Çavuşoğlu: Antalya Diplomasi Forumu'na Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan ile Özel Temsilcisi Rubinyan da katılabilir

Çavuşoğlu: Antalya Diplomasi Forumu'na Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan ile Özel Temsilcisi Rubinyan da katılabilir
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Antalya Diplomasi Forumu'na Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan ile Özel Temsilcisi Rubinyan'ın da katılabileceğini bildirdi.

Ankara

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Orta Afrika Cumhuriyeti (OAC) Dışişleri, Frankofoni ve Yurt Dışındaki Orta Afrikalılar Bakanı Sylvie Baipo Temon ile Ankara'da gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından ortak basın toplantısında konuştu.

Ermenistan'la başlatılan ve Azerbaycan'ın da desteklediği normalleşme sürecinin güven artırıcı adımlarla devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, bu kapsamda iki ülke özel temsilcilerinin ilk görüşmesini Moskova'da gerçekleştirdiğini belirtti.

Çavuşoğlu, özel temsilcilerin sürekli temas halinde olduğunu ve bundan sonraki toplantıyı kararlaştıracağını aktararak, karşılıklı uçuşların ise şubatta başlayacağını hatırlattı.

Antalya Diplomasi Forumu'na (ADF) herkesin davet edildiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Afrika'dan ciddi bir katılım var. Şu ana kadar 45 dışişleri bakanı, artı devlet bakanlarıyla 50 bakan katılımını teyit etti. Latin Amerika bölgesinden 6 ya da 7 bakan teyit etti." diye konuştu.

Çavuşoğlu, NATO Genel Sekreteri ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri dahil 30 uluslararası örgüt temsilcisinin de ADF'ye katılacağını kaydederek, "Herkes buranın özgür bir ortam platform olduğunu gördü. Biz de bunu istiyoruz. Yani diplomasiyi ön plana çıkaralım, diyaloğu ön plana çıkaralım, var olan sorunlar da görüşülsün, geleceğe yönelik vizyonlar da ortay konsun." dedi.

Herkesin sesini ADF'de duyurmasını istediklerini vurgulayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Ermenistan Dışişleri Bakanı (Ararat Mirzoyan) ve yine Özel Temsilcisi Ruben Rubinyan'ı davet ettik. (Ermenistan Başbakanı Nikol) Paşinyan en son davet ettiğimiz kişilerin ADF'ye katılabileceğini söyledi. Memnun oluruz çünkü Azerbaycan da geliyor. Burada Azerbaycan da düşüncelerini söylesin, Ermenistan da söylesin. Aynı şekilde güven artırıcı adımlarını da bir parçası olmuş olur."

OAC'li mevkidaşı Temon'u Ankara’da ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Bu 6 ay içinde yaptığımız 3. görüşme. Önce Roma’da DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu Toplantısı marjında görüşmüştük. 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’ne Sayın Cumhurbaşkanıyla beraber katılmıştınız. Orada görüşmemizi gerçekleştirdik ve mart ayında sizleri Antalya’da ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyacağım." dedi.

Bu ziyaretin, OAC'den Türkiye’ye dışişleri bakanı düzeyinde yapılan ilk ziyaret olduğunu belirten Çavuşoğlu, bu yılın ikinci yarısında Orta Afrika Cumhuriyeti’ne iadeiziyaret gerçekleştireceğini ve bakanlık yetkililerinin bu konuda çalışmaları başlattıklarını ifade etti.

Çavuşoğlu, Türkiye ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nin ilişkilerini her alanda geliştirmek için irade ortaya koyduklarını ve bu çerçevede 3 belgeyi imzaladıklarını aktararak şunları kaydetti:

"Özellikle çerçeve anlaşmasının detaylarıyla ilgili ileride ilgili bakanlıklarımız ve kurumlarımız arasında ilave anlaşmalar imzalanacak. Ama dışişleri bakanlıklarımız arasında imzaladığımız anlaşmalarla siyasi istişarelerimizi, protokol alanında iş birliğimizi geliştireceğiz. Önümüzdeki süreçte tecrübe paylaşımı konusunda da adımlar atacağız. Özellikle Orta Afrika Cumhuriyeti’nden genç diplomatları ülkemizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyacağız."

