CHP'nin 37. Olağan Kurultayı'nda Kılıçdaroğlu genel başkanlığa tek aday olarak gösterildi

CHP'nin 37. Olağan Kurultayı'nda Kılıçdaroğlu genel başkanlığa tek aday olarak gösterildi
CHP'de 37. olağan kurultay Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun konuşmasıyla başladı. Kurultayda İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkanlığa tek aday olarak gösterildi.
Ankara

CHP'nin 37. Olağan Kurultayı çalışmalarına başladı. 

Salona gelişinin ardından kürsüye davet edilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeterli çoğunluğun sağlandığını belirterek, kurultayı açtı. 

Kılıçdaroğlu, "Sadece bize değil, sadece Türkiye'ye değil, bütün dünyaya ışık verecek olan bu kurultayda birlikte olmaktan ve önemli kararlar almaktan da ayrıca mutluluğumu ifade etmek istiyorum." dedi. 

Ankara

CHP'nin 37. Olağan Kurultayı çalışmalarına başladı. 

Salona gelişinin ardından kürsüye davet edilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeterli çoğunluğun sağlandığını belirterek, kurultayı açtı. 

Kılıçdaroğlu, "Sadece bize değil, sadece Türkiye'ye değil, bütün dünyaya ışık verecek olan bu kurultayda birlikte olmaktan ve önemli kararlar almaktan da ayrıca mutluluğumu ifade etmek istiyorum." dedi. 

Daha sonra gündem gereği saygı duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı okundu. 

Kılıçdaroğlu, İstiklal Marşı'nın ardından 39 delegenin imzasıyla Divan Başkanlığı için Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun aday gösterildiği önergeyi okudu. 

İki delegenin ret oyu verdiği önerge oy çokluğu ile kabul edildi ve Divan Başkanlığına Çerçioğlu seçildi.

Delegelere teşekkür eden Çerçioğlu da partilerini iktidar yapmak için tüm güçleriyle çalışacaklarını belirtti.

Çerçioğlu'nun önerisi ile divanın diğer üyeleri de oluşturuldu. 

Kılıçdaroğlu: Bu kurultay tarihi bir kurultaydır

Kılıçdaroğlu, konuşmasına yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyerek, başladı. 

"Gazilerimiz, emeklilerimiz, taşeron işçilerimiz, orman köylülerimiz, apartman görevlilerimiz, kuryelerimiz, güvenlik güçlerimiz, tüm sağlık çalışanları, 800 haftadır evlatlarını arayan cumartesi anneleri, 37. Kurultayımızdan hepinize en içten selamlarımı, saygılarımı ve muhabbetlerini gönderiyorum." diyen Kılıçdaroğlu, tüm vatandaşların sorunlarına çözüm üreteceklerini Türkiye'ye ilan etti.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bu kurultay, TBMM'nin açılışının 100'üncü yılında yaptığımız bir kurultaydır, tarihi bir kurultaydır. Yüz yılı geride bırakan ve önümüzdeki yüz yıla açılan bir kurultaydır. Bu kurultay bizi Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100'üncü yılına yani 2023'e taşıyacak olan kurultaydır. Bu kurultay, 2023'te Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırma azim ve kararlılığımızı gösterecek olan kurultaydır. Bu iktidar kurultayının on binlerin katıldığı bir ortamda yapılmasını elbette ki çok arzu ederdik ama Kovid-19 süreci böyle bir kurultay yapmamıza izin vermedi. Ama yürekten inanıyorum, on binlerin, yüz binlerin, milyonların gözü kulağı, aklı ve yüreği bu kurultaydadır. Onlar şu anda bizi izliyorlar. Bu kurultay sadece sevgili vatandaşlarımızın değil, Orta Doğu'dan Avrupa'ya, Avrupa'dan Afrika'ya, Amerika'dan Rusya'ya, uzak Asya'ya kadar tüm dünyanın gözünün kulağının olduğu bir kurultaydır. Çünkü bu kurultay sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik buhrandan nasıl çıkacağımızı anlatacağımız kurultaydır. İnanıyorum ki bu çıkış yolu tüm dünyaya örnek olacaktır."

100 yıl önce Gazi Mustafa Kemal Milli Kurtuluş Savaşı'nı verirken bütün mazlum ülkelere nasıl örnek olduysa, kendilerinin böyle bir süreci hayata geçirerek dünyaya örnek olmaları gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu kurultayda alacakları her kararın yankısının yüksek olacağını söyledi. 

Bu kurultayın "alçak gönüllü bir uygarlığın inşasına çağrı kurultayı" olduğunu ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, hep birlikte alçak gönüllü bir uygarlığı inşa edeceklerini vurguladı.

Tarihin bu sorumluluğu kendilerine yüklediğini bildiren Kılıçdaroğlu, "Bu kurultay işsizliği, bu kurultay yoksulluğu, bu kurultay adaletsizliği, bu kurultay liyakatsizliği, bu kurultay kayırmacılığı ve bu kurultay umutsuzluğu nasıl ortadan kaldıracağımızı açıklayan bir kurultaydır." dedi. 

