Bu topraklarda yaşayan her insanı yücelteceğiz

Bu topraklarda yaşayan her insanı yücelteceğiz
Başbakan Davutoğlu, "Sadece insanı, etnik kökenine, mezhebi kökenine, dini kökenine bakmadan bu topraklarda yaşayan her insanı yücelteceğiz" dedi. ANKARA...

Başbakan Davutoğlu, "Sadece insanı, etnik kökenine, mezhebi kökenine, dini kökenine bakmadan bu topraklarda yaşayan her insanı yücelteceğiz" dedi.

 

ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Sadece insanı, etnik kökenine, mezhebi kökenine, dini kökenine bakmadan bu topraklarda yaşayan her insanı yücelteceğiz. Onun için de tek parti dönemine yaptığımız eleştirilere Sayın Bahçeli dikkatlice cevap versin. Yoksa aynı dönemdeki ezan yasağını da bu topraklarda savunmak zorunda kalır, aynı dönemdeki Kuran yasağını da bu topraklarda savunmak zorunda kalır. Zulmün her türlüsüne karşı başımızı dik tuttuk, dik tutmaya devam edeceğiz" dedi.

 

Davutoğlu, Mamak Belediyesi Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Mamak 5. Olağan İlçe Kongresi'nde, konuşmasına, ?Bizi aşkla, muhabbetle, sevdayla saatlerce bekleyen Mamaklı dava arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz.  Bizi aşkla, sevdayla bekleyen Mamaklılar, Başkentimizin güzel insanları, sizleri ben de aşkla muhabbetle selamlıyorum? diyerek başladı.

 

Kongreye gelmeden önce, İstanbul'da da hayırlı bir açılış ve bir de partisinin ilçe kongresine katıldığını anlatan Davutoğlu, ?Kendime söz vermiştim. Teşkilatıma söz vermiştim, bütün ilçelerimiz önemli, ama sembolik olarak bazı ilçelerimizde kongreleri kaçırmak istemiyorum, demiştim. Birisi de Mamak?tı. Çünkü eğer AK Parti'nin siyaset felsefesini, bu ülkeye egemen kılmak istediği milli iradeyi, eşit vatandaşlar hukukunu anlamak istersek Mamak'ın geçmişine bakmak lazım. AK Parti'nin özgürlüklere dayalı siyasetini anlamak için Mamak'ın geçmişine bakmak lazım? şeklinde konuştu.

 

Daha önce, Ankara?nın aynen eski Türkiye?deki gibi bir seçkin görülen semtleri bir de diğerleri görülen semtleri olduğunu anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

 

"Anadolu?nun değişik yerlerinden gelen, Ankara'yı şereflendiren insanları vardı. İki yüzü vardı; biri seçkinlerle anılan yüzü diğeri de helal rızk için gelen Anadolu?nun değişik şehirlerinden gelenlerle anılan yüzü. Demokrasinin omurgasını teşkil edenler, Demokrat Parti döneminde 'ağzı çorba kokanlar' diye anılmıştı. AK Parti döneminde de onlar, 'içlerinden çıkan lideri muhtar bile olamaz' diye görülen yada varoşların çocukları olarak görülenlerdi. Biz Ankara?daki bu iki yüzü, Türkiye'deki bu iki farklı yüzü siyaseten ortadan kaldıran AK Parti hareketiyiz. Şehirlerimizin bir kesimi, bir kısmı daha konforlu bir hayatla anılırken diğer kısmı, afedersiniz Mamaklılar?dan özür dileyerek söylüyorum ama çöplükle anılmayacaktı. Nasıl Mamak çöplüğü tarihe gömülmüşse, eski Türkiye alışkanlıkları da tarihe gömülmüştür. Mamak o  anlamda bizim için bir siyaset nişanesidir.?

 

"Anadolu'nun her yerinden başkente gelen, başkentin ruhuna sahip çıkanları selamlıyorum. Kırıkkalelileri, Çankırıları Çorumluları, Kırşehirlileri, Sivaslıları, Erzurumluları, Karslıları ve bütün vatandaşımızı, Ankara?ya gelmiş olan mübarek kardeşlerimizi selamlıyorum? diye konuşan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Şimdi bu makus talih değişti. AK Parti döneminde hem merkez siyasette değişti hem yerel yönetimlerde. Artık milli irade derken sadece belli kesimlere ait gibi görülen siyasi iradenin mahiyetini değiştirdik, kökten değiştirdik. Ankara?yı güzelleştirirken, Mamak bizim için bir ibre oldu, simge oldu. Mamak?ı güzelleştirmek, Ankara?daki siyasi ahlakı da anlayışı da güzelleştirmek anlamına gelecektir."

