'Daha önce her 10 yılda bir yaşanan kuraklıklar, bundan sonra 5-6 yılda bir karşımıza çıkacak'

'Daha önce her 10 yılda bir yaşanan kuraklıklar, bundan sonra 5-6 yılda bir karşımıza çıkacak'
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli,"Türkiye, iklim değişikliğine seyirci kalacak bir ülke değildir. Tarımı dönüştürüp, ormanı güçlendirip, suyun verimli kullanımını sağlayarak yeni iklime hazır olacağız." dedi.
İzmir

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de meteorolojik ve tarımsal kuraklık riskinin giderek arttığını kaydederek, "Daha önce her 10 yılda bir yaşanan kuraklıklar bundan sonra 5-6 yılda bir karşımıza çıkacak" dedi.

Menemen’deki Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi’nde (UTAEM) düzenlenen İklim Değişikliği ve Tarım Çalıştayı’na katılan Pakdemirli, iklim değişikliğinin, dünya gündeminin en önemli konularının başında geldiğini, bu sürecin bilincinde olarak bu çalıştayı düzenlediklerini belirtti.

Pakdemirli, son 50 yılda sel, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin 5 kat arttığını, son 10 yılda küresel afetlerin yıllık zararının 170 milyar dolara ulaştığını anlatarak, tedbir alınmazsa 2050 yılında iklim değişikliği ile birlikte dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sinin sel riski ile karşı karşıya kalacağını, nüfusun yarısının ise susuzluk riski yaşayabileceğinin öngörüldüğünü kaydetti.

Bakan Pakdemirli tarımsal üretimde ise iklim değişikliğinin etkisiyle 2050’ye kadar verimde yüzde 10 ila 25 arasında bir düşüş beklendiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Ayrıca, iklim değişikliği ve habitatın tahribatından dolayı bugün dünyada yaklaşık 1 milyon tür yok olma riski altında. İklim değişikliği, her geçen gün doğayı ve tüm sektörleri olumsuz etkiliyor ama bizler, iklimden daha hızlı değişmek zorundayız. Ülkemizdeki tabloya baktığımız zaman; iklim değişikliği, bazı bölgelerimizde aşırı yağış ve sel afeti, bazı bölgelerimizde kuraklık ve bazı bölgelerimizde ise büyük orman yangınları olarak kaşımıza çıkıyor. Temmuz ayı, dünyada son 142 yılın en sıcak temmuz ayı olarak tarihe geçti. Bundan önceki iki yıla baktığımızda Ege ve Akdeniz bölgelerinde temmuz ayı ortalama sıcaklığı 27 derecelerde, nem yüzde 50’lerin üzerinde, rüzgar hızı ise saatte 30 kilometre civarındayken bu yıl sıcaklık 42 dereceye, rüzgar hızı saatte 70 kilometreye yükseldi, nem oranı da yüzde 10’ların altına düştü. Bunun sonucu olarak ülkemizde son 2 yılda toplam 5 büyük orman yangını yaşanmışken 28 Temmuz-13 Ağustos arasındaki toplam 17 günde 16 büyük orman yaygınına maruz kaldık. İklim değişikliği su döngüsünü de olumsuz etkiliyor. Son dönemde sel afeti yaşadığımız Bartın, Kastamonu ve Sinop illerimizde yıllık ortalama yağış metrekareye toplam 500 ila 800 kilogram arasındayken 10-13 Ağustos tarihleri arasındaki 4 günde bu illerimiz, yıllık yağışın yüzde 40 ila 70’ini aldı."

"Yağışta tarımsal sezona göre yüzde 21 azalma"

Bakan Pakdemirli Türkiye’nin meteorolojik ve tarımsal kuraklık riskinin de giderek arttığını söyleyerek, "Türkiye'de 2021 yılının 8 ayında ortalama sıcaklık 15,7 derece olarak gerçekleşmiştir. Bu değer, uzun yıllar ortalamasının 1,7 derece üzerindedir. Yağış miktarımızda ise bu yılın 8 ayında uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 6 azalma, tarımsal üretim sezonuna göre yüzde 21’lik bir azalma gerçekleşti. Daha önce her 10 yılda bir yaşanan kuraklıklar, bundan sonra 5-6 yılda bir karşımıza çıkacak. Dünyada da benzer manzaraları fazlasıyla görüyoruz. Yangınlar, seller, sıcak hava dalgaları gibi olaylar iklim değişikliğinin öncü etkileridir. Önümüzdeki süreçte bu afetlere daha sık ve daha çok maruz kalacağız.” diye konuştu.

