CHP Parti Sözcüsü Öztrak, MYK toplantısına ilişkin açıklama yaptı
Ankara
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında video konferans yöntemiyle toplandı.
Bursa'da sel felaketi yaşandığını, beş kişinin hayatını kaybettiğini, bir vatandaşın da kaybolduğunu hatırlatan Öztrak, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diledi. Öztrak, kayıp kişinin bir an evvel bulunmasını ve zararların devlet tarafından telafi edilmesini beklediklerini dile getirdi.
Öztrak, hafta sonunda Kuzey Irak'ta bölücü terör örgütüyle yürütülen mücadelede şehit olan Mehmetçiğe de Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabır diledi.
Hafta sonu 1 milyon 670 bin öğrencinin LGS'ye girdiğini, öğrencilerin, velilerin okul bahçelerine "balık istifi" gibi dolmak zorunda kaldığını ifade eden Öztrak, "Ne sosyal mesafe kaldı, ne de diğer tedbirler... Veliler, öğrenciler haftalardır buna bir çözüm bulunsun diye uğraştılar ama saray ahalisine ve kibirli sahibine seslerini duyuramadılar." dedi.
Faik Öztrak, çocukların sağlığıyla büyük bir kumar oynandığını, "yandaş" yorumcuların devreye girdiğini ve milleti sorumsuzlukla suçlamaya başladığını ileri sürdü.
"Süreci yönetenler gayriciddileşirse gerekli önlemi almazsa vatandaş ne yapsın?" diyen Öztrak, müflis bezirgan siyasetinin Türkiye'de zirve yaptığını kaydetti.
Öztrak, bu hafta sonu da 2 milyon 433 bin öğrencinin YKS'ye gireceğine işaret ederek, yetkililerin çok daha dikkatli olmasını istedi.
Son dönemde salgınla mücadelede Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu'nun çelişkili ifadeleri olduğunu iddia eden Öztrak, Sağlık Bakanlığının hekimlerin test taleplerine kısıtlama getirdiğini öne sürdü. Öztrak, "Hastayla teması olan ancak belirti göstermeyenlere artık test yapılmayacakmış. Hasta olmayan taşıyıcılar dikkate alınmayacakmış. Anlaşılan test sayısı azaltılarak, hasta sayısı düşürülmek isteniyor. Sağlık Bakanı, her gün milleti 'tedbir almıyorsunuz' diye suçlayıp duruyor. Peki test sayısını çoğaltmak gerekirken azaltmak nereden çıktı?" şeklinde konuştu.
Almanya’da her 1 milyon kişi için yapılan test sayısının 60 bin, Türkiye'de 35 bin olduğuna dikkati çeken Öztrak, tedbirleri gevşetenlerin yarın takdire bahane aramamasını söyledi.
"CHP gerçekleri söylemeye devam edecek"
Son yıllarda, Türkiye'de babalığın çok zor zanaat olduğunu dile getiren Öztrak, alın teriyle çalışılacak iş bulmanın, iş bulsan emeğinin karşılığını almanın, evine ekmek götürmenin, evladına harçlık vermenin, borçları, faturaları ödemenin zor olduğunu ifade etti.
Öztrak, millet evine tek maaş götüremezken, milletin sırtından üçer beşer maaş devşirmeye çalışan saray sosyetesi mensuplarını gördüklerini belirterek, "Şu salgın döneminde bile hiç sıkılmadan kamu bankalarının yönetim kurullarını talan ettiler. Bütçeyi bitirdiler. Şimdi, tüyü bitmedik yetimin hakkı olan milyonlarca doları, kayınpederin ve damadın başında oturduğu Varlık Fonu eliyle şirket ve banka kurtarmaya harcıyorlar. Ne Allah'tan korktular ne de kuldan utandılar." diye konuştu.
CHP'nin gerçekleri söylemeye devam edeceğini dile getiren Öztrak, "Milletin sırtından doyanlarla mücadelemiz sürecek. Milletimiz her şeyin en iyisine layıktır. Milletimizi layık olduğu yönetime, refaha, huzura ve dayanışmaya kavuşturma, çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne taşıma, ülkemizi dünyanın gelişmişlik liginde hak ettiği yere çıkarma gayretlerimiz artarak devam edecek." açıklamasını yaptı.
"Esnaf, işçi, çiftçi, sanayici salgında herkes perişan oldu"
Sözcü Öztrak, sofraların bereketinin kaçtığını, mutfaktaki tencerelerin boşaldığını, vatandaşların pazarda tezgahlara, markette raflara elini uzatamadığını, her şeyin ateş pahası olduğunu, sebzenin, meyvenin yanına hala yanaşılmadığını kaydetti.
Milletin sadece korona ile değil, pahalılık virüsüyle de mücadele ettiğini söyleyen Öztrak, şöyle devam etti:
"Hafta sonu öğrendik ki dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefine hiç olmadığımız kadar yakınmışız. Bunu kim söylüyor? Millete salgın günlerinde IBAN numarası atıp, para dilenen sarayın kibirlisi söylüyor. Madem işler bu kadar iyiydi, millete IBAN numarası gönderip bu ülkeyi dünyaya rezil edeceğinize, milletin hesabına para gönderseydiniz. Esnaf, işçi, çiftçi, sanayici şu salgında herkes perişan oldu. El alemin hükümetleri vatandaşlarını paraya boğarken, siz, ezberinizi bozmayıp milleti faizle borca batırdınız. Madem ekonomi ilk 10'a girecek kadar güçlüydü, şu zor günlerde evde oturmak zorunda kalan esnafın, çiftçinin, işçinin zararlarını telafi etseydiniz. Millete beş maskeyi bedava dağıtamadınız ama 'maske takmayana 900 lira ceza yazacağım' diyorsunuz. Ondan sonra da kalkıp, 'en zengin 10 ülkeden biri olmaya her zamankinden yakınız' diyorsunuz. Bunlar çıktıkları kibir kulelerinde, artık herkesi kör, alemi de sersem sanıyor."
"Ülkede hak, hukuk ve adalet olmadan millet zenginleşemez"
Faik Öztrak, sadece son iki yılda, milli gelirin 100 milyar dolar eriyerek 754 milyar dolara düştüğünü, bu yıl 700 milyar doların da altına ineceğini savunan Öztrak, Türkiye'nin 2017'nin sonunda dünyanın en büyük 17. ekonomisi olduğunu, 2019'da 19. sıraya düştüğünü kaydetti.
Ekonomide gelinen durumu eleştiren Öztrak, şunları söyledi:
"Erdoğan yönetimi 18 yılda ülkemizi 20 yıl önceki seviyesine düşürecek. Hem de çok daha fazla borçla. Geçmiş tüm cumhuriyet hükümetlerinin mirasını, elde avuçta kalan her şeyi satmış, rehin etmiş bir ekonomi olarak. 20 yıl döneceğiniz dolacağız sonunda aynı yere geleceğiz. Bir mesafe katetmemiş olacağız. Bunun milletimize gerçek faturası ise 2018 haziranından bugüne, 2 milyon 281 bin yurttaşımızın işini gücünü kaybetmesi oldu. Bu müflis bezirgan siyasetinin, ucube tek adam rejiminin milletimizin sırtına yüklediği gerçek yük, bu işsizliktir. Şimdi hangi yüzle çıkıp 'ilk 10 ekonomiye girmekten' bahsediyorsunuz."
Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girebileceğini ifade eden Öztrak, "Ama bu ucube rejimle ve bu müflis bezirgan siyasetiyle bu olmaz. Ülkede hak, hukuk ve adalet olmadan millet zenginleşemez." dedi.
