?Biz o ?Barış Elçileri'ni biliriz?

?Biz o ?Barış Elçileri'ni biliriz?
 2. Yüksek Düzeyli İşbirliği Toplantısı için Pakistan'ın başkenti İslamabad'da bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, aralarında Akit Ankara Temsilcisi...


 

2. Yüksek Düzeyli İşbirliği Toplantısı için Pakistan'ın başkenti İslamabad'da bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, aralarında Akit Ankara Temsilcisi Yener Dönmez'in de bulunduğu gazetecilere çarpıcı açıklamalarda bulundu.

DPI adlı Avrupa merkezli örgüt, İstanbul'da gizli bir toplantı gerçekleştirmiş; bu toplantıya çeşitli gazetelerden tanınmış pek çok yazar da katılmıştı. DPI'nın terör örgütü PKK ile bağını Akit deşifre etmişti.

Başbakan Erdoğan, Akit Ankara Temsilcisi Yener Dönmez'in bir sorusu üzerine, Avrupa'da DPI benzeri yüzlere vakıf ve dernek bulunduğunu belirterek, ?Biz bu barış elçilerini biliyoruz. Barışa dair aldıkları bir netice yok. Tek ortak noktaları Kürtlüğü istismar ediyorlar? dedi.


Gazetecilerin soruları ve Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:


SORU: Türkiye'nin reyting notu düşürüldü. Diğer taraftan ABD'li Wall Street Journal'de Türkiye'yi sıkıntıya sokacak yazılar çıktı. Daha önce Refah Partisi döneminde gündeme gelen Türkiye'nin kendi kredi derecelendirme kuruluşu söz konusu olabilir mi?


ERDOĞAN: Öncelikle tabii bu S&P'nin yapmış olduğu açıklamayı daha önce de söylediğim gibi tamamıyla ideolojik buluyorum. Onu siyasi bir yaklaşım olarak ele alıyorum. Kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasetten ari olduğunu düşünmek mümkün değil. İflasa giden ülkenin derecesini yükseltemeye çalışıyorlar aynı kararda bizimkisini de durağana çeviriyorlar. Başka bir kredilendirme kuruluşu Yunanistan'la ilgili BB'den CC'ye düşürdü. Bu yaptığı değerlendirmelerin yanlış olduğunu gösteriyor. Bunlar artık itibarlarını kaybettiği gibi, bu sene G-20 toplantısında kredi derecelendirme kuruluşlarını gündeme getireceğiz tartışacağız.


?GEREKİRSE ANLAŞMAYI İPTAL EDERİZ?


Tabii Türkiye'de şu anda bizim adım atmamızın çok büyük faydası var. En azından bizim bu kuruluşlar vasıtasıyla, hem içimizde kuruluşların müracaat edeceği öncü kuruluş olur. Hem bu kuruluş uluslararası piyasada böyle bir yarışın içine girer. Belki kendine üyeler bulur. S&P ile biz her yıl anlaşma yapıyoruz. Gerekirse gözden geçirir, tek taraflı olarak anlaşmayı iptal ederiz. Buna mani bir şey yok.


?TSK'NIN BİRİNCİ DERECEDE GÖREVİDİR?


SORU: Wall Street Journal olayını nasıl değerlendiriyorsunuz?


ERDOĞAN: Çok net konuşuyorum. Türkiye'de medyanın bir siyasi hedefi var mıdır? Belli medya kuruluşları bir görüşü, belli medya kuruluşları farklı siyasi görüşü destekler. Amerika'nın da var. Wall Street Journal'in de var. Mevcut yönetimi zora düşürmek için bu uydurma haberi yapmıştır. Biz açıkladık. Bu TSK'nın birinci derecede görevidir. Biz güvenlik güçlerimize yetkiyi veririz, askerimize veririz, polisimize veririz, onlar da o yetkiyi yetkileri dairesinde kullanır. Biz yetkiyi vermişiz, TSK bunu kullanmış. Eğer biz Türkiye'de kuruluşlar olarak biz TSK'mıza güvenmiyorsak, polisimize güvenmiyorsak biz terörle mücadeleyi kimle yapacağız?


?DOÇKALAR KATIRLARLA TAŞINMIŞTI?


