'Biz 'düşmana korku, dosta muhabbet' erleriyiz..'

'Biz 'düşmana korku, dosta muhabbet' erleriyiz..'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "'Erdoğan'ı öldürün' diyor. İsviçre Parlamentosu.Demek onlara dahi bu korkuyu vermişiz. Çünkü biz 'düşmana korku, dosta muhabbet' erleriyiz. Bizim farkımız bu." dedi.

İSTANBUL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  Kartal'da halka hitap etti.

Kartal'ın bir Selçuklu, bir Osmanlı, bir Cumhuriyet emaneti olduğunu ifade eden Erdoğan, bu emanete gözleri gibi bakmanın gayreti içinde olduklarını söyledi.

Milletin bugüne kadar kendilerini hiç yolda bırakmadığını, yanılmadığını dile getiren Erdoğan, Kartal'ın da her zaman yanlarında olduğunu anlattı.

"Vatikan'da ne işiniz var?"

Millete olan şükran borcunu daha çok çalışarak, daha büyük projeleri hayata geçirerek ödemeye devam ettiklerini aktaran Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Beşer planında hiçbir gücün önünde eğilmedik. Biz sadece ve sadece Rab'bimizin huzurunda rükuda ve secdede eğiliriz. Kendi geleceğimiz için bir karar vermenin çabası içindeyken bakıyoruz ki kimi Avrupa ülkeleri, 16 Nisan'dan sonra geçeceğimiz yeni yönetim sistemine karşı alenen kampanya yürütüyorlar. Size ne? Avrupa'nın milletvekillerine ne? Parlamentosunun önünde Erdoğan'ın resmi, şakağına silah dayatılmış. 'Erdoğan'ı öldürün.' diyor. Nerede bu? İsviçre Parlamentosu. Allahıma hamdolsun, demek onlara dahi bu korkuyu vermişiz. Çünkü biz düşmana korku, dosta muhabbet erleriyiz. Nerede İsviçre'nin yönetimleri. Niçin bu teröristlere orada haddini bildirmiyor. İşte bunların ne olduğunu anlayın. Bunların dostluğuna falan güvenmeyin. Bakıyoruz AB üyesi ülkeler Vatikan'a gittiler. Vatikan'da ne işiniz var? Vatikan AB üyesi mi? Değil? Bunların içinde Protestan, Ortodoks, ateist var. Bunların hepsi Katolik olan Vatikan'a gidiyorlar. Niye? Hepsi diziliyorlar, nasihatlerini aldılar. Bazı nasihatte bulundu Papa ve ondan sonra da kuzu kuzu ayrıldılar. Çünkü bunlar tek millet. Kimse bize gelip de 'şöyleydi, böyleydi' demesinler. Külahımıza anlatsınlar. 54 yıldır bu ülkeyi oyaladılar. İşte 16 Nisan bunun dönüm noktası olacaktır."

Avrupa'nın "Erdoğan çok sert" söylemlerini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kime yumuşak, kime yumuşak davranacaklarını çok iyi bildiklerini ama hiç bir zaman baş eğemeyeceklerini belirterek, hakikati söyledikleri için Avrupa'nın rahatsız olduğunu söyledi.

"ETA gibi yapmadıkları sürece, bu ülkede onlara yaşam hakkı yok"

Erdoğan, Avrupa ülkelerinin derdinin "Türkiye'nin yeni sistemle daha da güçlenecek olması" olduğunu ifade ederek, 54 yıl Türkiye'nin AB kapısında bekletildiğini, şimdi çekindiklerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Demokratik ve ekonomik kriterler bakımından, ülkemizle mukayese edilemeyecek devletleri üye yaparken, Türkiye'yi niye geride tuttuklarını biz çok iyi biliriz. Hep şunu derdim; Kopenhag kriterleri olmadı, biz Ankara kriterleriyle devam ederiz. Yarın, bunun da dönüm noktası olacak. Kopenhag kriterleri denilen insan hakları, özgürlükler, temel haklar, hürriyetler bunlarda da bir değişim, dönüşüm yapıyoruz. Ekonomide zaten AB'nin ortalaması 1,8. Türkiye 2,9. Topunu alın, Türkiye yarışta yavaş yavaş öne çıkıyor. Daha da iyi olacağız ama korkunun ecele faydası yok, bunu da bilsinler. Türkiye bu meseleyi öyle veya böyle çözecek. Esasen Avrupa'nın bizimle sorunu, halk oylamasındaki tavrı değil. Asıl sorun, Avrupa ülkelerinin bir bölümünün terör örgütleriyle mücadelemizden rahatsız olması. Gömüyoruz ya açtıkları hendeklere, çukurlara bu teröristleri gömmeye başladık ya rahatsızlık buradan geliyor. 20 ayda yaklaşık 11 bin teröristi etkisiz hale getirdik. Bu onları çok rahatsız ediyor. Ya silahları gömecekler ya da bu ülkeyi terk edecekler. O silahlar gömülmediği sürece, ETA gibi yapmadıkları sürece, bu ülkede onlara yaşam hakkı yok. Çok çektik, bu milleti parçaladılar, bu ümmeti parçaladılar. Artık bunlara tahammül yok. Bedelini ödeyecekler."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında bazı Avrupa ülkelerinin Türk bakanlara yönelik skandal tavrına da değinerek, "O itler, orada Hüseyin Kurt'umuzun baldırından adeta parça koparıyor. Şimdi de 'Bu işi uluslararası mahkemelere taşımayın.' diye de haber gönderiyorlar. Nerede adaletiniz, nerede sizin hukuk anlayışınız, nerede sizin kadın haklarınız? Böyle olmayacak, yaptıklarınız yanınıza kar kalmayacak. Avrupa'nın, dünyanın neresinde olursa olsun, benim bir vatandaşım varsa, onun hakkını sonuna kadar korumak görevimdir." diye konuştu. 

"Siyasi uzantılarını iktidara taşımak için nasıl çırpındığını unutmadık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran sonrasıyla ilgili, "Ana muhalefetin, bölücü terör örgütünün siyasi uzantılarını iktidara taşımak için nasıl çırpındığını unutmadık. Terör örgütlerinin meydanı boş bulduklarını düşünerek tüm güçleriyle ülkemizin üzerine nasıl saldırdıklarını unutmadık. Yatırımcıların nasıl tereddüde düştüklerini unutmadık. 15 Temmuz darbe girişimi de bu fotoğrafın bir parçasıdır. Bütün gerçekler ortadayken hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam etmemiz mümkün değildi. Hani birileri 'Şimdi böyle bir değişikliğin ne gereği vardı?' diyorlar ya, asıl şimdi bu reformun tam zamanıdır." ifadelerini kullandı.

"İdam konusundaki kararım belli"

Ana muhalefeti eleştirerek ülkede bir dikili ağaçları bulunmadığını anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Sizin bu millet için derdiniz yok, derdiniz. Yapacak bir şeyiniz de yok. Ve şimdi utanmadan, sıkılmadan darbeyi bizim örtbas ettiğimizi söylüyor. Bu adam yalan makinesi. Şu anda cezaevlerinde bu kadar asker, polis, sivil var. Bunları oraya kim tıktı? Bunları biz bütün emniyet güçlerimizle beraber yakalayarak, cezaevlerine, yargının kararıyla tıktık. Şu anda oradalar, oradalar. Sen mi yaptın bu işleri? Bu kararları sen mi aldın? İdam konusundaki kararım da belli. İşte yarın ki alacağımız karar aynı zamanda bunun da yolunu açacaktır. Şimdi göreceğiz, hemen parlamentoya kanun tasarısı geldiğinde bakalım Kılıçdaroğlu ne diyecek? Evet mi diyecek, hayır mı diyecek? Sayın Bahçeli 'evet' diyor, sayın Yıldırım da 'evet' diyor. Dolayısıyla parlamentodan geçti, bana geldi, ben de buna onayı veririm, işi bitiririm. Ha olmadı. O zaman ne yapacağız? Bir referandum da onun için yapacağız. Nereye geleceğiz? Millete geleceğiz. Asıl kararı kim verecek? Şehitlerimizin varisleri verecek. Gazilerimiz verecek, milletimiz verecek ve Allah'ın izniyle verilen karar neyse o da uygulamaya girecek."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye büyüdükçe, geliştikçe yeni yatırımlarla gücüne güç kattıkça, içeride ve dışarıda birilerinin adeta yüreğinin daraldığını ifade ederek, "Nasıl daralmasın? İstanbul'a bakıyorlar. Boğaz boyunca inci gibi dizilmiş 3 köprüyü görüyorlar. Şimdi 'hayır'cılara bakalım. Kim 'hayır' diyor? 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne bunlar 'hayır' dedi mi? Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne 'hayır' dedi mi? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne 'hayır' dedi mi? Marmaray'a 'hayır' dedi mi? Avrasya Tüneli'ne 'hayır' dedi mi? Osmangazi Köprüsü'ne 'hayır' dedi mi? Ya neye 'evet' diyeceksiniz siz? Çünkü bu millete, bu memlekete faydalı hiçbir şeyde bunlar yok." diye konuştu.