Bugün gerçekleştirilen görüşmelerde ikili ilişkilerin tüm detaylarını ve iş birliği alanlarını kapsamlı şekilde değerlendirdiklerinin altını çizen Çavuşoğlu,"Önümüzdeki süreçte karşılıklı büyükelçilikler açma konusunda bugün bir karar aldık. Daha önceki prensip kararımızı teyit ettik. Arkadaşlarımız da bizim tarafımızda gerekli çalışmaları başlattılar. Orta Afrika Cumhuriyeti, Ankara’da büyükelçilik açarlarsa da her türlü desteği vereceğimizi kendilerine söyledik." diye konuştu.

Türkiye OAC'ye elinden gelen desteği verecek

Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin OAC’nin kalkınma çabalarına, barışına, istikrarına destek verdiklerini vurgulayarak, bu ülkenin aslında her bakımdan zengin bir ülke olmasına rağmen geçmişte sömürgecilikten çok etkilendiğini ve kendi zenginliklerini kullanmasına izin verilmediğine dikkati çekti.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Geçmişte maalesef acılar çeken, ayaklanma dahil dışarıdan desteklenen istikrarsızla mücadele etmek zorunda kalan bir ülke olmuştur. Ama biz bunların geride bırakılması, Orta Afrika Cumhuriyeti’nin her alanda kalkınması için Türkiye olarak, özellikle Afrika’ya ne kadar önem verdiğimizi biliyorsunuz, ortaklıkla, anlayışıyla elimizden gelen desteği vereceğiz. Özellikle altyapı projeleri dahil maden konusunda Orta Afrika Cumhuriyeti’nin ciddi zenginlikleri var. Bu konularda firmalarımızı da Orta Afrika Cumhuriyeti’ne yönlendireceğiz. Şimdiden bu potansiyeli görüp de Orta Afrika Cumhuriyeti’ne giden ve gidecek olan firmalarımız da var.”

THY, Bangui'ye doğrudan seferler için fizibilite çalışmaları gerçekleştirecek

Türkiye ve OAC arasında ulaşım imkanlarının artırılmasına da değinen Çavuşoğlu, mevkidaşı Sylvie’nin Türk Hava Yollarının (THY) doğrudan Türkiye’den OAC'nin başkenti Bangui’ye sefer gerçekleştirmesini rica ettiğini dile getirdi.

Çavuşoğlu, hava yolu seferleri konusunda geçici bir formül bulduklarının altını çizerek şu ifadeleri kullandı:

"THY, Afrika’da çok sayıda şehre, destinasyona uçuyor. Bunlardan biri de Ruanda, Kigali. Ruanda Hava Yolları Türk Hava Yolları ile codeshare, uçuş paylaşımı konusunda bir anlaşma imzaladı. Kigali ile Bangui arasında ortak uçuş yapacaklar. Bu süre içinde de THY fizibilite çalışması yapacak. Diğer çalışmaları gerçekleştirecek. Eğer bu çalışmalar neticesinde Bangui’ye doğrudan uçuş yapma kararı alırsa, daha doğrusu fizibilite raporları olumlu olursa 2023 yılında bu uçuşları gerçekleştirebiliriz. Bu konuda THY’yi biz de teşvik edeceğiz."

Türkiye ile OAC’nin ticari ve ekonomik iş birliğinin sıfır noktasında olduğunu ancak bu konuda potansiyelin bulunduğunu ve iş birliğini iyi yere getirebileceklerini ifade eden Çavuşoğlu, “Bunun için atılması gereken adımları da birlikte atacağız. Diğer taraftan biz Afrika kıtasındaki sorunları da birlikte değerlendirdik, görüş alışverişinde bulunduk. Biz Türkiye olarak Afrika kıtasındaki anlaşmazlıkların diyalog yoluyla çözülmesinden yanayız, barışçıl bir şekilde çözülmesini destekliyoruz.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin OAC’de geçen eylül ayında kabul edilen "Barış İçin Ortak Yol Haritası"nı güçlü bir şekilde desteklediğini aktararak, şunları kaydetti:

"Birleşmiş Milletler Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu (MINUSCA) var. Bu sene ilk defa üç tane polisimiz MINUSCA’da görev yapacak. MINUSCA’ya maddi katkı da sağlıyoruz. Önümüzdeki süreçte eğitim dahil güvenlik alanında da tecrübe paylaşımını gerçekleştireceğiz. OAC İçişleri Bakanı'nı ülkemizde kasım ayında ağırladık. Şimdi bir OAC emniyet heyetini şubat ayında ülkemizde ağırlayacağız. Bu konuları detayı bir şekilde kendileriyle görüşeceğiz. Yani güvenlik, savunma sanayi, askeri iş birliği alanlarında iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz. Bu anlamda FETÖ ile mücadelemizde yaptıkları iş birliği için huzurlarınızda bir kere daha teşekkür ediyorum. Başta Afrika olmak üzere FETÖ’nün bulundukları tüm ülkelere nasıl tehdit olduğunu biz biliyoruz, anlatıyoruz. Ama birçok Afrika ülkesi de bunu görmeye başladı. Alınan tedbirler elbette sadece bizim için değil OAC ve diğer Afrika ülkeleri için de son derece faydalıdır."

Maarif Vakfı OAC'de okul açmak için çalışmalarını tamamladı

Maarif Vakfı konusunda iki ülke arasında bir belgenin imzalanacağını ve vakfın OAC’de okul açmak için çalışmalarını tamamlandığını aktaran Çavuşoğlu,"Sadece başkent Bangui’de değil, ikinci, üçüncü büyük şehirlerde de okulların açılabilmesi için gerek bina gerek arsa konusunda destek vermelerini bugün rica ettik." dedi.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin Afrika’daki tüm bölge ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmek için 3. Türkiye Afrika Zirvesi’nde kabul edilen yol haritasının takibini tüm Afrika Birliği ülke ve kurumlarıyla yapacaklarını dile getirdi.

Türkiye'nin OAC ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açtığını, daha önceki yıllarda ilişkilerin atılan adımlar bakımından istenilen noktada olmadığı değerlendirmesinde bulunan Çavuşoğlu şunları kaydetti:

"Ama bunu canlandırma konusunda beraber Roma'da yaptığımız ilk görüşmeden sonra bir karar aldık. O günden bu yana adımlar atıyoruz. Siyasi ilişkilerimizi geliştirmemiz lazım. İlişkilerimizin hukuki altyapısını oluşturmamız lazım. Ekonomik iş birliğimize çok önem veriyoruz. OAC’nin potansiyeli sadece kendisinin değil tüm bölge ülkelerinin ekonomilerine de katkı sağlayacak düzeyde. Bu potansiyeli iyi değerlendirmemiz lazım. Ama bu potansiyeli değerlendirmenin önündeki en büyük engel istikrarsızlık. Darbe girişimleri var. Yer yer ayaklanmalar oluyor. OAC de bunları yaşadı. Dolayısıyla ülkenin istikrara kavuşması konusunda MINUSCA'ya verdiğimiz desteğe ilaveten emniyet konusunda, askeri konuda, eğitim konusunda iş birliğini geliştireceğiz. Yani tecrübe paylaşımı yapacağız. OAC’nin ve Afrika ülkelerinin genel anlamda Sahel Bölgesi'ndeki ülkeler dahil istikrarı tüm Afrika kıtasının istikrarı bakımından da son derece önemli. Bu anlamda üzerimize düşen desteği vereceğiz. Eğitim konusunda Maarif Vakfı okullarıyla, sayısını artıracağımız Türkiye Bursları'yla da destek vereceğiz. Bizim tarihimizde, geçmişimizde sömürgecilik yoktur. Bunu da en iyi Afrika bilir. Bu güne kadarki yaklaşımlarımızın nasıl bir yaklaşım olduğunu, Afrika ülkelerinin ve halklarının yararına olduğunu tüm Afrika ülkeleri fark etti. Bunlardan biri de OAC. Bu konuda ortak adım atabilirsek kazan kazan anlayışla OAC'nin de her alanda istikrar ve refahına katkı sağlamış oluruz."