Hantepe, Gediktepe olayında doçkalar katırlar sırtında taşınırken medyamız niye onlar vurulmadı, uçaklarımız, helikopterlerimiz nerdeydi niye vurulmadı dedi. Katırı da vardı, yürüyen insanlar da vardı. Ben izlediğim CD'de bir hareket gördüm. Bizzat izledim. Bir konvoy gidiyor. 30-40 kişi var. O yüksekten görebilmek mümkün değil. Bizim gözcülerimizin vermiş olduğu CD. Heronlarımızın görüntüsü. Silahlı Kuvvetlerimiz de gerekli adımı atmıştır. Bu bölge terör bölgesidir. Halkın, sivilin oturduğu bir bölge değildir. Böyle bir bölgede Silahlı Kuvvetler bu Ahmet midir Mehmet midir bilemez ki?


SORU: Size operasyondan önce mi haber verildi, yoksa olduktan sonra mı?


ERDOĞAN: Operasyonun hemen ardından haberimiz oldu. Öncesinden olmadı. Ben tuzağa düşürülme fikrine pek iltifat etmiyorum. Bizim Silahlı Kuvvetlerimiz bu görevi samimi bir şekilde yapmıştır. Hata da olabilir. Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık. Tazminatı da açıkladılar. Ama birileri istismar ediyor. Bir hatanın olduğunu, hatamızın olduğunu söyledik. Allah aşkına tazminatsa tazminat. Bizim resmi tazminatımız ötesinde yaptık. İlla terör örgütünün istediğini mi söyleyeceğiz. Kusura bakmasınlar.


DPI SORUSU


SORU: KCK etkisiz hale getirilince yurtdışında PKK yandaşı yeni kuruluşlar oluşturuldu. Bu kuruluşlar Türkiye'de içeriği açıklanmayan gizli toplantılar gerçekleştiriyorlar. Mesela DPI adlı kuruluşun başkanı kitaplarında Bağımsız Kürdistan'dan ve Türkiye'ye uluslararası müdahaleden söz ediyor. Yine aynı kuruluşun onursal başkanı İngiliz Lord Avebury'in PKK ile olan bağlantılarından dolayı Türkiye'ye girişi yasaklanmıştı. Türkiye'de bazı gazete ve yazarların bu tip kuruluşlara olan desteğini nasıl değerlendiriyorsunuz?


ERDOĞAN: Şu anda Avrupa içerisinde Almanya'da, Türkiye'deki terör örgütü yapılanmayı en geniş tuttuğu ülke. Orada kurdukları yüzlerce dernek ve vakıf var. Bunlarla çalışmalarını yürütüyorlar. Çok enteresandır. Yardım toplama çadırları var. 2011 itibariyle topladıkları 8 milyon Euro. Çadırlar kuruluyor, orada belediyeler müsaade ediyor. Çadırların üzerinde İmralı'dakinin resimleri var. Almanya PKK'yı terör örgütü olarak kabul ettiği halde, bu çadırlarda terörist başının resimlerinin olduğu çadırlarda para toplanması neyi ifade ediyor. Bunu Şansölyeye de söyledik. Haklarında 4 bin açılmış dava olduğunu söyledi. Ama hiçbir netice yok. Para toplayıp, terör örgütüne yardım yapıyorlar. Her şey var. Başına İslami bir kelime bulup hac-umre organizasyonlarına da başladılar. Bunlar Zerdüşt ve ateist. Ama zavallı insanları aldatabilmek için her yola başvuruyorlar. Tek ortak paydaları var. O da Kürt olmak. Oradan girip cebinde neyi var neyi yoksa alıp bu imkanları terörde kullanıyorlar. Cenaze organizasyonları da yapıyorlar. Ortak paydaları Kürt olmak.


?BİZ ?BARIŞ ELÇİLERİNİ' BİLİYORUZ?


Bu şahısları destekleyen kim? Bu ülkelerin siyasi iktidarları. Dağa rahatlıkla gidip gelen bunların adamları var. Ne ad altında? Barış elçisi. Biz bunları da biliyoruz. Barışa dair aldıkları bir netice yok. Tek ortak noktaları Kürtlüğü istismar ediyorlar.


SORU: ?Siyasi uzantılar semiriyorlar, çocuklar ölüyor. Terörle mücadele siyasetle müzakere? dediniz. Müzakere olasılığı var mıdır? Siyasi kısımdan BDP'yi mi kast ediyorsunuz. BDP ile görüşmeniz oldu mu?