"İkinci yüzyıla hazırlanmak zorundayız"

Türkiye'nin Cumhuriyet tarihinin en ağır bunalımını, buhranını yaşadığını savunan Kılıçdaroğlu, bu buhranın, "yönetim, demokrasi, ekonomi ve toplumsal birliği derinden dinamitleyen bir buhran" olduğunu söyledi. 

Hiçbir vatanseverin umutsuzluğa kapılma hakkı bulunmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bir daha söylüyorum, bu kadar ağır bir buhranın içinden geçiyorsak hiçbir vatanseverin, özellikle de hiçbir Cumhuriyet Halk Parti'linin umutsuzluğa kapılma hakkı da yoktur yetkisi de yoktur. Biz, birlikte inançla, kararlılıkla, azimle Türkiye'yi bu krizden, bu buhrandan çekip çıkartacağız. Adalet yürüyüşünü hiç kimse unutmasın, adalet yürüyüşünün son gününde Maltepe'de, 'Bu bir son değil, bu bir yeni başlangıçtır' demiştim. 'Önümüzdeki duvarı yıkacağız' demiştim. 31 Mart Yerel Seçimleri'nde duvarın arkasına geçtik. O duvarı şimdi dostlarımızla birlikte ve milletimizin ferasetiyle parça parça yıkacağız. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni hazırladık. Evet, birinci yüzyılı mademki bitirdik, ikinci yüzyıla bir çağrı beyannamesi hazırlamak zorundayız. İkinci yüzyıla hazırlanmak zorundayız. Millet olarak hazırlanmak zorundayız."

5 temel sorun

Beyannameyi açıklamadan önce Türkiye'nin önündeki 5 temel sorundan bahsetmek istediğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, bu 5 temel sorunun ellerini kollarını adeta bağladığını ve buradan çıkacaklarını anlattı. 

Birinci temel sorunun "demokrasi sorunu" olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "21. yüzyılın Türkiye'sinde yasama, yargı ve medya bir kişinin vesayet altındadır." dedi. 

Demokrasinin sadece kağıt üzerinde kalan bir sözcük haline geldiğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Öyle bir noktadayız ki saray ne diyorsa yargı onu yapıyor. Egemen güçler ne diyorsa saray da onu yapıyor. Örneğin saray talimat veriyor; 'Osman Kavala içerde kalacak', yargı gereğini yapıyor. Örneğin, 'Selahattin Demirtaş içeride kalacak, hapse atacaksınız, berat mi boşverin onu, üst mahkeme, alt mahkeme boş verin onu içeride kalacak.' Gereği yapılıyor, içeride kalıyor. Cezaevlerinde onlarca gazeteci var. Buradan cezaevinde olup, kalemini satmayan, özgürce gazetecilik yapan bütün gazetecilere selamlarımızı, saygılarımızı gönderiyoruz." 

TBMM'nin yetkilerinin kısıtlandığını, denge ve denetleme mekanizmalarının adeta felç edildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, Meclisin bütçe hakkı ve yetkisinin fiilen elinden alındığını söyledi. 

"Böyle bir ortamda demokrasiden söz etmek mümkün değildir." diyen Kılıçdaroğlu, ikinci sorun olarak ekonominin bulunduğunu, mutfakta yangın olduğunu söyledi. 

Tüm vatandaşların 18 yıldır Türkiye'yi bu noktaya getirenleri sorgulamak zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Demokrasi istiyorsanız, hak istiyorsanız, hukuk istiyorsanız sorgulamak zorundasınız. Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik bağımsızlığı tehlike altındadır. Bir daha söylüyorum Mısır'daki sağır sultan da duysun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ekonomik bağımsızlığı tehlike altındadır." diye konuştu.

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti  hiç kimsenin önünde diz çökmedi"

Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin savaş meydanlarında kurulduğunu ve hiç kimsenin önünde diz çökmediğini belirtti. 

Düyun-u Umumiye ile Osmanlı'nın gelirlerine egemenler tarafından el konulduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Yani Genel Borçlar İdaresi demek bugün bugünün diliyle. Cumhuriyeti kuranlar, 1923-2002 tam 79 yıl. Tam 79 yılda 57 hükümet kuruldu. 79 yılda 57 hükümet Türkiye'ye hizmet etti. Bu süre içinde yani 79 yıl içinde, 714 milyar dolarlık bir kaynak kullanıldı. 714 milyar dolar 57 hükümet 1923'ten 2002'ye kadar para harcadılar. Bunlarla Sümerbanklar, Eti Banklar, Petkimler, Tüpraşlar, Telekom yapıldı. Osmanlı'nın borcu son kuruşuna kadar ödendi. Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı. Kore'ye asker gönderdik. 1929 dünya ekonomik buhranı içinde de onurlu durmasını bildiler bunlar. Büyük depremler ve felaketler yaşandı harcadıkları para 714 milyar dolar. Şimdi 2003-2020 18 yılda harcanan para, yani bu iktidarların yani AK Parti iktidarlarının 18 yılda harcadıkları para ne kadar? 714 milyar dolar değil, 2 trilyon 400 milyar dolar. 79 yılda 714 milyar dolar 57 hükümet harcadı, ama bunlar son 18 yılda 2 trilyon 400 milyar dolar para harcadılar. Karakaya Barajı mı yaptılar? Keban Barajı mı yaptılar? Yeni bir Petkim, Telekom mu yaptılar? 'Efendim havaalanı yaptık şehir hastaneleri yaptık.' Bunlar dahil değil, neden? Çünkü bunların bedelini bizim torunlar, çocuklar ödeyecek. Bununlar için harcanan para yok devletten. Dolayısıyla 79 yılda bizim yaptıklarımızı, bütün hükümetlerin yaptığını sattılar. Fabrikaları satılır parayı ne yaptıklarını kimse bilmiyor."

