Büyük Lider İsa Yusuf Alptekin’i Ne Kadar Tanıyoruz.

Büyük Lider İsa Yusuf Alptekin’i Ne Kadar Tanıyoruz.
İsa Yusuf Alptekin’i orta okul üçüncü sınıfa giderken Pınar Dergisi’nde tanışma şerefine ermiştim. Alptekin bir gurup arkadaşla sohbet ediyordu, onlara bende katıldım. Alptekin kadar tevazu ve alçak gönüllü bir lider mutlaka çok az bulunur..

Büyük Lider İsa Yusuf Alptekin’i Ne Kadar Tanıyoruz.(2)

Cevat ÖZEN

İsa Yusuf Alptekin’i orta okul üçüncü sınıfa giderken Pınar Dergisi’nde tanışma şerefine ermiştim. Alptekin bir gurup arkadaşla sohbet ediyordu, onlara bende katıldım. Alptekin kadar tevazu ve alçak gönüllü bir lider mutlaka çok az bulunur. İki saat kadar sohbet sürdü. O yaşta hiç sıkılmadım anlayamadığım şeyleri sordum. Usanmadan tekrar tekrar anlattı.

Daha sonraki yıllarda da bir kaç sohbetinde bulundum. Kitaplarını defalarca okudum. Sohbetlerinde ve kitaplarında ,her cümlesi anlamca zengin mana yüklüdür, gereksiz bir tek kelime ve cümle bulamazsınız.

Bir keresinde Kıbrıslı bir arkadaşla Şehzadebaşı'ndaki Doğu Türkistan bürosunda nöbet tutmuştur. Yani gelen gidenlerle ilgilendik, çay ikram ettik. Misafirler gidince; kavun, peynir, ekmek yemiştik.

Cenazesinde İstanbul dışında olduğum için katılamadım Ailemden biri ölmüş gibi ağladım gerçekten büyük bir liderdi. Ruhun Şad olsun,Allahın rahmeti bereketi ve şefaati üzerine olsun ..Amin..

mehmet-ali-tasci.jpg

BİR HATIRA

İrfan KÜÇÜKKÖY

Mehmet Ali Taşçı (Pınar Dergisi, Hikayeci) arkadaşımız, vefatına müncer olan hastalığına genç yaşta yakalanmadan önce, Özgür Doğu Türkistan Devleti Genel sekreteri (Başbakanı 1948) İsa Yusuf Alptekin beyin hatıratını kaleme alıyordu.1974

İsa Yusuf bey anlatıyor, o edebi üslupla kaydediyordu.

Genç yaşta ölümü İsa beyi çok üzmüştü. Öğlede önce camiye gelmiş. Avluda yanına vardım. Gözleri görmüyordu. Adımı soyadımı söyledim. Çok sevindi. "Sesinden zaten tanıdım" dedi. En son Zeytinburnu'mda bir konferansta görüşmüştük. Ondan önce onu takdim konuşması yapmıştım. Konuşmamda "İsa Yusuf bey, sadece Doğu Türkistan büyüğü değil, o bütün Türklerin büyüğü, o bir "Türk Büyüğü" demiştim. O geceyi hatırlattı. Kadirşinas insan. Konuşma yaptığım için teşekkür etti.

Namazdan önce yakınlarından teslim aldım. Gözleri görmediği için koluna girdim. Birlikte camiye geçtik. Omuz omuza öğle namazı kıldık. Koluna girdim. Musallaya geçtik. Namazı beklerken çok üzgündü. Görmeyen gözünden yaş geldi. Mendilini çıkarıp gözyaşını sildi.

Mezarlığa gelemedi. Ben de cenaze namazından sonra yakınlarına teslim ettim. Mezarlığa geçtim.

Daha sonra hatıratı Gazi Altun ve Veli Şirin arkadaşlarımız tamamladılar. Yorumlarda gördüm. Bir ara Hilalgül Yalnızkurt arkadaşımız da aynı görevi yapmış. Doğu Türkistanlılar Derneği ile bir süre rahmetli Cuma Yavuz arkadaşımız da ilgilendi. İsmini şimdi hatırlayamadım. Milliyetçi bir şair de ilgileniyordu. Doğu Türkistan Derneğinde görürdüm O da orta yaşta vefat etti.

BİR BAŞKA HATIRA

İrfan KÜÇÜKKÖY

İsa Yusuf Alptekin beyle ilgili başka önemli hatıralarım da var. Zaman zaman sunarım. Birini daha arz edeyim.

2005 yılında umrede idim. Yatsı namazı için Mescid-i Haram'a erken gittim. Dış avluda bir safa oturdum. Önümdeki safta kadın erkek oturan bir grup Doğu Türkistanlı vardı. Aralarında sohbet ediyorlardı. Ben de sohbete dahil oldum. İstanbul'dan geldiğimi, Zeytinburnu'nda çok Doğu Türkistanlı olduğunu söyledim. Onlar biliyoruz. Umreye gelirken uğradık dediler. Umre vizesini Suudi Arabistan İstanbul Konsolosluğu'ndan aldıkların söylediler. Ne zorluklar çektiklerini anlattılar.