Türkiye Rusya ile ABD ve NATO arasındaki diyaloğun devam etmesini istiyor

Çavuşoğlu, Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginlik konusuna ilişkin ise şunları söyledi:

"Rusya ile Ukrayna arasındaki gerginlik konusunda düşüncelerimizi defaatle paylaştık. Gerginliğin çatışmaya dönüşmemesi gerektiğini söyledik. Bu telkinlerimizi hem Rusya'ya hem de Ukrayna'ya iletirken uluslararası platformlarda da bunun nasıl önleneceği konusunda düşüncelerimizi de aktardık. Bunlardan bir tanesi de NATO. Aynı şekilde ABD Dışişleri Bakanı (Antony Blinken) ile de telefonla ve yüz yüze görüşmelerimiz oldu. O görüşmelerde bu düşüncelerimizi paylaştık."

Türkiye olarak, Rusya'nın ABD ve NATO ile arasındaki diyaloğun devam etmesini istediklerini ve Moskova yönetiminin güvenlik endişeleriyle ilgili düşüncelerini ya da taleplerini yazılı bir şekilde hem NATO ile hem de ABD ile paylaştığına işaret eden Çavuşoğlu, "Hem ABD hem NATO bizim de katkılarımızla kendi cevabını Rusya Federasyonu'na iletti. Bizim arzumuz bu diyaloğun devam etmesi. Bir belgeyle ya da iki görüşmeyle tüm sorunlar çözülmez. NATO özellikle Rusya Federasyonu'nun NATO nezdindeki büyükelçisinin geri dönmesini de talep etti. Şeffaflık burada ön plana çıkıyor. Gerginliği azaltacak önlemler ön plana çıkıyor. Bunlar özellikle bizim ve bizim gibi düşünen ülkelerin de temsil ettiği elbette NATO’nun tehditlere karşı bir caydırıcılık gücü var. Biz özellikle Minsk formatındaki toplantılara bize ev sahipliği yapıp yapamayacağımızı sordukları zaman memnuniyetle yaparız dedik. Geldiler İstanbul’da incelemeler yaptılar. Yapabileceklerini söylediler. Tüm taraflar kararlarını verecek. Eğer öyle bir karar olursa Türkiye olarak, ev sahibi gerekli desteği vereceğimizi herhangi bir sorunun yaşanmayacağını söyledik." diye konuştu.

Türkiye Rusya ve Ukrayna arasındaki üst düzey görüşmelere ilişkin de bilgi veren Çavuşoğlu, bir yıl içinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 11 telefon görüşmesi yaptığını, bir kez de yüz yüze görüştüğünü, kendisinin de Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile de 5 telefon görüşmesi yaptığını 5 kez de yüz yüze görüştüğünü aktardı.

Çavuşoğlu, Türkiye ile Ukrayna arasında yapılacak zirvenin Ukrayna’da gerçekleşeceğini, Türkiye ile Rusya arasında gerçekleştirecek zirvenin ev sahipliğini ise Türkiye'nin yapacağını dile getirerek, "Bu toplantıyı gerçekleştirmek için Sayın Cumhurbaşkanımız, Putin'i Türkiye'ye davet etti. Ocak ayı içinde bazı tarih önerileri oldu ama uymadı. Şimdi önümüzdeki süreç içinde Putin’in Pekin Olimpiyatları'ndan döndükten sonra bir tarih verebileceklerini arkadaşlarımıza söylemişler. Bugün (Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü) Peskov da bu doğrultuda bir açıklama yaptı. Biz Ukrayna'ya gideceğiz, zirvemizi gerçekleştireceğiz. En kısa zamanda Rusya ile bu zirveyi gerçekleştirmek istiyoruz. İki ülke arasındaki tansiyonu düşürme konusunda dün akşam bir televizyon programında Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin düşüncelerini, tekliflerini bir kez daha yinelemiştir. Umarım bu çabalar bölgede tansiyonu düşürür ve çatışma ve rekabet yerine iş birliğini ön çıkarmış oluruz." ifadelerini kullandı.

