Çağlayan'ı kızdıran borç sorusu!
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Reyhanlı'daki patlamalarda hasar gören işyerleri ile ilgili, "Sayın Başbakanımızın bu konuda vereceği direktiflerle, yapılması gerekenler neyse mutlaka yapılacaktır" dedi. Özel sektörün borcu sorulan Çağlayan tepki gösterdi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Reyhanlı'daki patlamalarda hasar gören işyerleri ile ilgili, "Sayın Başbakanımızın bu konuda vereceği direktiflerle, yapılması gerekenler neyse mutlaka yapılacaktır" dedi.
Çağlayan; Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Ekonomi Direktörü Erdal Tanas Karagöl ve Araştırma Asistanı Ahmet Semih Bingöl tarafından hazırlanan "Türkiye-IMF İlişkilerinde Yeni Dönem" başlıklı panelde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Reyhanlı'daki patlamalarda çok sayıda işyerinin hasar gördüğü hatırlatılarak, ekonomi yönetimi olarak ne gibi adımlar atacaklarının sorulması üzerine Çağlayan, patlamada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet yaralılara acil şifalar diledi.
Saldırıların kendilerini hiçbir şekilde yollarından döndürmeyeceğini dile getiren Çağlayan, Türkiye'nin yakalamış olduğu çözüm süreci fırsatından geri adım atmayacaklarını söyledi.
Çağlayan, Türkiye'nin gelişmesini ve çözüm sürecini istemeyenlerin bu tür saldırıları geçmişte de gerçekleştirdiğini belirterek, bundan sonra da bu tür sorunların yaşanabileceğine dikkati çekti.
İşyerlerindeki hasar konusunu, ilgili bakanların değerlendireceğini ifade eden Çağlayan, "Sayın Başbakanımızın bu konuda vereceği direktiflerle, yapılması gerekenler neyse mutlaka yapılacaktır. Vergi, SSK borçları konusunda geçmişte ne yapıldıysa... Bu bir mücbir haldir" diye konuştu.
ABD-AB arasında imzalanacak STA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyareti kapsamında gündeme gelmesi beklenen ABD-AB arasında imzalanacak "Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı" anlaşmasına ilişkin soruyu da yanıtlayan Çağlayan, ziyaretin temel gündem maddesinin anlaşma olmadığını belirtti.
Ziyaretin siyasi boyutunun önemine işaret eden Çağlayan, "Dünyada birçok dönüşümün yaşandığı, çözüm sürecine girildiği, Türkiye'nin, dünyadaki istikrarı ve barışı koruması noktasında Sayın Başbakanımızın ciddi roller aldığı bir ortamda, ziyaret ve ABD'de yapılacak tarihi karşılama aslında Türkiye'nin dünyadaki farkını bir kez daha ortaya koyacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Çağlayan, siyasi ve diplomatik ilişkilerin geliştirilmesinin yanında iki ülke arasındaki ticaretteki dengesizliğin bir dengeye getirilmesi açısından da ziyaretin önemli olduğuna vurgu yaptı.
Anlaşmaya ilişkin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'in, Türkiye ile sürece paralel bir çalışma yürütüleceğini söylediğini anımsatan Çağlayan, bu açıklamaların sabit kalacağı kanaatinde olduğunu dile getirdi.
Kızılderili bölgelerinin imarı
Kızılderililerle imtiyazlı ticarete ilişkin bir soru üzerine Çağlayan, bu konunun önemli bir proje olduğunu söyledi.
ABD devletinin geçmişte Kızılderililerin yaşadığı bölgelerin ticari ve sosyal altyapısının geliştirilmesi için bütçeden kaynak ayırdığını anlatan Çağlayan, bu bölgelerin imarı konusunda Türk müteahhitlerinin rol almasına ilişkin yoğun çalışmalar gerçekleştirildiğini ifade etti.
Konunun Temsilciler Meclisinin gündemine geldiğini ancak yeterli oyun çıkmadığını belirten Çağlayan, "Türkiye'nin, böyle bir durumda ön plana çıkmış olması bile son derece önemliydi. Önümüzdeki dönemde farklı çalışmalar söz konusu olacak" dedi.
"Özel sektör parayı gazinoda mı yedi?"
Türkiye'nin borcu konusundaki bir soruyu da yanıtlayan Çağlayan, muhalefetin zaman zaman gerçekleri saptırdığını söyledi.
Çağlayan, 2002 yılında Türkiye'nin 230 milyar dolar milli gelire sahip bulunduğunu, iç ve dış borçlarını milli gelire oranının da yüzde 75 olduğunu hatırlatarak, 2012'de milli gelirin 786,3 milyar dolara ulaştığını, borçların milli gelire oranının da yüzde 36 seviyelerine gerilediğini kaydetti.
Aynı oranın Avro Bölgesi'nde yüzde 85,3 olduğuna işaret eden Çağlayan, Türkiye'nin bu anlamda AB'nin 27 üyesinin 24'ünden daha iyi durumda bulunduğunu vurguladı.
"Bunun aksini söyleyecek babayiğit varsa çıksın karşıma söylesin" diyen Çağlayan, Türkiye'nin oranının Maastricht Kriterleri ile belirlenen seviyelerin altında olduğunu dile getirdi.
Özel sektörün borcuna ilişkin eleştirileri de yanıtlayan Çağlayan, "Özel sektör bu borcu alırken ne yaptı? Affedersiniz gazinolarda, eğlence hayatında mı yedi? Özel sektör borç alabiliyorsa bu özel sektörün borç alma kredibilitesinin çok net bir göstergesi" değerlendirmesinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.