demokrasi arasında bir seçim yapma vakti gelmiştir, bu açıklama bunun zaruretini ortaya koyuyor. Bu tür tehdit ve şantajlar karşısında atılması gereken adımlardan hiçbir şekilde bir adım dahi geri durmayacağımız gibi Türkiye'de kamu düzeninin tesisi için her türlü tedbiri almaya kararlıyız. Dün İstanbul'da iftardan döndükten sonra ilgili birimlerimizi konutta toplantıya çağırdım ve bu konularda alınması gereken tedbirler hususunda gerekli talimatlandırmalar yapılmıştır. Hiçbir şekilde terör ve şiddete ülkemizizin herhangi bir santimetrekaresinde izin verilmeyecektir."
SİNAN USLU
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.