Vatandaşın "Bu kadar para harcandı da bu işsizlik, yoksulluk ne?" diye sorması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Lale Devri'ni yaşayanlarla sokaktaki vatandaşın hayatının farklı olduğunu söyledi. 

Nasıl Osmanlı'nın son dönemlerinde Düyun'u Umumiye İdaresi kurulduysa, 12 Eylül 2019'da da Borçlar Genel Müdürlüğünün de kurulduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ayrıca 83 milyon vatandaşının Londra'daki bir avuç tefeciye çalıştığını vurguladı.

Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bu hale getirenlerden hep beraber hesap sormak zorundayız." dedi. 

Üçüncü büyük sorunu dış politika olarak açıklayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bugün egemen güçlerin taleplerini yerine getiren bir devlet konumunda olduğunu söyledi. 

Türkiye'nin ekonomide ve siyasette bağımsızlığını büyük ölçüde kaybettiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Savaş meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça siyasi bağımsızlığınızı koruyamazsınız." sözlerini hatırlattı. 

Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman hiçbir hükümet döneminde Süleyman Şah Türbesi'nde bayrağı indirip topraklarını terk eden bir hükümetle karşılaşmadık, bunlar yaptılar. Bütün milliyetçileri, bütün ülkücülere bütün vatanseverlere, bütün vatandaşlarıma sesleniyorum, Süleyman Şah Türbesi bu ülkenin namusudur o topraklar da bu ülkenin namusudur. Oradan bayrağı indirip Süleyman Şah Türbesini kaçıranlara asla ve asla vatansever denmez, onlar vatan hainleridir. Açık ve net söylüyorum vatan hainleridir." diye konuştu. 

"Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, hiçbir devlet başkanı, başbakan veya cumhurbaşkanı aldatıldım dememiştir ve aldatılmamıştır." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Ama ilk kez 18 yıllık iktidarında bir kişi herkes tarafından aldatılmıştır. Bir örnek vereceğim 18 Şubat 2018, konuşma yapıyor şunu söylüyor, 'Sayın Obama ile defalarca konuştuk ama hep aldatıldık. Bir değil, iki değil, üç değil, hep aldatıldık.' Bu anlayış dış politikamızı egemen güçlere teslim etme anlayışıdır. Eğer sen kendi bürokratlarını dinlemezsen, Dışişleri Bakanlığını tümüyle devre dışı bırakırsan rüşvet alanları büyükelçi olarak atarsan o zaman sen dış politikada gelir egemen güçlerin talimatını yerine getiren bir konuma oturursun." değerlendirmesini yaptı.

"21. yüzyılda hala birleşik sınıflar var"

Kılıçdaroğlu, 18 yılda 2 trilyon 400 milyar dolar para harcandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'de eğitimin sorunlu olduğunu, 21. yüzyılda hala birleşik sınıflar bulunduğunu, yeterli derslik olmadığını söyledi.

Sürekli değişen eğitim politikalarıyla Türkiye'nin bilgi çağından koparıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, Suudi Arabistan, Malezya ve İran üniversitelerinin ürettiği bilgi sayısının Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin üniversitelerinin ürettiği bilgi sayısından daha fazla olduğunu ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Bir devleti geriletmek için işgal etmenize gerek yok eğitim sistemini bozarsanız zaten ülke geriye gider." dedi.

Toplumsal barışın temelden dinamitlendiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, etnik kimlik, yaşam tarzı, inanç üzerinden siyasetin toplumu kutuplaştırdığını, böldüğünü söyledi. 

Bu ülkede 83 milyonun bayrak altında huzur içinde yaşamak istediğini belirten Kılıçdaroğlu, etnik kimlik, inanç, yaşam tarzı sorgulamanın kimsenin hakkı olmadığını kaydetti.

Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşın karnının aç mı tok mu, çocuğunun işinin olup olmadığının sorgulanması gerektiğini vurgulayarak, "Siyasi iktidar başta Kürt sorunu olmak üzere neredeyse tüm toplumsal sorunlarda kutuplaşma ve kamplaşmayı derinleştirmekte, ötekileştirmekte ve politikaları bunun üzerine inşa etmektedir." diye konuştu.

"Önümüzdeki ilk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız." diyen Kılıçdaroğlu, firavunların iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuracaklarını belirtti.

Kılıçdaroğlu, "Her Firavun'un bir Musa'sı, her Nemrut'un bir İbrahim'i vardır. Herkese saygı duyarım. Vatandaşın ayağının turabı olacağız. Hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiç kimseye kibirle, öfkeyle bakmayacağız. Herkesi kucaklayacağız, bize oy versin vermesin. Sorunu varsa o sorunu çözmek bizlerin hepimizin boynunun borcudur. Hangi partiye oy verdin sorusunu sormayacağız, hangi derdin var sorusunu soracağız." dedi.

Yeni, ahlaklı, adaletli siyaset anlayışını, vatandaşını kucaklayan bir siyaset anlayışını Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin topraklarına indireceklerine işaret eden Kılıçdaroğlu, sorunları akıl akıldan üstündür düsturuyla çözeceklerini vurguladı.

"Yeni bir anayasa ile güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme geçilecek"

2. Yüzyıla Çağrı Beyannamesi hazırladıklarını bildiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Sorunlarımızı nasıl çözeceğimizi anlatan 2. Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni hazırladık. Meclis'in açılışının birinci yüz yılını bitirdik ikinci yüzyıla geçtik. 2023'te Cumhuriyet'in kuruluşunun yüzüncü yılını bitirip ikinci yüzyıla geçeceğiz. 2'nci yüzyılda hedeflerimiz ne olmalı ikinci yüzyılda Türkiye'yi nasıl çağdaş uygarlığın ötesine taşıyabiliriz. 2'nci yüzyılda nasıl yoksulluğu işsizliği bitirebiliriz. Türkiye nasıl bölgesinin ve dünyanın en saygın ülkelerinden birisi haline gelir. 2. yüzyılda neden farklı düşünüyorsun sorusunun sorulmayacağı bir Türkiye'yi nasıl inşa edebiliriz. Bunun için 2'nci yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni hazırladık."

Beyannamenin detaylarını paylaşacağını ve sonrasında oylamaya sunacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, birinci hedeflerinin yeni bir anayasa ile güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme geçilmesi olduğunu kaydetti.

Kılıçdaroğlu, güçlü demokratik parlamenter sistem için öncelikle geniş bir toplumsal mutabakat sağlanacağını, her türlü vesayetten uzak, darbe hukukundan arınmış, gücünü milletten alan yeni bir anayasa yapılacağını söyledi.

En son değişikliklerin 20 Temmuz darbesinde ve OHAL koşullarında yapıldığını ve bütün tarafların katılımıyla yeni bir anayasa yapacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Bu anayasada Cumhurbaşkanının tarafsız olması sağlanacak, partili ve yanlı Cumhurbaşkanlığı uygulamasına son verilecektir. Cumhurbaşkanı cumhurun başkanı olacak, tarafsız, samimi ahlaklı, dürüst olacak, aldatılmayacak, kandırılmayacak, bu toprakların evladı olacak." dedi.

Kuvvetler ayrılığının esas alınacağını, gerekli denge ve denetim mekanizmalarının kurulacağını, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının kesin olarak sağlanacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, yüksek yargı organları ve mahkemeler üzerinde yasama ve yürütmenin doğrudan veya dolaylı vesayetine son verileceğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, yasa tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonlarında görüşülürken ilgili meslek kuruluşları sivil toplum örgütleri ve uzmanların görüşlerinin mutlaka alınacağını aktardı.

"Bir kişinin baskısıyla ve bir kişinin talepleriyle bir devlet yönetilemez" 

Düşünceyi ifade, örgütlenme ve basın özgürlüğünün koşulsuz güven altına alınacağına işaret eden Kılıçdaroğlu, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları üzerindeki her türlü baskıya son verileceğini, medya özgürlüğünün evrensel ölçülerde güvence altına alınacağını kaydetti.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, "Bir devlet hukukun üstünlüğünden ve adaletten vazgeçerse o devlet bir süre sonra organize suç örgütü haline dönüşebilir. Bir devletin organize suç örgütü haline dönüşmemesinin temel nedeni zaten anayasada. Bir kişinin baskısıyla ve bir kişinin talepleriyle bir devlet yönetilemez. Bütün kesimlerin, mesleklerin, insanların devletin yönetiminde hakkı ve hukuku vardır." diye konuştu.

Türkiye'de toplumsal barış ve huzurun sağlanacağını, başta Kürt sorunu olmak üzere tüm toplumsal sorunların demokrasi temelinde ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin öncülüğünde çözüleceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin tam bağımsızlığı, demokrasisi ve üniter yapısının güçlendirileceğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, "Kürt sorununu egemen güçlerin bir manivela olarak kullanmasına asla izin vermeyeceğiz." dedi.

Kadın erkek fırsat eşitliğinin sağlanacağını, kadına yönelik şiddetin önlenmesi öncelikli bir devlet politikası haline getirileceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, toplumsal barışın kalıcı hale getirilmesi için tüm terör örgütleri ve yeraltı suç örgütleriyle mücadelenin ödün verilmeksizin sürdürüleceğini söyledi. 

Kılıçdaroğlu, yeraltı dünyasında hala suç örgütleri bulunduğunu ve bunların büyük ölçüde güçlerini Meclis'teki bazı siyasi otoritelerden aldığını anlattı.

Devlet yönetiminde ve toplumsal düzende liyakat sisteminin hakim kılınacağını aktaran Kılıçdaroğlu, kamusal alandaki bütün atama ve işlemlerde liyakat sisteminin esas alınacağını, devlet hizmetlerinin partizanca çıkar amaçlı yapılmasına engel olunacağını vurguladı.

