Bize tuzak kurdular
"Tahşiyeciler" adlı grubun lideri olduğu suçlamasıyla 17 ay cezaevinde tutuklu kalan emekli imam Mehmet Doğan, "paralel yapının" kendisini mağdur ettiğini söyledi.
MUŞ (AA) - Terör örgütü El Kaide ile bağlantısı olduğu iddiasıyla 2010 yılında yürütülen operasyonda gözaltına alınan ve "Tahşiyeciler" adlı grubun lideri olduğu suçlamasıyla 17 ay cezaevinde tutuklu kalan emekli imam Mehmet Doğan, "paralel yapının" kendisini mağdur ettiğini söyledi.
İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonuyla gündeme gelen 70 yaşındaki Mehmet Doğan (Molla Muhammet), Muş'taki evinde yaptığı açıklamada, 2010 yılında örgüt lideri olmak suçundan yargılanarak 17 ay hapse mahkum edildiğini anımsattı.
Fethullah Gülen'in "Başörtüsü füruattır" sözünü, "Rumuzü'l Kur'an" adlı eserinde eleştirmesinden sonra paralel yapının hedefi haline geldiğini ve bundan dolayı da tutuklandığını savunan Doğan, şunları kaydetti:
"Tesettür füruattandır denildi. Biz bu meseleyi Üstat Bediüzzaman'ın Tesettür Risalesi'ndeki izahatla ve başka ayetlerden bir araya getirerek, güzel bir şekilde ispat ettik. İnanmak ayrıdır, amel etmek ayrıdır. Eğer siz tesettürü yapmıyorsanız ayrı. Fakat tesettürü yapmak mecburidir. Teferrü denilince bir insan bunu kabul etmezse kafir olmaz ama inanmak mecburiyeti var. İnanmazsa, iman tehlikesi var. Bu gibi hadiseleri görünce yavaş yavaş kendi eserlerimde izahata başladım. Biz bunları yazınca birden bire o gizli örgütün maşaları, alemi İslam'da bir tane değildir. Ben Kur'an'dan anladığım şekilde söylüyorum. Türkiye'de çok cereyanları var, aynı dava peşindedirler. Bunların hepsi birleşerek bize bir tuzak kurdular. Müjde mi veriyorsun, tesettürü mü açıyorsun, git hapse gir dediler."
"Cemaatler, zekatı, sadakayı ganimet haline getirdi"
Doğan, zekatın bütün fakir fukaranın hakkı olduğunu ancak bazı cemaatlerin ganimet haline getirip bunu da meşrulaştırdığını ifade ederek, "Zekatı bu hale getirmek gizli bir örgütün oyunudur. Maşa olarak kullanılan hem örgüte hem de cemaate cevap verdim. 'Bu haramdır' dedim. Hata işlemişsem beşere karşı hata etmişimdir. Eğer kitaplarımda bilmeyerek hata etmişsem affımı Allah'tan isterim. İnşallah Kur'an'ın ayetini müdafaa etmişim. Her cezaya da razıyım. Çünkü Kur'an'ın hakkını, fakir fukaranın hakkını müdafaa etmek her şeyden elzemdir" değerlendirmesinde bulundu.
"Maşalar tövbe etsin"
Doğan, 67 yaşında, görme engelli ve MS hastası olmasına rağmen örgüt lideri iddiasıyla yargılandığına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sen misin gizli örgüte karşı bu kadar konuşan? Çile aylarımda ellerimi kelepçelediler. Biz maşaları tanımıyoruz. Bizi hapse sokan o gizli cemiyettir. Maşa, maşalığını itiraf edip otursun, tövbe etsin. Ben hakkımı maşalara helal ediyorum. Ama bir şartla. Tövbe etsinler. Hak dini kabul etsinler. Ben hapse girerken, kalbim onlara ağlamış. Eğer ayıp olmasaydı, onların yanında ağlayacaktım. Ya Rabbi diyordum, bunlar Müslümanlar, aldanmışlar beni hapse sokarlar. Sen, bunları bu felaketten kurtar. Savcıya da o duayı ettim. Hapiste bazı bombalar bize isnat edilmişti. Bombalarla ilgili adli tıp raporu geldi. Bombalarda 3 polisin parmak izi çıktı. Bu bombalarla uzaktan yakından alakam yok. O evi de ev sahibini de tanımıyor, bilmiyorum. 67 yaşındaki bir ihtiyar, gözü görmeyen, MS hastası, yolda yürüyemez bir mazlumun haline ne diyorsunuz? Suçum ne? Ne yapmışım?"
Tutuklandığı dönemde kendisini hapse atanlara asla beddua etmediğini dile getiren Doğan, tövbe etmek, yanlışlarını anlamak, Kur'an-ı Kerim'i müdafaa etmek şartıyla kendisini tutuklayan savcılara ve diğer görevlilere hakkını helal ettiğini sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.