Çavuşoğlu: Türkiye etkin çok taraflılıktan yanadır

Çavuşoğlu: Türkiye etkin çok taraflılıktan yanadır
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, dünyanın karşı karşıya kaldığı sınamalarda Türkiye'nin etkin çok taraflılıktan yana olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu: Türkiye etkin çok taraflılıktan yanadır

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, dünyanın karşı karşıya kaldığı sınamalarda Türkiye'nin etkin çok taraflılıktan yana olduğunu söyledi.

İSTANBUL

Dışişleri Bakanı Mevlüt ÇavuşoğluSlovakya Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Miroslav Lajcak ile ortak basın toplantısı düzenledi. 

Konuşmasına, İstanbul Sancaktepe'de Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait bir eğitim helikopterinin düşmesinden dolayı üzüntülerini dile getirerek ve şehitlere rahmet, ailelerine sabır dileyerek başlayan Çavuşoğlu, Lajcak ile ikili ilişkileri değerlendirdiklerini söyledi.

Siyasi ilişkilerin mükemmel denilecek bir düzeyde olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Her konuda yakın iş birliğimiz var. Tabii mesafe katedebileceğimiz alanlar var. Kültürel ilişkilerimizi daha da geliştirmemiz lazım. Bu konuda bir mutabakat zaptı imzalayacağız. Ekonomik ilişkilerimizi daha da geliştirebileceğimizi biliyoruz. Karma Ekonomik Komisyonu Eşbaşkanlığı'nı aldıktan sonra bu mekanizmayı ve diğer platformları etkin bir şekilde kullanarak Türkiye ve Slovakya arasında ticari, ekonomik ilişkilerimizi artıracağız." diye konuştu.

"Türkiye çok aktif bir şekilde kendilerini destekleyecektir"

Slovakya'nın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanlığı'nı üstlenmeden önce bir kere daha Türkiye'ye gelip görüş alışverişinde bulunmak istemesini memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Çavuşoğlu, bugünkü ziyaretin esas amacının da bu olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, 2019 başında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın dönem başkanlığını üstlenecek olan Slovakya'ya başarı dileyerek, Slovakya'nın bu süreci başarılı geçireceğini söyledi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, BM Genel Kurul Başkanlığı'nı devreden Slovakya'nın en aktif, en başarılı genel başkanlardan biri olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:

''Daha önce Bosna'da yüksek temsilci iken kendisini ilk defa tanımıştım. Yanlış hatırlamıyorsam, 2004 yılıydı. Oradaki başarılı çalışmalarını da biliyoruz. Tüm bunlardan yola çıkarak Miroslav'ın da Dışişleri Bakanı olduğu Slovakya'nın dönem başkanlığı çok başarılı olacaktır ve Slovakya'nın dönem başkanlığı önceliklerine baktığımız zaman gerçekten bizim de rahatlıkla destekleyeceğimiz ve memnuniyet duyacağımız öncelikler ve bugünkü Avrupa gerçekleri ve tüm dünya gerçekleri ile örtüşüyor. Dolayısıyla Türkiye çok aktif bir şekilde kendilerini destekleyecektir.

Tabii ki bizim de AGİT'ten beklentilerimiz var. Özellikle seçim gözlem misyonlarını daha dengeli, daha objektif görev yapması gerekiyor. Bu sadece ülkemiz için değil, bunu geçmişte yaptığım görevler zamanında da bunu gözlemlemiştim. Bunu başarmamız lazım, çünkü AGİT'in prestiji ve güvenirliği bakımından önemli. Birlikte neler yapabiliriz, bunu da değerlendirdik.''