"Biz bu millete aşığız, aşık"

Erdoğan, temelini attıkları 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün milletin cebinden 1 kuruş çıkmadan inşa edileceğini ve 2023'e yetiştirileceğini anlattı. 

Köprünün 2 kule arasının 2023 metre olacağını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ve dünyanın bir numaralı köprüsü olacak. Biz bu millete aşığız, aşık. Biz dertliyiz, dertli. Benim vatandaşım, benim milletim öyle affedersiniz patika yollarda değil artık. Bölünmüş yollarla elhamdülillah arabasına biniyor, huzurlu bir şekilde bastırıp gidiyor. 79 senede bu ülkede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Biz 14 senede 19 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Farkımız bu. O 79 senenin içinde tek partili dönemler var biliyorsunuz. CHP'nin iktidarları. Ne yaptınız ya, konuşun bakalım, ne yaptınız? Bak şimdi bir de ne geliyor? Şehir hastaneleri geliyor. İstanbulumuz da biri de size yakın geliyor inşallah, Samandıra'ya. Orada dev bir şehir hastanesi yapacağız. Şu anda ihalesi yapılmak üzere. Avrupa yakasında inşaat devam ediyor ve bunlar dünyanın erişemediği sağlıktaki reformlar."

"Bugünün hasta adamı kim biliyor musunuz? Avrupa Birliği"

Bir asır önce Osmanlı için "Hasta adam" denildiğini hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Bugünün hasta adamı kim biliyor musunuz? Avrupa Birliği. Ekonomisi küçülüyor, borcu artıyor, ticaret hacmi daralıyor. Şimdi bak, çok enteresan... Şu anda Avrupa Birliği üyesi komşumuz Yunanistan... Almanya'nın ona verdiği para ne biliyor musunuz, 400 milyar avro. Türkiye'nin böyle bir derdi var mı? Yok. Elhamdülillah. IMF'e borcumuz var mı? Yok. Geldik, 23 milyar dolardı, 2013'te bunu sıfırladık. Merkez Bankasının rezervi 27,5 milyar dolardı şimdi elhamdülillah 106-107 milyar dolar. Biz yürüyoruz, biz büyüyoruz. Ekonomiyle, vizeyle, ticaretle tehdit edenler önce dönüp kendilerine baksınlar. Eğer bunu yapabilirlerse işte o zaman kimin kime ihtiyacı olduğunu daha iyi anlayacaklar."

"Bu mesele ülkemizin ve milletimizin bir beka meselesidir"

