CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: Yenikapı'ya gitmekten pişman değilim
ANKARA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Rusya'nın Sesi Radyosuna canlı yayın konuğu olarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay'ın, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile ilgili "Biz hadi saftık bilmiyorduk, CHP terör örgütü olduğunu biliyordu" sözlerinin hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, "İktidarda olan onlar, ülkeyi yönetiyorlar, Milli Güvenlik Kurulu toplantısına ben katılmadım, bana sunum yapılmadı, onlara yapıldı. FETÖ'nün himmet parası topladığı, tehlikeli olduğu onlara anlatıldı. Onlar bunu hiç dinlemediler, kandırıldıklarını söylediler. Ben, Yasin Beyin bir Aziz Nesin kitabı okuduğunu, onun etkisinde kalarak bir demeç verdiğini düşünüyorum." karşılığını verdi.
ByLock kullananların isimlerinin seçilerek cumhuriyet savcılıklarına bildirildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Koruma kalkanı var. Milletvekilleri, bakanlar, belli kişiler korunabiliyor." iddiasında bulundu. Kılıçdaroğlu, ByLock'dan elde edilen bilgilerin tarafsız, uluslararası saygınlığı olan bir kuruluş aracılığıyla kamuoyuna açıklanması gerektiğini söyledi.
"AK Parti, sizi dava edip, tutuklatacak bir güce sahip midir? Günün birinde tutuklanacağınız endişesini taşıyor musunuz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Baskıcı dönemlerde Bülent Ecevit, Deniz Baykal tutuklanmıştır, hapse atılmıştır, sorgulanmıştır, mahkemeye çıkarılmıştır. Bugün yaşadığımız koşullar, benzer koşullardır. Her zaman, her ortamda gözaltına alınabiliriz, tutuklanabiliriz. Çünkü mahkemeler bağımsız değildir, siyasi otoritenin talimatına göre karar vermektedir. Siyasi otorite, yani AKP, yargıyı toplumu sindirmek için sopa olarak kullanmaktadır. Bu tablo ortadayken, 'Hayır, kimse bana dokunamaz.' diye bir söylem dile getirmeyi çok doğru bulmuyorum." yanıtını verdi.
"Benim öldürülmem mi gerekiyor"
"Size Artvin'de bir saldırı girişimi oldu. Daha öncesinde de bir camide önünüze kurşun atılmıştı. Partinizin çeşitli kademelerindeki kişiler saldırıya maruz kaldı. Size saldıranlar kimler, neden açığı çıkmıyor?" sorusuna üzerine Kılıçdaroğlu, "Camide bir kurşun üstüme atıldı. Bu, Başbakanın önünde oldu. Bu kurşunu atan kişiler, polis kıyafeti giyerek, Başbakan ile konuşuyorlardı. Bütün polislerin gözü önünde oldu. Dolayısıyla bu, iktidarın bilerek ve destekleyerek yaptığı bir uygulamaydı. Başbakan'ın, polislerin yanında, o kişi yakalanmıyor, gözaltına alınmıyor. Aynı işlem Başbakan'a yapılsaydı ne olurdu?" açıklamasını yaptı.
"Bu kişi neden hemen yakalanmadı, cezalandırılmadı? Neden serbest bırakıldı? Benim öldürülmem mi gerekiyordu onun tutuklanması veya gözaltına alınması için?" diye soran Kılıçdaroğlu, bu olayın bilerek ve istenerek gerçekleştirildiğini savundu.
Yenikapı Mitingi
"15 Temmuz'dan sonra Yenikapı'da düzenlenen mitinge niçin gittiniz? Pişman mısınız? Kandırıldığınızı düşünüyor musunuz?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Yenikapı'ya gitmekten pişman değilim, niye pişman olayım? Yenikapı'da 12 madde halinde, bir daha Türkiye'nin bir darbe olayıyla karşılaşmaması için nelerin yapılmasını gerektiğini tek tek açıkladım. Orada söylediklerimin tamamı doğrudur, tamamına bugün de katılıyorum, altına imzamı atıyorum." diye yanıtladı.