"Hizmet yandaşa değil, vatandaşa verilecektir." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, bunun kurallarını koyacaklarını kaydetti.

İşi ehline vermenin bir devlet politikası olacağına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Bu anlayışla yola çıktığımızda güreşçiden banka yönetim kurulu üyesi olmayacak. Bu anlayışla yola çıktığımızda akademik hırsızdan rektör de olmayacak. Bu anlayışla yola çıktığımızda rüşvetçiden de büyükelçi olmayacak." dedi.

"Siyasi ahlak yasası çıkarılacak"

Seçim yasasının değişeceğini, milletin vekilini milletin seçeceğini belirten Kılıçdaroğlu, demokrasilerde aslolanın milletin iradesinin olduğu gibi parlamentoya yansıması olduğunu kaydetti.

Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Eylül darbecilerinin eseri olan seçim barajının kaldırılacağını, milletin iradesinin Meclis'e tam olarak yansımasının sağlanacağını vurguladı.

Bütün kadınların ve kadınların oluşturduğu 306 sivil toplum örgütünün yöneticilerinin dinlemesini istediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Seçim yasası değişikliği ile cinsiyet kotası getirilecek, kadınların parlamentoda temsili yasal güvence altına alınacaktır. Cumhuriyet Halk Parti'li kadın milletvekilleri bu yasa teklifini imzalayarak Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlığına verecekler. Seçim yasasında cinsiyet kotası getirilecek yasal bir zorunluluk olarak bütün partiler o kotaya uymak zorunda kalacaklardır ve parlamentoda da kadınlar hak ettiği yerleri alacaklardır." değerlendirmesini yaptı.

Kılıçdaroğlu, siyasi ahlak yasası çıkarılacağını vurgulayarak, "Siyasi ahlak yasası ile siyaset kirlilikten arındırılacak vatandaşla siyasetçi arasındaki güven yeniden inşa edilecektir. Böylece milletin seçtiği vekillere ve Gazi Meclisimize itibarı iade edilmiş olacak. Parayla iş takipçisinden milletvekili mi olur? Yolsuzluk yapandan milletvekili mi olur? Kul hakkı yiyenden milletvekili mi olur? Adaletsizliği ilke edinmiş adamdan milletvekili mi olur? Kendisi hacdayken sahte pusula gönderip 'ben Meclis'teyim' diyen adamdan milletvekili mu olur?" diye konuştu.

"Kamu özel iş birliği ile sizin alın terinizi sömüren bütün yatırımları devletleştireceğiz"

Kılıçdaroğlu, kamu ihale kanununun rekabet ve şeffaflığı sağlayacak şekilde yeniden düzenleneceğini, tüm kamu ihalelerinin şeffaf, kamuya açık, kayırmacılıktan uzak bir anlayışla yapılmasının sağlanacağını kaydetti.

Devleti yönetenlerin her kuruşun hesabını vermesi, vatandaşın da vergisinin nereye gittiğini bilmesi gerektiğine değinen Kılıçdaroğlu, kamu özel iş birliği ile yapılan ve 83 milyon vatandaşın sömürüsüne yol açan işler ve yatırımlar bulunduğunu söyledi. 

Kılıçdaroğlu, vatandaşlara şöyle seslendi:

"Kamu özel iş birliği ile sizin alın terinizi sömüren bütün yatırımları devletleştireceğiz. Özellikle de AK Parti'ye ve Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy veren bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim. Avrupa'nın en büyük entegresi, tesisi Tank Palet Fabrikası... 1 kuruş, 1 dolar, 1 avro, 1 lira, 1 sterlin veya 1 riyal ödenmeden Katar ordusuna peşkeş çekildi. Bizim subaylarımız, işçilerimiz şu anda Katar ordusunun emrinde çalışıyor. Fabrikayı işçilerimiz, askerlerimiz yapıyor. Ürünü biz üretiyoruz, parayı kim alıyor? Katar ordusu. Fabrika bizim çalışan işçi de bizim oradaki askerde bizim üretimi de biz yapıyoruz. Niye parayı o alıyor? Bunun da her vatandaşın kendi vicdanında sorgulaması lazım."

Kılıçdaroğlu, Sayıştay'ın gerçek işlevine kavuşturulacağını, Ulusal Vergi Konseyi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Kesin Hesap Komisyonu'nun kurulacağını bildirdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi adına ödenen bütün vergilerin denetimini Sayıştayın yaptığını, ancak bütün raporlarının gizlendiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Biz milletin önüne getireceğiz, her kuruşun hesabını vereceğiz." dedi.

Kılıçdaroğlu, Ulusal Vergi Konseyi kurulacağını ve Vergi Konseyi'nin raporlarının her yıl Resmi Gazete'de yayınlanacağına işaret etti. 

Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulacak Kesin Hesap Komisyonu Başkanı'nın iktidar partisinden değil, muhalefet partisinden olacağını belirten Kılıçdaroğlu, "İktidar muhalefete gidecek orada hesap verecek. Dünyada örneği çok az olan bir uygulamayı Türkiye'de getiriyoruz. Biz iktidar olacağız, inanıyorum iktidar olmak için her şeyimiz hazır ve biz muhalefete hesap vermeyi ilke olarak yasal düzenleme olarak Meclis'e getirmek istiyoruz. Çünkü vatandaşa, millete hesap vereceğiz. Kendisini denetlemekten korkmayan bir iktidar olacak, bizim felsefemiz budur." dedi.

