Bu lidere şapka çıkartılır..

Bu lidere şapka çıkartılır..
 Siyaset yazıları yazarken, analizler yaparken, bazı ifadelerin doğrudan kullanılması her zaman doğru algılanmayabilir. Hele değişim ve demokrasinin...


 

Siyaset yazıları yazarken, analizler yaparken, bazı ifadelerin doğrudan kullanılması her zaman doğru algılanmayabilir. Hele değişim ve demokrasinin tarafındaysanız, Türkiye?nin demokratik ve ekonomik standartlarını yükselten iktidarlara destek veren yayın çizgisinin bir üyesiyseniz durum daha da tehlikelidir. Zira, bu tür yazıların iktidar yandaşlığı ile yaftalanma riski her zaman yüksektir. Bunun için de, hiç gereksiz durumlarda bile daha dikkatli bir dil kullanmaya özen gösterirsiniz.

Artık bu konuda yeminimi bozuyorum. Başbakan Tayyip Erdoğan?a karşı büyüyen dünya ilgisini ve Ortadoğu halklarının sevgisini kıskanan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy?nin, İngiltere Başbakanı David Cameron?u bir konu mankeni gibi yanına alarak Erdoğan?dan bir gün önce telaşla Libya?ya gitmesi haberini duyar duymaz ilk cümlem, ?Bu Erdoğan?a şapka çıkartılır? oldu.

Avrupa perspektifinde önemli bir lider profili oluşturamayan, daha çok da magazin dünyasının gündeminin ön sıralarında yer alan Sarkozy, son dönemlerde Türkiye?nin bölgesel bir güç olarak öne çıkmasından, küresel itibarının artmasından hayli rahatsız. Bu yüzden de, Türkiye?ye ilişkin her davranışının ardında kuşkulu izler bırakıyor.

Peki, bu kıskandıran sevgi ve Erdoğan?la ilgili ?dünya lideri? algısı nasıl oluştu.

Geçmişin ?statükocu? politikaları, Türkiye?yi vizyonsuz ve sıradan ülkeler konumundan bir adım öteye götüremedi. Oysa dış politikada risk almadan, küçük olsun benim olsun anlayışıyla garantici oynayabilirsiniz ama asla büyük hayaller kuramazsınız ve de büyük lider olamazsınız.

Başbakan Tayyip Erdoğan, daha işin başında, ?komşularla sıfır sorun? ilkesiyle aktif dış politika isterken, büyük oyun kurucu mantığı ile dış politikada uzun vadeli yatırımlara girişti.

Üstelik ?sıfır sorun? politikası başladığında henüz Arap Baharı başlamamıştı. Dolayısıyla bugün büyük bir değişim değişim yaşanan Ortadoğu penceresinden baktığınızda risk faktörünün maksimum düzeyde olduğunu düşünebilirsiniz.

Unutmayalım ki, bugün Arap Baharı?nın yaşandığı ülkeler için, en büyük gücü demokrasi olan Türkiye bir ilham kaynağıdır ve demokrasi modelidir.

Geçmişteki ?bekle gör? politikalarına sıkıca yapışmış bir Türkiye?nin yeni Ortadoğu?da varlık göstermesi asla mümkün olamazdı. Ortadoğu halkları arasında Tayyip Erdoğan sevgisinin efsaneye dönüşmesinin ve özellikle dünyada ?büyük lider? algısının oluşmasında elbette Erdoğan?ın ?sahici duruşu?nun payı büyüktür.

Ama esas itibariyle bu algıyı besleyen, Tayyip Erdoğan?ın gerçekleştirdiği demokratikleşmedir, daha fazla özgürlük alanı açmasıdır, hukuksal reformlardır, ekonomik performanstır, asker-sivil ilişkilerindeki değişimdir.

Başbakan Erdoğan?ın Ortadoğu ziyareti vesilesiyle ortaya çıkan tablo hepimiz için gurur vericidir. Dünya medyasında çıkan haberler, yorumlar ?yeni Türkiye? gerçeğini pekiştiren ifadelerdir. Anlaşılan o ki, ?Türkiye?nin çağı geliyor?, ?Atatürk?ten sonra en güçlü lider? ifadeleri bazı Avrupalı liderlerin uykusunu kaçırmıştır ama özellikle de kıskandırmıştır.

Sarkozy kıskanmasın da ne yapsın ki... Bir zamanlar memurlarının maaşını ödemek için İMF kapısında günlerce bekleyen Türkiye, bugün ekonomik büyümede Avrupa birincisidir, dünya ikincisidir, demokraside, insan haklarında Avrupa ligiyle yarışmaktadır, dış politikada Ortadoğu?dan Afrika?ya kadar her bölgede ?ben de varım? diyebilmektedir. Bütün bunlar, Avrupalı dostlarımız için pek de alkışlanacak gelişmeler değildir.


Mehmet OCAKTAN

mocaktan@stargazete.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.