"Yaratılan atmosfer yargıyı da etkiledi"
"HDP eş genel başkanları tutuklandı. Dokunulmazlıkların kaldırılmasından dolayı gelinen noktada bir yanlış yapıldığını düşüyor musunuz?" sorusunu cevaplarken de Kılıçdaroğlu, CHP'nin parti programında kürsü dokunulmazlığı hariç, bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasının öngörüldüğünü hatırlattı.
Kemal Kılıçdaroğlu, görevi devam eden bir milletvekilinin tutuklanması durumunda, onun temsil hakkının elinden alınmış olacağını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim itiraz ettiğimiz nokta bu. Yargılamayı yaparsınız ama dönem sonuna ertelersiniz tutuklanmasını, dolayısıyla dönem sonunda gereğini zaten yaparsın. Eğer daha baştan temsil yetkisini alırsanız kişinin, dolayısıyla ona oy veren halkı cezalandırmış oluyorsunuz. Bunu biz söylemiyoruz, Anayasa Mahkemesi kendi kararında söylüyor."
"Demokrasi kuralları içerisinde miting yaparız"
Kılıçdaroğlu, idam tartışmalarına ilişkin ise şunları söyledi:
"Bir milyonu aşkın mağdur aile var, yazık, günah bu ailelere. Fetullah Gülen, Amerika'da. İdamı gündeme getiriyorsun, Fetullah Gülen iade edilmesin diye. Hem iç politikada kullanıyorsun bunu hem de Fetullah Gülen'in iadesini istemediğini dolaylı olarak ifade ediyorsun. Yoksa neden idamı gündeme getirsin? İdamı gündeme getirdiğiniz andan itibaren Fetullah Gülen'in iade edilmemesinin kapısını açmış oluyorsunuz, yani karşı tarafın elini güçlendirmiş oluyorsun. Bu yanlış yol. Gülen'in iadesini isteyeceksiniz, 'Ben Türkiye'de yargılayacağım, idam yok bizde, gelsin hesabını versin.' diyeceksiniz."
'Devlet Bey muhalefete değil de iktidara yakın'
"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Başbakan Binali Yıldırım arasındaki hukuku nasıl değerlendiriyorsunuz? MHP, başkanlık sistemine onay verecek mi? Devlet Bahçeli muhalefete mi yakın iktidara mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Devlet Bey'in muhalefete değil de iktidara yakın olduğunu biliyoruz zaten, kendileri de ifade ediyorlar bunu. Geçmişte Devlet Bey'in başkanlık sistemine yönelik oldukça sert açıklamaları vardı, ben bugün için de o sert açıklamaların geçerli olduğuna şahsen inanıyorum. Çünkü başkanlık sistemi Türkiye'yi daha ciddi felaketlere sürükleyecek olan bir sistemdir."
FETÖ Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu
"Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'na gelmedi. Neden gelmedi? Bu, milli iradeye saygısızlık değil mi?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Saygısızlıktır. Gelmesi, sorulara yanıt vermesi lazım. Biz neden güçlendirilmiş, demokratik bir parlamentodan söz ediyoruz? Eğer emekli bir komutan, TBMM'nin bir komisyonunun çağrısına 'Ben gelmem.' diyorsa, o parlamento zayıf bir parlamentodur, güçlendirilmiş bir parlamento değildir. Bu sorumluluk aslında parlamentoyu yöneten Meclis Başkanı'na aittir. Meclis Başkanı bu konuda sessiz kalıyorsa, parlamentoya sahip çıkmıyor demektir." yanıtını verdi.
"Türkiye dış politikada en ciddi yenilgiyi yaşadı"
"Türkiye'nin Suriye konusundaki politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Esad gitmeli mi kalmalı mı sizce?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Dış politikada Türkiye, tarihinin en ciddi yenilgisini yaşadı. Suriye politikası baştan sona yanlıştı, uyarılarımız dikkate alınmadı." dedi.
Kılıçdaroğlu, "Türkiye kendi güvenliğini sağlamalı ama Suriye'nin içlerine kadar gidip özel bir çatışma alanı kendisi için yaratmamalıdır. Eğer o bataklığa saplanırsa, Ortadoğu bataklığından çıkmak zordur. Ortadoğubataklığı tarihin her döneminde Türkiye'ye zarar vermiştir." diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.