OAC Dışişleri Bakanı Temon, Çavuşoğlu ile ortak basın toplantısında konuştu

Orta Afrika Cumhuriyeti (OAC) Dışişleri, Frankofoni ve Yurtdışındaki Orta Afrikalılar Bakanı Sylvie Baipo Temon, Türkiye'nin sahip olduğu uzmanlık ve tecrübelerden faydalanmak istediklerini belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti ile ortaklığımız, stratejik bir ortaklıktır." dedi.

Sıcak ve misafirperver yaklaşım sergileyen Çavuşoğlu'na teşekkür eden Temon, Türkiye'ye Dışişleri Bakanı seviyesinde ilk resmi ziyareti yapmaktan onur duyduğunu söyledi.

Temon, kendi zenginliklerini ön plana çıkarmayı hedefleyen bir ülke olduklarını ve tecrübe paylaşımına inandıklarını kaydederek, "Türkiye'nin sahip olduğu uzmanlık ve tecrübelerinden faydalanmak istiyoruz." dedi.

Türkiye'nin tarihsel anlamda büyük bir imparatorluğu simgelediğini dile getiren Temon, "İradenizde istikrarlı davrandığınız için, Orta Afrika Cumhuriyeti'nin ve Afrika kıtasının yanında yer almış olduğunuz için teşekkür etmek istiyorum." ifadesini kullandı.

Temon, birlikte çalışabilecek pek çok farklı alanın bulunduğuna dikkati çekerek, ülkesinde altyapı, ham madde ve insan kaynağı zenginliği açısından olağanüstü bir kapasite bulunduğunu vurguladı.

OAC'nin bağımsızlığını ilan etmesinin üzerinden 60 yıl geçtiğini hatırlatan Temon, ülkesinin kazanımlarını aktarmak istediklerini, bu yaklaşıma sahip kimselerle çalışmak gerektiğini belirtti.

"Sizin desteğinize ihtiyacımız var"

Temon, Ankara'ya gerçekleştirdikleri bu ilk ziyaretle geçen yaz başlatılan girişimleri "somutlaştırmak" istediklerinin altını çizerek, "Orta Afrika Cumhuriyeti'ne, Türkiye Cumhuriyeti nezdinde bir açılım gerçekleştirme imkanı tanımış oldunuz. Ben de her talebe olumlu cevap vermeye çalıştım. Biz de bugün burada hazır bulunuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'ne ihtiyacımız olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti'nin deneyimine ve tecrübesine ihtiyacımız olduğunu ifade etmek istiyorum. Orta Afrika Cumhuriyeti'nin bugüne kadar sergilemiş olduğu kazanımlarını aktarmak istiyoruz." diye konuştu.

Ticari ilişkilerde de çeşitli gelişim alanlarının mevcut olduğuna dikkati çeken Temon, enerji, altyapı ve eğitim alanlarında iş birliği alanlarının bulunduğunu ifade etti.

Temon, "Diplomatik, siyasi, ekonomik ve güvenlik anlamında sizin desteğinize ihtiyacımız var. Çünkü sizin gerekli deneyime ve uzmanlığa sahip olduğunuzu biliyoruz." dedi.

Türkiye'nin terörizmle mücadele konusundaki çalışmalarına destek verdiğini de kaydeden Temon, "Bu anlamda son derece kararlıyız. Terörizmi finanse eden, destekleyen ve ona el veren tüm kaynakları yok etmek istiyoruz. Biz de bu anlamda gerekli desteği size sergilemeye hazırız." şeklinde konuştu.

