Çelik: Ortada açık bir barbarlık vardır
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, "Kurulan hendekler ve barikatların özyönetim diye modellenmesi aslında barbarlığa birtakım kararlar giydirilmesinden ibarettir. Ortada açık bir barbarlık vardır. Bu barbarlığın neticesi olarak bu güvenlik operasyonlarının yapılması son derece meşrudur" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde dün gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. AK Parti'nin 8-10 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilecek kampına ilişkin konuşan Çelik, "Bu, siyasi hayatımızın önemli organizasyonlarından birisi. 6 ayda bir yapıyoruz normalde ama seçimler dolayısıyla yapamamıştık. Bu kampta genel başkanımızın açış konuşması ile birlikte kampımız başlayacak, cuma akşamından itibaren kampa girişler olacak, cumartesi pazar yoğun bir kamp programımız var. Arkasından Sayın Başbakanımızın kapanış değerlendirmesi olacak. Bu kampta dış politika, terörle mücadele, hükümetin önümüzdeki dönemde gerçekleştireceği reformlar konusu olmak üzere aynı anda değişik salonlarda değişik brifingler verilecek. Hangisine girmeyi arzu eden milletvekillerimiz o salonlarda yerlerini alarak Bakanlar ve Genel Başkan Yardımcılarıyla karşılıklı olarak konuları derinlemesine müzakere edecekler. Cumartesi günü Sayın Başbakanımızın hitabıyla başlayacak, pazar günü Sayın Başbakanımız hükümet üyeleriyle birlikte milletvekillerinin sorularının cevaplandırdığı oturuma başkanlık edecekler. Böylece, Türkiye'nin önemli meseleleriyle birlikte, isteyenlerin ailelerin de katıldığı kaynaşma havasında hem çeşitli beyin fırtınaları eşliğinde sürecek" ifadelerini kullandı.
Mülteciler konusuna değinen Çelik, "Bu insanların yaşama hürriyetini koruma konusunda uluslararası toplum yetersiz kalıyor. Başından beri Türkiye bu konuda hassasiyetini söyledi. Şu anda da konuştukları rakamlar 10 bin 20 bin gibi rakamları müzakere ediyorlar. İnsanlığın önüne şöyle bir soru gelmektedir. Uluslararası kurumlar bu insanlara da sahip çıkamayacaklarsa neden vardırlar, çaresiz elinde hiçbir imkanı olmayan insanların yaşama hürriyetini korumayacaksa bu kadar veto yiyen argümanlara ne gerek vardır" dedi.
Terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonların da dünkü MYK toplantısında ele alındığını belirten Çelik, "Sur'da Cizre, Silopi, Nusaybin'de gözüken tablolar hepimizin içini acıtıyor. Çeşitli kesimler de barış çağrısında bulunuyorlar. Burada iki meşru gücün çatışması yoktur. Burada güvenlik operasyonlarının ortaya çıkmasının sebebi, gayrimeşru terör örgütünün demokrasi, hukuk devletimizi tehdit etmesi, ilçelerimizde kendilerince illegal mahkemeler, vergi toplama merkezlerini kurarak Türkiye'deki anayasal hakları askıya almaya çalışmasıdır" şeklinde konuştu.
"Buralarda kurulan hendekler ve barikatların özyönetim diye modellenmesi ise aslında barbarlığa birtakım kararlar giydirilmesinden ibarettir" diyen Çelik, "Ortada açık bir barbarlık vardır. Bu barbarlığın neticesi olarak bu bu güvenlik operasyonlarının yapılması son derece meşrudur. Dolayısıyla çağrı yaparken iki meşru güç çarpışıyormuş gibisinden barış kavramının kullanılması konusunda hassas olunması gerek" ifadelerini kullandı.
Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Birileri getto siyaseti kullanıyorsa, buna dikkat edelim. Vatandaşlarımızın iradesini bunlara teslim etme, bu ülkenin gençlerini birtakım terör örgütlerine lejyoner yapma şeklinde siyasi projeler vardır. Tabii ki bu projelere sonuna kadar direneceğiz. Konuşma, diyalog, siyasal katılım bununla ilgili Türkiye'nin bir sıkıntısı yoktur. Bunlar varken bunları berhava ederek, bunlara karşı tehdit oluşturarak gidip de hendekleri kalaşnikofların arkasına sığınmak asıl diyalog ortamını, demokratik ortamı, sivil siyaseti tehdit etmek, imha etmeye çalışmaktır. Bu kavramları kullanırken yerli yerinde kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Burada operasyonlar neden değil sonuçtur. Terör örgütünün bu eylemlerin karşısında ortaya çıkmış sonuçtur. Herkesin terör örgütüne dönük olarak tutum alması ve terör örgütünü destekleyenlere çağrı yapması gerekir."
Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Çelik, "Kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilen isimlere" ilişkin soruya, "Suç duyurusu, bizim tespit ettiğimiz dosyalarda suç duyurusu gerekiyorsa bu da yapılacaktır. Pek çok dosyayı tartışırız, eğer maddi bulgular yüksek dereceye erişmişse. Bunun neticesinde birtakım duyumlarla hareket etmiyoruz, somut bulgularla hareket ediyoruz. Biz, suç unsuru gördüğümüz noktada hukuki süreci işleteceğiz" karşılığını verdi.
ENİSE YAPAR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.