BES'te 5 milyon 100 bin kişi var
Başbakan Yardımcısı Babacan, BES'e 2003'ten 2013 yılı başına kadar 3 milyon 100 bin kişinin katıldığını belirterek, "Devlet katkısı sistemine geçtikten sonra buna 2 milyon kişi daha ilave olmuş ve sayı bugün itibarıyla 5 milyon 100 bin" dedi.
ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bireysel Emeklilik Sistemine (BES) 2003 yılından 2013 yılı başına kadar 3 milyon 100 bin kişinin katıldığını belirterek, "Devlet katkısı sistemine geçtikten sonra buna 2 milyon kişi daha ilave olmuş ve sayı, bugün itibarıyla 5 milyon 100 bin. Demek ki sistemdeki değişiklik işe yaramış" dedi.
Babacan, BES'e dahil olan 5 milyonuncu katılımcıyı tanıtmak amacıyla Rixos Otel'de düzenlenen basın toplantısında, BES'in, faaliyete geçtiği 2003 yılından bu yana çok önemli mesafe katedildiğini söyledi.
Sistemin emeklilerini de vermeye başladığını dile getiren Babacan, şu anda BES'te emekli olanların sayısının 15 bin civarında olduğunu ifade etti.
Babacan, 2013 yılında sistemde önemli değişiklikler yapıldığını hatırlatarak, vergi avantajı sisteminden, doğrudan devlet katkısı sistemine geçildiğini ve bu sayede bütçeden BES'e yaklaşık 3 milyar lira katkıda bulunulduğunu bildirdi.
Devlet katkısı sistemiyle birlikte hem katılımcı sayısında hem de fon büyüklüğünde önemli artış yaşandığına dikkati çeken Babacan, şunları kaydetti:
"2003 yılından 2013 yılı başına kadar sisteme 3 milyon 100 bin kişi girmiş. Devlet katkısı sistemine geçtikten sonra buna 2 milyon kişi daha ilave olmuş ve sayı, bugün itibarıyla 5 milyon 100 bin. Demek ki sistemdeki değişiklik işe yaramış ve çok daha geniş kitlelerin BES'e kavuşmasını sağlamış. Fon miktarına baktığımız zaman da 2013 yılının başına kadar sistemde toplanan fon miktarı 20,3 milyar lira. Bugüne geldiğimizde ise rakam 37 milyar liraya ulaşmış durumda. Yani 9 yılda 20 milyar lira birikiyor ama son 2 yılda bunun üzerine 17 milyar lira ekleniyor. Bunun 3 milyar lirası devlet desteği ama 34 milyar lirası vatandaşlarımızın kendi birikimi. Hem katılımcı sayısı hem de toplanan fon miktarına baktığımızda bizi tatmin eden bir tablo var."
- "Tüm çalışanların yüzde 6'sı çalıştığı şirket vasıtasıyla sisteme girdi"
Şirketlerde çalışanların toplu olarak BES'e girmesini arzu ettiklerini belirten Babacan, ancak bu alanda biraz daha çabaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Babacan, tüm çalışanların yüzde 6'sının çalıştığı şirket vasıtasıyla sisteme girdiğini ifade etti. Bu rakamın biraz az olduğunu vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:
"Bireysel emeklilik şirketlerimizin biraz daha bu yöne doğru eğilmelerinde fayda görüyorum. Biliyorsunuz biz orada şirketlere de destek veriyoruz, ticari kazancın konusunda indirim konusu yapabiliyorlar ve bu indirimi biz yüzde 10'dan 15'e çıkardık. Bu alan da geliştiğinde ben öyle inanıyorum ki BES'in katılımcı sayısı da biriken fon miktarı da hızla artmaya devam edecek. Biraz önce Emeklilik Gözetim Merkezimizin başkanı, 2023 hedeflerini ortaya koydu. Biz aslında hükümet olarak sistemin uzun vadeli hedeflerini rakamsal olarak belirlemedik. O hedefe ulaşmak için hep birlikte çalışalım. Hatırladığım kadarıyla 2023 yılında 12 milyon katılımcı rakamı hedefleniyor. Yani bu ne demek? Bu yıldan sonra her yıl 800-900 bin civarında bir katılım olursa, 2023 yılında rakam 12 milyona ulaşmış olacak."
