Bediüzzaman veto etti?

Bediüzzaman veto etti?
Demokratik açılım sürecine destek veren Nevzat Kösoğlu, gündemdeki konulara dair çarpıcı açıklamalarda bulundu?Demokratik açılım sürecine destek...



Demokratik açılım sürecine destek veren Nevzat Kösoğlu, gündemdeki konulara dair çarpıcı açıklamalarda bulundu?

Demokratik açılım sürecine destek veren Nevzat Kösoğlu, Atatürk'ün siyasette istismar vasıtası haline geldiğini, demoklesin kılıcı gibi kim eline geçirirse öbür tarafa salladığını söyledi. Bölgeye 'Kürdistan' diyerek bir tabuyu yıkan Kösoğlu, "Anadolu'da yaşayan halkı Kürtler ve Türkler diye ayırmamak lazım" dedi...

Röportaj: Seda ŞİMŞEK


sedasimsek@bugun.com.tr


Türkiye Cumhuriyeti'ni Türkler ve Kürtlerin birlikte kurduğu dile getiriliyor.


Anadolu'da yaşayan Türk halkı Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştur, Kürtler ve Türkler diye ayırmamak lazım. Anadolu'da yaşayan Türk halkı cumhuriyeti kurmuştur. Anadolu'da yaşayan Türk halkının da en az yüzde 80'i göçmendir, Balkanlar'dan, Kafkaslar'dan, Kırım'dan, dünyanın dört bir yanından sürülenler burada nefes almışlardır.


Atatürk istismar vasıtası

Atatürk'ün Kürtler'e özerklik vereceği iddialarına ne diyorsunuz?


Doğru veya yanlış olması hiçbir anlam ifade etmez. Atatürk söylemiş olsa ne olacak? Atatürk devlet adamıdır, siyaset adamıdır. Atatürk'ün söyledikleri bir devlet adamının sözleri olarak değer lendirilmeli, kutsal metinler değil. Bugün kötü niyetliler çok fazla, Atatürk'ü balyoz topuz haline getirmişler, kalkanın kafasına "Sen Atatürkçüsün, sen değilsin" diye vuruyorlar. Bunlar çok çirkin şeyler. İnşallah Türkiye bunlardan da kurtulur.


Şu kadar  yıldır "Atatürk" diyerek herkese vuruyorlar, bir tane ciddi Atatürk kitabı çıktığını görmedim. Mete Tunçay bir kitap yazdı o kadar. Atatürk de siyasetimizin bir istismar vasıtası haline gelmiş, demoklesin kılıcı gibi, kim eline geçirirse öbür tarafa karşı sallıyor.


Küreselleşen dünyada milliyetçiliğin, hatta millî devletlerin durumu tartışmaya açıldı.


Dünya küreselleşince devletlere gerek kalmayacak, her türlü sınırlar ortadan kalkacak. Uluslararası yahut uluslar üstü bir otoritenin şemsiyesi altında insanlık mutluluğa erecek. Bu 16. Yüzyıl'ın, 17. Yüzyıl'ın rüyasıdır. O dönemlerde bu işin olmayacağına karar vermişler.


Milliyetçiliği kaşıyorlar

Bir tehdit olarak görmüyor musunuz?


Bugün küreselleşme çok ciddi bir tarzda yürüyor. İnsanları, milletleri, kültürleri etkiliyor, yaşama üsluplarını değiştiriyor ama milli kurumları, milli devletleri yok etmesi mümkün değildir. Tam tersine milliyetçilikleri kaşıyor ve canlandırıyor, Avrupa'daki hasta milliyetçilik, ırkçılığı hortlatacak noktada kaşıyor. Milliyetçiliği Avrupa'da özellikle laf olarak söylemiyorlar, teorik olarak tartışmıyorlar, fiilen yapıyorlar. Nasyonalizmin orada kötü bir hatırası var, o kötü hatıradan o kadar yûnuslardır ki adını anmaktan kaçınırlar. Konuşmazlar fakat fiilen hepsi senden benden 40 defa milliyetçidir. Ya küreselleşmenin hakimidirler, küreselleşme onlara hizmet ediyordur ya da aleyhinde olduğu noktalarda derhal milli tavırlarını alırlar.


Küreselleşme tehdidi


Şimdi mikro milliyetçilik ulus devletleri tehdit ediyor.


Bu küreselleşme ile igili bir hadisedir. Küreselleşme bugün karşısında en büyük güç olarak milli yapıları görmektedir. Milli devletler var olduğu sürece küreselleşme hedefine tam ulaşamaz. Karşısındakini, rakibini yıkmanın yolu da onu ufalamaktır, küçük kuvvet birimleri haline getirmektir. Mikro milliyetçiliklerin özellikle küreselleşme çağında ortaya çıkışlarının bir sebebi de budur.


Ülkücülük siyasi parti mensubiyet simgesi oldu


Ülkücülüğün milliyetçilikten farkı nedir?


Esasında ülkücülük milliyetçilik ahlâkının ismidir. Milliyetçi olan insanların milliyetçiliğin gerektirdiği gibi yaşaması, milliyetçiliğin değer ve ilkelerine sadık olmasına "ülkücülük" denir. Ama ülkücülük bir siyasi mensubiyetin simgesi haline geldi, bir partiye mensup olan gençlere "ülkücü" denildi. Ulusalcılık, milliciliğin maneviyattan soyulmuş hali


Ulusalcılık nedir? Türk milliyetçileri ulusalcı olabilir mi?


