İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Belediyeler iktidarın vesayeti altına alınıyor,

Belediyeler iktidarın vesayeti altına alınıyor,

Torba yasalar ve KHK’ler ile Anayasa ve birçok kanunu tahrip ederek yapboz tahtası haline getiren, bir takım çetrefilli maddeleri Anayasa değişikliği halkoylamalarına sunduğu metodla torba yasa tasarılar maddeleri arasına yerleştirerek TBMM’den geçiren AKP iktidarı son torba yasa tasarısındada aynı taktiği uyguluyor.

TBMM’ne sunulan ve bu günlerde görüşülmeye başlanacak olan yeni Torba Yasa Tasarısı, birçok tuzak madde içeriyor. Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılması Hakkında Yasa Tasarısı’nda yer alan bir madde ile bütçe disiplini sağlama gerekçesiyle “İşsizlik Sigortası Fonu” dışında kalan kamu idarelerinin mali kaynaklarının, “Tek Hazine Kurumlar Hesabı”nda toplanması öngörülüyor.

Buna göre, belediyeler, il özel idareleri, kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT) ile bu idarelerin bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile birliklerinin nakit varlığı tek hazine kurumlar hesabına alınacak. Hazine Müsteşarlığı’nın kontrolünde olan bu hesap, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kamu ya da özel bankada değerlendirilecek.

Bu düzenleme yerel yönetimlere idari ve mali özerklik tanıyan Anayasa 127. maddesi hükümlerine aykırıdır.

Ayrıca Anayasa’da merkezi idare-mahalli idare ayrımının yapılması, mahalli idarelerin organlarının seçimle göreve gelmesinin öngörülmesi, seçimlerinin süreli olması, kararlarını kendi organları eliyle alması ve uygulatması, kendilerine özgü bütçelerinin bulunması gibi yetki ve ayrıcalıklar tanınmış olması, bu özerkliklerinin somutlaşmış halidir. Bu idarelerin kullanımında bulunan nakit varlıklarının “tek hazine kurumlar hesabı” kavramı içerisine dâhil edilmesi idari ve mali özerklik kavramları açısından sakıncalıdır.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı Milletvekili seçimi ve mahalli idareler seçimlerinde elini güçlü kılmak, muhalefete ait yerel yönetimlerde etki sağlamak üzere geçtiğimiz yılın sonlarına doğru düğmeye basmıştı.

İstanbul Büyükşehir belediye başkanı Kadir Topbaş’ın istifası ile başlayan süreçte, Ankara, Bursa, Balıkesir gibi büyükşehirler başta olmak üzere ondan fazla AKP’li il ve ilçe belediye başkanı Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın zorlaması ile istifa etti.

Bunun dışında “93’ü BDP’li, 9’u AK Partili, 3’ü MHP’li, 1 tanesi CHP’li” olmak üzere, 106 belediye başkanı görevden alındı. (Rakamlar 10 Aralık 2017 de başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamasından alınmıştır.)

AKP iktidarı şimdide torba yasa tasarısının içerisine gizlediği “Tek Hazine Kurumlar Hesabı” ile yerel yönetimlerin mali kontrolünü sağlamak altında tutmak adı altında bütçesini yönetmeyi yani yerel yönetimlerin elini kolunu bağlamayı dolayısıyla ister AKP’li isterse muhalefet partilerinden seçilmiş belediyeleri yönlendirmeyi (yönetmeyi) hedefliyor.

 

Parası olan denize girebilecek;

Bir önemli husus da Torba yasa tasarısının dışında ancak denize kıyısı olan şehir belediyelerinin plajları özel sektöre kiraya vermesi.

Kültür ve Turizm Bakanlığının 29.08 2012 tarih ve 188192 sayılı Kıyı ve Sahil şeridi kullanımı hakkındaki 2012/09 genelgesi ile belediyelere Kıyı ve sahil şeridindeki halkın kullanımını kısıtlayıcı uygulamaların kaldırılması ve kamuya açık kullanıma imkan verecek düzenlemelerin sağlanması hakkındaki talimatı ve 2 Mayıs 2013’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Tabiat Varlıkları ve Doğal SİT Alanları ile Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Atındaki Yerlerin İdaresi Hakkında Yönetmeliği”ni hiçe sayılıyor.

Antalya’nın AKP’li belediye başkanının öncülük ettiği projeye göre sahil şeridinde denize girilecek yerler belirlenerek buraları ihale yolu ile özel teşebbüse kiraya verilecek. İhaleyi alan firma sahillere şemsiye ve şezlong koymak suretiyle denize girmek isteyen vatandaşlara kiraya verecek. Sahilde bulunan siteler kendi sitelerinin önlerine şezlong ve şemsiye koyamayacak, koymak isterse işletmeci firmaya ücret ödemek zorunda kalacak. Bu hukuken bir sahil işgalidir. Kıyı kanuna göre sahillere çit çekilemez, herhangi bir şekilde ticari amaçla sahiller kullanılamaz. Bu anlamda yasaya aykırılık söz konusu. Doğal olarak bunun sonucunda da kıyılardan sadece parası olan insanlar yararlanabilecek.

Bu anayasaya ve 4 Kasım 1950 ‘de Türkiye’nin de imzaladığı “İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme”’ hükümlerine aykırıdır. Ayrıca Sahiller, kıyı şeritleri 4721 sayılı medeni kanunun münferit maddeleri gereki lebideryadır. Satılamaz, kiralanamaz, vatandaşın kullanımı kısıtlanamaz, engellenemez.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

16.03.2018/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi

 

 

 

.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi