CHP Sözcüsü Öztrak: Oruç Reis'in oraya gitmesi doğrudur

CHP Sözcüsü Öztrak: Oruç Reis'in oraya gitmesi doğrudur
CHP Genel Parti Sözcüsü Öztrak, "Türkiye'nin kendi kıta sahanlığında her türlü tasarruf yetkisi vardır, uluslararası hukuktan kaynaklanan ve bundan hiçbir şekilde geri adım atamaz. Oruç Reis'in oraya gitmesi doğrudur." dedi.

Ankara

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Türkiye'nin kendi kıta sahanlığında her türlü tasarruf yetkisi vardır, uluslararası hukuktan kaynaklanan ve bundan hiçbir şekilde geri adım atamaz. Atmamalıdır zaten, dolayısıyla Oruç Reis'in oraya gitmesi doğrudur." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında yapıldı.

Toplantı sürerken açıklamada bulunan Öztrak, 3 yıl önce Trabzon Maçka'da güvenlik güçlerine teröristlerin yerini gösterirken çıkan çatışmada şehit olan Eren Bülbül'ü ve onu korumak için kendini siper eden şehit Astsubay Ferhat Gedik’i rahmetle andı.

Kurultay sürecini tamamladıklarını hatırlatan Öztrak, bugün yeni MYK ile ilk toplantının yapıldığını söyledi.

Kadın Kollarının 14. Olağan Kurultayının da gerçekleştirildiğini aktaran Öztrak, yeni seçilen CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka'ya başarılar diledi.

Son yerel seçimlerde, CHP'nin Millet İttifakı ile kazandığı büyükşehirlerde, milletin yarısının yaşadığını, dolayısıyla CHP'li büyükşehir belediye başkanlarının milletin yarısına hizmet verdiğini ifade eden Öztrak, "Milletimizin derdine derman olmak için tek adam vesayet rejimine sandıkta son verip, cumhuriyetimizi güçlü bir parlamenter demokrasiyle taçlandırmak için iktidar yürüyüşümüzü kararlılıkla sürdüreceğiz." ifadesini kullandı.

Sevr Antlaşmasının, dün Osmanlı hükümeti tarafından imzalanmasının 100. yıl dönümü olduğunu anımsatan Öztrak, söz konusu antlaşmanın varlığa, istiklale ve milli gurura vurulmak istenen hançer olduğunu dile getirdi.

Bu suikasta girişenlerin emellerinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından boşa çıkarıldığını, milletin kanla, gözyaşıyla ve büyük fedakarlıklarla Sevr'i tarihin çöp sepetine attığını belirten Öztrak, "Ama bugün bazı kendini bilmezler, Sevr'i yırtıp atan kahramanlara lanet okuyacak kadar cibilliyetsizleşmektedirler. Bürokraside çöreklenen bu kadrolar hakkında, saray tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını, aksine bu bürokratların sözlerinin saray şürekasınca teviline gidildiğini görmek, bizi ve milletimizi derinden yaralamaktadır." diye konuştu.

Faik Öztrak, şöyle devam etti:

"Meşhur hikayedir… Kanuni Sultan Süleyman'ın, 'Fransızlar bizden borç istiyor, ne yapalım?' diyen vezirine 'Ver paşa, ver. bugün borç alan yarın emir alır' dediği anlatılır. Ama dün akşam öğrendik ki, bu sözün sahibi Kanuni Sultan Süleyman değil, Recep Tayyip Erdoğan'mış. Anlattığına göre IMF, kendilerine gelip 5 milyar dolar borç istemiş, o da o zamanki bakanına 'Verin, borç alan emir alır' demiş. Öncelikle, IMF'nin Türkiye'den istediği borç değil, bir ihtiyat fonuna taahhütte bulunmasıydı. O taahhüt de zaten gerçekleşmedi. Kibrin bu kadarına da pes doğrusu."

2008 küresel krizinden sonra tedbir almak ve yapısal sorunları çözmek yerine ekonomideki hataların üstünü sıcak parayla örtenlerin, ekonomiyi dövize müptela ettiğini, kırılganlaştırdığını savunan Öztrak, şirketlerin hızla artan döviz borçları ve yetersiz döviz rezervleri nedeniyle Türkiye'nin, kendine benzeyen ekonomilerden hızla ayrıştığını, dünyada en kırılgan ekonomiler arasında ilk beşe oturduğunu öne sürdü.

"Türk lirası değer kaybederken, enflasyon ve işsizlik hızla arttı"

Hükümetin parlamentoyu, yargıyı, medyayı hızla vesayet altına aldığını, devlette liyakati bitirdiğini, istişareyi kaldırdığını ileri süren Öztrak, "Tek adam vesayet rejimi altında, 2018 yılının yazında ilk krizi yaşadık. Türk lirası değer kaybederken, enflasyon ve işsizlik hızla arttı, konkordatolar, iflaslar ardı ardına geldi." ifadesini kullandı.

Çok daha derin bir kriz ve buhran yaşandığına işaret eden Öztrak, Hazinede ve Merkez Bankası kasasında para kalmadığını, serbestçe kullanabilecek döviz rezervi bulunmadığını söyledi.

Dolarda da avroda da tarihi rekorlar kırıldığını, temmuz ayına ait Hazine nakit dengesinin açıklandığını aktaran Öztrak, temmuz ayındaki nakit açığının Cumhuriyet tarihinin rekoru olduğunu iddia etti.

Sene başından bu yana faizin, talimatla yüzde 12'den yüzde 8,25'e indirildiğini, enflasyonun düşmediğini ve döviz rezervlerinin eridiğini bildiren Öztrak, şunları kaydetti:

"Ekonomiyi, kendi ideolojik takıntıları nedeniyle yazboz tahtasına çeviren, milletin 58 milyar dolarını, bir avuç tefeciye ve havuz müteahhidine peşkeş çeken bir siyasetçinin, aslında o koltuklarda oturmaması lazım. Genel Başkanımız, 'damadını görevden al' dedi. Ama öyle görünüyor ki onun bu işlerde pek gönlü yok. İsterse, bu işi 'kayınpeder' olarak yapmamanın, damadını görevden almamanın bir yolu var. O da kerameti kendinden menkul teorileri nedeniyle, yabancılara satılan dövizlerin sorumluluğunu, bu maliyetin sorumluluğunu alıp, önce koltuktan kendisinin kalkmasıdır."

TÜİK'in mayıs dönemine ait rakamlarının açıklandığını, mayıs ayında işsizlik oranının önceki yılın aynı dönemine göre arttığını vurgulayan Faik Öztrak, işsiz sayısının 311 bin kişi azaldığına değindi.

Öztrak, TÜİK'in rakamlarının ülkede yaşanan "işsizlik faciasını" göstermediğini, Türkiye'deki işsiz sayısının 109 ülkenin nüfusundan fazla olduğunu savunan Öztrak, gençlerin işsizliğinin, bu ülkenin en önemli beka meselesi olduğuna dikkati çekti.

"Okul sezonu yaklaşıyor, aileler çok tedirgin"

Türkiye'de yeni vaka sayısının üç hafta sonra yeniden 1000'in üzerine çıktığını, bayram tatilinin etkilerinin henüz tam olarak görülmediğini vurgulayan Öztrak, "Okul sezonu yaklaşıyor, aileler çok tedirgin. Peki, sarayın ikinci dalgayla başa çıkmak için planı nedir? Bilen yok." dedi.

Ekonominin zorlanmaya başladığı 2018'den beri çözüm önerileri sıraladıklarını ancak dinlenilmediklerinin altını çizen Öztrak, şöyle devam etti:

"Güvenin olmadığı yerde de ne yapsanız ekonomi düzelmez. Saray güveni yeniden tesis etmek istiyorsa atacağı ilk adım, başta sosyete damat olmak üzere artık güven vermeyen ekonomi yöneticilerini görevden almaktır. Ekonomiden anlayan liyakatli kadroların işbaşına gelmesinin önünü açmaktır. Bu da yetmez. Derhal istişarenin önünü açan, hukuk devletine ve parlamenter rejime geçişi düzenleyen, takvime bağlanmış güçlü bir anayasal reform programını açıklamalıdır.

Bununla birlikte yeni bir program ve bütçeyi Meclis'e getirmeli ve en geniş uzlaşmayla geçirmelidir. Bu program, daha önce sıraladığımız ve oyunun gerçekten değiştiğini gösteren güven artırıcı önlemleri mutlaka içermelidir. Bunları yapabilirler mi? Sanmıyoruz. Bu yönetim iş başında kaldıkça salgın sonrasında oluşacak yeni dünya düzeninde de Türkiye, coğrafi konum, üretim kapasitesi, insan kaynakları avantajlarını kullanamayacaktır."

"Suriye'nin bütünlüğünü ve egemenliğini savunuyoruz"

CHP Sözcüsü Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

CHP'de bazı genel başkan yardımcılıklarının kaldırılmasına ilişkin bir soruya Öztrak, bunun daha etkili çalışabilmek için ortaya çıkan bir yapı olduğu cevabını verdi.

"Sayın Genel Başkanın Muharrem İnce ile bir teması söz konusu olabilir mi? Geçtiğimiz gün eski genel başkan Deniz Baykal, İnce konusunu görüşmek üzere Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşeceğini ifade etti. Bu yönde bir randevu alındı mı?" soruya Öztrak, "Bizim gerek mevcut Genel Başkanımız gerekse önceki dönem genel başkanlarımız öyle çok fazla protokol görüşmeleriyle bir araya gelmiyorlar. İhtiyaç duydukları anda bir araya gelirler." diye konuştu.

"Amerika Birleşik Devletleri Suriye topraklarında terör örgütü PKK'nın kolu SDG ile petrol anlaşması yaptı, Türkiye'den de tepkiler geldi. Bu konudaki görüşünüz nedir? sorusu üzerine Öztrak, şu değerlendirmede bulundu:

"Biz baştan beri Suriye'nin bütünlüğünü ve egemenliğini savunuyoruz. Yapılan bu anlaşma açıkçası Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine bir saldırıdır. Ancak burada merak ettiğimiz, bu soruya cevap vermesi gereken saray iktidarının başındaki kişidir. Ama o sessiz kalmıştır. Dışişleri de son derece mahçup bir edayla bu konuda 4 gün bekledikten sonra açıklama yapmıştır. Daha önce Barış Pınarı Harekatı'nı başlatıp, Amerikan senatosu 'senin mal varlığını sorgularız' dediğinde bir hafta içinde harekatı durduranların, bu konu ile ilgili görüşlerini kamuoyuna açıklama mükellefiyeti vardır."

"Mısır'la süratle aramızı düzeltmemiz lazımdır"

Erken seçim takviminde birçok kamuoyu araştırması 2021 yılı bahar aylarını işaret ediyor. CHP'nin erken seçim ile ilgili bir öngörüsü ya da beklentisi var mıdır?" sorusuna Öztrak, "Mahalli idare seçimleri bittikten sonra açıkça ifade ettik, biz her an erken seçim olacakmış gibi hazırız. Bununla ilgili gündemimizi de zamanlamamıza uygun olarak yürütüyoruz. Ama erken seçime karar verecek olan Tayyip Erdoğan veya koalisyon ortağı Devlet Bahçeli'dir. Çünkü çoğunluk onlardadır. Bir başka belirleyici faktör de ülkenin gündemini çözemez hale gelirlerse ister istemez seçime gideceklerdir." yanıtını verdi.

"Türkiye Yunanistan arasında Doğu Akdeniz gerilimi yaşanıyor, karşılıklı atılan adımlar var. Süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Oruç Reis'in yapacağı sismik araştırma faaliyetleri için Akdeniz'de yeni bir Navtex ilanında bulunuldu. Bunun üzerine Yunanistan'ın Meis Adası kıyılarına bir fırkateyn yanaştırdığı da öğrenildi. Sizin bu gelişmelerle ilgili değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Öztrak, "Türkiye'nin kendi kıta sahanlığında her türlü tasarruf yetkisi vardır, uluslararası hukuktan kaynaklanan ve bundan hiçbir şekilde geri adım atamaz. Atmamalıdır zaten. Dolayısıyla Oruç Reis'in oraya gitmesi doğrudur. Ama bu meselelerin daha hızlı çözebilmesi isteniyorsa Mısır'la süratle aramızı düzeltmemiz lazımdır." görüşünü paylaştı.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.