Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milletimiz 'ülkemizi bu sapıklara bırakmayacağız' demiştir
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimiz 15 Temmuz'da mesajını açık ve net bir şekilde vermiştir, 'bizim bu ülkeden başka vatanımız yoktur ve bu ülkemizi de bu sapıklara bırakmayacağız' demiştir." dedi.
ANKARA-AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Oda ve Borsa Başkanları ile İstişare Toplantısı'nda konuştu.
Türkiye’nin en kanlı darbe girişimini, siviliyle, polisiyle, askeriyle 238 evladının şehadeti, 2 bin 197 evladının yaralanmasıyla geride bıraktığını belirten Erdoğan, bir kez daha şehitlere rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da Allah’tan acil şifa dileğinde bulundu.
Erdoğan, “Hiç şüpheniz olmasın, 15 Temmuz bu milleti bayraksız, vatansız, devletsiz, bırakma girişimidir çünkü bu girişimde bulunan ihanet şebekesinin ne millet diye ne bayrak diye ne vatan diye ne devlet diye bir derdi yoktur. Onlar sözüm ona kendilerini dünya vatandaşı sayıyorlar." şeklinde konuştu.
"Amerika’yı da ele geçirecekler ha"
"FETÖ'nün, örgütlendiği 160 ülkenin tamamını güya vatan kabul ettiğine" dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Eninde sonunda oraları ele geçirecekleri söyleyecek kadar bu konuda öz güven sergilemeye çalışıyorlar. Amerika’yı da ele geçirecekler ha. Öyle diyorlar ve bunu da oraya yerleşmek suretiyle, 'İşte bak, oradan bu işi yönetiyoruz...' Hava bu. Bu bakımdan sadece itikadi olarak değil milli olarak da sapkın bir örgütle karşı karşıyayız. 15 Temmuz’da çok şehit verdik, çok yaralı verdik, çok büyük tehlike yaşadık ama 15 Temmuz’un en büyük kazanımı milletimizin tüm fertleri ve kurumlarıyla bu ihanet şebekesinin gerçek yüzünü görmesi, maskesini indirmiş olmasıdır."
Milletin 15 Temmuz'da, "Bizim bu ülkeden başka vatanımız yoktur ve bu ülkemizi de bu sapıklara bırakmayacağız." dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin o gece köken, meşrep, parti farkı gözetmeksizin sokaklara dökülerek "Bizim birlik, beraberlik ve kardeşlikten başka güvenecek dalımız yoktur." dediğini de anımsattı.
"Şehadetle bir başka güzelleşmiş"
Bunun asla bir içe kapanma refleksi olmadığını vurgulayan Erdoğan, dün gece TOBB'un hastanesinde 19 gündür yaralı olan ancak şehit düşen Oğuzhan Yaşar'ın ailesini ziyaret ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"23 yaşında 1.95 boyunda bir fidan, dünya güzeli bir fidan. Şehadetle bir başka güzelleşmiş. Morgda da cemalini bir göreyim istedim. İndim bir de cemalini izledim. 23 yaşında, sol gözünden aldığı şarapnel parçası ile beyni parçalanıyor ve o şekilde şehadet şerbetini içerek Rabbime yürüyor. Bu gençleri bu yola sevk eden nedir? Allah'a olan kulluk, şehadete olan aşk, bu vatan, bu millet, bu bayrak için yürüyüştür. Askerden yeni geldi, Erzurum'un Şenkaya ilçesinden bir gencimiz, dalyan gibi maşallah. Baba, dedeler, hiçbirisinde de gözyaşı yok. Bende var, onlarda yok. Onlar hala nasihat ediyorlar bize. Bir evladı kalmış, Kadir'i, 'O da bu yola adanmıştır Cumhurbaşkanım.' diyor. Bu, dikkat edin, Şenkaya'da 20 tane, devletin de verdiği imkanlarla hayvan besleyen emekli bir ailenin evladıydı. Yarın defnedecekler. Rabbim şehadet makamında sevgili Peygamberimize komşu eylesin."
"Tüm bağlantılarını kesmekte kararlıyız"
Fetullahçı Terör Örgütü ihanet şebekesinin, 17-25 Aralık ile adliye ve emniyet başta olmak üzere bürokrasideki gücünü kırma yönünde ciddi adımlar atıldığına, bunun devam edeceğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şu anda yakalananlar, buz dağının görünen yüzü, diğerleriyle ilgili çalışmalar sürüyor. Şüphesiz bu örgütün bir de iş dünyası ayağı var. En güçlü oldukları yer belki de orası. Çünkü kuraldır, finansı olmayan hiçbir proje başarıya ulaşamaz. Bu eli kanlı örgütün iş dünyası içindeki tüm bağlantılarını, tüm düzenini, tüm akarlarını tamamen kesmekte kararlıyız.
Kimsenin gözünün yaşına bakacak durumumuz yok, acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Biz bunlara hep ne yazık ki 'bunlar eğitimle uğraşıyorlar, bunlar şöyledir, böyledir...' Bu anlayışla yaklaştık ve destekler verdik. Dün de söyledim din şurasında; 'Rabbim'den ben de af diliyorum, milletimden özür diliyorum' dedim. Çünkü burada hata yapmışız. Olaya biz tabii samimiyetle baktık ama ne yazık ki karşımızdakilerden bunu görmedik."
