Bir yeni yıl rüyası...

Bir yeni yıl rüyası...
İstedim ki yeni yılı kitapla açalım ve önümüzdeki bir yıl içinde hayatımızın akışını değiştirecek bir karar için kitapla olan ünsiyetimizi geliştirelim.Önce...



İstedim ki yeni yılı kitapla açalım ve önümüzdeki bir yıl içinde hayatımızın akışını değiştirecek bir karar için kitapla olan ünsiyetimizi geliştirelim.Önce bir rüya görelim ve düşünelim ki bir kitap dostuyuz!..

 

Olamaz mıyız? Yok, hemen olumsuz düşünmeyin. Belki o dostluktan kazancımız olur. O halde gelin ilk adımı biz atalım. Bir kitap, bir kitap daha, bir kitap daha... Alarak, okuyarak, hediye ederek... Israrcı ve kararlı olmamız için sebeplerimiz var. Bizi daha bilgili, daha kültürlü görmek isteyen çocuklarımız, çevremiz, dostlarımız var.

 

İkinci aşamada bir yakınımızı, bir tanıdığı kitap dostu yapmak için niyet taşıyabiliriz. Söz gelimi bir yıl boyunca topluca kitaplar okuyabilir, dostlarımıza kitaplar hediye edebiliriz. En azından ellerimiz kitap alıp vermeye alışır. Okumasak bile okuyacak birilerine kitap takdim etmek, onları kitaplarla dost kılmak az şey midir?!.. Bunun çok da masraflı bir yol olduğunu düşünmüyorum. Hayırlarımızı kitap cinsinden yapsak bile kitaba bir bütçe ayırabiliriz zannederim.

 

Kahvehanelerin adını bu yıla mahsus olarak eskisine döndürüp kıraathane (okuma evi) yapsak!.. Bunun için kampanyalar düzenleyip mahallemizin en az bir kahvehanesinde iki raf da olsa bir kitaplık oluştursak. Bunu işyerlerimize, hapishanelere, hastanelere yaysak ve bizimle çalışan insanlar bize baktıklarında kitabı hatırlasalar!.. Ne olur yani bir banka, bütün şubelerinde mudilerinin beklediği bölümlere hediye olmak üzere birkaç çeşit koysa. İşyerleri özel günlerinde çalışanlarına kitap setleri (ebeveyn için, çocuklar için, misafirler için) hediye etse. Ünlü restoranlar müşterilerine hesap pusulasıyla birlikte ücretsiz kitap sunsa (ve kitabın ücretini isterse gizlice faturaya ilave etse). Bütün çiçekçiler çiçek alanlara bir de kitap verse; bütün çiçek verenler çiçekle birlikte birer kitap da verseler. Şehirlerarası toplu taşıma araçlarında yolculara kitaplar sunulsa. İlaç şirketleri duvar saatlerinden, işe yaramaz döküntü hediyelerden vazgeçip bir yıl boyunca promosyon olarak kitap dağıtsa. Oteller ve hastaneler yatakların baş ucuna kitaplar koysalar. Kreşler çocuklar için kitap şeklinde oyuncaklar üretseler, oyuncaktan kitaba geçiş yapsalar. Sahi ne ziyanı olur, bayram şekerleri yerlerini kitaplara bıraksa; hediye götürülür veya gönderilirken paketlere birer kitap da konsa!.. Hükümet üyeleri ve parlamentoda herkes bir kitap okuma/okutma, alıp/verme geleneği başlatsa!.. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın eşleri hanımefendilerden birinin öncülüğünde bir kitap açılımı başlatılsa da kızlarımız, anne adaylarımız, annelerimiz geleceğimizi bilgiyle şekillendirseler. Ve nihayet ortaöğretimde okullar ve öğretmenler okuma saatlerinin içeriğini dolu tutsalar, ÖSS okunacak Yüz Temel Eser'den sorular sorsa, üniversiteler senato kararları alıp öğrencilerine kültürel kitap okuma dersleri (seçmeli ve kredili) koysa... Velhasıl sa... sa... sa.

 

Bir kitap hayatımıza ne katar, kendinize sorun lütfen!.. O zaman bütün bu söylediklerim yalnızca bir rüya olmaktan çıkacak, biz kitap okuyan birinci sınıf bir toplum olacağız. Belki de kişisel ve toplumsal pek çok sancımız son bulacak, kazancımız artacak.

 

Bence sizin hiçbir mazeretiniz bu rüyayı gerçekleştirmenize mani değildir; yanılıyor muyum? Herkes kendi miktarınca günde bir kitap, haftada bir kitap, ayda bir kitap, hiç olmazsa her mevsimde bir kitap, o da olmazsa 2011 yılında bir kitap okuyabilir veya hediye edebilir. Hem okuyup hem hediye edebilir olmak da mümkün elbette. Gelin 2011 yılını rüyada geçirelim.

 

Yeni yılınız bereketli ve hayırlı gelsin; günleriniz kitap, yılınız kütüphane olsun!..

 

Ne okuyalım?

 

2011 yılının kitapla dostluklarını başlatmak için işte benim seçimim olan birkaç kitap: Nazan Bekiroğlu'ndan "Yol Hali", Sibel Eraslan'dan "Çöl/Deniz: Hz. Hatice", Perihan Mağden'den "Ali ile Ramazan", Ahmet Ümit'ten "İstanbul Hatırası", Selim İleri'den "Bu Yalan Tango" ve Ece Temelkuran'dan Beyrut hüzünleri taşıyan içli "Muz Sesleri"... Şiir okumayı sevenler Ömer Erdem'in "Kireç"ini bir kenara kaydetsinler. Aktüel hadiselere bakış açısını değiştirmek isteyenler de Şamil Tayyar ile Mehmet Baransu'nun heyecanlı kitapları arasında mutlaka dolaşmalı. Güzel bir hatırat için de Sargon Erdem'in "Tövbenin Tadı" adlı eseri fevkalade yararlı.

 

Bu kitapların herhangi birini okuyarak 2011 kitap rüyasına dalabilirsiniz. Ama rüya yerine gözleriniz açık olsun istiyorsanız "Bir Liderin Doğuşu: Recep Tayyip Erdoğan" kitabını mutlaka okumalısınız. Geçtiğimiz bir yıl içinde beni en fazla etkileyen birkaç kitaptan biriydi bu. Hüseyin Besli ve Ömer Özbay'ın hazırladıkları lezzetli, heyecanlı bir kitap. Nefes kesici bir öyküyle başlayıp bir liderin hangi şartlarda lider olduğunu zarif, kavrayıcı, kuşatıcı bir üslupla anlatıyor. Kitabı okuyunca Sayın Başbakanımızın "delikanlı"lığına da, liderlik yeteneğine de hayran kalıyorsunuz ama daha da önemlisi Sayın Emine Erdoğan'ın inandığı davaya katkılarındaki kararlılık ve gayretini görüyorsunuz. Bu kitapta eskilerin ifadesiyle "müstakîmü'l-hâl (dosdoğru bir istikamet üzre, vizyoner, çalışkan ve elbette dürüst)" bir Tayyip Erdoğan ve Emine Erdoğan portresi var. İbret için ve örnek alınmak üzere...(Meydan Yayınları, 0212524 7 524). i.pala@zaman.com.tr

 

İskender Pala

i.pala@zaman.com.tr

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.