"Orta Afrika Cumhuriyeti'ne Maarif Vakfını bekliyoruz"

Temon, kalkınma ve gelişim için eğitimin önemine vurgu yaparak, "Orta Afrika Cumhuriyeti'ne Maarif Vakfını bekliyoruz. Erkek ve kız çocuklarımızın iyi eğitilmesi için Maarif Vakfının katkılarını bekliyoruz." dedi.

Türkiye'nin Afrika girişimi ve bu kıtaya yatırımlarına ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Temon, 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'nin ardından yeniden heyetiyle birlikte bugün Türkiye'yi ziyaret ettiğini belirterek, "Bu, zirvenin de sonuçlarını derinleştirmeye çalıştığımızın göstergesi. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti ile ortaklığımız, stratejik bir ortaklıktır." ifadesini kullandı.

Temon, söz konusu zirvenin "son derece başarılı sonuçlara" ulaştığına dikkati çekerek, "Biz de şu anda çalışıp bunları somutlaştırmak için burada bulunuyoruz. Şu anda daha detaylı olarak çeşitli iş birliği alanlarında yürütmemiz gereken çalışmaları belirliyoruz." dedi.

Öte yandan Temon, Türkiye ile OAC'nin gelecekte "örnek teşkil edecek" ve OAC'in kalkınmasına katkı sağlayacak iş birliğinde olduğunu söyledi.

Eğitim, iş, sanayi ve siyaset alanında çalışan ve çalışmak isteyen kadınları nasıl destekleyebileceklerine ilişkin soruya yanıt veren Temon, ülkesinde kadının yerinin son derece önemli olduğunu dile getirdi.

Bir kadın olarak kendisinin önemli stratejik bir görevde olduğunu aktaran Temon, daha fazla kadını harekete geçirebileceklerini vurguladı.

Temon, ülkesinin genç bir nüfusa sahip olduğuna ve nüfusun yüzde 60'tan fazlasının kadın olduğuna dikkati çekerek, bu durumda kadına güvenilmesi gereken bir ülkede yaşadıklarını söyledi.

Hükümette 7 kadının olduğunu ifade eden Temon, "Geçmiş hükümette 8 kadın vardı. Savunma bakanımız da bir önceki hükümette kadındı. Halihazırda stratejik görevlerde, Çalışma Bakanlığında ve Konut Bakanlığında kadınların önemli görevlerde olduğunu söyleyebilirim." dedi.

Temon, ülkesinde kadının aslında çok fazla temsil edildiğinin altını çizerek, "Benzer şekilde geçiş döneminde krizin yaşandığı 2012-2013 yıllarında bir kadın Orta Afrika Cumhuriyeti'nin başına geçip ülkenin bu girdaptan çıkartıp yeniden anayasal düzene dönmesini sağladı." diye konuştu.

"Türkiye Cumhuriyeti ile iş birliği çalışmalarımız kapsamında da kadınlara daha fazla yer vermek istiyoruz"

OAC'de eşitlik kavramı konusunda sıkıntı çekmediklerini ifade eden Temon, kadınların kendi bilgi ve becerilerini ön plana koyma konusunda sıkıntı yaşamadıklarını, yalnızca bazı güvenlik kaynaklı sıkıntıların olduğunu dile getirdi.

"Tüm çalışmalarımızda kadınlara her zaman önem veriyoruz. Türkiye Cumhuriyeti ile iş birliği çalışmalarımız kapsamında da kadınlara daha fazla yer vermek istiyoruz." diyen Temon, Maarif Vakfının desteğiyle eğitim alanında destek ve yatırım beklediklerini kaydetti.

Temon, böylece kadınların daha iyi bir şekilde eğitilmelerini, daha iyi bir şekilde gelişmesine katkı sağlayabileceklerini belirterek, "Bir atasözümüz var, eğitimli bir erkek, eğitimli bir erkektir ancak eğitimli bir kadın, eğitilmiş bir toplum demektir. Buna dayanarak ilerlememiz gerekiyor. Ben de kadınlara destek veriyorum, kadınların kendi kabiliyetlerine ve kapasitelerine inanmalarını sağlıyorum. Harekete geçirme kapasitelerine güveniyorum." ifadelerine yer verdi.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.