'Bize yapılanın misliyle karşılığını veririz..'

'Bize yapılanın misliyle karşılığını veririz..'
Başbakan Yıldırım, Türkiye ile ABD arasında vize işlemlerinin askıya alınmasına dair, "Vizeleri askıya alma sebebinin güvenlik olarak gösterilmesi yaman çelişkidir. Türkiye kabile devleti değildir, bize yapılanın misliyle karşılığını veririz." dedi.

Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bunu da misyonlarının, büyükelçiliklerinin, konsolosluklarının personelinin ve çevre güvenliğinin yetersizliğiyle açıklamaya çalıştı. Türkiye'nin, ABD misyonları ve personelinin güvenliğine yönelik taahhütlerimizin sorgulanmasından dolayı esef duyuyoruz. Ülkemizdeki ABD misyonları dahil, bütün elçiliklerin personeline sağlanmakta olan geniş güvenlik tedbirleri en kuvvetli bir şekilde devam ediyor. Bununla ilgili olarak, daha kısa bir süre önce Dışişleri Bakanlığı üzerinden İçişleri Bakanlığımıza gelen bir yazıda, ABD elçiliklerinin, misyonlarının güvenliklerinin artırılması yönünde bir talep var. Bu talebi memnuniyetle karşılayıp, söz konusu ülkenin misyonlarına yönelik güvenlik tedbirlerini artıracağımızı büyükelçiliğe bildirdik. Ancak büyükelçiliğin verdiği cevap, 'Bizim güvenlik sorunumuz yok, bu düşüncenizden dolayı teşekkür ediyoruz.' Hal böyleyken, vizeleri askıya alma sebebinin güvenlik olarak gösterilmesi yaman bir çelişkidir. Türkiye bir kabile devleti değildir, bize yapılanın misliyle karşılığını veririz."

Saatler sonra, ABD'ninki gibi aynı şekilde, aynı ifadelerle gereğini yaptıklarını, karşılığını verdiklerini aktaran Yıldırım, devletlerin, aralarındaki sorunları konuşarak, görüşerek çözmek durumunda olduğunu söyledi.

ABD gibi büyük bir ülkeye hiç de yakışmayacak bir davranış olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Ve ülkelerimiz arasındaki hiçbir sorunun çözümüne de katkı sağlamaz. Bu nedenle ABD'yi daha sağduyulu olmaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"Bu müttefikliğe, dostluğa sığar mı"

Türkiye'nin, bölge barışı ve küresel barış için katkı koymaya devam edeceğini belirten Yıldırım, bunu sadece Türkiye veya içinde bulundukları bölge için yapmadıklarını, dünyanın genelinde var olan gerilimi düşürmek için yaptıklarını kaydetti.

ABD yetkililerinin, yaşanan bu son gelişmeleri gerekçe göstererek, göçmenler dışındaki vizeleri askıya aldıklarını açıkladığını anımsatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu, konsolosluklara, büyükelçiliklere gelen insanların sayısını asgariye düşürmek için yaptıklarını söylüyorlar. Bu, hiç ama hiç inandırıcı bir gerekçe değildir. Ancak kafalarının arkasındaki gerçek nedenin ne olduğunu da söylemekte, ifşa etmekte gecikmediler, onu da söyleyiverdiler. Neymiş efendim FETÖ soruşturması kapsamında Amerikan misyonlarında çalışan bazı kişiler hakkında hukuki süreç başlatmışız. E ne olmuş? Türkiye bir hukuk devleti. Suç işleyen veya suç istinadı yapılan Amerikan'ın misyonunda olması ona bir ayrıcalık mı getirecek? Yani beyefendilerden izin mi alacağız, onların icazetini mi alacağız. Bunu söylerken lafın nereye gideceğini de düşünün. Bir resmi bankamızın genel müdür yardımcısını, görevli gittiği ülkenizde yaka paça tutup hapse atarken bize mi sordunuz, bizden izin mi aldınız? Hala 15 Temmuz alçak darbe girişiminin başı FETÖ'yü niye orada besliyorsunuz? Bu müttefikliğe, dostluğa sığar mı?"

"Düşmanlarımızla iş tutmak, müttefikliğe yakışmaz"

ABD yönetiminin 15 Temmuz ve sonrası yaşanan olayları dikkatlice ele alması gerektiğine işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti:

"Neden Türkiye'de halkın yüzde 80'inden fazlası ABD'ye sempati duymuyor, bunun cevabını bulmak zorunda. 250 şehidimizin, 2 bin 194 gazimizin olduğu alçak darbe girişiminin arkasındaki güçleri artık orada muhafaza etmekten vazgeçmelidir. Eğer müttefikliğimiz devam edecekse Suriye'de, PKK'nın kuzenleri, yeğenleri, PYD, YPG'ye de kol kanat germekten bir an önce vazgeçmelidir. Düşmanlarımızla iş tutmak, müttefikliğe yakışmaz. Müttefiklik zor zamanda da güzel günlerde de birlikte olmak demektir. Dolayısıyla bu tavır asla ve asla kabul edilebilir bir tavır değildir. Ümit ederim ki bu gerginlik kısa sürede sona erer ve bu işten bizim değil, her iki ülke vatandaşlarının mağdur olmasının önüne geçilmiş olur. Kimi cezalandırıyorsun? Kendi ülkenin vatandaşlarını, bizim ülkemizdeki vatandaşlara fatura kesiyorsun. Bu ciddiye, devlet idaresine yakışmaz. Duygusal kararlarla ülke yönetilmez. Kızgınlıkla ülkeler arasındaki ilişkileri geren, hatta tamiri imkansız hasarlar doğuran bu tip kararlar alınmaz."

Muhabir: Mehmet Tosun-Meltem Öztürk

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.