''AGİT'in tüm faaliyetlerini destekleyeceğiz''

Türkiye'nin Ukrayna'da AGİT Ukrayna Özel Gözlem Misyon Başkanlığı görevini yapan Ertuğrul Afakan'nın görev süresinin dolduğunu, Büyükelçi Halit Çevik'in aday olarak gösterildiği bilgisini paylaşan Çavuşoğlu, ''Eğer ülkeler ve AGİT tarafından desteklenirse biz büyükelçimize güveniyoruz. Son derece adil, dengeli ve bilgi birikimine sahip bir arkadaşımız. BM'de daimi temsilcimiz olarak da görev yaptı, şu anda Yunanistan'da büyükelçimiz olarak görevini sürdürüyor ama biz her şartta bu gözlem misyonunu ve AGİT'in tüm faaliyetlerini destekleyeceğiz.'' değerlendirmesinde bulundu.

AGİT'in Slovakya dönem başkanlığında Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ve diğer bölgesel örgütlerle iş birliği arayışı içinde olmasının önemine değinen Çavuşoğlu şöyle davam etti:

''Her zaman söylediğimiz gibi bugün karşı karşıya kaldığımız sınamalara baktığımızda bir ülkenin veya bir teşkilatın bunların üstesinden gelmesi mümkün değil. O yüzden yakın iş birliği gerekiyor ve biz buna etkin çok taraflılık diyoruz. Türkiye, etkin çok taraflılıktan yanadır. Diğer taraftan tüm bu örgütlere baktığımız zaman hepsi de yumuşak gücümüz dediğimiz, ortak değerlerimizi savunuyor ve ortak değerler etrafında kurulmuş ve bizleri birleştirmiştir. Bugün karşı karşıya kaldığımız ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı, antisemitizm, Hristiyan düşmanlığı, bütün akımlara baktığımız zaman esasen bu değerlerimize tekrar çok güçlü bir şekilde sahip çıkmamız lazım ki bu trendleri tersine çevirelim. Diğer taraftan yine gençlik çok önemli. Gençliğe de öncelik vermelerini takdirle karşılıyoruz.''

"FETÖ konusunu görüşmeye devam edeceğiz''

İkili görüşmelerde FETÖ sorununun da detaylı ele alınacağını ve bu sorunun çözümüne yönelik çalışmaların da konuşulacağını kaydeden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

''Basın toplantısından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lajcak'i kabul edecek. AGİT ile yaşadığımız bir konu da sivil toplum platformlarında daha önceki yıllarda FETÖ'ye bağlı bazı örgütlerin katılmasıdır. Sivil toplum örgütüne darbe yapmış FETÖ'ye bağlı herhangi bir temsilcinin veya sözde sivil toplum örgütünün katılması tabii ki bizim kabul edebileceğimiz bir konu değildir.

Bu konuyu nasıl çözeceğimizi de değerlendirdik ve görüşmeye devam edeceğiz. Bugün baş başa ve heyetler arası çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanımızın kabulünden sonra öğle yemeğinde bölgesel konuları değerlendireceğiz. Özellikle AGİT'in Karabağ, Transdinyester gibi diğer dondurulmuş itilaflarla ilgili çabaları var. Bu çabalardan bugüne kadar bir netice almadık. Ama Slovakya dengeli, objektif ve sonuç odaklı bir ülkedir. Mevkidaşım Lajcak öyledir. Bu konuları çalışma yemeğinde daha detaylı ele alacağız.''

Rusya ile Ukrayna arasında başlayan sıcak gelişmeler

Çavuşoğlu, Slovakya Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Miroslav Lajcak ile düzenlediği ortak basın toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. 

Rusya ile Ukrayna arasında başlayan sıcak gelişmelerle ilgili soru üzerine Çavuşoğlu, "Bu süreci yakından takip ediyoruz. Her şeyden önce hem Ukrayna hem de Rusya'ya bu süreçte sağduyulu davranmaları çağrısında bulunmak isterim. Elbette Kırım'ın statüsü ve yine bazı konularda tartışmalar devam ediyor, çözülmeyen sorunlar var. Belirsizlik de var ama diğer taraftan bu sorunların çözümü zaman alabilir. Ortada de facto durumlar var. Bu süreçte bu tür sorunların bir daha yaşanmaması için bazı kuralların belirlenmesi gerekiyor. Zaten Karadeniz'de yeterince gerginlik var. Ara ara da tırmanmayı görüyoruz. Bu son olay da sizlerin de söylediği gibi gerginliği artırdı. Biz bundan yana değiliz. Her iki ülkeyle ilişkilerimiz son derece iyi. Her iki ülkeyle de yine bu gerginliği azaltmaları için gerekli temaslarda bulunacağız. Buradan da bu çağrıyı yapmak istedim." şeklinde konuştu. 