Erdoğan'ın tarafsız bir Cumhurbaşkanı olmadığını ve yeminini tutmadığını ileri süren Öztrak, Erdoğan'ın AK Parti Genel Başkanı olduğunu ve diğer parti genel başkanlarından hiçbir farkının bulunmadığını söyledi. Öztrak, şöyle devam etti:
"Bizim genel başkanımıza söylenen laf 'siyasi eleştiri' kabul ediliyor ama aynı laflar AK Parti Genel Başkanına söylenince Cumhurbaşkanına hakaret davası açılıyor. Arkasından gözaltılar, cezalar... 97 vekilimiz hakkında 217 fezleke düzenlenmiş ve Meclis'e gönderilmiş. Bunun 141'i 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlaması. Yani her 100 fezlekenin 65'i Cumhurbaşkanına hakaret. Eğer bununla bize gözdağı vermeye kalkıyorsanız, şunu baştan söyleyelim, 'Demirden korksak trene binmezdik.'
Bu durumda nerede kuvvetler ayrılığı? Nerede denge? Nerede denetim? Nerede saydamlık ve millet iradesinin tecelligahı Meclis'e hesap verme? AK Parti Genel Başkanlığı nerede bitiyor, Cumhurbaşkanlığı nerede başlıyor belli değil."
"Barışçıl gösteri ve yürüyüş tüm vatandaşların hakkıdır"
Öztrak, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un bu göreve yeniden aday gösterilmesine ilişkin şunları kaydetti:
"Anayasa ve teamüllere aykırı olarak, milletvekilimizle ilgili mahkeme kararını dönem sonuna bırakmadan okutan, milletin seçtiği vekillerin hukukuna değil, sarayın talimatına uyan TBMM Başkanı Şentop, 'Cumhurbaşkanımızın takdir ve tensipleri ve Devlet Bahçeli'nin destekleriyle' diyerek yeni dönemde de adaylığını açıkladı. Bu sözlerle de kıblesinin milletvekilinin, Meclis'in hukuku değil, saray ve bekçisinin talimatları olacağını itiraf etti.
AK Partili ve MHP'li vekil arkadaşlarıma sesleniyoruz, bugün bizim vekilimizin hakkını hiçe sayan bu zihniyet, yarın saray ve bekçisinin talimatıyla 'milletin emaneti' demez sizi de biçer."
İktidarın baroları bölüp, parçalamaya uğraştığını iddia eden Öztrak, baro başkanlarının neredeyse tamamının söz konusu düzenlemeye itiraz ettiğini söyledi.
Baro başkanlarının tepkilerini dile getirmek için yürüyüş yaptığını, Anıtkabir'e gitmek istediğini ama başkentin girişinde polis barikatıyla durdurulduğunu ifade eden Öztrak," Avukatlar ile kanunsuz emre uyan polisler arasında arbede çıktı. Bu hem Türk demokrasi tarihinde hem yargı tarihinde kapkara bir gündür." dedi.
"Barışçıl gösteri ve yürüyüş devletin lütfu değil, tüm vatandaşların hakkıdır." diyen Öztrak, CHP'nin hukuk devleti, savunma hakkı için mücadele veren gerçek hukuk insanlarının yanında olacağını belirtti.
"Biz ülkemizin parlak geleceğine inanıyoruz"
Öztrak, F-35 uçakları için Amerika Birleşik Devletleri’ne 1,5 milyar dolar verildiğini, uçakların alınamadığını, S-400 hava savunma sistemleri için Rusya'ya 2,5 milyar dolar verildiğini ve bu savunma sistemlerinin de kullanılamadığını savundu.
Milletin cebinden 4 milyar dolar çıktığını, elde ne uçuracak uçak ne de kullanılabilen füzeler olduğunu dile getiren Öztrak, "Bu dört milyar dolar ne olacak? Bir defa daha söyleyelim, ülkemizin dünyanın en büyük 10 ekonomisinin arasına girmesinin reçetesi bellidir. Önce işe hukukun üstünlüğüyle bağımsız yargıyla kuvvetler ayrılığıyla denge ve denetim mekanizmalarıyla çoğulcu siyasetle istişareyle saydamlık ve hesap verirlikle güçlendirilmiş, yepyeni bir parlamenter rejimi kurarak başlayacağız. Biz ülkemizin parlak geleceğine inanıyoruz. Yeter ki bu ülke iyi yönetilsin." değerlendirmesini yaptı.
