Çinkılıç, Ak- kara, iyi kötü, elmalı şekerin elması ve sapı...
Gözlerinde 13 Haziranda halkın iktidarının kıvılcımlarını gördüğüm, değerli cumhuriyet halk partiler hepiniz hoş geldiniz.
Sevgili yoldaşlar;
Türkiye, Avrupa'nın doğusunda, Asya'nın batısında, Afrika'nın kuzeyinde üç tarafı denizlerle çevrili, yeraltı, yerüstü kaynakları, ırmakları, gölleri eşsiz doğası, kültürel zenginliği, stratejik ve jeopolitik avantajları ile tüm dünyanın dikkatini çeken bir ülkedir.
Çok değil, daha düne kadar buğdayı, arpası, narı, üzümü, inciri ve pamuğu ile dağları, ormanları, verimli ovaları, makineleşmiş tarımı ile kendisine yeterli olan Türkiye?miz, yıl 12 ay 365 gün çalışma koşullarıyla insanları kendisine çeken Adana?mız Çukurova?mız, bugün;
Neden işsizler yuvası?
Neden yoksullar yatağı?
Neden umutsuzlar diyarı ve göç veren bir il olmuştur?
Değerli CHP?liler;
Bunun bir tek nedeni var değerli arkadaşlar.
İktidarda bulunanların seçtiği ekonomik politikalar. Yanlış politikalar demiyorum. Tercih edilen politikalar. Her iktidar kendi tercihlerine göre ülkeyi yönetir. Üretmek yerine tüketmek, daha çok tüketmek üzerine kurulu bir ekonomi. Mali dengelerle değil para politikaları ile yönetilen bir ekonomi. Bugünkü yaşananların temel nedenidir.
Bu bir tercih, ülke kaynaklarının nereye ve kime aktarılacağının tercihi. Bu iktidarın tercihi de bu.
Bu tercihi değiştirmek için, halkın iktidarına ihtiyaç var.
İktidarın bu tercihini sürdürübilmesi hayata geçirebilmesi için yasalara ihtiyacı var. Dünyada iki şey gerçekte hiç değeri olmadığı halde insanlar kendi iradeleriyle ona değer verdikleri için değerli.
Biri para, diğeri hukuk.
Değerli arkadaşlar demoktratik toplumlarda yasalar, toplumun ihtiyacı gözetilerek, toplumları çağdaş düzeyin üzerine taşımak için çıkarılıyor.
İktidar toplumu değil, kendi çıkarılarını, yandaşlarının çıkarlarını önceleyerek yasa çıkarıyor.
Ülkeyi yönetmedeki siyasi tercihler, bu tercihlere karşı yaşanacak toplumsal muhalefeti bastırmak için yasal, anayasal çerçeveler çiziyor.
Bu tercihleri hayata geçirecek hâkimler, savcılar yetiştirmek için yasa çıkarıyor.
Demokrasiden, özgürlükten, eşitlikten, haktan ve halktan yana saf tutan, karar veren, yol gösteren hukukçuları da İktidar güdümünde oluşturulan HSYK eliyle cezalandırılmak için yasa çıkarıyor. Karsta ?Ucube heykel? yıkımı davasında YD veren mahkemenin başkanı Kayseriye düz hakim olarak sürülüyor. Tarikatları sorgulayan bir başsavcı Adanamıza düz savcı olarak sürülüyor. vb. Örnekler çoğaltılabilir.
İktidarın yasa yapma tekniği.
Ak- kara, iyi kötü, elmalı şekerin elması ve sapı.
?Bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun? başlığı altında yüzlerce yasa maddesinin içinde yer aldığı yasalar. İktidar çoğunluğuna dayalı olarak bir gecede yasallaşıyor.
Buna rağmen iktidarın yandaşlarına ve işbirlikçilerine, çıkarlarının hamisi (koruyucusu) olduğu devletlere daha iyi hizmet edebilmek, klozet deliğinden süpürülüp gitmemek için, olağanüstü dönemlerin hukuk uygulması olan KHK ler gündeme getiriliyor.
