Bölünüyor muyuz, birleşiyor muyuz?

Bölünüyor muyuz, birleşiyor muyuz?
Kimi televizyon kanallarının haber bültenlerinde ya da internet sitelerinde Doğu-Güneydoğu?da olup bitenleri abartılı şekilde görüyoruz. Batıya 'bölünüyoruz'hissiyatı...

Kimi televizyon kanallarının haber bültenlerinde ya da internet sitelerinde Doğu-Güneydoğu?da olup bitenleri abartılı şekilde görüyoruz. Batıya 'bölünüyoruz'hissiyatı yayanlarla bu değirmene su taşıyanlar bir yerde kesişiyor

Seçimlere daha çok var ama Parlamento içi-Parlamento dışı muhalefetin seçim taktiği şimdiden belli oldu.

Bu aralar kimi televizyon kanallarının haber bültenlerini ya da bazı gazetelerin internet sitelerini izliyorsanız eğer, bunu sizler de kolayca fark edebilirsiniz.

Yeni taktik şu: Doğu-Güneydoğu?da olup biten gelişmeleri, küçüklüğüne büyüklüğüne bakmadan, mümkün olan en abartılı dille izleyiciye-okuyucuya aktarmak.

Böylece batı illerinde kısaca ?bölünüyoruuuzz!? diyen özetlenebilecek bir hissiyatı  yaygınlaştırmak.

İlginç bir tablo daha var tabi?

O da şu: Bu tür yayınlarla milleti galeyana getirmek isteyenlerle, bu yayınların değirmenine su taşıyan BDP?nin hedeflerinin bir yerde kesişmesi.

BDP son zamanlarda Kürt sorununun nihai çözümü için yeni anayasaya hazırlık yapmak yerine, mevcut anayasayı ihlal ederek siyaset yapıyor.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay geçtiğimiz hafta sonu yaptığımız televizyon programında, sürekli devletin bölge halkıyla barışmasından söz etti.

Açılım sürecinin en önemli hedefinin bu olduğunu anlattı.

Açılım sürecinin ?bölünme ya da ayrışmaya? yol açtığı yönündeki görüşleri sorduğumda ise ?tam damardan? diyebileceğim bir cevap verdi.

Dedi ki:

?Hayır, bütünlük bu. Birileri bunları konuşmadığı, hiçbir şey yapmadığı için Türkiye bölünme noktasına gelmiş, vatandaşlar arasında büyük ayrımlar oluşmuş. Şimdi bütünlük sağlanıyor. Tekrar devlet buraların güvenini kazanıyor. Bütünlük budur. Bunları çözmezseniz bütünlüğü sağlayamazsınız. Bu konuşmalardan korkmamak lazım (kürt sorunuyla ilgili tartışmaları kast ediyor) Bu yara zamanında üzerine gidilemediği için derinleşmiş. Etnik kimlik bilinci yükselmiş. Eğer bunu şimdi çözmezseniz, daha sonraya kalırsa daha büyük riskler olur.?

Bu sözlerden çıkan sonuç şu:

Aslında bölünmüyoruz, birleşiyoruz.

Türkler, referandumda verdikleri destekle kürt sorununun çözümü için hükümeti cesaretlendirdi.

Kürtler ise, silahsız ve terörsüz bir ortamda ülkenin batısıyla entegre olarak bir arada yaşama iradelerini ortaya koydular ve yavaş yavaş herkes birbirini daha iyi anlar hale geldi.

İçinden geçtiğimiz süreçte birilerinin yaptığı ?ağır propagandanın? esiri olmayan herkes bunu böyle görüyor.

BDP, Kürt sorununun ortaya çıkardığı ve kürt sorununun varlığından beslenen bir parti olageldi bugüne kadar.

Eİçişleri Bakanı?nın da dediği gibi devlet, Kürtlerle barışıp onları kucaklamaya başlayınca ve de Kürtler devlete güven duymaya başlayınca, BDP?de panik başladı.

Normalleşme süreci, Kürtlerin büyük bölümünün onların ?avuçlarının içinden kayıp gitmesine? yol açtı çünkü.

Bu da onları panikletti?

Her şey güzel giderken, bu normalleşme sürecini baltalamaya çalışmalarının başkaca bir izahı bulunmuyor.

Şiddet miadını doldurunca, bölge halkı ?artık silahlar sussun? dedikçe ödleri kopuyor kimi çevrelerin.

Şimdi seçim dönemine giriyoruz.

Bu türden kışkırtmalara sık sık şahitlik edeceğiz belli.

Ama bir de suyun akış istikameti var.

Bu akışı tersine çevirmek malum çevreler için kolay olmayacak.

Mehmet Acet - Haber 7

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.