Cemil Çiçek, fezleke tepkilerine cevap verdi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, ?Hazırlık soruşturması devam ederken gizlilik esastır? dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ?Ben Meclis Başkanı olarak hukuka uymak, uygulamak mecburiyetindeyim. Kimsenin hukuksuzluğunu, haksızlığını, kimsenin iddia edilen bir suçu varsa bunu örtbas edecek gibi bir görevim yok. Hayatım boyunca bunu yapmamaya gayret ettim. Yaptığımız işin sonuna gelmişiz, kimsenin hukuksuzluğunu örtbas etmek için hukuku kullanmak gibi bir ne niyetim, ne çabam, ne gayretim olur? dedi.
TBMM?de düzenlediği basın toplantısında CHP?nin çağrısı üzerine yapılan olağanüstü toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulunan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, talepte bulunanların haklı olduğunu ifade ederek, ?Her fikre, her düşünceye saygı duymak zorundayız. Bu tartışmaların bir siyasi boyutu, bir de hukuki boyutu var. Türkiye?de her konu siyaseten tartışılıyor. İşin başkaca boyutları ya yeterince ele alınmıyor ya da göz ardı ediliyor. Benim üzerinde durmak istediğim konu işin siyasi boyutu değil. 4 eski bakan kendilerinin aklanmak istediklerini, Meclis soruşturması açılmasını istedikleri dilekçelerini TBMM Başkanlığı?na verdiler. Dün geç saatlerde birisi AK Parti tarafından, 4?ü de her bir bakan ile ilgili ayrı ayrı olmak üzere 5 tane Meclis Başkanlığı?na verilmiş Meclis soruşturma önergesi var? diye konuştu.
?1983?DEN BU YANA 105 MECLİS SORUŞTURMA ÖNERGESİ VERİLDİ?
1983?den bugüne kadar son verilen 5 önerge birlikte 17. dönemden 24. döneme kadar 105 Meclis soruşturma önergesi verildiğini ifade eden Çiçek, ?Bu 105 Meclis soruşturma önergesinin 97?sini milletvekilleri kendi vermiştir. Herhangi bir yerden bir talep yok, ne savcılık talebi var, ne Başbakanlıktan talep var, doğrudan doğruya milletvekillerinin kendi taktiridir. Mesela birkaç sene önce Türkiye?de yaşanan kuraklık ve Ankara?da da bir su sıkıntısı çekilmişti. Bununla ilgili herhangi bir savcılık soruşturması yok, halktan bir şikayet olduğu gerekçesi ile o zaman milletvekili arkadaşlarımız 55 imza ile ?Bu işte Başbakan?ın ihmali var, Meclis soruşturması açılmasını istiyoruz? diyor. Soruşturmanın metni 8 cümleden ibaret? diyerek Meclis?e verilen soruşturma önergelerinden örnekler verdi.
Çiçek, ?Meclis Başkanlığı?na 4?ü Danıştay, 1 tanesi Sayıştay?dan, 39?ü Teftiş Kurulu?ndan olmak üzere 44 tane yazı geliyor. Bu yazıdan 8 tanesi Meclis soruşturmasına dönüşüyor. Bu 105 Meclis soruşturmasının 97?si milletvekillerinin inisiyatifi ile 8 tanesi ise kurumlardan gelen yazı üzerine gerçekleşmiş oluyor? şeklinde konuştu.
?MECLİS SORUŞTURMASI BİR YASAMA FAALİYETİ DEĞİL, MECLİS?İN YÜRÜTTÜĞÜ BİR ADLİ FAALİYETTİR?