ERDOĞAN: Ben bir kere görüştüm, benim dışımda arkadaşlarım müteaddid defalar yaptılar. Bir netice aldılar mı, alınmadı. Açıkça söylüyorum. 26 maddelik anayasa değişikliğinde siyasi partilerin kapatılmamasıyla ilgili maddede arkadaşlar görüştü. Bakın partilerin kapatılmaması için fırsat var dedik. Arkadaşlar gelmedi, sıraları boşalttı gittiler. Bizim içimizde de akıllarını başkalarına kiraya verenler vardı. 330'u yakalayamadık, altına düştü, o madde referanduma gidemedi.


SORU: Müzakerelere nasıl bakıyorsunuz. Müzakere dönemi bitti mi?


ERDOĞAN: Hayır, biz siyasi müzakereleri yine yaparız. Muhatap BDP'dir. Şartlar ne getirir bilinmez. Kesip atmamak lazım. Bir taraftan biz muhatabız diye açıklama yaptılar. Diğer taraftan da PKK'ya silah bırakmayı tavsiye edemeyiz dediler.


SORU: Oslo türü olur mu?


ERDOĞAN: Şu anda Oslo ile alakalı olarak, İmralı da umudunu kesmiş vaziyette. Onlara siz hiçbir işe yaramazsınız diyor. Hiçbir şey yapamazsınız diyor. Bizim de bu konuda davranışlarımızın farklı bir kulvarda gideceği beklentisini ortaya koyuyor.


?TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SİLAH BIRAKMASI ŞART?


Bütün gayretimiz, arzumuz şudur, bu problemi nasıl çözeriz. Görünen o ki, terör örgütünün silah bırakması şart. Terör örgütü silah bırakmadıkça, müzakere olmaz. Terörle mücadelenin durması mümkün değil. Teröristlerin Türkiye'den ayrılması, dağdan indirilmesi, başka ülkeye gönderilmesi...vs. Bizim başından beri inkar politikalarına karşı tutumuz çok çok önemli. Ne burada Kürt varlığını inkar ettik, ne kendi aralarında Kürtçe konuşmalarını engelledik, ne de kültürel varlığını yok saydık, ne de yatırımları durdurduk. Cumhuriyet tarihinde görmedikleri yatırımları kendileri almıştır. Cezaevinde anne çocuğuyla rahatça Kürtçe konuşamazken, konuşur hale gelmiştir.


26 MADDEYE DOKUNDURTMAM


SORU: Demokratik özerklik konusunda ne düşünüyorsunuz?


ERDOĞAN: Dün TOBB'da söyledim. Bu işin süresi yıl sonuna kadar.. Biz bütün gayretlerimizi ortaya koyarak masadan kaçan taraf olmayacağız. Bu bizim diğer partilere olan tavrımızdır. 4 tane grubu olan parti kendi arasında mutabakata varamıyorsa, mutabakata varacağımız, anayasayı yapacak gücü olan partilerle oturur konuşuruz. Bu CHP mi olur, MHP mi olur. BDP ile böyle bir şey yapmak sayısı olarak mümkün değil. Yeter ki yeni Anayasayı yapalım. Ha bu çıkmıyor. Türkiye bir tarafa gitmiyor. 9.5 yılı nasıl getirdiysek, anayasa değişikliği ile anayasamız güç kazanmıştır, bu güçle devam ederiz. Ha 26 maddenin (Referandumla kabul edilen) anayasada olmama teklifine AK Parti olarak sıcak bakmamız mümkün değil. Ama pozitif yaklaşımla ilgili olarak zenginleştirelim derlerse destek veririz ama içinin boşaltılmasına karşıyız.


?BAŞKANLIK SİSTEMİ?


SORU: Yeni Anayasada başkanlık, yarı başkanlık sistemi tartışmalarına ne diyorsunuz.


