Daha çok okuyan düşünen ve fikir üreten bir toplum...
Geçenlerde okuduğum bir makalede ki istatistiki verilerde Türkiye
günde dört saat televizyon izleyen bir toplum olarak sıralamada ilk
sıralara yerleştiği, faceboook ve twitter kullanımında da bu
birinciliği kimseye kaptırmadan devam ettirdiğini yazıyordu.
Okumanın ne kadar kıymetli bir şey olduğunu, insanın zihni, ruhu,
benliği için ne derecede hayati değer taşıdığını bu sonuçlardan sonra
bir kez daha düşünmek gerekir.
Ancak beni asıl düşündüren şey teknolojinin, gündelik hayata girerken
aldığı çarpık şekil. Sermayenin, güç ehlinin çıkarlarına göre alıyoruz
hayatımızın içine, o bizim için vazgeçilmez olan, teknolojiyi. Bize
gösterildiği şekilde, kullanıyoruz, ötesini aklımıza bile
getirmiyoruz. Bugün elimizin altında olan, hayatımızı
kolaylaştırdığını bile çoktan unuttuğumuz pek çok teknolojik gerecin,
birkaç küçük değişiklikle bizim dışımızdaki hayatlara nasıl daha iyi
gelebileceği düşüncesi, merakı yok içimizde. Nasıl olsa birileri
yapar... Yapmıyor işte o birileri, o birileri, en çok kime nasıl
satabilirim, üzerine yoğunlaştırıyor kendi meraklarını ve sonuç
ortada...
Sınırsız telefon ve internet tarifeleri, orta ve alt sınıfa ait
bireylere, bir tür sınıf atlama aracı olarak sipariş ediliyor.
Düşünüyorum, kim, hangi teknolojinin hakkını veriyor acaba, diye...
Doya doya telefonla konuşmak dışında, bir cevap gelmiyor aklıma...
Televizyondan ümidimi kestim, telefondan da öyle. Onlar bizler için
artık sadece birer tüketim teknolojisi.
Ancak e-kitap için hala umut var. Bir araç olarak kitapla ilişki
kurmak, kapağını, sayfalarını çevirmek, mürekkebini koklamak, benim
için vazgeçilmez.
Ama okumak, daha çok okuma imkanına kavuşmak, daha da vazgeçilmez.
Daha çok okuyan düşünen ve fikir üreten bir toplum hayaliyle ....
Hayırlı Cumalar....
BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN
Sait özdemir
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.