'CHP ahmak bir parti Erdoğan ümmetin lideri'

'CHP ahmak bir parti Erdoğan ümmetin lideri'
Stratejist Atılgan Bayar, CHP'nin, ahmak bir parti olduğunu söyledi. Bayar, ?Erdoğan islâm ümmetinin lideri" diye de ekledi.2014 yılının Mart ayında gerçekleşecek...


Stratejist Atılgan Bayar, CHP'nin, ahmak bir parti olduğunu söyledi. Bayar, ?Erdoğan islâm ümmetinin lideri" diye de ekledi.

2014 yılının Mart ayında gerçekleşecek olan yerel seçim hazırlıkları bütün hızıyla sürüyor. Seçim sürecinin yaklaşmasıyla birlikte Gezi Parkı olaylarının, çözüm süreci ve dershane tartışmalarının partilere oy olarak nasıl yansıyacağı merak konusu. Bu konuları Türkiye başta olmak üzere Mısır, Libya, Gürcistan, Malezya, Kıbrıs ve Ukrayna gibi ülkelerde seçim stratejilerinde bulunan Atılgan Bayar Yeni Akit gazetesinden Hüseyin Kulaoğlu'na konuştu...

Öncelikle, dershane tartışmasını ve cemaatin yeni pozisyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Dershane bir anomali hali. Bu anomali halinin kalkması, normale dönüş demek. Anomali halini muhafaza etmek için reaksiyon gösterilmesi tuhaf bir şey. Cemaat, göstermesi gerekenden çok daha fazla bir reaksiyon gösterdi. Bunun çeşitli sebepleri var. En büyük sebebi tasfiye edildiğini hissetmesi. Tasfiye doğru, fakat cemaat, kendini tasfiye edeni yanlış teşhis etti. Cemaati tasfiye edenin dershane meselesinden dolayı Türk devleti veya hükümeti olduğunu düşündü. Ama işin aslı böyle değil. İşin aslı, cemaatin tasfiye edilme sürecinin 2008'lerde Ergenekon operasyonu ile başlamış olması.

Cemaat içine bir söylem yerleştirilerek, kendi kendisini imha etmesi sağlandı. İntihar geni enjekte edildi. Cemaat, Ergenekon veya diğer operasyonları kendisinin yaptığına inandırıldı ve kendisini imha sürecini başlattı. İşte cemaati bu pozisyona sürükleyen güç neyse, bugün cemaati tasfiye eden güç de aynı. Orada başladı tasfiye süreci.

Dershane tartışmasının seçim dönemine denk gelmesinin bir özelliği var mı?

- Böyle tezler var ama ben aynı kanaatte değilim. Eğer öyle bir hesap varsa, bu hesabın AK Parti lehine sonuç verebileceğini görüyorum.

Gülen grubunun seçimlerde CHP'yi destekleyeceği ima ediliyor. Böyle bir şey mümkün mü?

- Cemaat, CHP'yi destekliyor gibi duruyor. Eğer cemaat CHP'yi desteklerse, İzmir'de AK Parti seçimi alır. Bu durum AK Parti tarihinde bir dönüm noktası olur. Cemaat veya birileri cemaatin kendisinde bir oy vehmediyor. Fakat cemaatte bir oy yok. Yarın bir gün Tayyip Erdoğan cemaat tabanına konuştuğunda, cemaatte bir oy kalmaz. Cemaati yönlendirmek isteyen küçük bir kliğin oyu kalır.Tayyip Erdoğan da son çıkışıyla bu kliğe "Oyunu al da git. Senin oyuna ihtiyacım yok" dedi. Dolayısıyla cemaat ile karşı karşıya gelen AK Parti, hem İslâmî çevreler açısından sempatik bir AK Parti'dir, hem de artık laik çevreler açısından da sempatik bir AK Parti'dir. Dolayısıyla cemaatin AK Parti'ye açtığı savaş süreci, AK Parti'ye oy kaybettirmez, aksine oy kazandırır.

Hem cemaat mensubu olup hem de AK Parti'ye oy verenler, yerel seçimlerde cemaatin CHP'yi desteklemesine mi itibar ederler; yoksa yine AK Parti'yi mi destekler?

- Cemaatin çatısından, "CHP'yi destekleyin" şeklinde bir söz çıksa dahi tabanın CHP'ye oy vereceğini zannetmiyorum. Seçim sonuçlarını gördüğümüz zaman buradan cemaatin herhangi bir oy fonksiyonu olmadığını da tekrar anlayacağız.

