Davranış Bilimleri Uzmanı Korkut Daban: Taştan Yana Değil, Kardeşten Yana

Davranış Bilimleri Uzmanı Korkut Daban:

"Öncesi, biraz daha öncesi, çok öncesi aynı yerden geldik zaten.

Ümmetinin felahı için duacı olan Resul de göçe, hicrete zorlanmıştı. Yeryüzü topraklarının hepsi bir göç diyarı. Ölünce neresi bizim ki…

Dünya tarihinin en büyük, en kuşatıcı, ulvi, kadim değerlerine sahip bir milletin çocukları!

Sorun veya sorunların yeni bir sorun veya sorunlarla çözüldüğü nerede görülmüş?

Anlık plansızlık, düşüncesizlik, öngörüsüzlük, yüzsüzlük, yalan ve perdecilik meselelerini; büyük bir zamanı kuşatan, büyük bir birikimin eseri olan tarihi duruş, anlayış ve bakışla kıyaslamak mümkün mü?

Nerede görülmüş bir masumun canını yakmak veya canına kıymak?

Dağdaki taştaki kurdu, kuşu beslemek için vakıf kuran bir medeniyet, ne ara kendisinden aman dileyen bir masumu azarlar, kovar, döver, söver, yaralar oldu?

Bize aitmiş gibi görünen her şeyin gerçek sahibinin biz olduğumuzu mu düşünüyoruz?

Daha dün bakmaya kıyamadığımız ormanların küle döndüğünü, bugün binmeye kıyamadığımız arabalarımızın sel sularıyla denize döküldüğünü görüp dünyanın gerçek sahibinin biz olmadığımızı; hepimizin bir misafir, sahip olduklarımızın emanetçisi, hepimizin dünyada bir göçmen olduğunu anlamamız gerekirken kahrolası dünyayı bir başkasına zindan etmek de nereden çıktı?

Kadim kültür misafiri tanımlamaz, nitelemez, ayırmaz.

Misafire hürmet ve muhabbeti,

Onun bereketinden, duasından nasiplenmeyi esas alır. Bu da senin, benim elimizde değil; bizzat Rahman’ın uhdesindedir. Ne kadar hürmet, ne kadar muhabbet belki de o kadar rahmet, kısmet ve nasiptir. Sahibi biz miyiz ki paylaşımı biz yapıyoruz?

Misafirler Çekya’dan, İsveç’ten, Moldova’dan olsaydı ve yaşananlar da aynı olsaydı düşüncelerimiz aynı olur muydu?

Selam ve dua ile..."dedi.