 

-Mamak Cezaevi

 

Mamak'a 5 yıl içinde 250 milyon lira yatırım yapıldığını vurgulayan Davutoğlu, "O çöplükle anılan Mamak, Mamaklıların hak ettiği düzeyde Ankara ile bütünleşti ve gerçek bir şekilde büyükşehrin bir parçası haline geldi. Bundan sonra da Mamak ve Mamak gibi bu kaderi, bu makus talihi paylaşan şehirlerimizin eskiden 'kenar mahalle' gibi görülen yerlerine hizmet etmek, onları da büyük şehir nimetinden istifade ettirmek bizim için en temel ilkedir" ifadelerini kullandı.

 

Mamak'ın siyasette de simgesel öneminin olduğunu belirten Davutoğlu, ilçenin hapishane ile anıldığını da söyledi. Mamak Cezaevinin duvarlarına acıların ve ıstırapların yansıdığını hatırlatan Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

 

"Mamak'ta, bu hapishanede yaşanan çileler aslında yine eski Türkiye'yi temsil ediyordu. 12 Eylül, daha önce ve daha önceleri. Bu hapishanede öylesine ayrımcılıklar, zulümler yapıldı ki işte AK Parti iktidarı özgürlükleri genişleterek, demokratik alanı genişleterek hapishaneler diyarından bir özgürlük semti çıkardı. Aynen Türkiye'de vesayetler rejiminden özgür ve demokratik bir Türkiye çıkması gibi. Bu da bizim için bir ilke."

 

Şair Kemal Burkay'ın 1971'de Mamak Askeri Cezaevinde hükümlüyken yazdığı şiirin, "Kömür deposu boşaldı işte, Mamak'a sonbahar geldi. Güneş altında tutsaklar  geçen sonbahara bakıyorlar. Şirin mi şirin gecekondu evleri, Samsun asfaltında otomobiller, ne güzeldir yollarda olmak şimdi" mısralarını okuyan Davutoğlu, Burkay'ın siyasi perspektifte öncü bir isim olduğunu söyledi.

 

Burkay'dan farklı görüşlere sahip merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun da Mamak'ta 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7 yıldan fazla kaldığını hatırlatan Davutoğlu, Yazıcıoğlu'nun yazdığı, 'Huzur dolu içimde, ben sonsuzluğu düşünüyorum. Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum. Durun kaçmayın pencerelerim, güneşi kapatmayın, beton çok soğuk, üşüyorum" sözleri paylaştı. Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

 

"Mamak'ın betonu soğuktur, Muhsin Yazıcıoğlu o soğuk betonda kalmıştı, yatmıştı. Kemal Burkay, Yılmaz Güney, Ahmet Kaya, Ozan Arif gibi sağdan soldan nice insanlar Mamak'ta ıstırap çektiler. Buradan bir kez daha sesleniyorum, özgürlüklerin, kalkınmanın timsali olan başkentimiz Ankara'dan ve kalkınmanın ve özgürlüklerin bu anlamda Ankara'da timsali olan Mamak'tan sesleniyorum; Bir daha bu ülkenin hiçbir mekanında betonlar soğuk olmayacak, hiçbir mekanında zulüm, baskı ve işkence olmayacak. Bunu niye zikrediyorum biliyor musunuz? AK Parti felsefesi doğru anlaşılsın diye, bir. Bizim felsefemizde kim yaparsa yapsın, kime yaparsa yapsın zulüm zulümdür, mazlum mazlumdur. Bizim anlayışımızda zalimin de mazlumun da ideolojisi, siyaseti, dini, mezhebi, etnik ayrımı yoktur. Her birisi, bütün zulüm ayaklarımızın altındadır. Bütün mazlumlar, başımızın üzerindedir."

 

Başbakan Davutoğlu, "AK Parti olarak her türlü baskının karşısında olmaya devam edeceğiz. Hiçbir şekilde bizden çifte standart görmeyeceksiniz" dedi.

 

Davutoğlu, partisinin Mamak ilçe kongresindeki konuşmasında, dün Hacı Bektaş'ta aşureyi, Kerbela'yı, Hz. Hüseyin'i anarken, Türkiye'de yaşanan bazı olaylara atıfta bulunduğunu ve o olaylar nedeniyle yaşanan acılara işaret ettiğini, Dersim'den de bahsettiğini hatırlattı.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ise "Dersim dolayısıyla Davutoğlu özür dilesin, çünkü Dersim'de vatan hainleri cezalandırılmıştır" şeklinde eleştirilerde bulunduğunu kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi:

 

"Doğrusu şaşırdım. Eğer Kılıçdaroğlu yapsaydı anlardım. Çünkü o dönem tek parti dönemi, CHP zihniyetinin dönemi. Neden birden Bahçeli buna sahip çıktı anlayamadım. Buradan Bahçeli'ye bir kez daha soruyorum ve cevap bekliyorum. Dersim 1937'de olmuştu. 3 Kasım 1944'te bu kez Aleviler ya da Tuncelililer, Dersimliler değil, Bahçeli'nin de önce kabul ettiği Türkçüler, milliyetçiler tutuklanmıştı, tabutluklara konmuşlardı. Başlarında Alparslan Türkeş, Nihal Adsız, Fethi Tevetoğlu vardı, Zeki Velidi Togan vardı, Reha Oğuztürkkan vardı. O günden bu güne MHP kadroları hep o tabutluklara atıfta bulundular."