Hükümet daha dün TBMM?yi ?Devre dışı? bırakacak ?Süper yetki? anlamına da gelen Kanun Hükmünde kararname çıkarmak için yetki istedi. Bu yetkiyi hangi amacıyla istiyor?
KHK ile ?Mevcut bakanlıkların birleştirilmesi ya da kaldırılması, yeni bakanlıklar kurulması, kamu görevlilerinin atanması, nakil, görevlendirilme, seçilme, terfi, yükselme, görevden alma ve emekliye sevk edilme esaslarına? ilişkin konularda düzenleme yapılmak isteniyor.Seçime iki ay kala bu telaş niye? Amaç belli. Gider ayak bu güne kadar dokunamadığını düşündükleri kadroları da değiştirmek istiyorlar. Çünkü onlar da gideceklerini anladı.
Bir Kemal?le başlayan aydınlanmanın, bir Kemal?le taçlandırılacağını gördüler.Telaşları bundandır.
İktidar ülke kaynaklarını kullanmada bir tercihte bulunuyor. Bu net.
Bu tercihte yoksula, işsize, özgür düşünceye, kadına, farklı inanç ve farklı kimliklere yer yok.
?İmamın Ordusu? nun deşifresine yönelik yayınlara kızgınlıkları bundardır.
Aile Sigortasına, emekliden SGK destek primi almayacağız çıkışımıza ?kaynağı nereden bulacaksınız?? diye tepki göstermeleri bundandır.
Bedelli askerlik çıkışımıza, Sivil toplum raporumuza, gençlik raporumuza, kamuda taşeronu kaldıracağız haykırışımıza karşı çıkışları bundan, çünkü onların tercihinde bunlar yok.
Bu zihniyet hilecidir. Kanuna karşı hile yapıyor. Kılıf yaratıyor.
Sadece Birkaç örnek vereceğim. Cumhurbaşkanının AYM' ne raportörden üye ataması. İstanbul Emniyet Müdürünün bir haftalık vali yapılarak görev süresinin 65 yaşına kadar uzatılması, daha bu günkü gazetelerde yazıyor ?Unvan için hulle? üniversitelerde ders vermeden prof. oluyorlar.
Vergi yasasını değiştirdiler ?Gıda bankacılığı? yapan dernek ve vakıflara yapılan bağışların tamamı vergi dışı.
Ülke bu tercihin hukuki ve fiili sonuçlarından yorgun;
İş mahkemeleri kapanan fabrikalardan atılan işçilerin ,
Aile mahkemeleri ekonomik nedenlerle yıkılan yuvaların, ,
Ceza mahkemeleri cinnet geçiren bir toplumun kimlikleri parçalanmış bireylerini yargılamaktan,icra daireleri hacze gitmekten yorgun.
Bu tabloya bakıldığında şairin dediği gibi ? Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar ve dağılmış pazar yerlerine memleket.?
Çukurova?nın bereketli topraklarına 50 yıl önce; iş aş bulmak, geleceğe umutla bakmak, mutlu olmak için Elazığ?dan göç edip Kiremithane Mahallesine yerleşen bir ailenin çocuğu olarak, o yıllarda tozlu yollardan geçen işçi servislerinin arkasından koşmaktan yorulurdum. Şimdi kapanan fabrikalardan atılan işçilerin, hacze düşen esnafın davalarına bakmaktan yoruluyorum.
Sevgili yol arkadaşlarım, değerli Cumhuriyet Halk Partiler,
Bu gidiş bizim kaderimiz değildir, olmamalıdır da!
İktidar gidici, bakın AKP tarafından planlanmamış bir toplantıdan örnek vereceğim ve sizlerde bana inanacaksınız.
Galatasarayın TT Arena Stadınının açılışı... genel başkanın deyimi ile ? yalaka sendikacılar ? tarafından düzenlenmemiş bir toplantıda başbakanın başına gelenler ortada bu iktidar gidici paranın padişahlığına rağmen gidici, işbirlikçilerine rağmen gidici yandaşlarına rağmen gidici ...
