Çukurova'da meyve üretimine "anız yangını" tehdidi

Çukurova'da meyve üretimine "anız yangını" tehdidi
 - Seyhan Ziraat Odası İkinci Başkanı İncefikir:-"20-25 yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu meyve ağaçları, bir anız yangınıyla zarar görüyor"-...

 

- Seyhan Ziraat Odası İkinci Başkanı İncefikir:

-"20-25 yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu meyve ağaçları, bir anız yangınıyla zarar görüyor"

- Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ortaş:

- "Özellikle meyve ağaçlarının söz konusu yangınlardan etkilenmesi sonucu ağaçlar canlılıklarını ya tamamen ya da kısmen kaybedebilmektedir. Canlılıklarını kaybeden meyve ağaçlarının canlılıklarına tekrar kavuşması için 3-5 yıl gibi uzun bir sürenin geçmesi gerekir"

 

 

ADANA (AA) - Türkiye'de tarımsal üretimde öne çıkan sorunlardan anız yangını, toprak ve havaya verdiği zarar kadar çevresindeki tarım alanları için de tehdit oluşturuyor.

 

Geniş tarım alanlarının bulunduğu Çukurova'da, teknolojik ekipman kullanımının yaygınlaşmasına rağmen çiftçilerin büyük çoğunluğu anız yakma alışkanlığını terk etmiyor. Öncelikle topraktaki mikroorganizmalara verdiği zararla tarımın sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyen anız yangınları, tarım alanlarının yerleşim yerlerine yakın olduğu Çukurova'da oluşturduğu hava kirliliğiyle yaşam kalitesini de düşürüyor. Anız yakıldığı dönemlerde özelikle Adana, adeta "duman altı" kalıyor.

 

Çiftçilerin farklı gerekçelerle tercih ettiği anız yangınlarının verdiği zarar bu kadarla da sınırlı değil.

 

Meyvecilik, sebzecilik, hububat ve yağlık tohum gibi farklı ürünlerin yetiştirildiği Çukurova'da anız yangınları, meyve bahçelerine de zarar veriyor. Isıya hassas bu ağaçlar, bahçe yanındaki anız yangınında bile sıcaktan etkileniyor.

 

Seyhan Ziraat Odası ikinci başkanı Cahit İncefikir, AA muhabirine, yakılmaması halinde toprak için önemli besin kaynağı olan anızın bu özelliğini çiftçilere anlatmak için ellerinden geleni yaptıklarını ancak bu konuya fazla duyarlı davranılmadığını söyledi.

 

- "Adana duman altı oluyor"

 

Anızı yakma yerine bunu toprağa karıştıran makinelerle tarlanın sürülmesini tavsiye eden İncefikir, "Özellikle hasat zamanı gelen ürünlere göre dönemsel olarak yoğun şekilde yaşanan anız yangınları dolayısıyla toprak kadar yaşanan hava kirliliği de yaşam kalitesini düşüyor. Adana, adeta bu dönemlerde "duman altı" oluyor. Balkonlardaki çamaşırlar ikinci kez yıkanıyor. Havanın bu hali günlük yaşamı olumsuz etkiliyor" dedi.

 

- Ağacın ömründen çalınıyor

 

Anız yangınlarının bölgede meyve ağaçları için de tehdit oluşturduğuna dikkati çeken İncefikir, şunları ifade etti:

 

"Çukurova, farklı ürünlerle tarım yapılan yöre. Değişik ürünlerin ekildiği bir bölge. Bir tarafınızda narenciye, bir tarafınızda sebze, mısır veya farklı bir tarım ürünü yetiştirilebiliyor. Yakılan bir anızın bir narenciye bahçesine sıçramasıyla ağaçlara verilmiş emek ziyan olabiliyor. Bazı ağaçların sökülmesine de neden olabiliyor. 20-25 yıllık çalışmanın ürünü olan bu meyve ağaçları, bir anız yangınıyla zarar görüyor. Yeşil kısmı zarar gören ağacı kesmek zorunda kalıyoruz. Bu da olayın başka bir boyutu. Mikroorganizmalarımız zaten azalıyor, hava kirliliği yaşanıyor ama en önemlisi de meyve ağaçlarımız yanıyor. Bu, ciddiye alınması gereken çok önemli bir sorun."

 

İncefikir, yangından direkt etkilenip yanmasa dahi meyve ağaçlarının tür ve yaşlarına göre sıcaklıktan da zarar gördüğünü bildirdi.

 

Yan tarlada yaşanan bir anız yangınının ortaya çıkardığı sıcaklık nedeniyle yaprakları zarar gören meyve ağacının en az 3-4 yıl meyve veremez hale geldiğini aktaran İncefikir, ağacın ömründen çalındığını sözlerine ekledi.

 

Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş da başta Çukurova bölgesi olmak üzere ikinci ürün yetiştiriciliği yapılan alanlarda birinci ürün buğday veya ikinci ürün mısır hasadı hemen sonrası toprağı ekime hazırlamak için çiftçilerin toprak işlemenin güçlülüğünü gerekçe göstererek topraktaki bitki kökleri ve yüzeydeki anızı yakarak toprağın gevşemesini ve işlenmesini kolaylaştırdığını söyledi.

 

Çiftçilerin anız yangınıyla yalnızca topraklarının işlenmesini kolaylaştırmadığını aynı zamanda çevreye ve toplum sağlığına ciddi zararlar verdiğini ifade eden Ortaş, anız yangınlarında alevlerin yer yer kuru bitki atıklarının miktarına bağlı olarak bazen metreleri bulduğunu, oluşan ve hızla yayılan alevlerin bazen anız yakılan alanın çevresindeki sebze ve meyve bahçelerine ciddi zararlar verdiğini bildirdi.

 

Ortaş, şunları kaydetti:

 

"Özellikle meyve ağaçlarının söz konusu yangınlardan etkilenmesi sonucu ağaçlar canlılıklarını ya tamamen ya da kısmen kaybedebilmektedir. Canlılıklarını kaybeden meyve ağaçlarının canlılıklarına tekrar kavuşması için 3-5 yıl gibi uzun bir sürenin geçmesi gerekir. Çiftçinin yılda bir defa ürün aldığı ve bütün gelirinin bu ürüne bağlı olduğu dikkate alınırsa 3-5 yıl gibi bir sürede çiftçinin ürün alamaması ve gelirsiz kalması çiftçinin zarar etmesi ve iflas etmesi anlamına gelir. Bu bağlamda anız yakılması çok yönlü olarak doğa, toprak, bitki ve toprak canlıları üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır.

 

Bu bağlamda çiftçilerimizin anız yakılması konusunda salt kendi kolayına gelen toprak işlemeyi değil çiftçinin gelirine, toprağa ve çevreye verdiği zararı da düşünmek zorundadır."

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.