Elbette yaşanan çok acı, çok trajik bir olay.

Elbette ateş düştüğü yeri yakıyor.
Elbette bir hata, bir yanlışlık, bir yanılsama sonucu gerçekleşmiş bir olay. Henüz net değil ama bir kasıt olduğu da iddia ediliyor.
Elbette bu olayın sorumluları, nasıl olduğu, neden olduğu araştırılıp sorumlularının kelleleri alınmalı... Vatandaşın acısı nasıl tazmin edilecekse edilmeli...
Ama bunu "Devlet halkını bombalıyor" diye sunmak olayı, durumu, gelişmeyi açıklamıyor.
Bu olaya eğer ciddi, objektif, merhametli, tarafların haklarını da koruyacak bir ad koyacaksak bunun adı "Devlet vatandaşlarını bombalıyor" değildir. Bunun adı "PKK terörünün yan etkisi"dir.
Eğer bölgede karakollarımız sık sık basılmıyor olsaydı, askerlerimiz 10'ar, 20'şer, 30'ar acımasız biçimde katledilmiyor olsaydı, köyler basılıp öğretmenler, imamlar, öğrenciler öldürülmüyor olsaydı, PKK terörü denilen Türkiye'nin engellenmesi, dünyada layık olduğu yeri almasının önlenmesi hareketi olmasaydı böyle bir olayın olma ihtimali nedir?
Eğer PKK terörü diye bir olay olmasaydı bugün böyle bir yanlışlığın, hatanın olma ihtimali sıfırdır.
PKK denilen örgüt her türlü hileye başvuruyor. Bu olayın PKK'nın bir hilesi olmadığı ne malum?

Aceleye gerek yok

Araştırılsın, gerçekler ortaya çıkarılsın. Hata, yanlış, kasıt ne varsa belirlensin.
İşte bütün bunlardan sonra eğer devlet halkını bombalamak için düğmeye basmış, uçakları kaldırmış ve terörle hiç alakası olmayan masum çocukları öldürmek için kasten hareket etmişse, işte o zaman atılmalıdır "Devlet halkını bombalıyor" başlıkları. Hatta o zaman daha ileri gidelim ve Türkiye'yi "Dünyanın en zalim devleti" ilan edelim.
O zaman diyelim ki, "Vay zalimler, kendi halkını bombalamışlar."
Tabii Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana halka karşı devletin zalimane uygulamaları yüzünden, güvenlik güçlerine karşı hiç de haksız olmayan böyle bir önyargı oluşmuş durumda.
Darbe yapabilmek ve Müslüman halkı güya "irticai bir kalkışma"ya sevk etmek için cami bile bombalamayı, Eskişehir'de bir çiftliği "tarikat üssü" diyerek savaş uçakları ile gözetlemeyi normal sayan bir yapıda meydana gelen bu tip olaylarda ilk etapta akla kastın gelmesi de anormal bir durum değil.
Hatırlarsanız geçtiğimiz haftalarda yine gazetelerde yayınlanan haberlerde operasyona giden uçaklara yanlış koordinatlar verildiği, böylece teröristlerin kaçması, saklanması için zaman kazanmalarına yardım edildiğine dair haberler yer almıştı.

Birinci derece sorumlu PKK

Dolayısıyla, PKK'lılara operasyon için kalkan uçakların yanlış koordinatlara sevk edilmesinin söz konusu olduğu bir yapıda, uçakların kaçakçılar ya da sivil halk üzerine yönlendirilmesi de mümkündür.
Şimdi...
Bu olay hiçbir karanlık nokta kalmayacak şekilde aydınlatılmalıdır.
Sorumlular hesap vermelidir.
Olayda eğer "kasıt" bulunursa hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı. Önce kelleler alınmalı, sonra da sorumlular bu suçun karşılığı neyse onunla mutlaka cezalandırılmalıdır.
Kasıt değil de hata, yanlışlık vs. ise de bu olaydaki en hafif suç insanların ölümüne yol açmaktır, bu da ciddi bir suçtur.
Bundan başka yapılacak bir şey daha var.
Öldürülen vatandaşların geride kalanlarının acılarını dindirmez. Ama yine de olaydan zarar görenlerin kayıpları tazmin edilmelidir.
Bu müessif olay bahane edilerek PKK terörü ile mücadele asla duraksamamalıdır.
Bu son olayda kasıt olmadığını, bir hata olduğunu varsayarak söylüyorum:
Bu olay PKK terörünün bölge halkına isteyerek ya da istemeyerek nasıl zarar verdiğini, sorunu nasıl çözümsüzleştirdiğini gösteriyor. PKK'lı terörist zannedilerek öldürülen kurbanlar ilk planda PKK terörünün kurbanlarıdır. Devletin ve güvenlik güçlerinin kusuru bundan sonra gelir, ikinci plandadır.

Nuh GÖNÜLTAŞ

nuhgonultas@gmail.com