'Bu çete tabanı ibadet ortası ticaret tavanı ihanet olan bir çetedir'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "paralel devlet yapılanması" ile ilgili "Bu çete, tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ise ihanet olan bir çetedir. Diğerlerinden daha tehlikeli ve tahripkardır" dedi.
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) heyeti ile bir araya geldiği öğle yemeğinde konuşma yaptı.
Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine sahip çıkma mücadelesine verilen destek için heyet üyelerine teşekkür eden Erdoğan, "Bu vesileyle, bir parantez açarak, bir şeyi özellikle vurgulamak istiyorum. Olur ya bazı dedikodular ortalıkta dolaşabilir, 'Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ne işiniz var, oraya niye gidiyorsunuz' gibi şeyler konuşuluyor veya konuşulabilir. Burası bir parti genel merkezi değil. Zaten avukatlar için böyle bir şey söz konusu değil, rahatlıkla gidebilirler ama hakim ve savcılar için de böyle bir şey asla söz konusu değil" dedi.
Külliye'ye rahatlıkla gelinebileceğini belirten Erdoğan, "Bu öz güvene, benim hakim, savcı, avukat bütün kardeşlerimin sahip olmasını da özellikle ifade etmek istiyorum. Bu öz güven olmadıkça ülkemizde biz, hukuku egemen kılamayız. Hukuku egemen kılmamız, hakkı egemen kılmamız anlamına gelir. Onun için de bu noktada çok rahat olmamız lazım ve inandığımız yolda da samimi bir şekilde yürümemiz lazım" diye konuştu.
Osmanlı'nın adalet anlayışına, Kanuni Sultan Süleyman ile Şeyhülislam Ebussuud Efendi arasında geçtiği rivayet edilen ifadeleri örnek gösteren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kanuni Sultan Süleyman, 'Meyve dalına konsa bir karınca, vebali olur mu karıncayı kırınca' diye sorduğunda, Ebussuud Efendi kendisine 'Yarın Hak divanını kurunca, Kanuni'den hakkın alır karınca' diye cevap vermişti. Bugün dünyaya yeniden bu adalet anlayışını yaşayarak, yaşatarak göstermemiz gerekiyor. Çünkü bugün de dünya düzenine yönelik ilk ve en önemli çıkışı, hamdolsun millet olarak biz yaptık. Dikkat ederseniz, en geçerli eleştiriler, adalet kavramı üzerinden yöneltiliyor tüm dünyaya. Suriye'de devam eden hadiseler, bu ülkede yaşayan insanların maruz kaldığı büyük bir adaletsizlik değil midir? Bu adaletsizliğin bedeli 370 bin kaybedilmiş can, 5 milyonu ülke dışında, 7 milyonu ülke içinde olmak üzere yerinden, yurdundan olmuş, mağdur edilmiş 12 milyon insan olarak önümüzde duruyor.
BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşların mevcut yapılarına yönelik eleştirilerimizin özünde de küresel sistemde gördüğümüz adaletsizlikler vardır. Bu kardeşiniz, 'Dünya beşten büyüktür' derken, bu itirazını yükseltirken işte bu adaletsizliğe karşı bir isyanımın ifadesini kullandım aslında. Çünkü dünyadaki 200'e yakın ülkeyi, siz kalkıp da beş ülkeden bir tanesinin iki dudağı arasına mahkum edemezsiniz. Bu, Birinci Dünya Savaşı'nın şartları olabilir, ama bugün artık o şartlar yok, bunlar çok geride kaldı. Her şey güncellenirken bunun da güncellenmesi gerekir."
"Tespit edememenin zaafı içinde olduk"
"17-25 Aralık" operasyonlarına değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"Biz tüm enerjimizi ve zamanımızı adalet sistemimizin yeniden yapılanmasına ayırmışken, 17-25 Aralık 2013 tarihinde, yargı içindeki bir çetenin ki bu çete, tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ise ihanet olan bir çetedir. Emniyet içindeki bir grupla birlikte hükümete ve şahsıma yönelik bir darbe hazırlığı içinde olduğu gerçeğiyle karşılaştık. Aldandık. Niye? Bakıyorsun tabanda ibadet var, ortada da ticareti görüyorsun ama tavanda ihaneti doğrusu tespit edememenin orada zaafı içinde olduk."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "27 Mayıs'ta Yassıada, 12 Eylül'de Mamak'ta yargılama yapanlarla 28 Şubat'ta darbecilerin karşısında 'hazır ol'da duranlarla 17-25 Aralık'ta gerçek yüzlerini ortaya koyanların hiçbir farkı yoktur. Hatta bu yapı, milletimizin kutsal değerlerini istismar etmesi sebebiyle diğerlerinden çok daha sinsi, çok daha tehlikeli, çok daha tahripkardır" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.