Çin'den Umre vizesi almak yasak dediler. Putçular (Budistler) yasak yaptılar, yasak koydular dediler.

Sonra gelişlerini anlattılar. Pasaportlarımıza Rusya'ya Turist vizesi aldık. Trenle beş altı günde Moskova'ya geldik. Oradan Türkiye vizesi aldık. İstanbul'a geldik. Orada Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda umre vizesi aldık. Sonra Mekke Medine'ye geldik. Hacdan sonra aynı yolu takip edeceğiz. Rusya'dan çıkış işlemi yapınca umre vize sayfalarını Pasaporttan koparacağız. Umre yaptığımızı tespit etseler hapisler on seneden başlar. Pasaportu tahriften dava görülür. cezası beş altı ay hapis. Yatar çıkarız, dediler.

Başka konular da konuştuk. Ben İsa Yusuf Alptekin beyi tanırdım, dedim. Siz de bilir misiniz, dedim. Hepsi birden geri döndüler. İsa Yusuf bey öleli on beş sene olmuştu... Korkacakları hiç aklıma gelmezdi.

Bir müddet sonra bir kadın bana doğru yarım döndü. Sessizce "İsa Yusuf bey bizim pişdarımız (liderimiz). Onun adını anmak Çin'de yasak. içimizde ajanlar olabilir. Çin ihbarcı kullanıyor. Onu övdü diye ihbar ederse, on sene, on beş sene sürgün yeriz, dedi ve sessizce önüne döndü.

Abdurrahman SİLER

Allah gani gani bol bol rahmet neylesin ve mekânı Cennet olsun inşallah... Kendisinin yazdığı ve 1973 yılında, büyük dava adamı, gerçek Bilge Lider Sayın Aykut Edibali'nin unutulmaz çabalarıyla Otağ Yayınlarında yayımlanan DOĞU TÜRKİSTAN DAVASI adlı önemli kitabı benim mütevazi özel kitaplığımda hâlâ mevcuttur. Baştan sona epeyce sağlayarak okumuş olduğum hazin bir eserdir! Daha çok bu kitaptan faydalanarak; 1997 Ocak ayında hazırladığım bir çalışmayı; Tarih Bölümünde öğretim üyesi olduğum K.Maraş Sütçü İmam Üniversitesi konferans salonunda birkaç kere ağlayarak sunduğumu hiç unutamam! Merhum Isa Yusuf Alptekin amcamız, 1995 yılında K.Maraş merkezini ve üniversitesini de ziyaret ettiydi... Hiç unutamadığım büyük ve mazlum dava adamlarından biridir...

Yılmaz Calman

İnanmak yetmez mücadele etmek gerek. Gök bayrak Al bayrak nizamı alem için birleşecek. Turan ülkümüz Kızılelma hedefimiz gerçek olacak mazlumlar için Türk Milleti ümit olacaktır. Bu uğurda mücadelesi örnek olan İsa Yusuf ALPTEKİN bize örnek olsun.. Eserleri bize ilham kaynağı olması lazım. Mekanın cennet ruhun şad olsun inşallah Peygamberimize komşu olursun Yiğit Türk Evladı...

Hilalgül YALNIZKURT

Yavuz abi vasıtasıyla ben de 2.cilt için 1 yıl hafta sonları Ataköy'deki evine gidip anlattıklarını kaseye kaydettim. Evrakları düzenledim. Basıma hazır hale getirdim. Parasızlıktan uzun süre basılamadı. Daha sonra başka bir arkadaşın ismi ile basılmış.

Mustafa YILDIZ

Ben de bir gün onun tahta bavulunu taşıyarak Ankara'nın o günkü otobüs terminaline kadar götürüp İstanbul'a yolcu etmiştim. O zaman gözleri görüyordu. Sonraki zamanlarda İstanbul Sepetciler Kasrı'nda bir iftar yemeğinden sonra rahmetlinin de içinde bulunduğu seçkin bir cemaate akşam namazı kıldırmıştım. Gözlerinin görmediğini o gün gördüm. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşaallah

Türkay KARAKAŞ

İsa Yusuf Bey idealimizdeki lider tipiydi. Başarı aynı liderliği ölene kadar her ahval-i şartta Sürdürmektir. Dünyevî muvaffakiyet, ikbal Rabbimizin bir lütfudur.

Sahtelerini görünce gerçek önderliğin, gerçek liderliğin ne kadar zor ve önemli olduğunu insan daha iyi idrak ediyor.

Rabbime şükür ki İslam aleminde sahtelerin yanında çok sayıda da gerçek lider, GERÇEK mücahit önderler yetişti. Onlar ölse de, ŞEHİT olsa da,yenilse de şerefli mücadeleleri, şerefli önderlikleri, şerefli kürsüleri her zaman var olacaktır. Örneğimiz ve öncümüz olacaklardır.

MEKÂNLARI CENNET OLSUN İNŞALLAH.

Bu vesileyle genç yaşta aramızdan ayrılan sevgili Mehmet Ali kardeşime de Rabbimden rahmet diliyorum. Ömer Seyfettin ayarında bir hikâye yazarıydı. Onun gibi ömrü kısa oldu. Rabbim ahiretini mâmur eylesin.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.