"O kurşunu finanse edeni de affetmeyeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "FETÖ'ye aktarılan her kuruş, bu millete sıkılmak üzere namluya sürülmüş bir mermidir. Millete kurşun sıkanı nasıl affetmiyorsak, o kurşunu finanse edeni de affetmeyeceğiz." diyerek, şunları söyledi:
"Artık bu yapının her okulu, her dershanesi, her evi birer terör yuvası, her şirketi, her derneği, her vakfı birer terör organizasyonudur. Bu hain yapıyla ve mensuplarıyla ilgili olarak hala 'ama, fakat' diye başlayan cümleler kurmayı sürdürenler, benim indimde gönlü onlarla birlikte olanlardır. Şu gerçekleri artık herkes kabul etmelidir; bu adamlar katildir, çünkü ellerine masumların kanı bulaşmıştır."
"Pensilvanya'yı tanrılaştırıyorsun"
Rabbin ve milletin hükmünden daha büyük bir tedbir olmadığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birileri diyor ki 'Bu bir inanç meselesidir, taşa, ağaca, hayvana, elleriyle yaptığı puta tapan da kendi dünyasında samimi olarak inanıyor.' Öyle mi? Hani Hz. İbrahim aleyhissalatu vesselam döneminde, Hz. İbrahim, o putları kırıyor, geliyorlar, bakıyorlar kırılmış. Birisinin boynunda da balta duruyor. Kim kırdı araştırıyorlar. 'Olsa olsa İbrahim' diyor. Çağırıyorlar Hz. İbrahim'i, soruyorlar, 'İbrahim sen mi kırdın', 'Bana niye soruyorsunuz' diyor. 'Sorsanıza boynunda balta olana, gözü yok mu, size kimin olduğunu söylesin, dili yok mu size söylesin.' Diyorlar ki, 'Ama o konuşamaz, anlatamaz ki.' Verilen cevap enteresandır, 'Görmeyen, anlatamayan, hiçbir şeye gücü kudreti yetmeyen bir taş yığınından ne bekliyorsunuz' diyor. 'Ona nasıl tapınırsınız?' diyor. Şimdi çıkıyorlar sıkılmadan, utanmadan, güya önünde de bakıyorsun bir kariyeri var, 'O bize şah damarından daha yakın' diyor. Kim için diyor? Pensilvanya'daki için. Be dangalak, be şarlatan, Allah ayetinde ne buyuruyor, 'Ben size şah damarınızdan daha yakınım' diyor. Bize şah damarından yakın olan Rabbimizdir, başka kimse yok. Bu bir şirktir, bu bir küfürdür. Niye? Çünkü Pensilvanya'yı tanrılaştırıyorsun. Böyle bir ifadeyi kullanmak istemiyorum. Onların diliyle olsun."
"FETÖ'nün Günah Galerisi diye bir kitap yayınlayın"
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e ilişkin Erdoğan, "Sözde kitaplar yazıyormuş, sözde eserleri varmış, artık ne tür intihaller yapıldığını bilemem ama çok intihaller olduğu belli. Diyanet İşleri Başkanımıza da bir ara söyledim, 'Bunun sözde eserlerini Din İşleri Yüksek Kurulumuza verin de bunları şöyle A'da Z'ye incelesinler, inceletsinler. Bu kitapların içerisinde, birçok bizim dinimizle bağdaşmayan ifadeler var. Ve ondan sonra da FETÖ'nün Günah Galerisi diye bir kitabı siz yayınlayın.' Ve burada bütün gerçekleri ortaya serilsin." ifadesini kullandı.
"Kılıçdaroğlu'nun da orada olmasını istiyorum"
Pazar günü İstanbul Yenikapı Meydanı'nda Cumhurbaşkanlığı olarak "Demokrasi ve Şehitler Mitingi" düzenleyeceklerini anımsatan Erdoğan, parti şu bu ayrımı yapmaksızın mitinge bütün milletin davetli olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mitinge Türk bayrağından başka bir bayrağın asla gelmemesini istedi.
Erdoğan, şu ana kadar MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bu davete icabeti haberini aldıklarını, kendisine teşekkürlerini ileterek, "Ben tabii aslında Sayın Kılıçdaroğlu'nun da orada olmasını istiyorum. Onlar da bir heyetle katılacaklarını şu anda açıklamış durumdalar. Öyle zannediyorum ki durumu tekrar gözden geçirir ve onlar da pazar günü Yenikapı'da olma kararını verirler." ifadelerini kullandı.
"Darbe yasalarıyla bu ülkeyi idare edemeyiz"
Devletin yeniden yapılanmasının şart olduğunu ifade eden Erdoğan, bunun her alanda ve kurumda olması gerektiğini bildirdi.
Erdoğan, tüm bunların yanında ihalelerde de sıkıntılar yaşandığına işaret ederek, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeniden yapılanmasında süratle atılması gereken adımlar var. Ben dünyayı incelettim. Bunlar üzerinde çalışmalar yaptırttım, başbakanlığım döneminde. Nerede, ne gibi başarılı uygulamalar var bunları gördük. Hatalar olabilir. Bunları da zaman içerisinde gideririz. Biz hala 50'li yılların yasalarıyla bu ülkeyi idare edemeyiz, darbe yasalarıyla bu ülkeyi idare edemeyiz." dedi.
Muhabir: Kurbani Geyik, İlkay Güder, Barış Gündoğan, Enes Duran, Merve Yıldızalp
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.