Katılımcılara CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir radyo programında söylediği, "Halk seçti cumhurbaşkanını, başbakan da başkası oldu. Cumhurbaşkanı başka bir partinin genel başkanı, başbakan da başka bir partinin genel başkanı. Asıl kavga o zaman çıkacak. Asıl onu düşünmek lazım..." şeklindeki sözlerini dinleten Erdoğan, "Kılıçdaroğlu, işte bunu anlatıyorum. Bu sıkıntı olmasın diye ne yapıyoruz? Başbakanlıkla cumhurbaşkanlığını birleştiriyoruz. Anladın mı Kılıçdaroğlu? Ama zor anlarsın. Çünkü sen İstanbul'da belediye başkan adayıyken Kağıthane'ye ne demiştin? Kağıttepe. İstanbullu bunu iyi bilir. Anlamaz. SSK Genel Müdürüyken, sizler iyi bilirsiniz, o hastanelerimizin hali neydi? İlaçlarımızı alabiliyor muyduk? Şimdi böyle bir derdimiz var mı? Nereden nereye. Daha iyi olacak inşallah." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun "Cumhurbaşkanı parlamentoyu feshedebilecek" şeklindeki sözlerini hatırlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Parlamentoyu fesih yetkisi yok, yalan söyleme, dürüst ol. Ancak seçimlerin yenilenmesi kararını verebilir. Fakat durup dururken bir cumhurbaşkanı niye seçimlerin yenilenmesi kararını versin ki? Çünkü böyle bir karar verildiği zaman kendisi de seçime gidecek, Meclis de seçime gidecek. Anlatabiliyor muyum? Dolayısıyla buna niye gerek olsun ama artık yalancının mumu yarın saat 5'e kadar yanacak. Ondan sonra söylüyor. Şimdi bundan sonra ilk seçimde yeni sistemle önümüze iki sandık gelecek. Birinde cumhurbaşkanı seçimi yapılacak, bir diğerinde parlamento seçimi yapılacak. Kardeşlerim hep söylüyorum, bu mesele sıradan bir parti meselesi değildir. Bu mesele ülkemizin ve milletimizin bir beka meselesidir. Daha güçleneceğiz. Türkiye'nin koalisyonlu günlere geri dönmeye tahammülü yok. Bunun son tecrübesini 7 Haziran 2015 seçimlerinde yaşadık. 7 Haziran seçimlerinde hiçbir parti tek başına iktidar olabildi mi? Olamadı. Ne oldu? Haftalarca hükümet kurma çalışmalarından netice alamadık. Baktım ki olmuyor dedim ki 'Erken seçim.' Onun üzerine 1 Kasım'da erken seçime gittik. Allah'a hamd olsun milletimiz ferasetiyle konuştu ve sandıklardan tek partiyi, AK Parti'yi iktidara getirdi. Ana muhalefetin bölücü terör örgütünü siyasi uzantılarını iktidara taşımak için nasıl çırpındığını unutmadık. Terör örgütlerinin meydanı boş bulduklarını düşünerek tüm güçleriyle ülkemizin üzerine nasıl saldırdıklarını unutmadık. Yatırımcıların nasıl tereddüde düştüklerini unutmadık. 15 Temmuz darbe girişimi de bu fotoğrafın bir parçasıdır. Bütün gerçekler ortadayken, hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam etmemiz mümkün değildir."

"Pensilvanya'ya sıkışıp kaldın"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"780 bin kilometrekare vatanımızı bölmek isteyenler var mı? Devleti bölmek isteyenler var mı? Var. Bizim tek devletimiz var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bunlar ise paralel devletmiş. Geç o işi geç. Sen sıkıyorsa yüreğin çık Türkiye'ye gel. Pensilvanya'ya sıkışıp kaldın. Niye gelemiyorsun Türkiye'ye? Gel buraya şarlatan gel. Bu şarlatana aklını kiraya vermiş olan vatandaşlarıma sesleniyorum; lütfen uyanın, aklınızı kiraya vermeyin. Akıl, ilim Allah'ın bize büyük bir lütfu. Rabbim ayetlerinde ne buyuruyor? Düşünerek hiç akletmez misiniz? Akledeceğiz, düşüneceğiz, kararımızı da buna göre vereceğiz. Altı ibadet, ortası ticaret, tepesi ihanet olanlarla beraber olmayacağız.

Bir yalan daha uydurdular. 'Efendim Türkiye'yi eyaletlerle böleceklermiş'. Geç o işi geç. Tayyip Erdoğan'ın ağzından böyle bir şey duydun mu? 14 yıldır biz Türkiye'yi yönetiyoruz böyle bir şey duydun mu? Duymaz uydurur, bunlar böyle. Çünkü bunlarda iftira mekanizması acayip çalışıyor. Bunlarla ilgili de kaç kere bunları açıkladık. Yalan makinesi bunları söylemeye devam ediyor. Çünkü bunların konuştuklarının anayasa ile yakından uzaktan alakası yok. Biz gerçekleri anlattıkça, bu yalanların balonları da birer birer söndü."

 

Muhabir: Çiğdem Alyanak,Etem Geylan,Emrah Güney,Arif Yakıcı

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.