Ancak, bu seçim sürecinde sık, sık duyacağınız bir cümleyi bir kez de ben tekrar etmek istiyorum ki, akıllara iyice kazansın. Bu seçim belki de, bundan sonra kısmı de olsa demokratik koşullarda yapılabilecek son seçimdir. Bu seçimden sonra başbakanın ve bakanlarının her fırsatta dile getirdikleri gibi bir Başkanlık Sistemine geçiş var. Bu gün parlamenter sistemde bile yasamayı, yürütmeyi giderek yargıyı tek elden idare eden bir zihniyetin ?Başkanlık Sistemi?nde neleri yapabileceğini bir düşünün.
Sizleri korkutmak istemiyorum hayır, Sayın genel başkanımızın dediği gibi ülkedeki korku imparatorluğunu yıkmaya geliyoruz.
Değerli basın mensupları, saygı değer CHP?liler, yoldaşlarım.
Şairin dediği gibi ? insan yaşadığı yere benzer/ o yerin suyuna/ toprağına/toprağını iten çiçeğine/ suyunda yüzen balığına/ dağlarının tepelerinin dumanlı eğimine benzer/ göğüne benzer ki gözyaşları mavidir/ denizine benzer ki dalgalıdır bakışları?
Bu nedenle daha sevecen, daha mutlu, daha özgür, daha çalışkan bireyler olmak istiyorsak; yaşadığımız bu kenti, bu ülkeyi değiştirmeliyiz.
Bir düşünürün dediği gibi ?Bu güne kadar bütün filozoflar dünyayı yorumlamakla yetindiler. Oysa asıl olan onu değiştirmektir.?
Biz yenilenmiş Cumhuriyet Halk Partililer olarak, tepeden tırnağa; Genel başkanımızdan en sade üyemize kadar yaşadığımız bu kenti, yaşadığımız bu ülkeyi daha mutlu daha özgür kılmak ?Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşamak? için değiştirmek istiyoruz. Bu değişime var mısınız?
İşsizin iş bulduğu, işçinin işsiz kalmaktan korkmadığı, emekli maaşlarının insanca yaşanır bir düzeye ulaştığı, bu ülkenin hiçbir yerinde bir tek çocuğun bile aç yatağa girmediği, inançlarından, cinsel tercihlerinden, etnik kimliklerinden, anadillerinden dolayı insanların horlanmadığı, eline beline diline sahip yurttaşların yetiştiği bir Türkiye?ye var mısınız?
? Ah güzel Ahmet abim? diyor şair ? Gülmek bir halk gülüyorsa gülmektir.? Bir halkla birlikte Hep beraber gülmeye var mısınız?
Değerli Cumhuriyet Halk Partililer, değerli dostlar, değerli yoldaşlar,
Ben böyle bir Türkiye?nin nasıl kurulacağını biliyorum.
Ancak bu bilgiyi sizinle paylaşmadan önce; 2009 yılında nihai raporları açıklanan bir bilimsel araştırmanın sonuçlarını paylaşmak istiyorum. İki araştırmacı ? Roger Bohn ve James Short-? insan beyninin bir günde maruz kaldığı bilginin miktarını belirlemek üzere? bir araştırma yapmışlar.
Bir insanın beynine her gün yaklaşık 105.000 kelime giriyor. Beynimize bir bombardıman var. Bu bombardımanı yapan kim? Araştırmaya göre; Bu kelimelerin %45?i televizyondan, %27? si bilgisayardan, %11?i radyodan, %9?u basılı medyadan, %5 i de telefon konuşmalarından geri kalanda küçük miktarlarda oyunlardan ve diğer bilgi kaynaklarının geliyor. İktidar elindeki medya olanaklarıyla her gün her saniye bizi en kritik noktamızdan beyninizden vuruyor.