Fransa'da yaşanan polis müdahalesi ve Avrupa'nın bu müdahaleye sessizliğine ilişkin soru üzerine ise Çavuşoğlu, gerek Türkiye'de gerek herhangi bir ülkede, gösterilerin barışçıl bir şekilde vandalizme dönüşmeden yapılmasını tercih ettiklerini ve gösterilerin demokratik bir hak olduğunu söyledi. 

"AB Fransa'daki olaylarda sessiz"

Mevlüt Çavuşoğlu, Fransa'daki gösterilerin petrol fiyatlarındaki artış ve diğer bazı sebeplerden dolayı ortaya çıktığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Fransa'nın da şu anda kullandığı aşırı gücü tasvip etmiyoruz. Özellikle Fransa İçişleri Bakanının kullandığı tehditkar dilin de olayları tırmandırdığını görüyoruz. Bu konuyu Yüksek Temsilci Mogherini ve Komiser Hahn'la da cuma günü görüştük. Burada özellikle Türkiye'de herhangi bir olay olduğu zaman ders vermeye çalışan ülkelerin kendi ülkelerinde olduğu zaman agresif ve aşırı bir güç kullanması doğru bir yaklaşım değil, bir de çifte standarttır. Malta'daki toplantıda söylemiştim. Avrupa Birliği'nin başka bir aday ülkede böyle olaylar olduğu zaman verdiği tepki farklı, fakat herhangi bir üyesi olan ülkede bu tür olaylar olduğu zaman daha sessiz. Sadece bu olayları söylemiyorum. Hatta AB içinde de Macaristan gibi küçük ülkeler olduğu zaman tepki farklı Fransa gibi ülkeler olduğu zaman tepki farklı. Bunun adına 'dayanışma' diyorlar. Üyeler arasında, örgüt içinde dayanışma önemlidir. Özellikle herhangi bir üyesi ya da bölge zor duruma düştüğü zaman dayanışma göstermek doğaldır, olması gereken şey. Fakat hukukun, insan haklarının ve Avrupa değerlerinin çiğnendiği bir ortamda adına 'dayanışma' diyerek bunları görmezden gelmek her şeyden önce AB'nin kendi değerleriyle çelişir. Fransa şu anda görüyoruz ki, çok aşırı güç kullanıyor. Hatta bir kapsülden dolayı A Haber'in muhabiri bir arkadaşımız da hafif şekilde yaralandı. Gerçekten sadece bu arkadaşımız yaralandığı için demiyoruz, ölenler var. Sağduyu çağrısında bulunuyoruz."

Çavuşoğlu, Fransa'da yaşayan 700 binden fazla Türk vatandaşına ve turist olarak ülkeyi ziyaret eden Türklere olayların olduğu bölgelere gitmemelerine yönelik uyarıda bulunduklarını hatırlattı. 

"İdlib muhtırasını bozmak için çaba sarfedenler var"

Türkiye ve Rusya arasında yürütülen İdlib ve Tel Rıfat görüşmelerine ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, şu şekilde konuştu:

"Bir taraftan Rusya'yla imzaladığımız İdlib muhtırasına tüm dünyadan destek ve takdir gelirken, diğer taraftan bu muhtırayı bozmak için çaba sarfedenlerin olduğunu biliyoruz. Bunun içinde ülkeler de var, gruplar da var. Oysa Suriye'de siyasi bir çözüm için belki de son fırsat penceresini de bu muhtıra sunmuştur. Şimdi karşılıklı suçlamalar var. Geçtiğimiz günlerde Milli İstihbarat Başkanımız ve Milli Savunma Bakanımız, Rusya'ya giderek muhataplarıyla görüştüler. Yine milli savunma bakanlarımız bu olaydan sonra telefonla da görüştüler. Ben de en kısa süre içinde Sergey Lavrov'la da görüşeceğim. Bu tür provokasyonları, oyunları bozmamız gerekiyor. Kim ne kullandı ortaya çıkar, sahadaki incelemeler de devam ediyor. Öyle görünüyor ki, bu İdlib muhtırasından sahada da, dışarıda da rahatsız olanlar var. Biz bu tür oyunlara gelmeyeceğiz. Suriye'de siyasi bir çözüm için gerginliğin azaltılması, azaltıcı bölgelerin korunması, İdlib'in statüsünün korunması ve anayasa komisyonunun bir an önce yine hayata geçmesi önemli."

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 2 gün önce Türkiye'nin de katkısıyla Suriye'de rejim ve muhalifler arasında tutukluların karşılıklı serbest bırakılması gibi bazı güven artırıcı adımların da atıldığını hatırlatarak, "Bunların hepsi esasen rejim ve muhalefetin siyasi süreç için bir araya geldiğini gösteriyor. Biz bu sürece sadece destek vermedik, aracılık ettik. Astana'da, Soçi'de, Cenevre'de Türkiye olarak İdlib muhtırasının korunmasının yanında siyasi çözüm için çabalarımızı sürdüreceğiz. Bu konuyu da yakından takip ediyoruz. Gerçekler kısa bir süre içinde ortaya çıkacaktır." dedi. 

"Uluslararası soruşturmada Türkiye tam iş birliği yapacaktır"

Kaşıkçı cinayetine ilişkin Yalova'da yapılan aramalar ve bu konuda uluslararası soruşturmayla ilgili girişimlerin devam edip etmediğine ilişkin soruyu da Çavuşoğlu, şu şekilde yanıtladı:

"Soruşturma bizim tarafımızdan kapsamlı ve yoğun bir şekilde devam ediyor. Tabii her aşaması başsavcılık tarafından açıklanmaz. Zaten biliyorsunuz gizlilik de var. Diğer taraftan yürüttüğümüz süreç tüm dünya tarafından da takdirle karşılanıyor. Elimizdeki bilgileri ve bulguları isteyen ülkelerle de paylaştık. Amacımız bu cinayetin tüm boyutlarıyla aydınlatılmasıdır. Cevap aradığımız sorulardan bir tanesi de Kaşıkçı'nın cesedi nerede? Nereye gömüldü, ne yapıldı? Tabii ki bu cinayeti işleyenler şu anda Suudi Arabistan'ın elinde olduğu için doğrudan bir sorgulama yok. Dolayısıyla Suudi Arabistan başsavcısının bu konuda bilgi vermesi gerekiyor. Sadece bizden bilgi almaya çalışmak bu cinayetin tüm boyutlarıyla açığa çıkması için yeterli olmaz. Bu kişileri onlar sorguluyorlar. Hatta bize vermeleri gerekiyor, bizim de sorgulamamız gerekiyor. Yerel işbirlikçi ve işbirlikçiler kim ve bu talimatın arkasında kim var, tüm bu sorular henüz cevaplanmadığı için uluslararası camiadan da 'uluslararası bir soruşturma ihtiyacı vardır' sesleri gelmeye başladı. Ülkelerden ve uluslararası örgütlerden geliyor. En son Cenevre'den BM İnsan Hakları Komiserliğine bağlı bazı raportörlerin genel sekretere bu konuda bir BM soruşturması yapılması çağrısında bulunması da bunun bir göstergesidir. Bu konuları biz genel sekreterle de görüştük. Birçok ülkenin dışişleri bakanları ve uluslararası örgütlerin temsilcileriyle de neler yapılabileceğini ele aldık. Biz her zaman şunu söylüyoruz, uluslararası bir soruşturmada Türkiye tam iş birliği yapacaktır. Tüm belge ve bilgilerin paylaşımı dışında gereken neyse o konuda da her türlü desteği verecektir." 

Muhabir: Gülsüm İncekaya, Zeynep Rakipoğlu

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.