 

-"Ümit ederim bu gece rüyasında Türkeş'i görür"

 

Kimsenin, kendileriyle vatanperverlikte yarışamayacağını ifade eden Davutoğlu, "Madem ki bir cevap bekledi benden, Sayın Bahçeli dinleyecek, ümit ederim bu gece bu muhasebeyle yatar ve rüyasında rahmetli Türkeş'i görür ve rahmetli Türkeş tabutluklarda neler çektiğini, onu anlatır tek parti döneminde. Belki o zaman, tek parti dönemini savunmayı bir kenara bırakır ve biraz düşünür. Şunu diyebilir, 'Dersim'dekiler vatan hainiydi'. Bu konuda yargıda bulunmak bağımsız yargıya ait" diye konuştu.

 

Dönemin savcısı Kazım Alöç'ün, Alparslan Türkeş ve arkadaşlarıyla ilgili "bunlara zulmediliyor" eleştirisi geldiğinde, "Bunların vatan hainlikleri tescil edilmiştir, bunları Pera Palas'ta ağırlayacak değildik ya" dediğini aktaran Davutoğlu, şöyle devam etti:

 

"Aynen 12 Eylül paşalarının, 'bunları idam etmeyip de besleyeceğiz mi?' demeleri gibi. 'Bunlar müstahak oldukları cezayı çekecekler, bunlara her türlü zulüm yapılmıştır ve yapılmaya devam edecektir' dedi. Sayın Bahçeli, savunduğunuz tek parti CHP yönetimi buydu. Bizimle diğer siyasi partiler arasındaki fark bu. Bizimle diğer siyasi partiler arasındaki özgürlük anlayış farkı bu. Biz zulmeden eğer şu veya bu dindense şu veya bu mezheptense ayrım yapmayız ama onlar yaparlar."

 

-"Biz devlet ile milleti barıştırmak olarak anlıyoruz"

 

Konuşmasında, hem Kemal Burkay'dan hem Muhsin Yazıcıoğlu'ndan alıntılarla Mamak cezaevini anlattığını hatırlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

 

"Devleti baskıyla yöneterek idare edebileceklerini zannedenler hep şöyle düşündüler. 'Şu kadar sünni, şu kadar Alevi cezalandıralım, şu kadar sağcı, şu kadar solcu asalım'. Biz vesayet anlayışını yıkmakla birlikte bu ülke vatandaşlarının her birinin eşit haklara sahip olduğu anlayışını getirdik. Kılıçdaroğlu, Dersim dolayısıyla sessiz, Bahçeli savunuyor. Bizim için önemli olan her ne olursa olsun yapılan haksızlıkların üzerine gitmektir. Onun için 78 yaşındaki birinin yaşını 51 indirip, 17 yaşındaki oğlunu 21'e çıkartıp o mahkumu, Seyit Rıza'yı sırf manen daha da ezmek, tahkir etmek ve ızdırap vermek için önünde oğlunu idam ederseniz buna ceza uygulamak denmez.  Biz bunlara karşıyız. Nasıl Dersim'e karşıysak, tabutluklara sokulan milliyetçilere yapılan zulme de karşıyız. Hepsine birden karşıyız. Mamak Cezaevinde haksız şekilde zulüm görmüş Sağcı, Solcu, Alevi Sünni, Türk, Kürt kim varsa onun yanındayız. Zulme ve işkenceye yapmışların karşısındayız. İşte sayın Bahçeli sizin ile bizim aramızdaki devlet anlayışı farkı bu. Biz devleti güçlü kılmayı, devlet ile milleti barıştırmak olarak anlıyoruz. Siz ise devlet gücünü kullanarak baskıyı, işkenceyi ve zulmü dahi yapanlara sahip çıkmakla devleti yücelteceğinizi zannediyorsunuz. Hayır."