Ulusalcılıkla çok fazla ilgilendiğimi söyleyemem fakat gördüğüm kadarıyla ulusalcılık milliciliğin maneviyattan soyulmuş, kuru hali. Bir adam var, o adam bizim isimlerimizi gazetede ev adreslerimizle birlikte yayınladı ve Gün Bey (Sazak) oradan alınan adresle evinin önünde vuruldu. O da şimdi ulusala, ben onun nesiyle ilgileneyim?


Türk kavramı yerine 'Türkiyeli' kavramı önerilerini nasıl karşılıyorsunuz?


Türkiye vatan yapılan bir coğrafyanın adıdır. Canımızla, kanımızla, imanımızla, heyecanımızla, siyasetimizle, dehamızla bu Anadolu coğrafyasını biz vatan yaptık. Coğrafyadan vatan haline gelen bu mekânın adı Türkiye'dir. Türk ise bu coğrafyayı vatan yapan milletin adıdır.



'Kürdistan tabu değil'

Sizin Said-i Nursi kitabınız var. Milliyetçiliği "müspet ve menfi" olarak nitelendiriyor, Said-i Nursi'nin millet tarifi ve milliyetçilik anlayışında Türklerin yeri neresidir?


Bediüzzaman hakikaten bu toprakların yetiştirdiği en büyük insanlardan birisi. Son dönem tarihimizin en büyük insanıdır. Kendisi Kürt, yani Kürdistan'da doğmuş, Türkçe'yi çok sonra öğrenmiş.


Tartışmalar milleti geriyor


Kürdistan'da doğmuş dediniz. Kürdistan demekten imtina etmiyorsunuz. Bu Türk milliyetçileri için bir tabu değil mi?


Bunlar, insanların psikolojik durumuna göre gerginlik getirir götürür. Ben ve Sadi Somuncuoğlu MHP milletvekiliydik, Ağrı'ya gittik. Ağrı'ya 30-40 kilometre uzaklıkta bizi karşıladılar. Kılıçarslanlar da Alparslanlar da bizim partili. Allah rahmet eylesin, aşiretin reisi bizi kollarını açarak "Kardeşlerim Kürdistan'a hoşgeldiniz" diye karşıladı ve kucakladı. Hiçbirimizin aklından da bir şey geçmedi. 70'li yılların sonunda. Bugün "Kürdistan" dedin demedin tartışmaları, millet bir gerilime giriyor, bunlar mânâsız şeyler. Osmanlı'nın kayıtlarında Kürdistan'dır orası, önemli olan insanlara bu tür meseleleri bir gerginlik malzemesi olarak vermemektir. Rize'nin adı Lazistan'dır, Lazistan mebusu Ziya Hurşit'tir.


Said-i Nursi ziyaretçilerine Kürtçe konuşma izni vermedi


Bediüzzaman sıradan bir düşünce adamı değildir. Üstad, "Eğer Mekke'de doğsaydım bile İslamiyet'e hizmet etmek için Türkiye'ye gelirdim. Kürdistan'da doğdum ama benim en yakın müridlerim Türkler'dir" diyor.


Said-i Nursi'nin milliyetçilik anlayışı

"Eğer Mekke'de doğsaydım bile İslamiyet'e hizmet etmek için Türkiye'ye gelirdim" diyor. Şimdi bu çok düz bir laf gibi görünüyor ama mertebesini Allah bilir. Ama Said-i Nursi'nin maneviyatının çok yüksek olduğunu düşünerek bunu yorumlamalıyız. Sıradan bir düşünce adamı değil, bizim eskilerin dediği gibi ermişler tabakasından bir ademdir. "Kürdistan'da doğdum ama benim en yakın müridlerim Türkler'dir" der. Bir-iki Kürt isyanı var. Kürt Hüseyin Paşa'nın, Şeyh Said'in isyanında kendisine gönderilen mektuplara verdiği cevaplar vardır. O cevaplarda "Türk Milleti'nin toprağın üstündekinden fazla toprağın altında şehidi vardır. Bu millete kılıç kalkmaz" diyor.

Ben Said-i Nursi kitabını yazarken "Kürtçülüğün Tarihi" diye bir kitap okumuştum. Kitabın yazarı da bir Kürt'tür. "Kendisini son zamanlarda ziyarete gelen insanlara Kürtçe konuşturmadı, hep Türkçe konuşun" dediğini yazıyor. Sonra ben Said-i Nursi'yi tanıyanlardan birisine sordum bunu, bana "Üstat başından beri öyledir, sadece son zamanlarda değil" dedi.


Son günlerdeki öğrenci olayları iyi incelenmeli


Öğrenci olayları yaşanıyor son zamanlarda, siz o süreçleri yaşadınız, ne düşünüyorsunuz?


Bugünkü olayları çok fazla incelemedim. Geçmiş tecrübelerime dayanarak bir şeyi tavsiye ederim. Öğrenci hareketlerini görünen boyutlarıyla değerlendirmesinler. Arkasındaki sebepleri aramaya çalışsınlar. Biz de "Parasız eğitim isteriz" diye yumruklarımızı indirip kaldırmıştık.


Şimdi bunlar yeniden tezgâha koyuluyorsa burada görüntüye ve görünen kadarına göre yorum yapmakla yetinmeyelim. Arkasını araştıralım. 1960'lardaki hareketlerin arkası görülseydi 27 Mayıs'a, 12 Eylül'e gelinmezdi. Bu çocuklar derslerinden dolayı yürüyorlarsa bırakın yürüsünler. Demirel vaktiyle "Sokaklar yürümekle aşınmaz" demişti ama hata oradaydı. Demirel'in göremediği, ona anlatamadığımız buydu. İnönü "boykot da işgal de aynı şey" diye beyanat veriyordu. Biz 80'e nasıl, niye geldik?

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.