Peki cemaat, yönlendirildiğini söylediğiniz bu intihar durumundan nasıl kurtulur?

- İlginçtir ama cemaati intihara sürüklenmesinden kurtarabilecek tek figür Recep Tayyip Erdoğan'dır. Erdoğan'ın düşmanları değil, dostları olduğunu fark edip, Milli Hükümet'in yanında saf tuttukları zaman, 'dış yönlendirme' açığa düşer. Yani şöyle: Papa, Erdoğan'dan daha mübarek bir zat değil ya, Erdoğan'a gitsinler...

AK Parti'nin yerel seçimlerde oyu yükselir mi, durum ne olur?

- AK Parti'nin bu seçimde daha önceki yerel seçimden daha fazla oy alacağını düşünüyorum. Geçen yerel seçimlerdeki oy oranını aşacak.

Çözüm süreci, Doğu ve Batı bölgeleri olarak değerlendirirsek, AK Parti'nin oylarını etkiler mi?

- Çözüm süreci Doğu'da da, Batı'da da AK Parti'nin oylarını artırır. Türkiye'nin batısı da çözümden yana. Artık şehit cenazeleri gelmiyor. Bu yüzden Batı'da da çözüm süreci teveccüh görmeye başladı. Dolayısıyla Batı'da da olumlu algılanıyor süreç, sadece Doğu'da değil.

Peki, HÜDA-Par, AK Parti'nin mi yoksa BDP'nin mi oylarını alır?

- AK Parti'nin oylarını alacağını düşünmüyorum.

Seçim denilince İstanbul çok konuşuluyor. AK Parti'nin adayı yeniden Kadir Topbaş. CHP'nin adayı ise muhtemelen Mustafa Sarıgül. İstanbul'daki yarışı nasıl görüyorsunuz?

- Yarış yok, Kadir Topbaş İstanbul'daki seçimi alacak. Sarıgül'e kim ekstra oy verecek? Kılıçdaroğlu'na oy vermeyip, Sarıgül'e oy verecek olan kim var ki?

Ankara'da da Melih Gökçek tekrar aday oldu. Ankara'da bir şey değişir mi?

- Değişir. Melih Gökçek daha da başarılı olur. Gökçek, altyapı faaliyetlerini bitirdi, artık 'medeniyet ihyası'na katkıda bulunuyor.

İzmir'de neler olur?

- İzmir, benim araştırmalarıma göre neredeyse kafa kafaya, çok az bir fark var. İzmir ilginç bir yer. İzmir'de Binali Yıldırım'ın adaylığı, İzmir'i İstanbul ile yarışacak bir şehir yapma iddiası demektir. Binali Yıldırım'ın adaylığının bütün dengeleri değiştirebileceğini düşünüyorum.Bununla paralel, eğer cemaatin CHP ile yakınlaşması hızlanırsa, İzmir'de CHP oylarının da AK Parti'ye akmaya başlayamasına sebep olur.

Neden?

- Cemaatle karşı konumlandığı zaman AK Parti, İzmir profilinin tercih edeceği bir partidir. İslâmî kesim laiklere hep çok kızdı, çok sinirlendi. Laik kesimin şu özelliğini teslim etmek gerekiyor, samimi olan bir Müslüman siyaset gördüğü zaman, onu, sırf siyasi iktidar için cemaat ile yan yana gelmiş olan bir CHP'ye tercih eder.

Peki ya Eskişehir?..

- Türkiye'de iki tane özel şehir var. Biri İzmir, diğeri Eskişehir... Bunlar genleri ile oynanmış şehirlerdir. İzmir de, Eskişehir de aslında tarihinde hiç sol partilere oy vermemiş yerlerdir. İzmir'de hep Demokrat Parti vardır. Eskişehir'de hep Demokrat Parti vardır. Darbelerden sonra buralar genleri ile oynanmış yerler. Dolayısıyla bu anomali hali her an düzelebilir. Yani doğru siyasetle, hem hizmet, hem de ideolojik bariyerlerin aşılmasıyla bu iki şehir de normalleşebilir. Ben bu iki şehirden en az birinin bu seçimlerde normal şartlarına döneceğini düşünüyorum.

Diyarbakır'da AK Parti'nin adayı Galip Ensarioğlu oldu. Burada neler olur?..