Tarım, orman ve su alanında iklim değişikliğinin etkilerini azaltacak tedbirleri almak, küresel ısınmayı azaltacak üretim yöntemlerine geçmek ve doğal kaynakları verimli kullanmanın artık bir tercih değil zorunluluk haline geldiğinin altını çizen Pakdemirli, "Türkiye, iklim değişikliğine seyirci kalacak bir ülke değildir. Tarımı dönüştürüp, ormanı güçlendirip, suyun verimli kullanımını sağlayarak yeni iklime hazır olacağız." ifadelerini kullandı.

İklim değişikliğine yönelik yürüttükleri çalışmaları anlatan Pakdemirli, kuraklığın etkilerini en aza indirmek amacıyla 81 il için hazırladıkları "Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planı"nı başarıyla uyguladıklarını vurguladı.

“TARSİM sayesinde çiftçi geleceğe güvenle bakıyor”

Pakdemirli kuraklığa toleranslı 42 buğday ve 19 arpa çeşidinin geliştirilerek tescilinin yapıldığını, kuraklığa dayanıklı çeşitlere ait tohumlukları kullanarak üretim yapan çiftçilerin desteklenmesine yönelik çalışmaların da devam ettiğini söyledi.

Bu yıl bazı bölgelerde yaşanan kuraklık afeti nedeniyle kuru şartlarda hububat ve bakliyat üreten üreticilere verim kaybı oranına göre dekar başına 30 ila 100 lira arasında destek ödeyeceklerini aktaran Pakdemirli, şöyle devam etti:

"Bu yıl TARSİM kapsamındaki toplam 1,6 milyar lira hasar tazminatının 800 milyon lirasını ödedik. Hasat tespitlerinin bitmesi akabinde kalan tazminatlar da üreticilerimize ödenecektir. Hasar tazminatları içerisinde kuraklıktan zarar gören 43 ilimizdeki 14 bin 213 üreticiye toplam 214 milyon lira ödeme yaptık. Buradan tüm üreticileri TARSİM'e kayıt yaptırmaya davet ediyorum.”

"Türkiye dünyaya örnek olmuştur"

Pakdemirli, Türkiye’nin son 19 yılda ormancılık alanındaki çalışmalarıyla yeşili koruyan ve artıran bir ülke olarak tüm dünyaya örnek olduğunu belirterek, bu dönemde 5,5 milyar fidanın toprakla buluşturulduğunu, orman alanının 2 milyon hektar artırılarak 22,9 milyon hektara çıkarıldığını ifade etti.

Dünya orman varlığı sıralamasında 2015’te 46. sırada olan Türkiye'nin 2020 yılında 27. sıraya yükseldiğini aktaran Pakdemirli, "Yanan alanların yeniden ağaçlandırılması ve mevcut ormanlarımızı genişletilmesi için çalışmalarımız hızla devam ediyor. İlk yağmurların başlamasıyla birlikte ekim-kasım aylarından itibaren yıl sonuna kadar Geleceğe Nefes Kampanyası ile her bir vatandaşımıza 3’er adet olacak şekilde toplam 252 milyon fidanı toprakla buluşturacağız. İnşallah yaraları sarağız ve yanan alanları tekrar ağaçlandırarak, yeşil vatanın bir parçası haline getireceğiz." diye konuştu.

Diğer konuşmacılar

İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger de orman yangınları ve sel gibi afetlerin iklimin rayından çıkmasının sonucu olduğunu, iklim krizinin arkasında Türkiye’nin değil, batıdaki sanayi devrimini yapan ülkelerin aranması gerektiğini ifade etti.

FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu ise iklim değişikliğinin FAO’nun gıda güvenliği, yoksulluğu ortadan kaldırmak ve gelişimi sürdürülebilir hale getirmek gibi konulardaki çalışmalarını tehdit ettiğini dile getirdi.

İklim değişikliği yerine "iklim krizi" ifadesinin kullanılmasının daha doğru olacağını kaydeden Gutu, acil önlemler alınması gerektiğini anlattı.

Üç gün sürecek programın açılışına AK Parti İzmir Milletvekili Cemal Bekle de katıldı. Açılış töreninin sonunda Tarım Reformu Genel Müdürü Kerim Üstün, Bakan Pakdemirli'ye plaket verdi.

İlki İzmir'de düzenlenen çalıştayın ikincisinin 29 Eylül-1 Ekim tarihlerinde Şanlıurfa’da, son çalıştayın ise Ankara'da gerçekleştirileceği belirtildi.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.