Meclis soruşturmasının siyasi bir yöntem olduğu yönünde bir algılama olduğunu söyleyen Çiçek, Meclis soruşturmasının bir hukuki işlem olduğunun herkesin ittifak ettiği bir husus olduğunu, bunun bir siyasi denetim aracı değil, adli denetim aracı olduğuna dikkat çekti. Çiçek, ?Meclis soruşturması açılmasıyla birlikte ceza muhakemesinin soruşturma evresine başlanmış olunmaktadır. Meclis soruşturması bir yasama faaliyeti değil, Meclis?in yürüttüğü bir adli faaliyettir. Bir hukuk faaliyeti olduğuna göre bize gelen talepleri ceza muhakemesi hukukuna göre değerlendirmemiz lazım. Hukukun önemli bir kısmını TBMM oluşturuyor. Bu tartışmalarda göz ardı ettiğimiz hususların başında hukuk kısmı geliyor. Bize bir talep geldiğinde önce yürürlükteki mevzuata, Meclis içtüzüğüne bakarız, ceza muhakemesi hukukuna bakarız. Şayet ortada bir tereddüt varsa, ilk defa karşılaştığımız bir durum ise kendi yorumumuz olmakla birlikte bunun akademik çevrelerce değerlendirilmesi gerektiğine bugüne kadar ben Meclis Başkanlığımda ne zaman tereddüt hasıl olsa Türkiye?de her alanda hukukçularımız var, bunlardan da sormaya çalışırız. Böyle bir konu bu yolla ilk defa böyle bir konu geliyor. Cumhuriyet savcılarından ilk defa önümüze bir Meclis soruşturmasına kaynak teşkil edilebilecek bir yazı geliyor. Bu gelen yazı 4 eski bakanın dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili değildir. Meclis?te binin üzerinde dokunulmazlıkların kaldırılması için gelen fezleke var. Orada yetki cumhuriyet savcısındadır. Bu gelen yazılar ?bu alanla ilgili soruşturmayı ben yapamam, bu TBMM?nin yetkisindedir, bunu sizin bilginize sunuyorum? talebidir. Gelen yazının özü Meclis soruşturmasının açılıp açılmaması yolunu açacak bir bilgilendirme yazısıdır. Bu ilk defa geliyor. Daha önce gelen yazılar açık ve aleni yazılardır. Sayıştay, Danıştay veya Başbakanlıktan geliyor. Ama bu gelen talebin bir özelliği var, burada da bir hukuk tartışması yapılabilir, hala bu TBMM?ye bilgi sunulan 4 eski bakan ile beraber üçüncü kişilerle ilgili İstanbul?da yürütülmekte olan bir hazırlık soruşturması var. Hazırlık soruşturması gizli, şuan hazırlık soruşturması devam ediyor. Savcılık bu hazırlık soruşturmasını bitirse, üçüncü kişilerle ilgili iddianameyi tanzim edip, ilgili mahkemece de kabul edildiği andan itibaren tüm işlemler açık hale geliyor, gizlilik ortadan kalkıyor. Neden gizlilik; bu ülkede gerginliklerin azaltılması, siyasi ortamın bir şekilde sonlanması isteniyorsa hukuk içinde kalarak, hukuku esas alarak karar vermek durumundadır. Geldiğimiz noktada Türkiye?de yaşanan bir çarpıklığı ifade etmek istiyorum, kuralı koyan da kurala uymuyor. Kuralı uygulayacak olan da kurala uymazsa o zaman karşımıza böyle bir tablo çıkıyor. Kuralı biz koyduk, bu evrensel kuraldır. Hazırlık soruşturması devam ederken gizlilik esastır. Meclis Başkanı?nın tasarrufu ile ortadan kaldırılamaz, savcının tasarrufu ile de ortadan kaldırılamaz. Kuralı koyacaksınız, koyduğunuz kurala da kendiniz uyacaksınız. Bugün karşılaştığımız en temel sıkıntıların başında 157. Madde geliyor bu dosyalar bakımından? ifadelerini kullandı.
?HAYATIM BOYUNCA BUNU YAPMAMAYA GAYRET ETTİM?