"Cumhuriyetin 2. Yüzyılına Çağrı Beyannamesi"

Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyetin 2. Yüzyılına Çağrı Beyannamesi"nin detaylarını paylaştı. 

Beyanname uyarınca, güçlü bir stratejik planlama teşkilatının kurulacağını belirten Kılıçdaroğlu, ekonomide ihracat odaklı ve katma değeri yüksek üretime öncelik veren bir planlama ve teşvik politikasının yaşama geçirileceğini söyledi. 

Üretim ve hakça paylaşımın stratejik planlamanın ana hedefi olacağının altını çizen Kılıçdaroğlu, "Üreteceğiz, hakça bölüşeceğiz. Kimseyi aç ve açıkta bırakmayacağız. Bu planlama örgütü, tarımı stratejik sektör olarak görecek. Vatandaşının karnını yabancı çiftçilerin ürettiği ürünlerle değil, kendimiz alın terimizle ürettiğimiz ürünlerle ve vatandaşın karnını doyurmalıyız." ifadelerini kullandı. 

Kılıçdaroğlu, işsizliği planlama örgütünün önleyeceğine işaret ederek, Anadolu'nun içinin boşaltılmasına izin vermeyeceklerini, her toprakta fabrika ve çalışan işçinin olacağını söyledi. 

Eğitim sisteminin, tüm bileşenlerinin ortak çabasıyla yeniden yapılandırılacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, eğitimin Türkiye'nin kalkınma stratejisinin en önemli en temel parçası olarak yeniden ve tüm paydaşları ile birlikte planlanacağını belirtti. 

Eğitim politikalarının tek hedefinin "Fikri hür, irfanı hür vicdanı hür nesiller yetiştirmek." olacağını anlatan Kılıçdaroğlu, "Üniversitelerimizde her türlü düşünce özgürce tartışılabilecek. Her türlü bilimsel çalışma özgürce yapılabilecek. Darbecilerin getirdiği YÖK, kaldırılacaktır." dedi. 

Tüm organize sanayi bölgelerinde iş garantili, yatılı teknoloji liseleri kurulacağını ve sanayicinin ihtiyaç duyduğu eleman sorununun çözüleceği kaydeden Kılıçdaroğlu, böylece gençlerin de işsiz kalmalarının önüne büyük ölçüde geçileceğini ifade etti. 

"Vatandaş devlet yardımlarını hakkı olarak görecek" 

Kemal Kılıçdaroğlu, gelecek nesiller için ekosistem hakkının korunacağını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Türkiye'de ilk kez bir siyasal parti olarak seslendiriyoruz. Gelecek nesillere, doğmamış çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya teslim etmek için üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Canlı ve cansız varlıklar olarak bir ekosistemin parçasıyız. Sağlıklı işleyen bir ekosisteme sahip dünyaya doğuma hakkı, henüz doğmamış olan nesillerin de hakkıdır. Sürdürülebilir yaşam anlayışı ışığında bu hak anayasal güvence altına alınacaktır. Böylece çevremizi koruyacağız bizim de kuş, ağaç, orman, denizi, güneşi görme hakkımız var. Gelecek kuşaklara da bu hakkı devretmek, onların geleceğini güvence altına almak bizim de görevimizdir."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, güçlü sosyal devletin ilk adımı olarak Aile Destekleri Sigortası Kurumunun kurulacağını, vatandaşlara asgari bir gelir düzeyinin mutlaka sağlanacağını vurguladı. 

Aile destekleri sigortasının uygulamaya konulmasıyla bu topraklarda hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Vatandaş devlet yardımlarını, lütuf olarak değil, hakkı olarak görecektir. Benim hakkımdır diyecek. Bu devlette yaşıyorsam, devletin adı sosyal devletse benim işsizlik sorunumu çözeceksin ve benim karnımı doyuracaksın diyecektir. Aile destekleri sigortasının hedefi budur. Bu ülkede huzur istiyorsak, bu ülkede beraber birlikte yaşamak istiyorsak hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi lazım. Hiçbir babanın 'çocuğuna pantolon alamadım' diye intihar etmemesi lazım. Hiçbir anne, 'Kübra bebek açlıktan öldü.' acısını duymaması lazım. 18 yıldır yapamadılar 1 yılda yapacağız ve hayata geçireceğiz." diye konuştu. 

Yeni bir merkez-yerel dengesinin kurulacağına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, reformların başarısı için devletin tüm kapasitesinin en verimli şekilde kullanılacağını ve yeni bir merkez yerel dengesinin oluşturulacağını söyledi. 

Kılıçdaroğlu, merkezi yönetim kapasitesiyle yerel yönetimlerin halka doğrudan ulaşabilme kapasitesinin birleştirilerek hizmetin vatandaşa daha etkin ve verimli bir şekilde ulaşmasının sağlanacağını, bu bağlamda, yerel yönetimlerin gelirlerinin artırılacağını, kayyum uygulamalarına son verileceğini, seçimle gelen belediye başkanlarının ancak seçimle gitmelerinin güvence altına alınacağını aktardı. 