ERDOĞAN: Bu başkanlık da olabilir yarı başkanlık da olabilir. Biz tıpatıp Amerikalıların sistemini ya da Fransızların sistemini alalım demiyoruz. Pakistan'da da başkanlık sistemi var bunu alabilir miyiz? Tüm mesele arkadaşlarımızın buna kafa yormasıdır. Aydınlarıma da gideriz. Kusura bakmayın biz dünyayı tanıyoruz hangi ülkede hangi sistem var. Kitapların içine kapanıp kalmadık, nerede ne sistem var biliyoruz. Amerika diktaya mı gitti, Fransa diktaya mı gitti? CHP'de de MHP'de de şöyle bir yaklaşım var, parlamenter demokrasi diyorlar. Amerika'da, Fransa'da parlamento yok mu? Orada denetim daha fazla. Öyle söylüyorlar ki, orada denetim yetkisi var. Halkımızın bunu bilmesinde yarar var. Bunlar tartışılsın. Parlamenter sistem tartışılsın. Ziya Paşa'nın söylediği gibi, müsademe-i efkardan barika-i hakikat doğar. Hakikat güneşini doğurmak için hakikatler çarpışsın.


SORU: İki parlamentolu sistem peki?


ERDOĞAN: Hepsi olabilir. Tek de olabilir, çift de olabilir. Tartışılsın. Amerika çift çalışıyor. Denetimi artırır, ama bence süreci ağırlaştırır. Türkiye'de senatonun kalkmasının sebebi buydu.


?YEREL SEÇİMLER ÖNE Mİ ALINACAK??


SORU: Yerel seçimlerin erkene alınacağına ilişkin tartışma var.


ERDOĞAN: Baştan itibaren söylediğim neyse o yerdeyim. Biz bu oyunun bir defa bozulmasına mani olamadık. Bir parti bizim içimizden ayrılarak kurulmuştu. Bu arkadaşlar bizden 2 şey istemişti. Bir cumhurbaşkanını halk seçsin, iki seçimlerin 5 değil 4 yılda bir olmasını istemişlerdi. Bu sağlanırsa gelip oyumuzu vereceğiz dediler. Peki dedim. Bizzat ben bu arkadaşlarıma gittim. Ben sözümde durdum onlar durmadı. Erkan Mumcu'nun partisi. Bak bugün onlar ortada yok. 4 yıl 3 yıl demektir. 5 yıl olursa 4 yıl hizmet olur. Türkiye'yi bizim 2023'te ilk 10'a sokmamız lazım. Bu heyecan, bu coşku var. Ama olan olmuş, bunun geriye dönüşü mümkün olmaz. Cumhurbaşkanlığında da 5 artı 5 dediler. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi bizim gündemimizde de eskiden beri var. Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı, başkanlık ya da yarı başkanlığın uygulamasını ortaya koyuyor. Ama yetkiler ve sistem noktasında ortaya başka bir şey çıkıyor. Bunun üzerinde çalışılması lazım. Bir aklıselim ortaya çıkar da adım atılırsa olur. Bunlar hiçbir zaman kendileri başkan çıkaramayacaklarını düşünüyorlar.


SORU: Anayasa Mahkemesi'nin kararı ne olur, iptal çıkarsa?..


ERDOĞAN: Doğmamış çocuğa don biçmeyelim. Neticeyi bekleyim. Yerel seçimleri erkene almıyoruz. CHP'den, MHP'den bir teklif gelirse bakarız. Mevsim şartlarının çok sıkıntılı döneme gelmesi, arada 3 ay var. Aslında bu süre 6 ay değil, 3 aydır. 3 ay da propagandadır. Muhalefetten böyle bir teklif gelirse üzerinde çalışılır. Gelmezse, bizim bir teklifimiz olmaz.


SORU: Bu sene seçim yok yani?

ERDOĞAN: Nereden çıktı. Siz eskisine alıştınız. İlk defa 3 dönem seçimsiz geçti, dördüncü dönemi yakalayacağız diyorlar. Hamdolsun biz bunu aştık. 16 ayda bir seçim. Böyle bir ülke kalkınır mı? Batı şöyleymiş böyleymiş, hepsi batıyor. Ben koalisyon hükümetlerinin olduğu ülkelerin başarılı olduğuna inanmıyorum. Amerika'da başarı var. Onların sistemi koalisyona izin vermiyor. Fransa'da da öyle. Bu ülkeler rahat gidiyor. Koalisyonda başarılı uygulamayı Almanya yaptı ama ne getirir götürür bilemem. Tek başına iktidar ülkeyi sıçratır. Çeyiz sandığı bekliyorsan göndeririz yoksa seçim sandığı yoktur.


Yener Dönmez / Yeni Akit

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.