D. Mehmet Doğan: 'Dil Davaları Yok'
TDK'nın değişikliklerini KARAR'a değerlendirmesini istediğim Doğan Büyük Türkçe Sözlük yazarı D. Mehmet Doğan, öncelikle hacimli değişikliğin layıkıyla tetkiki için zamana ihtiyaç olduğunu vurguladı. 'Türkiyeli' kelimesinin tepkilerin ardından sözlükten kaldırıldığını hatırlattığım Doğan, bu tuhaflığın ardındaki karar mekanizmasına dair şu görüşlerini aktardı: "TDK'da bu işleri bürokrasi kotarıyor, başkan da onaylıyor. Tabii dilcilerden oluşan bir kurul da var ancak bunlar teknikçi isimler. Bu değişikliklerin yansımasını düşünmüyorlar. Mesela edebiyata nasıl yansıyacak? Herkesi ilgilendiren bir konuda karar verilecekse de bunun için bütün tarafları bir araya getirmesi, edebiyatçıların, yazarların, gazetecilerin, dili kullananların işin içinde olması lâzım. Teknik başka uygulama başka çünkü.”
Doğan, imla kılavuzu değişmeden sözlük imlasının değiştirilemeyeceğine işaret ederek, "On yıl oldu yazım kılavuzu yapılalı. Şimdi, eskiden birleşik yazdıklarını ayrı, ayrı yazdıklarını birleşik yazıyorlar. Şapkaları bir koyuyorlar, bir kaldırıyorlar. Acayip bir şey. Dil kurumunun sağlam bir imla görüşü yok, her şey sürekli değişiyor. Bir dilde imla bu kadar sık değişmez" eleştirisini dile getirdi.
'FONOTEK İMLA BÜYÜK SORUN'
Değişikleri etkileyen 'fonetik imla'nın da büyük sorun olduğuna değinen Doğan, şunları söyledi: "Tabii bir de fonetik imla belası var, ‘okunduğu gibi yazılacak’ şeklinde. Kelimenin aslı nedir? Çiğ börek kelimesini 'çi börek' yapıyorsanız o zaman, çiğ köfteyi de 'çi köfte' yapalım. Vatandaş çünkü 'çi köfte' diyor, ama açın sözlüğü şu an, o çiğ köfte olarak duruyor. Esassız, usulsüz işler yapıyorlar. Dil Kurumu bir otorite olmaktan çıktı, Türkçe üzerinde bir otoritesi yok. Öyle olsa bugünkü perişan halimiz olmazdı." Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Elbette konuşma dili dikkate alınacak ama bir kelimenin İzmir'de söylenişi başka Kars'ta söylenişi başka, bunu ne yapacağız? Eskiden ölçü İstanbul Türkçesi idi, onu da mı bırakacağız yani? Siirtlinin ağzıyla mı İzmirlinin ağzıyla mı yazacağız?"
'İNGİLİZLER BİZİM İÇİN DİLLERİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR MU?'
Doğan, yapılan değişikliklerin Türkçenin yurt dışında öğrenilmesi yönünde kolaylık sağlayacağı yönündeki görüşlere dair de şu değerlendirmeyi yaptı: "Dilde kolaylaştırma büyük bir yanlıştır. İngiliz, Fransız bizim için dillerini kolaylaştırıyor mu? Hele Almanlar, bu konuda çok katıdır. Biz, 'sen güçlük çekiyorsun sana uyduralım' mı diyeceğiz?"
'BU İŞLERİ BIRAKIN DEVLET DİLİNE ODAKLANIN'
TDK'nın odaklanması gereken asıl konunun 'devlet dili' olduğunu vurgulayan yazar Doğan, bu konuda şu düşüncelerini paylaştı: "Dil kurumunun uğraşacağı iş devlet dilidir. Meclis kanun çıkarıyor mesela, kanun yapılırken TDK devreye girmeli, Türkçeyi orada savunmalı. Dil Kurumu buralarda yok, halbuki devlet dilini düzeltmeli. Çünkü Türkçeye yabancı kelime girişi yüzde 80 devlet diliyle oluyor. Yönetmeliklerle, tüzüklerle oluyor. Sağlık bakanlığı mesela salgın sırasında izolasyon, pandemi vs. başlamak üzere birçok kelimeyi yerleştirdi, TDK işte bu noktalarda devreye girmeli, 'Tecrit var, yalıtım var, bu kelimeleri kullanın' diyecek. Bunu diyen bir dil kurumu göremedik."
'TÜRKÇE AĞIR HASAR ALDI'
Yazar Doğan, TDK'nın yeniden teşkilatlanması gerektiği görüşünü savunarak, "Başkanları geliyor, üç beş kitap yayınlanıyor, bir iki toplantı yapıp gidiyorlar. Dil görüşleri, bir dil davaları yok. Bir dil davan yoksa bir yere varamazsın" ifadelerini kullandı. Kurumun 1930'larda dil devrimi için kurulduğunu hatırlatan Doğan, son olarak şunları söyledi: "Artık dil devrimi Türkçenin gündeminden çıkmıştır, bugün Türkçeyi daha sağlıklı hale getirmekten başka gündemimiz yoktur. Türkçe ağır hasar aldı, akademi dili berbat; vatandaş akademik bir makaleyi okuyor, hiçbir şey anlamıyor. Hatta bir akademisyenin yazdığını diğeri anlamıyor. İlim dili çok kötü durumda. Dil kurumu imla değiştirmekle gününü gün etmek yerine bu ciddi meselelerle uğraşsın. İmla ilgili kararar alacaksa bütün tarafların görüşünü alsın. "
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.