Diyarbakır konusunda bir tahminde bulunmak için henüz çok erken. Seçime daha çok zaman var. Fakat çok zor, mücadeleli bir seçim geçecek gibi görünüyor. Galip Bey'in performansı yüksek düzeyde seyrederse, Diyarbakır'da da AK Parti sürpriz yapabilir. Hem İzmir'de, hem de Diyarbakır'da sürpriz yapıp, Türkiye'nin kaderini bir kere daha değiştirebilecek bir AK Parti ile karşı karşıya gelebiliriz.

Bakan Fatma Şahin Gaziantep, Sadullah Ergin Hatay'a aday oldu. Bakanların belediye başkanlığına kaydırılması stratejisi doğru bir strateji mi?

- Çok doğru. Devlet yönetiminde profesyonelleşmiş insanların belediye hizmetlerinde çok büyük katkılarda bulunabileceğini düşünüyorum. Aynı zamanda Türkiye'nin yerel yetkilerinin artırılacağı bir sürece gireceğiz. Bu süreçte merkezi devlet deneyimi çok yüksek insanların büyükşehirlerde bulunması, bu süreci hızlandıracak ve güçlendirecektir.

Yerel seçimler Mart ayında gerçekleşecek. Bugünden Mart ayına kadar olacak olan seçim süreci nasıl geçecek?

- Biraz kirli olacak. Cemaati tasfiye eden güç, AK Parti'ye de büyük zarar vermeye çalışacak. Cemaati tasfiye etmeye çalışmasının arkasındaki sebep de bu. Bu süreçte kasetler çıkabilir. Ben bu kasetlerin AK Parti'ye zarar vereceğini zannetmiyorum, aksine AK Parti için hayırlı sonuçlar vereceğini düşünüyorum. Çünkü geçmişte gerilim sürecinin özünde neyin olduğu toplumda görünürlük kazandı. Mesela; AK Parti içinde kirli figürler varsa, bu bahane ile temizlenir, hayırlı bir sonuç olur.

'Dış politikanın başarısız olduğunu söylemek ahmaklık'

Türkiye'nin Suriye, Mısır ve Irak ile dış politikada yaşadığı diplomasilerde sıkıntı olduğu söyleniyor. Bu durum AK Parti hükümetine oy açısından nasıl yansır?

- Çok başarılı bir dış politikamız var. Bazıları Suriye ve Mısır'daki süreç yüzünden suçluyorlar ama, Türkiye'nin durduğu yer doğru. Türkiye, vicdanı ve adaleti temsil ediyor. Real politiğin, kan ticaretinin yanında yer almıyor ya da bölgede otoriter faşist figürlerin yanındadurmuyor. Dolayısıyla bu, Türk milleti açısından iyi değerlendirilebilecek bir şeydir.

Şimdi olumsuz diyorlar ya, Suriye'ye bakalım. Suriye halkının çoğunluğu Türkiye'nin ağzına bakıyor ve Türkiye'nin gösterdiği yönde ilerliyor. Mısır halkının büyük çoğunluğu Türkiye'ye bakıyor ve Mısır'da mutlaka bu işin bir rövanşı olacak. Lübnan'da, Gazze'de, Erdoğan diye bağıranlar var. Ortadoğu'da Erdoğan'a lider gözüyle bakılıyor. Şu anda fiili olarak, Erdoğan, İslâm dünyasının lideridir. Şu anda sadece İslâm coğrafyasında değil diğer coğrafyalarda da mazlumların sesi olabilen, bu iradeyi gösterebilen ve bunu bağırabilen tek lider var. Bu lider de Recep Tayyip Erdoğan'dır. Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Başbakanını bu noktaya taşıyan bir dış politikanın başarısız olduğunu söylemek ise ancak ahmaklıktır.

'CHP'ye ahmak demekten başka kelime bulamıyorum'

CHP'nin, Türkiye'nin diplomaside soğukluk yaşadığı denilebilecek Esad olsun, Maliki olsun, Sisi olsun bunlara heyet göndermesi ve görüşmesini nasıl görmek gerekiyor?

- CHP, ahmak bir parti... CHP, Sisi ve Esad ile temas kurarak, Türkiye'de var olabileceğini zanneden bir parti. Bu kadar irrasyonel bir iş yapana ahmak demekten başka bir kelime bulamıyorum. Bunun çeşitli sebepleri olabilir. CHP içinde kendini Sisi'ye yakın hisseden ya da kendini Esed'e ideolojik olarak yakın bulan insanlar mutlaka vardır ama CHP, tabanı itibariyle de bu insanlardan ibaret bir parti değil. Dolayısıyla politikasını bu yönde kurguladığı anda CHP ahmak bir parti.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.