Öztrak, sahip olunan avantajları geliştirerek, yarışma gücünü artırarak, dayanışmayı ve kazancı hakça paylaşmayı sağlayacak sosyal devleti yeniden güçlendirerek, yeni ve güçlü bir refah devletini kurarak, Türkiye'yi dünyanın en güçlü 10 ekonomisinden biri yapacaklarını kaydetti.
"Siyasi parti kapatılmasına karşıyız"
Öztrak, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Kıdem tazminatına ilişkin bir soru üzerine Öztrak, kıdem tazminatı konusunda üç büyük konfederasyon başkanının üzerinde uzlaşmadığı hiçbir çözümü kabul etmeyeceklerini açıkladıklarını hatırlattı.
Öztrak, "Çalışanları birbirine düşürerek kamu çalışanı, özel kesim çalışanı diye karşı karşıya getirerek işçi kesimini bölmenin kimseye sağlayacağı bir avantaj yoktur. Kaldı ki böyle bir farklılık yaptığınız zaman insanlar arasında ayrım yaptığınız için bu Anayasa'ya aykırı olur Anayasa Mahkemesinden de döner." dedi.
"HDP kapatılsın kampanyası başlatıldı. Bu konuya ilişkin değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Öztrak, "Ülkemizin siyasi yaşamında siyasi partilerin kapatılmasının bugüne kadar çok ciddi travmalara yol açtığını gördük. Biz CHP olarak demokrasiden yana bir parti olarak siyasi parti kapatılmasına karşıyız. Siyasi parti mensuplarının işledikleri suçlar varsa bunlar sonuna kadar cezalandırılmalı ama siyasi parti kapatmak iyi işleyen bir demokraside geçerli bir yol değildir. Siyasi partileri ancak millet oylarıyla kapatabilmelidir." yanıtını verdi.
"İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer katıldığı bir video telekonferansta 'Aklımda İzmir parası çıkarmak vardı' ifadesini kullandı ve İzmir bayrağı çalışmalarından bahsetti. Soyer'in açıklamaları partinin görüşünü yansıtıyor mu? CHP'nin bu açıklamaya bakışı nedir?" sorusuna Öztrak, "İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı bu açıklamaları turizmcilerle dijital konferans görüşmesinde yapmış. Bütün bunlar yani yapılacak olan şeyler tamamen İzmir'in tanıtılmasına yönelik bir takım uygulamalar. Bu ülkede kimin para basacağı bellidir, bu ülkenin bayrağı da bellidir. Bunlar sadece İzmir'i tanıtmak, markalaştırmak, dünya turizminde daha yukarılara çıkarabilmek için yapılmış olan bir takım promosyon projeleridir. Öküzün altında buzağı aramaya gerek yoktur." cevabını verdi.
"Ne yapılmak istendiği ilgili sivil toplum kuruluşu ile paylaşılmalı"
Adalet Bakanlığının baro başkanlarının yürüyüşüne ilişkin açıklamasının hatırlatılması üzerine Öztrak, "Barolar ile ilgili yapılacak düzenlemede öncelikle beklediğimiz husus şudur, ne yapılmak istendiği ilgili sivil toplum kuruluşu ile paylaşılmalı ve önce onların görüşleri alınmalıdır. Değişiklik olur mu olmaz mı..." dedi. Öztrak, bunlardan önce medeni, çağdaş demokrasilerde olduğu gibi barolarla bu düzenlemeyi yapmak isteyen Adalet Bakanlığı arasında ciddi bir istişare mekanizmasının çalıştırılması gerektiğini vurgulayarak, "Daha sonra bu tabi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de ele alınacaktır." ifadesini kullandı.
"CHP'nin Bursa'daki selde yaşanan ölümlerle ilgili bir komisyon veya araştırma girişimi olacak mıdır?" sorusu üzerine Öztrak, beş CHP'li milletvekilinin olayın arkasındaki nedenleri araştırmak için Bursa'da sahada olduğunu belirtti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.