?Hazırlık soruşturması devam ederken İstanbul?da bu soruşturma gizli, Ankara?da aleni hale gelecek? ifadelerini kullanan Cemil Çiçek, ?Bu dosyalar da 2 dosya olarak geldi. İstanbul?da soruşturmanın gizliliği devam ediyor, Ankara?da ise herkes okuyacaksa bu aleniyet olacak demektir. Bu konuyu usul hukuku hocalarına ve Anayasa hukuku hocalarına sordum? diyerek görüşlerden bazılarını açıkladı.
Çiçek ?Ben Meclis Başkanı olarak hukuka uymak, uygulamak mecburiyetindeyim. Kimsenin hukuksuzluğunu, haksızlığını, kimsenin iddia edilen bir suçu varsa bunu örtbas edecek gibi bir görevim yok. Hayatım boyunca bunu yapmamaya gayret ettim. Yaptığımız işin sonuna gelmişiz, kimsenin hukuksuzluğunu örtbas etmek için hukuku kullanmak gibi bir ne niyetim, ne çabam, ne gayretim olur. Hukuku el birliği ile ortaya koyup, kuralı koyanlar uymazsa, kuralı uygulayanlar uymazsa o zaman başımız derde girdiğimizde ?hukuk nerede, hakim nerede, yargı nerede, hukukun üstünlüğü nerede? gibi sızlanmaları da şu günlerde sıkça yaşıyoruz? açıklamasında bulundu.
?BU GİZLİLİK KANUNDAN DOĞAN GİZLİLİKTİR?
Kendisinin yaptığı açıklamalara rağmen tartışmaların sürebileceğini ifade eden Cemil Çiçek, ?Bu gizlilik Meclis Başkanı?nın tasarrufu ile ortadan kaldırılacak bir gizlilik değildir, kanundan doğan bir gizliliktir. Buradan bir çağrım var, o zaman 157. maddeye söyle bir hüküm koyalım, ?soruşturma gizlidir, TBMM?ye gönderilen yazılarla ilgili gizlilik söz konusu değildir? derseniz o zaman istediğiniz gibi incelersiniz? dedi.
TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİ
Tutuklu milletvekilleri konusunda da açıklamalarda bulunan Çiçek, ?Ben Meclis Başkanı olduğumdan beri tutuklu milletvekilleri ile ilgili verilmeyen demeç kalmadı. Bu konuşanlar siyaset yapıyorsa, Meclis?te görev yapıyorsa buna neden olan hukuk kurallarını niye değiştiremedik. Bir Anayasa yapım süreci başladı, 60 maddede anlaştık. Anlaştığımız maddeler içinde 3 seneden beri Türkiye?nin gündeminde olan ve şimdi de daha karmaşık hale gelen konu ile ilgili bir anlaşmaya varamadık. Anayasa?nın 83. maddesi, 84. maddesi, 76. maddesi, 14. madde orada duruyor, biz size demeç vererek sorunu çözdüğümüzü zannediyoruz. Şimdi daha rahatsız edici bir durum var, tutuklu milletvekili kalmadı, ama 1 milletvekili arkadaşımız hükmü kesinleştiği için içeride. Ama aynı durumda olan bir başka arkadaşımız dışarıda. Onun da hükmü kesinleşti. Bunu hukuken nereye koyacağız. Bu çarpıklığı nasıl izah edeceğiz. Gelin şunu beyanat vermek yerine 1 maddelik düzenleme ile ortadan kaldıralım. 3 parti bir araya geldi, size beyanat verildi ?anlaşıldı? diye. Var mı bir anlaşma, varsa niye bize gelmedi. Ama sayın Alan içeriden feryat ediyor, haklı. Bir çarpıklık ve bir hukuki ayıptır. Yapılması gereken içeridekinin dışarıya çıkartılmasıdır. Bu çarpıklığı gidermek yasama organının görevidir. Ben hiçbir şeye kilit vurmak niyetinde değilim, her şeyin açığa çıkmasından yanayım. Her şey açığa çıkarken hukuku dışlayarak değil, hukukun içinde kalarak gelin bu işleri çözelim? diye konuştu.
DERYA YETİM-İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.