 

Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin küresel bir güç olmasının her bir vatandaşına insan haklarına dayalı temel hakları sağlamasıyla mümkün olacağını dile getirerek, Biz AK Parti olarak her türlü baskının karşısında olmaya devam edeceğiz. Hiç bir şekilde bizden çifte standart görmeyeceksiniz. MHP'nin yaptığı gibi 'eğer zulüm bizim karşımızdakilere yapılıyorsa hak ettikleri cezadır, bize yapılıyorsa zulümdür' demeyeceğiz. CHP'nin yaptığı gibi 'eğer zulüm benim yandaşlarıma  yapılıyorsa karşı çıkalım ama yandaşlar tarafından yapılıyorsa sessiz kalalım' demeyeceğiz" dedi.

 

-"CHP Türk Baası, Esad Arap Baası"

 

Kılıçdaroğlu'nun "IŞİD'e karşı çıkalım" açıklamasını anımsatan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

 

"Karşı çıkalım, kim İslamı, mübarek dinimizi bu şekilde lekeleyecek tarzda davranıyorsa hepsine karşı çıkarız. Terörün ve şiddetin her türüne karşı çıkarız. Arkasında da şunu söylüyor 'Esad'a dokunmayın'. Çünkü CHP Türk Baası'dır, Esad Arap Baası'dır. O zihniyet dolayısıyla hep Esad'ı savundu, Esad'ın yaptığı zulümleri örtmeye çalıştı. HDP'ye bakın, onlar da 'IŞİD terör örgütü baskı ve zulüm yaparsa durduralım ama bize yakın terör örgütleri Kürtlere baskı yapıp, onları Haseke'den çıkarttığı zaman sessiz kalalım' diyor. Aramızdaki temel fark budur. Onlar zalim ve mazlum arasında etnisiteye, mezhebe, dine, ideolojiye bakarak ayrım yapıyorlar. Biz ise zalime hak ettiği şekilde zalim diyoruz, mazluma da hak ettiği şekilde sahip çıkıyoruz. Dünya karşımıza dikilse de Filistin'e, Gazze'ye, Kudüs'e sahip çıkmamızın sebebi budur. Bugün filistinli liderlerle konuştum hepsinin size selamı var."

 

Tek parti dönemine yönelik yaptıkları eleştirilere MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dikkatli cevap vermesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Yoksa aynı dönemdeki ezan yasağını da bu topraklarda savunmak zorunda kalır, aynı dönemdeki Kuran yasağını da bu topraklarda savunmak zorunda kalır. Zulmün her türlüsüne karşı başımızı dik tuttuk, dik tutmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

 

-Notlar

 

Başbakan Davutoğlu, partisinin İlçe Kongresi?nin yapıldığı Mamak Belediyesi Spor Salonu?nda, platforma çıkarak partilileri selamladı ve karanfil dağıttı.

 

Davutoğlu?nun, kongredeki konuşması öncesinde, sanatçı Aslanbeg Sultanbekov sahne aldı. Partililerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Sultahbegov,  "Yaşasın Türkiye" dedi. Sultanbegov, sevilen şarkısı "Dombra" adlı eseri de seslendirdi.

 

Türk ve Filistin bayrakları taşıyan partililerin doldurduğu kongre salonunda,  "Torosların Oğlu Mevlana?nın Torunu Ahmet Davutoğlu", "Biz Öğrenciyiz Sen Hoca, Omuzumuzda Yükselecek Mukaddes Dava",  "Kudüs Kalbimiz Üzerinde Bir Tüldü, Şimdi Alın Yazımız Oldu", "Akan Her Damla  Ter Hak İçin Aksa, Esir Olur muydu Hiç Mescid-i Aksa", "Zulüm İster Kobani?de Olsun İster Kudüs?te Olsun Biz Her Zaman Mazlumun Yanındayız" yazılı pankartlar dikkati çekti.

 

Kongrede Divan Başkanlığı yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülhamit Gül de konuşma yaptı.

 

Bir Anadolu ihtilaline bütün Türkiye?nin şahit olduğunu ifade eden Gül, "Bugün 3 Kasım 2002?nin üzerinden 12 yıl geçmiş ve kurucu genel başkanımız bu toprakların ilk seçilmiş cumhurbaşkanı oldu. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve olmadı da. Bundan sonra da eski Türkiye?yi hiç kimse göremeyecek" diye konuştu.

 

"Bugün, Mescid-i Aksa?da yaşananları, İsrail?i yapmış olduğu barbarca zulümleri lanetliyoruz, şiddetle kınıyoruz" diyen Gül, şöyle devam etti:

 

"Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesidir. Eceli gelen cami duvarına gidermiş. Eceli gelen bu hainler, asla iflah olmayacaktır. Mescid-i Aksa Müslümanların duasıyla, göz yaşıyla özgür olacaktır."

 

Kongreye, Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan ve Ali Babacan, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülhamit Gül ile Ankara milletvekilleri ile çok sayıda partili katıldı.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.