Başbakan Yardımcısı Babacan, 12 milyon katılımcı sayısının da yeterli olmadığını anlatarak Türkiye'nin potansiyelinin, özellikle genç nüfusunun BES'in çok daha yaygınlaşmasına müsait olduğunu bildirdi.
Şu anda ülkenin demografik yapısında bir fırsat penceresi olduğuna dikkati çeken Babacan, "Bu fırsat penceresi çok uzun süre açık kalmayabilir. Genç nüfusumuz, hele hele prim ödeme yaşı 38, belki 10-20 yıl iyi olacak ama ondan sonra iş değişebilir, demografik yapımızın olumsuz yönleri ön plana çıkabilir. Dolayısıyla hazır bu fırsat penceresi varken, çok daha fazla sayıda vatandaşımızın sistemi tanımasını, anlamasını ve sisteme katılmasını sağlamak, sektörümüzün çok önemli bir görevi" diye konuştu.
- "2013'te önemli düzenlemeler yapıldı"
BES'e ilişkin bazı rakamları da paylaşan Babacan, 2013 yılında Sermaye Piyasası Kurulunun sisteme ilişkin önemli düzenlemeler yaptığını anımsattı.
Babacan, bu düzenlemelerden birinin, sistemdeki birikimlerin faizsiz metotlarla, katılım bankacılığı felsefiyle yürütülmesinin sağlanması olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:
"Bugün itibarıyla baktığımızda, sistem çok yeni olmasına rağmen 370 bin kişi, bu tür hesaplarda birikimlerini değerlendiriyor ve yaklaşık 1 milyar liralık fon da sadece bu tür hesaplarda... Yani faiz konusunda hassasiyeti olan vatandaşlarımız, birikimlerini faizsiz enstrümanlarda değerlendirmek isteyen vatandaşlarımız, BES'e girdiklerinde katkı paylarını kısmen kira sertifikalarında kısmen katılım bankalarının katılım hesaplarında ve kısmen de Borsa İstanbul'un katılım endeksindeki firmaların hisse senetlerinde değerlendiriyor."
Söz konusu düzenlemelerden birinin de kıymetli madenlere dayalı fonların da sisteme katılması olduğunu anlatan Babacan, 2014 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 300 milyon liralık bir varlığın bu fonlarda olduğunu bildirdi.
- "BES, aslında bir kazan kazan sistemi"
BES'in, Türkiye'nin makroekonomik görünümü açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Babacan, tasarruf oranlarının düşük oluşunun, ekonomide kırılganlıklar oluşturduğunu ifade etti.
Ekonominin yatırım, üretim ve büyüme için mutlaka uzun vadeli kaynaklara ihtiyacı olduğunu belirten Babacan, "İşte BES, ülkemizde, ekonomimizde uzun vadeli kaynakların oluşumuna katkı vermekte. Yaklaşık 1000 günün üzerinde bir vade söz konusu sistemde. İşte bu, ekonomimiz açısından önemli. BES, bir yandan vatandaşlarımızın ileriki yaşlarında refah seviyelerini korumak açısından ne kadar önemliyse, ülkemizin bugünkü ekonomisini daha sağlam bir yapıya kavuşturmak açısından da o kadar önemli. BES, Türkiye'nin büyümesini kendi kaynaklarıyla sağlayabilmesinin en güzel araçlarından biri. Dolayısıyla BES, aslında bir kazan kazan sistemi. Hem ülke kazanıyor hem de vatandaşlarımız kazanıyor" diye konuştu.
Bu nedenlerle, BES'i baştan bu yana çok önemsediklerinin altını çizen Babacan, elde edilen bu güzel tablonun devam etmesini diledi.
- "Tasarruf oranlarımız artacak"
Türkiye'nin tasarruf oranlarının 2013'te tarihi düşük seviyelere indiğine dikkati çeken Babacan, geçen yıl ise gerek BES'in gelişmesi gerekse de alınan makro ihtiyati tedbirlerle tasarruf oranlarının 2013'e göre, yüzde 1,5 arttığını söyledi. "Uzun bir süreden sonra ilk kez tasarruf oranlarının arttığı bir yıl yaşadık 2014'te" diyen Babacan, Orta Vadeli Program'da da bu artışın devam edeceğini öngördüklerini ifade etti.
Babacan, tasarruf oranlarının bu yıl, önümüzdeki yıl ve 2017'de küçük küçük de olsa artmasını beklediklerini bildirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.