Bir adım önde olmak ister misiniz?

Bir adım önde olmak ister misiniz?
İnternet, sosyal paylaşım sitelerinden ibaret değil. Saatlerinizi ayırdığınız bu sitelerde paylaştığınız içerikler, birkaç gün sonra yok olup gidiyor....



İnternet, sosyal paylaşım sitelerinden ibaret değil. Saatlerinizi ayırdığınız bu sitelerde paylaştığınız içerikler, birkaç gün sonra yok olup gidiyor. Size daha güzel bir önerimiz var.

Günün önemli bir kısmını internette geçiren kişiler, sosyal paylaşım siteleri sayesinde sadece okuyucu değil, aynı zamanda içeriği de üreten kişiler oldular.

Facebook ve Twitter gibi adreslerin popüler olmasının altında yatan neden de bu detayda gizli; kullanıcıların ürettiği içeriklerin diğer kullanıcılar tarafından daha çekici bulunması.

Bundan 5 yıl önce internet kullanıcıları, ekran başında geçirdikleri zamanın büyük kısmını, profesyonel içerik üreticileri tarafından hazırlanan adreslerde geçiriyorlardı. Bu adreslerin başında ise haber siteleri yer alıyordu.

Şimdi ise durum daha farklı.

Hem internet kullanıcısı, hem de haber siteleri bu değişimden nasibini aldılar.

Profesyonel içeriklerin mutlaka okunması gerektiği anlayışı, amatörler tarafından hazırlanan içeriklerin lezzetinden sonra kabul görmedi.

Yapılan araştırmalarda kişiler, günde birkaç saatini Facebook gibi sitelerde geçiriyorlar ve bu zamanın daha azını internette haber okumak veya araştırma yapmak gibi faaliyetlere ayırıyorlar.

Kullanıcı, kendisi gibi kişilerin ürettiği içeriği daha gerçekçi ve daha değerli buluyor. Yorumluyor, paylaşıyor ve tavsiye ediyor.

Haber sitelerine gelelim.

Kullanıcının sosyal ağlara göç etmesiyle beraber, başta yorumlar olmak üzere interaktif alanları bünyelerine taşımakla işe başlayan haber siteleri, kullandıkları haber dilinde de köklü değişikliğe giderek daha samimi başlıklar ve daha samimi görsellerle içerikleri sunmaya başladılar.

Haber sitelerinin değişimden sonra, sosyal paylaşım sitelerinden ne şekilde nasipleneceği konusu henüz netlik kazanmış değil.

O nedenle ayakta kalmak isteyen haber sitelerindeki ekipler, daha iyi haber yapmanın dışında haberi ne şekilde sunacaklarına kafa yoruyorlar.

Bu rekabeti bir kenara bırakarak önemli bir tavsiyede bulunmak istiyorum.

Sosyal paylaşım sitelerinde kullanıcıların büyük bir hevesle ürettiği içeriklerin, birkaç gün içinde kaybolduğu ortada.

Bundan birkaç ay önce attığınız Twit?i veya Facebook?ta paylaştığınız yorumu bulmaya çalışın. Ne dediğimi çok iyi anlayacaksınız.

Sonuç; tam bir işkence.

Kullanmayın demiyorum ama bu içeriklerin olduğu bir blog?unuzun olması konusunda sizlere tavsiyede bulunmak istiyorum.

Günün büyük kısmını Friendfeed?e ayıran arkadaşlarım belli etmeseler de şu anda çok pişmanlar. Aylarca MySpace?e içerik yükleyenlerin durumu da Friendfeed kullanıcılarından farklı değil.

?Bu paylaşımları, sosyal paylaşım sitelerinde değil de blog?larımızda yapsaydık, ayrı bir kazanç kapısı bile oluşturabilirdik? diyenlerin sayısı da az değil.

Firmalar, konusunda uzman olan blog?cularla iş yapmak için çok ciddi bütçeler ayırırken, maalesef ülkemizde bu blog?culara ulaşamıyorlar. Belki de aranan blog'culardan biri siz olabilirsiniz.

Bunun dışında, iş başvurularında blog adreslerini belirten adaylar, diğerlerinden %50 daha fazla dikkat çekiyor ve tercih ediliyor. Yeni nesil iletişim teknolojilerini faydalı bir şekilde kullanan çalışanı hangi patron tercih etmez ki?

Çektiğiniz fotoğraf, kafa patlattığınız yorumlar, gülümseten konular ve daha fazlası blog?larınızda yer alsın. Sosyal paylaşım sitelerini terk etmeyin, kullanmasını bilin.

Mesela bu içeriklere yönlendirme yapan hatırlatmalar için kullanabilirsiniz.

Tıpkı bu yazıyı yazıp, aşağıdaki Twitter hesabımdan yapacağım gibi.

Hakkı Alkan - http://twitter.com/hakki_alkan


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.