'Bilimsel çalışmalarda çıtayı yükseltmemiz gerekiyor'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan sonra her alanda olduğu gibi bilimsel çalışmalarda da çıtayı yükseltmemiz, hedeflerimizi büyütmemiz gerekiyor" dedi.
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 2015 Yılı TÜBİTAK Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dört bir yanındaki ve yurt dışındaki üniversitelerden 18 bilim insanının, yaptıkları başarılı çalışmalardan dolayı ödül alacaklarını söyledi.
Erdoğan, bu yıl verilen 4 bilim ödülü, 1 özel ödül, 13 teşvik ödülünü almaya hak kazanan bilim insanlarından çok daha büyük başarılar beklediklerini bildirdi.
TÜBİTAK ödüllerinin çok önemli olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül kriterleri konusunda 2007'de yapılan değişiklikleri yerinde gördüğünü, kemiyetle beraber keyfiyeti de gözeten ödül sisteminin çok daha adil ve gerçekçi olduğuna inandığını kaydetti.
Türkiye'nin her alanda sayı, skor, nicelikle beraber kalite ve içeriği de öncelik alan bir düzeye geldiğini anlatan Erdoğan, "Ülkemizde eskiden liseyi bitiren öğrencilerimizin en büyük sorunu üniversiteye girebilmekti. Çünkü üniversite sınavına giren kişi sayısıyla üniversiteye kayıt yaptırma hakkı elde edebilen kişi sayısı arasında 10 kata varan bir fark vardı. Yani sınava giren her 10 kişiden sadece bir tanesi üniversite kapısından içeri girebilme hakkı elde edebiliyordu. Bu durum eğitim sistemimizde yukarıdan aşağıya doğru büyük bir baskıya ve tahribata yol açıyordu" değerlendirmesinde bulundu.
Bu eksikliğin üzerine bir de katsayı gibi adaletsiz uygulamaların eklendiğini ve durumun gerçekten vahim bir hale dönüştüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 13 yılda açılan yeni üniversitelerle, mevcut üniversitelerin geliştirilmesiyle, adaletsizliklerin giderilmesiyle, Türkiye'nin bu sorunu geride bıraktığını anımsattı. Erdoğan, "Bugün neredeyse lisans yerleştirme sınavına giren öğrenci sayısına yakın üniversite kontenjanına sahibiz. Artık üniversiteye veya herhangi bir bölüme yerleşebilme değil hedeflenen üniversitelere, bölümlere girme yarışı söz konusudur" diye konuştu.
-"En büyük görev bilim dünyamızın kıymetli temsilcilerine düşüyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle Cumhurbaşkanlığı Külliye'sinde öğretmenleri misafir ettiklerinde üzerinde durduğu bir konu olduğunu hatırlattı. Ülkede öğreten ve öğrenen arasındaki ilişkinin çok sığlaştığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halbuki bizim kültürümüzde öğreten muallimdir yani ilim tedris eden, eğitim ve öğretimi birlikte yürüten kişidir. Öğrenen de talebedir. Yani ilime talim, eğitimi ve öğretimi birlikte alan kişidir. Biz, öğretmenliği ders anlatma ve not verme, öğrenciliği de sınava girme ve not alma düzeyine indirerek tarihi bir yanlışın içine girdik. Bir an önce 'muallim' ve 'talebe' kavramlarının derinliğini, eğitim sistemimize hakim kılmak mecburiyetindeyiz. Aynı şekilde 'alim' de adeta sırtımızı döndüğümüz kavramlarımız arasında. Bilim tarihinin en büyük isimlerini yetiştirmiş bir medeniyetin temsilcileri olarak böyle bir daralmayı asla kabul edemeyiz."
Çalışmalarını Amerika'da sürdüren Prof. Dr. Aziz Sancar'ın Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumu büyük bir memnuniyet ve sevinçle karşıladıklarını ifade ederek, her yıl bu şekilde dünya çapında ödül alan, ödüle aday gösterilen daha çok bilim adamının olması gerektiğini bildirdi.
Geçmişte istikrar konusunda sıkıntıların yaşandığını, son 13 yılda ise edindikleri tecrübeyle bu konuda önemli bir birikimi ortaya çıkardıklarını anlatan Erdoğan, "Bundan sonra her alanda olduğu gibi bilimsel çalışmalarda da çıtayı yükseltmemiz, hedeflerimizi büyütmemiz gerekiyor. Bu konuda en büyük görev bilim dünyamızın siz kıymetli temsilcilerine düşüyor. Ben sizlere inanıyorum, güveniyorum. Devleti olarak da üzerimize ne düşüyorsa bunu yerine getirmeye hazır olduğumuzu özellikle burada ifade etmek istiyorum" dedi.
-"Güçlü olmaya mecburuz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, savunma sanayinde dışa bağımlılığı yüzde 80'den yüzde 40'lara düşürdüklerine dikkati çekerek, "Bu çok önemli bir adım. Eğer siz bu alanda bağımsızlığınızı sağlayabilirseniz, o zaman işte birileri böyle rastgele bu millete gelip de kafa tutamaz" dedi.
2008'de Avrupa ve Amerika'da başlayan finans krizinin tüm dünya ekonomisinde sarsıntıya yol açtığını hatırlatan Erdoğan, Suriye'de yaşanan istikrarsızlığın komşularının ardından Avrupa'yı da tehdit etmeye başladığını bildirdi.
Terörizm ile ilgili sorunların dünyanın pek çok yeri ile bölgede ciddi bir sıkıntı olarak varlığını sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz 2 milyon 200 bin insana ev sahipliği yaparken batılılar gibi bağırıp çağırmıyoruz. Bizim medeniyetimiz, bizim kültürümüz bize bu ensar zenginliğini kazandırdığı için biz onlar gibi bağırıp çağırmıyoruz ama onlar 'ne olur bunları bırakmayın bunlar bize gelmesinler. Eğer bunlar bize gelirse, bizim halimiz ne olacak' diye feryat edip duruyorlar. Buraya ciddi bir soru işareti koymak gerekir. Fakat biz kararlılıkla yolumuzda devam ediyoruz. Çünkü biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Onun için de tüm insanlara bakışımız bu noktada bizim farklı. Bunun yanında güçlü bir ekonomiye, güçlü bir toplum yapısına eğer sahip değilseniz bu sorunların her biri sizi rüzgarın önündeki bir yaprak gibi savurur hiç beklemediğiniz istemediğiniz yerlere sürükler."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğuna bu yüzden zorlukların üstesinden başarıyla geldiğine dikkati çekti. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şu anda hamdolsun güçlüyüz onun için de bunlara katlanıyoruz. Batı bizden daha güçlü niye onlar katlanamıyor? İşte o kültür. Türkiye'nin tarihi ve coğrafi olarak zayıf olma şansı yoktur. Güçlü olmaya mecburuz. Güçlü olmazsak, güçlü bir duruş sergileyemezsek, bizi bu coğrafyada bir gün bile barındırmazlar. Hani zaman zaman söylerler ya üç tarafı denizlerle dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke. Ben bu ezberi tekrar etmek durumunda değilim. Etmem de. Bilakis millet olarak tarihin ve coğrafyanın üzerimize yüklediği bu sorumluluktan bu kaderden kaçma imkanımız olmadığını ifade ediyorum. Onun için çalışacağız, çok çalışacağız ve başaracağız."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.