"Belediye başkanlarımız pandemide tarih yazdılar" 

Bütün engellemelere rağmen en küçük beldeden en büyük büyükşehir belediye başkanına kadar bütün belediye başkanlarının pandemi sürecinde bir tarih yazdıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Belediye başkanı arkadaşlarımı yürekten kutluyorum. Baskıya kulak asmadılar. Hiçbirisi şikayet etmedi. Engel mi çıkarıyorsun, engelleri aştılar. Bütün belediye başkanlarımız, kimin ihtiyacı varsa hangi partidensin diye sormadılar. Hangi kimliktensin diye sormadılar. İnancın nedir diye sormadılar. Bu ülkede mi yaşıyorsun, evet. Aynı havayı mı teneffüs ediyorsun, evet. O zaman varsa sorunun, 'Gel kardeşim ben sorununa çözüm üreteceğim.' dediler. O nedenle belediye başkanlarımız, bu pandemi sürecinde bütün engellemelere rağmen bir tarih yazdılar. Kendilerini yürekten kutluyorum."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurucu üyelerinin İran, Irak, Suriye ve Türkiye'nin olacağı Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatının kurulacağını dile getirerek, akılcı, barışçıl ve gerçekçilikten sapmayan, uluslararası hukuka ve meşruiyete önem veren bir dış politikanın izleneceğini söyledi. 

Orta Doğu'da egemen güçlerin vekalet savaşı olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, toprağın altındaki petrolün üstünde yaşayan vatandaşların kaderini değiştirdiğini ifade etti. 

"Komşuda yangın varsa, sizde huzur olmaz." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Biz Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kurarak, Orta Doğu'ya huzuru, barışı getireceğiz. Orta Doğu'yu bir kavga, çekişme, savaş alanı değil, Orta Doğu'yu bir huzur alanı, bir barış alanı haline döndüreceğiz. Bütün Orta Doğu'yu kucaklayacağız. Orada da Araplar var, bizde de var. Kürtler var, bizde de var. Türkmenler var, bizde de var. Ezidiler var, bizde de var." dedi. 

Cumhuriyetin 2. Yüzyılına Çağrı Beyannamesi'nde yer alan 13. maddeyi her bir delegenin ezberlemesini isteyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Nereye gidiyorsa, hangi sorun varsa çözülecek burada. Hepsinin çözümü var. 5 temel sorunun hepsinin çözümü var. Artı huzurlu bir toplum var. Birlikte yaşama iradesi var. Ayrıştırma yok, bölme yok, kin yok, öfke yok, kibir yok herkesi kucaklama var. Cumhuriyetimizi Mustafa Kemal ve arkadaşları, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' ilkesinden yola çıkarak kurdu. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 100. yılına tanıklık eden Cumhuriyet Halk Partisi'nin delegeleri olarak önümüzdeki en önemli görevin, cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak olduğunun bilincindeyiz. Bunu Cumhuriyeti 100. yılında yani 2023'te gerçekleştirme azim ve kararlılığındayız. İmzası olan bizler 37. kurultayın delegeleri olarak, saydığımız vaatleri gerçekleştireceğimize cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağımıza, milletimizin önünde söz veriyoruz." 

Daha sonra 2. Yüzyıla Çağrı Beyannamesini partililerin oylamasına sunan Kılıçdaroğlu, daha sonra beyannamenin oy birliğiyle kabul edildiğini söyledi. 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, oylama sonrasında ise şu değerlendirmeyi yaptı:

"Tarihin bir dönüm noktasındayız. Tarihin bize yüklediği ağır sorumluluk var. Gün kavga günü değil, gün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ekonomik, siyasal ve bir toplumsal buhrandan çıkarma günüdür. Her birimizin tek tek her birimizin partili olsun olmasın her vatanseverin bayrağını, milletini ve vatanını seven herkesin birlik ve beraberlik günüdür. El kaldırdınız, 'evet' dediniz. Ne demektir 'Evet' biliyor musunuz? Hep birlikte tarihsel bir sorumluluğu üstlendik. Türkiye'nin refahı, hızla büyümesi ve kalkınması için üstlendik. Yaşadığımız, ekonomik, siyasal ve toplumsal buhrandan Türkiye'yi çıkarmak için üstlendik. Çocuklarımıza yaşanabilir bir Türkiye bırakmak için üstlendik. Çalışmak ve sorumluluğu yerine getirmek artık hepimizin ortak görevidir."

Kılıçdaroğlu, genel başkanlığa tek aday olarak gösterildi 

Çalışma ve hesap raporlarının yapıldığı kurultayda, genel başkan adaylığı için saat 15.00'e kadar verilen süre de sona erdi.

Divan Başkanı Özlem Çerçioğlu, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun tek aday olduğunu açıkladı.

Kılıçdaroğlu'nun tüm il başkanları tarafından aday gösterildiğini bildiren Çerçioğlu, adaylık için yeterli sayıya başka kimsenin ulaşamadığını belirtti. 