Bunu bilerek, halkın iktidarına giden yolda, olumsuz söz ve davranışlara kulağımızı tıkayacağız, gözümüzü kapatacağız. Eleştiri hakkımızı saklı tutacak ancak, örgüt kararlarına sıkı sıkıya bağlı kalacağız. Çok ses ama tek yürek olarak, bir olarak, iri olarak diri olarak özlediğimiz Türkiye?yi kuracağız, bu bir hayal değildir.
Değerli arkadaşlar;
Bakın bu seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi? ne 4200 kişi Milletvekili olmak için başvurmuştur. Bu bir umudun işaretidir. İçten içe kabaran bir dalganın işaretidir. Sözün özü yaşananlara halkın isyanının işaretidir. Halkın iktidarın işaretidir.
Değerli yoldaşlar;
Ben yıllardır sürdürdüğüm insan hakları, demokrasi, özgürlük ve alın teri savunuculuğu halkın iktidarına gidilen yolda katkı koyacağıma inandığım için adayım.
Bu güne kadar; İşçinin, esnafın,emeklinin, kamu emekçisinin, basın emekçisinin, benden farklı düşününlerin, benden farklı inananların, benden farklı etnik kimliklerin temel hak ve özgürlüklerine saldırıda onların vekilliğini yaptım. Aynı inanç ve kararlılıkla ülkenin vekilliğini yapmaya adayım.
- Bugün ?Temsilde adalet yönetimde istikrar? ilkesini zedeleyen 12 Eylül ürünü %10 seçim barajını %5? e indirmek için adayım,
- Öğrencilik yılları ? kahrolsun YÖK? sloganlar ile geçen biri olarak, kahrolası YÖK? ü kaldırmak için adayım,
- Olağanüstü yargıdan, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi gibi ucubeden yargıyı kurtarmak, yargı birliğini sağlamak için adayım,
- Orduyu demokratik toplumlardaki yerine koyan, insanımızı üretimsiz ve verimsiz askerlik yapma zorunluluğundan kurtarmak için adayım,
- Kan gölüne dönmüş coğrafyamızda, karanlık odaklarca kirletilmiş geçmişimizden temizlenmenin yolu olarak kurulacak ?Hakikat Komisyonları?nda yer almak için adayım,
- Çocuklarımıza ; Basılmamış kitapların toplatılmadığı bir Türkiye bırakmak için adayım,
- Bugün, yolsuzluğa, yoksulluğa, işsizliğe, gençliğe, sivil toplum örgütlerine yönelik projeler üreten ve bu nedenle de kendisi iktidarın peşinde koşmayan, iktidarı kendi peşinde koşturan ezberini bozan bir CHP?li olmak için adayım,
- Kendisine giydirilmiş statükocu elbisesini yırtan, ortaya koyduğu özgürlükçü projelerle, iktidarın statükoculuğunu tescil ettiren, ülkede de partide de korku imparatorluğunu yıkan, parti içi demokrasiyi işleten CHP?de bir nefer olmak için adayım,
En büyük çek şairlerinden Vitezslav Nevzal ın ?O gün gelince? şiirinden bir bölüm okumak istiyorum.
O gün gelsin bir bak bize artık aç kalmak yok.
Geçeceğiz vitrinlerin sergilerin önünden küçülmeden.
Portakalları yığacım önüne senin, tepeleme,
Şarapları yığacağım,etli börekleri, salamları.
Elden geçireceğiz hepsini bir bir unutalım diye,
senin çektiğin acıları, benim gördüğüm işkenceleri,
...
Bir kurtulalım hele tüm asalaklardan,
nasıl seveceğiz birbirimizi şiirler okuya okuya.
Çekip gidince soyguncular, bir başka dünya kuracağız.
Yaşamak neymiş, yaşamak, sen o zaman gör bak.
Halkın iktidarına ulaşacağımız bu süreçte, yolumuz aydınlık boz atlı Hızır yoldaşımız olsun.
Hepinize katılımınız ve katkılarını için teşekkür ediyorum.
Av.Mustafa Çinkılıç
CHP Adana Milletvekili
Aday Adayı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.