'Bütün zıtlıklardan maksat, hakikatin bilinmesidir'

'Bütün zıtlıklardan maksat, hakikatin bilinmesidir'
Gazeteci-yazar Yalsızuçanlar, "Bu alem ikilik alemi. Yani sağ ve sol var. Cemal ve celal, üst ve alt var. Yukarı, aşağı, siyah, beyaz, gece, gündüz, soğuk, sıcak, olumlu, olumsuz var. Bütün bu zıtlıklardan maksat, hakikatin bilinmesidir." dedi.

'Bütün zıtlıklardan maksat, hakikatin bilinmesidir'

Gazeteci-yazar Yalsızuçanlar, "Bu alem ikilik alemi. Yani sağ ve sol var. Cemal ve celal, üst ve alt var. Yukarı, aşağı, siyah, beyaz, gece, gündüz, soğuk, sıcak, olumlu, olumsuz var. Bütün bu zıtlıklardan maksat, hakikatin bilinmesidir." dedi.

İSTANBUL

Gazeteci-yazar Sadık Yalsızuçanlar, 11. Uluslararası 360 Dereceden Aşk Festivali'nde "İlahi Aşk Sohbetleri" konulu söyleşiye katıldı.

Bu yıl "Aşk Her Yerde" sloganı ve "Kahraman Sensin" temasıyla düzenlenen festival kapsamındaki etkinlik, The Marmara Taksim Otel'de gerçekleştirildi.

İsmet Yazıcı'nın "İki Denizin Birleştiği Yerde" başlıklı belgeselinin gösteriminin ardından söz alan Yalsızuçanlar, belgeselde değinilen konuları çeşitli açılardan değerlendirdi.

Yazar Yalsızuçanlar, tasavvufta gönülden Hakk'ı çıkarmamak anlamında kullanılan "gönül bekleme" tabirini anlatarak, "Dervişler bazen 40 yılda gelene 'Ne kadar çabuk geldin', bazen 40 günde gelene 'Niye geç kaldın' derler ve eşikte bekletirler. Özellikle menakıpnamelerde bunun çok güzel örnekleri var. Hazreti Yunus Emre'nin de menakıbında bekleme hikayesi var. Tekkeden, dergahtan kaçtıktan sonra tekrar dönüşte, gönül bekleme süresi var. Çok harikulade bir tarif. İslam tasavvufunun bize, dilimize armağan ettiği çok güzel bir sözdür bu." dedi.

Evrendeki her şeyin zıddıyla var olduğunu aktaran yazar, "Bu alem ikilik alemi. Yani sağ ve sol var. Cemal ve celal, üst ve alt var. Yukarı, aşağı, siyah, beyaz, gece, gündüz, soğuk, sıcak, olumlu, olumsuz var. Bütün bu zıtlıklardan maksat, hakikatin bilinmesidir." değerlendirmesinde bulundu.

"İki deniz için en soyut anlamda seven ve sevgili diyebiliriz"

İki denizin birleşmesi kavramına ilişkin de bilgi veren Yalsızuçanlar, Kuran-ı Kerim'de Rahman suresinde geçen "O, birbirine kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. (Ama) aralarında bir engel vardır, birbirlerine karışmazlar." ayetine işaret ederek, "Bunun için yerkürede fiziksel ve coğrafi anlamda çeşitli yerler belirtiliyor. Acı ile tatlı suyun, tuzlu ile tatlı suyun karışmadığı, aralarında bir berzah olduğu, ara bir çizginin olduğu belirtiliyor. Fakat 'iki deniz' için en soyut anlamda seven ve sevgili diyebiliriz. Yani Aşık ile Maşuk, Adem ile Havva, erkekle kadın diyebiliriz." diye konuştu.

Sadık Yalsızuçanlar, İstanbul'un da iki denizin birleştiği yer olduğunu sözlerine ekleyerek, şu bilgileri verdi:

"İstanbul hem güzel bir kıyı şehri hem de içinden deniz geçen tek güzel şehir bu dünyada. Çok güzel kıyı şehirleri var fakat gerçekten İstanbul gibi içinden deniz geçen çok güzel bir şehir yok. 'Geceyle gündüz onda ermiş visale. Gün ile gece onda ermiş visale' diyor şair. İsmail Hakkı Bursevi'nin bir kitabında, 'Şehirlerde Allah'ın hangi isimleri baskındır' bölümünde İstanbul'da 'el Cami' ismi baskın görünüyor. Cami, cem eden, birleştiren demektir. 'İstanbul, denizler ve karaları, karalarla nebatı, ormanları, ormanlarla denizleri birleştirmiştir. İstanbul iki kıtayı birleştirir. İstanbul yerle göğü, maziyle, istikbali, geçmişle geleceği birleştirir. İstanbul ayrıca tüm dinleri, ulusları, etnik toplulukları, milletleri, ırkları bir araya toplamıştır, kültürel bir toplanma ve toplama yeridir.' diyor (Bursevi)."

"Hiç olmak, en nihai nokta ve en zor şey"

Tasavvufta "hiç" ve "hiçlik" kavramlarını da anlatan Yalsızuçanlar, varlığın nihai amacının hiçlik, boşluk olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:

"Hiç çok önemli bir kavram. Malumunuz, hattatlarımız 'hiç' yazıyor. Aliya İzzetbegoviç'in aktardığı bir şiir tanımı var. Hiçin tanımı, onu da anımsatıyor aslında. 'Şiir, anlatılamazın, anlatılamazlığını anlatmaktır' diyor. Aslında hiçlik de biraz böyle. Hiç olmak ya da hiç, mutlak tanımlanamayan şey, mutlak belirlenimsizlik hali. Hiç olmak, o yüzden en nihai nokta ve en zor şey. Asla kolay bir şey değil, hiç olmak."

Kalp sembolü kullanılmamasıyla dikkati çeken festival, şubat ayı boyunca devam edecek.

Etkinlik kapsamında Dr. Nursel Gülenaz rehberliğinde Taksim'den Pera'ya Beyoğlu Aşıklar Gezisi gerçekleştirilecek. Festivalde, 21 Şubat'ta İstanbul Concept Gallery'de Işık Şerifsoy'un katılımıyla "Kaktüsler, Dikenler ve Çiçekler" söyleşisi, 23 Şubat'ta ise The Marmara Taksim Otel'de Mehmet Genç'in katılımıyla İlahi Aşk Sohbetleri'nin sonuncusu yapılacak.

Söyleşilerin yanı sıra imza günü, gastroshow, kostüm partisi, konferans, aş paylaşma, küratör gezisi, sinema gösterimleri ve sohbetlerin düzenlendiği festival 28 Şubat'ta sona erecek.

Muhabir: Hilal Uştuk

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.