Böylece İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, yeniden ve tek aday oldu. Kurultayda, eski Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, PM üyesi İlhan Cihaner ve Prof. Dr. Tolga Yarman aday adaylığını açıklamıştı.

Divan Başkanı Çerçioğlu, Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu adaylık başvurularının saat 17.00 ile 19.00'da alınacağını, kurultayın yarın saat 08.00-10.00 saatlerinde devam edeceğini aktardı.

Kurultaya özel rap şarkı

Kurultayın yapılacağı merkezde kurultay için hazırlanan "Hak hukuk adalet mücadelemizde 83 milyon ile kucaklaşıp el ele iktidara yürüyoruz" ve rap şeklindeki "Altı Ok'un izinde yürüyoruz iktidara" şarkıları çalınıyor.

Alanda kurultay delegesi olmayan 9 il başkanı, 5 il belediye başkanı, önceki dönemlerde görev yapan 4 eski genel başkan ve şu ana kadar genel başkan adaylığını açıklayan 3 partilinin bulunacağı ayrı bir bölüm oluşturuldu.

Kovid-19 önlemleri kapsamında kurultay alanına kısıtlı sayıda basın mensubu alınırken, diğer basın mensupları için merkez dışında özel bir alan oluşturuldu. Bu alanda canlı yayın yapılıyor.

Parti tarafından kurultay için 25 ayrı bölümde canlı yayın ünitesi oluşturulurken, 20 ayrı kamerayla bu yayın ise link üzerinden yayıncı kuruluşlara ulaştırılacak. Parti fotoğrafçılarının içeriden çektiği fotoğraflar basın mensupları ile paylaşılacak ve ayrıca işitme engelliler için çeviri yapılacak.

Genel Başkan seçimi bugün, PM seçimi yarın yapılacak

Kurultay, çoğunluğun sağlanmasının ardından Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yapacağı açılışla çalışmalarına başlayacak.

Kurultayda, Divan Başkanlığı için Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun önerilmesi bekleniyor. Divanın oluşturulmasının ardından Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun saat 11.00 veya saat 11.15 gibi kürsüye gelerek, yaklaşık 1,5 saatlik bir konuşma yapması bekleniyor. Kılıçdaroğlu, konuşmasında iktidar olmaları durumunda yapacaklarına ilişkin bir manifestoyu açıklayacak.

İki gün sürecek kurultayın ilk gününde genel başkan seçimi gerçekleştirilecek. 1356 delegenin oy kullanacağı CHP'de, genel başkan adayı olmak için yüzde 5 delegenin imzası gerekiyor. Bu nedenle genel başkan adayı olmak isteyenlerin 68 delegenin imzasıyla divana başvurması gerekiyor.

CHP'de şu ana kadar PM Üyesi İlhan Cihaner, Kurultay Onur Üyesi Tolga Yarman ve eski Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı aday adayı olmuştu.

Kurultayın ikinci gününde ise 60 kişilik PM üyelerinin seçimi yapılacak. CHP'de tüzük gereği PM üyeliğine adaylık için de 10 delegenin imzası gerekiyor.

CHP kurultayında seçimler için 44 sandık, her sandığa bağlı 3 kabin olacak. Toplamda 132 kabin oluşturulacağı açıklanan kurultayda, her kabinde 10 civarında delege ayrı ayrı oy kullanacak. 

CHP heyeti 37. Olağan Kurultay öncesi Anıtkabir'i ziyaret etti

CHP'nin 37. Olağan Kurultayı öncesi CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek başkanlığındaki parti heyeti, Anıtkabir'i ziyaret etti.

Sabah erken saatlerde Anıtkabir'e gelen partililer, Aslanlı Yol'dan yürüyerek mozoleye geldi. Partililer, Atatürk'ün mozolesine çelenk bırakarak saygı duruşunda bulundu.

Erkek ve beraberindeki partililer, Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti. Muharrem Erkek, burada Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı:

"Büyük Atatürk, değişmez önderimiz, 

Sivas Kongresi'ni ilk kurultayı olarak kabul eden, milli mücadele ruhunu, kurtuluşu, kuruluşu ve aydınlanmayı temsil eden partimizin 37. Olağan Kurultayı öncesinde manevi huzurunuzda bulunmanın kıvancını yaşıyoruz. 31 Mart ve 23 Haziran 2019 tarihlerinde gerçekleşen yerel seçimlerin sonuçları ve ülkemizde yaşanan sosyal, siyasi ve ekonomik gelişmeler de düşünülerek kurultayımızın temasını 'İktidar Kurultayı' olarak belirledik. 

2023 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci yüzyılına partimizin iktidarıyla geleceğimize inancımız sonsuz. Kurduğunuz ve kimsesizlerin kimsesi olarak tanımladığınız Cumhuriyetimizi partimizin iktidarında demokrasiyle taçlandıracağız ve hak, hukuk, adalet mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. İlke ve devrimlerinizin ışığında yorulmadan yolunuzda yürüyeceğimizin sözünü vererek sizi büyük bir saygı ve minnetle anıyoruz. Ruhunuz şad olsun." 

Anıtkabir merdivenlerinde hatıra fotoğrafı çektiren partililer, 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün mezarına da çelenk bıraktı.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.